/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +3
    Kapı çaldı. Üstümü hızlıca giyindim ve kapıyı açtım. Gelen doktordu. Kaya'yı muayene edicekti. Nasıl gidiyor diye fısıldadı. Daha iyi 1 haftadır içmiyor dedim. Nasıl yaptın bunu diye sordu. Bende bilmiyorum bir fikrim yok belkide korkmuştur dedim. Korkmasına imkan yok bundan daha kötü ataklar geçirdi dedi. Daha sonra yukarı çıktı. Bende onun peşinden çıktım. Kaya odasında kitap okuyordu yine. Doktor onu muayene etti bir problem diye. Daha sonra kapı çaldı. Merdivenlerden inip açtım kapıyı. Gelen damlaydı. Damla ile telefonlarımızı almış bayadır konuşuyorduk. iyi bir kızdı. Muhabbeti güzeldi. Sarıldı öptü yanağımdan. Bir an afalladım. Kaya yukarıda gelir birazdan dedim gülümseyerek sonuçta onun arkadaşıydı. Güldü. O olmasada olur senin için geldim dedi ve salona geçti. Çantasını bıraktı oturdu.
    ···
  2. 77.
    +4
    Nasıl gidiyor dedi bana. Kaya muayene oluyor ona bakmam lazım dedim. Bebekmi o ya hem ne muayenesi diye sordu. Bilmiyordu. Kaya'nın en yakın arkadaşının bile haberi yoktu. Bende salak gibi kaçırmıştım ağzımdan. Hiç akşam biraz grip gibiydide onun için dedim. Sürekli kıvırta kıvırta dansöz olmuştum. Sahneye çıksam 2-3 göbek atardım. Damla yanıma yanaştı. Benimde ilgiye ihtiyacım var canım sıkkın dedi gülerek. Niye diye sordum. Ne bileyim ya depresyon işte kötü hissediyorum dedi.
    ···
  3. 78.
    +4
    Kaya ile doktorda yanımıza geldi. Damlaya hoşgeldin bile demeden bana dönüp doktoru yolcu et dedi. Yine ya sabır dedim kalktım ayağa doktoru yolcu ettim. Kaya damlaya döndü ve niye geldin diye sordu. Damla senin için gelmedim huurlar olsun için burdayım dedi. Ortam gergindi. Kavga mı etmişlerdi bilmiyordum. Kaya bir an bana döndü. Senin için gelmiş dedi. Yine huysuzluk yapıyordu. Evet görüyorum dedim. Size iyi eğlenceler deyip kapıyı çarpıp çıktı. Damlaya bekle burada diyip kaya'nın arkasından koştum. Artık kolundan tutmamayı öğrenmiştim. Önüne geçtim. Duraksadı.
    ···
  4. 79.
    +4
    Sorunun ne diye sordum. Bir sorunum yok gidip konuşun diyip yürümeye devam etti. Trip mi atıyorsun bana diye sordum. Saçma sapan konuşma diye bağırdı. O zaman sorunne söyle dedim. Niye sürekli damla ile konuşuyorsunuz diye sordu. Kıskanıyormuydu yani beni ? Bir an kalbim yine çarpmaya başladı. Midemde kelebekler uçmuyordu bildigin horon tepiyorlardi. Öylesine konusuyoruz diye cevap verdim mutlulukla. Öylesine mi ? Hangi öylesine konuşma sizi sevgili yaptı diye bağırdı. Sevgili mi ?
    ···
  5. 80.
    +4
    Ne sevgilisi diye sordum. Sevgilisiniz işte neyse çık git şurdan dedi ve yürümeye devam etti. Bu sefer yine dalgınlıkla kolundan tuttum. Ve elimi hemen çektim. Bunu yapmak zorunda bırakma beni dedim. Rahat bırak artık ya beni dedi. Biz sevgili falan değiliz dedim. Öylesiniz veya değilsiniz umrumda değil dedi. Yürümeye devam etti. Herşeyi bu şekilde bozuyorsun işte diye bağırdım arkasından. Ağzımdan çıkanı kulaklarım duymamıştı. Kalbim çarpıyordu. Gözlerim dolmuştu. Ne şekilde diye sordu. Bu şekilde davranarak dedim. Senden hoşlandığımı düşünmüyorsun dimi diye sordu. Nedensiz bir şekilde başım ağrımaya ve vücudum yanmaya başladı.
    ···
  6. 81.
