+7
-1
Konuya nasıl giriş yapacağımı bilemiyorum. Eğer yalan bir şey olsaydı, zütten hikaye sallayacak olsaydım 5 dakikamı almazdı upuzun bir hikaye yazmak ama gerçekleri yazınca insan duygulanıyor, konuya nerden nasıl başlayacağını bilmiyor ama ben konuya her zamanki gibi başlamak istiyorum.
O zamanlar babam inşaatçı annem ev hanımı. Ben ve kardeşim de öğrenciyiz henüz. Yine bir kurban bayramı yaklaşmıştı. Kurban haberleri, Hemen evimize 200-300 metre uzaklıktaki araziye kurulmuş hayvan pazarı ve bu pazardan gelen koku, komşuların "ne kurbanlık aldınız/alacaksınız?" muhabbetleri bizi de etkilemişti. O zaman ki yaşımı inanki hatırlamıyorum 13-14 anca. kardeşim daha ufak 8-9 belki.
Babam dediğim gibi inşaatçı bir ay çalışıyorsa iki ay boş... O zamanlar kurban bayramı yanlış hatırlamıyorsam kış ya da sonbahar sonlarına denk gelmişti. Hava soğuktu yani. Evde soba yanıyordu akşam olmuştu. Biz de Mehmet Ali Erbil'in Çarkıfelek isimli progrdıbını izliyorduk. Mali şaklabanlıklar yaptıkça, yarışmacılarla dalga geçtikçe biz de gülüyorduk falan. Birbirimize "parmaktan sonra" şakaları yapıyorduk.
Böyle devam ederken dış kapının sesi duyuldu. O zamanlar müstakil bir evde oturuyoruz. Ardından da evin kapısı açıldı. Babam içeri girdi.
- Hanım bir çay koy.
Annem çayı doldurdu.
+Ahmet bu sene kurban kesiyor muyuz?
biz kardeşimizle "baba keselim bak tuğrulgiller de kesiyormuş." diye lafa girdik falan.
-Para mı var nasıl keselim?
+Her sene aynı şey. Evlendim evleneli bir bayramda da kurban keselim. Bıktım insanların sürekli bize parça parça et getirmesinden. Gücüme gidiyor Ahmet gerçekten yeter.
-Ben istemez miyim almak yok işte ne yapayım?
+Niye çalışıyorsun o zaman? Bir kurban bile kesemiyorsak niye yaşıyoruz? Kahvede oturacağına git iş bul çalış!
Zaten bundan sonrası kavga. Hatırlamıyorum ki daha ayrıntıya gireyim. Büyük kavga çıktı. Babam eve geleli yarım saat olmamıştı kumandayı falan duvara fırlattı çekti gitti dışarı. Yaklaşık 2 saat sonra da geri geldi. Sakin bir şekilde annemle konuşmaya başladı. Bir taraftan annem de haklı. Sigara içmiyor, alkol kullanmıyor nereye gidiyor bu paralar?
+Taksitle kurbanlık alalım. Bir arkadaş var anlaştım sonra verecem parasını..
-Yok Ahmet yok öyle iş olmaz boşver her sene kesmedik, bu sene de kesmeyelim. Ben yapacağımı biliyorum.
Bababm sesini çıkarmadı. Kurban bayramında o gün annem evi, pencereleri kapattı. Hep misafirliğe gittik kimse bize et getirmesin diye. Bayramın 3. günü falan et getirenler oldu annem de geri çevirdi. Yani annem de çok fazla olmuştu.
Biz de kardeşimle kendimizce bir yöntem geliştirmiştik. Ramazan bayramında alınan bayramlıklarımızı giymiştik. Sadece mahallenin ayakkabıcısından 20 liraya mı ne bir ayakkabı almıştık kardeşimle o kadar.
Çocuklar soruyordu:
-Siz niye kurban kesmediniz?
Biz kardeşimle vereceğimiz cevabı çok iyi biliyorduk. O zaman televizyonda çıkan kurban bağışları reklamlarından yola çıkarak yalan söylüyorduk.
+Biz kurban kesmedik, parasını türk hava şeyine bağışladık. Hani reklamda var ya işte ona? Öyle daha sevapmış.
Çocukları inandırıyorduk. Mahallede torpil, kız kaçıran almak istiyorduk ama zaten mahallede en az parayı biz biriktiriyorduk. Paramızı harcayamazdık. Zaten bayram sonunda annem alıyordu parayı bizden. Harcayamıyorduk... Tembihliyordu paranızı harcamayın diye.
O yüzden biz de kardeşimle çocukları gaza getiriyorduk. OO hüseyin bakkala yeni torpil gelmiş, en çok sesi o çıkarıyormuş falan... Çocukları torpil alıp patlatması için teşvik ediyorduk.
Ama kurban bayramı sabahı annem çok ağlamıştı. Ben de tuvalette ağlamıştım gizlice anneme üzülüp.
Allaha şükür şimdi durumumuz çok iyi. Ondan tam 2 yıl daha kurban kesemedik sornasında ise babam devamlı iş buldu. Dana kestik hep 2 kişi 3 kişi danaya girip. şimdi tek başımıza kesiyoruz danayı. Yarısından fazlasını da hep dağıtıyoruz. Öyle bir gıdım et verip de kimseyi rencide etmiyoruz. Adam gibi dağıtılır kurbanın amacı bellidir.
Bu olayı, anımı da tam olarak yazamadım. Çünkü insan kötü olan anılarını pek hatırlamak istemediğinden beyin onu geri plana atarmış. Yani olayı tam ayrıntılarıyla anlatamadım ayrıntıyı seven biri olarak.
Ve bunu tüm samimiyetimle yazdım. Tamamen gerçektir. isteyen inanır, isteyen de inanmaz. kimseyi zorla inandıracak değiliz ancak bazı kardeşlerim mutlaka kendi çocukluğundan, yaşamından izler bulacaktır.
Hayırlı bayramlar dilerim hepinize...
Edit: bu beni şu an bile duygulandıran, en azından ben ve kardeşim için yüreğimizi burkan bir anımızdır.
Tümünü Göster