    +4
    Gereksiz aptal aşk oyununu kendi kendine oyna fakat beni sakın karıştırma dedi ve koşarak gitti. Öylece dikildim orada. Bir süre sonra damla da hiçbir şey demeden kapıdan çıktıı gitti. Kalbimdeki bu acı neydi böyle. Hissettiğim gereksiz bir duygu patlaması. Elimde olmadan aşık mı oluyordum Kaya'ya. Derin bir nefes aldım ve kalbime dokundum. Deli gibi çarpıyordu. Eve gittim. Yattım yatağa. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.
    ···
  7. 82.
    +5
    Kaya ile ilk bir ayimiz bu şekilde geçti. Hala kavga ediyorduk ama azalmıştı kavgalarımız. Ona karşı bastıramadığım bazı duygular vardı. Hoşlantı değildi. Hatta aşkta değildi. Yanında olmak ve ona şefkat göstermek istiyordum. Belki o da benim yanımda olmalı ve beni sevmeliydi. Eve artık iyice Kaya artık daha az alıyordu ve yakında da tamamen bıraktıracaktım ona ve ben özel birşey yapmamıştım. Sabah yine erkenden kalktım. Bugün biraz dışarı çıkacaktım. Alaçatıyı gezmek istiyordum. Sabah vakti ayrı güzeldi Alaçatı. Giyindim üstümü tam kapıdan çıkıyordumki Kayanın beni merdiven başından gözetlediğini hissettim. Arkamı döndüm. Gözlerini kaçırdı. Nereye gidiyorsun diye sordu. Güldüm. Alaçatıya gidicem dedim. Ciddenmi çok güzel bir yer bende çok severim dedi.
    ···
  8. 83.
    +4
    Gözlerimi devirdim. Gelecekmisin diye sordum. Gülümsedi ve koşarak yukarı çıktı. Onu mutlu görmek beni sevindiriyordu. Bana hayvanmışım gibi davranıyordu ama benim ona karşı içimde inanılmaz bir şefkat ve sevgi vardı. Bunu kabul etmeyi öğrenmiştim artık. Beyaz bir şort ile pembe bir tişört giymişti. Tişörtüne bakakalmıştım. Noldu birşey mi var diye sordu tişörtünü elleyip. Pembe diyebildim sadece. Gözlerini kaçırdı. Birlikte evden çıktık.
    ···
  9. 84.
    +5
    Alaçatıya gelmiştik. Evimize yakındı zaten. Bir anda bana döndü. Kahvaltı edelimmi dedi. Kahvaltı mı diye sordum. Kahvaltı etmekten nefret ederdi. Hani sabahları edilir. dedi. Sonrada vurguluya vurgulaya günün en önemli öğünüdür diyip güldü. Kaya gün geçtikçe değişiyordu. Hiçbir anlam veremiyordum. Fakat ben geldiğimden beri değişiyordu. Bunu farkedebiliyordum. Bir yerde oturduk. Kahvaltı ettik. Önümdeki iki böreği gösterip bunları yiyecekmisin diye sordu. Gülümsedim. Biraz daha söyleyelim istersen dedim. Hayır anlamında başını salladı ve tabağımdaki börekleri alıp yemeye başladı. Her anında o kadar güzeldiki. Yemek yiyişi, önüne gelen saçlarını ittirişi. Her anında güzeldi.
    ···
  10. 85.
    +4
    Yemekleri yedikten sonra takıcıları gezmeye başladık. Kaya pek takı takmazdı. Sadece kulağında hiç çıkarmadığı mavi taşlı küpeleri vardı. Bir takıcı tezgahına geldiğimizde donup kaldı. Gözlerinin dolduğunu farkettim. Mavi taşlı bir kolye. Elimi beline koydum. iyimisin diye fısıldadım. Bu küpeler annemindi dedi kulaklarındaki küpeleri gösterip. Böyle bir kolyeside vardı takımı olan ama ben onu küçükken salak gibi kopardım dedi. Gözyaşlarını sildim. Kolyeyi aldım ve boynuna taktım. Sarıldık. Her zaman yanında olucam dedim. Başını salladı. Gezmeye devam ettik.
    ···
  11. 86.
    +4
    Hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden biriydi. Eve döndüğümüzde Kaya ben biraz dinlenicem diyip yukarı çıktı. Bir şey alıcakmısın diye sordum. Belki biraz dedi. Bunu kendine yapma dedim. Artık ben karar vermiyorum öyle şeylere dedi. Kim karar veriyor diye sordum. Güldü. Vücut istiyor artık dedi. Sonra yukarı çıktı. Arkasından gittim. izleyecekmisin diye sordu. Cevap vermedim ve yanına oturdum. Üstünü çıkardı. iğnesini hazırlıyordu. Elleri titriyordu. Ellerini tuttum. Yapma dedim. Beni cidden seviyormusun dedi yine gülümsedi. Gözlerimi kaçırdım. Kalbim yine çarpmaya başlamıştı. Ellerimi bıraktım. Sonra yatağa doğru yattı. Yine kendinden geçmeye başlıyordu bile. Yaptığın şey kendine eziyet dedim. Başına oturdum. Kafasını kucağıma koydu. Saçlarını okşuyordum.
    ···
  12. 87.
    +3
    içten içe öldürüyorsun kendini dedim. Sorun yok diye mırıldandı. Onu bu halde görmek beni üzüyordu. Bir an istemsiz bir şekilde saçlarından öptüm. Gözlerini açtı. Yanaklarımız kıpkırmızı olmuştu. Ev arkadaşı diye mırıldandı yanağımı okşayarak. Sonrada yine uyudu kaldı. Onu yatırdım üstünü örttüm. Hızla merdivenlerden indim. Kalbim yine çarpıyordu. Durmuyordu. Birkaç kere yumrukladım kalbimi. Durmuyordu asla. Kafamı dağıtmak için televizyon izledim. Annemi aradım. Annemler çok iyiydi. Herşey yolunda gidiyordu. Fizik tedavide kardeşim çok hırslıydı. Telefonu kapattım.
    ···
  13. 88.
    +5
    Gece olmuştu. Saate baktığımda 11'i çeyrek geçiyordu. Merdivenlerden gelen sesle arkamı döndüm. Kaya yine simsiyah giyinmişti. Yine o lanet yere gidiyordu. Gözlerini yine simsiyah boyamıştı. Hiçbir şey demeden sanki suçunu bilirmişçesine gidiyordu. Aniden ayağa kalktım. Nereye dedim. Sanane dedi. Afalladım. Sabah en son onu bu şekilde bırakmamıştım. Ne dengesiz bir kızsın ya sen dedim gülerek. Cevap vermeden kapıyı açıyordu ki kapıyı kapattım. ittirdi beni. Defol git artık diye bağırdı. Hareketleri anlamsızdı. Sorunun ne diye bağırdım. Senin sorunun ne diye bağırdı. Yine o yere gideceksin geberip geleceksin hayatına artık biraz değer ver diye bağırdım. Ya bir çık git şurdan dedi ve yine ittirdi beni. Sinirlemiştim. Omuzlarından ittim. Bir yere gitmeyeceksin diye bağırdım.
    ···
  14. 89.
    +4
    Sinirlenince hep gözlerim dolardı. Ne o aşıkçılık mi oynuyoruz yine diyince kendime sahip çıkamadım. Seni artık sevmiyorum lan. Artık aşık değilim sana aptal. Mutlumusun şimdi. Defol git diye bağırdım. Donmuştu. Benden böyle bir tepki beklemiyordu. Artık gözlerim sinirden değil acıdan doluyordu. Bu kıza gerçekten aşıktım. Kapıyı kapatıp gitti. Salona gittim. Ağlamaya başladım. Saçlarımı çekiştiriyordum. Beni delirtmeye başlamıştı bu sefer.
    ···
  15. 90.
    +4
    Koltukta uzanmışım. Gecenin bir körü duydum o anahtar sesini. Ne doktor nede ben birşey yapabiliyorduk. O kendi başına okuduğu herşeyi yapıyordu. Zorlayamıyorduk da onu. Yalpalaya yalpaya odasına girdi. Kafası dumandı yine. Kendini zehirliyordu. Hiçbir şey demedim. O bir haftada pek konuşmadık. Sabah gidiyordu gecenin bir körü geri geliyordu. Ben ise artık umursamamaya başlamıştım. Bana fırsat vermiyordu, yorulmuştum. Doktorda bir şey yapamıyordu. O sadece kendini zehirliyor bizde kendini yok etmesini izliyorduk.
    ···
  16. 91.
    +4
    Sabah kalktığımda sinirlenmiştim artık. Odasında yoktur nasıl olsa diye düşünerek girdim odasına. Fakat hala uyuyordu. Ben gelincede uyanmıştı. Ne oldu diyebildi sadece. Cevap vermedim. Dolaplarını tek tek karıştırıp darmadağın ettim. Yatağından hızla kalktı. ittirdim onu. Bir sürü ot, hap ve toz madde de vardı. Napıyorsun diye bağırdı bana. Madem senin kendini iyileştirmeye niyetin yok ben seni zorlıcam dedim. Ürünlerin hepsini aldım. Bağırmaya başladı. Odasından çıkıyordum ki kolumda kuvvetli bir acı hissettim.
    ···
  17. 92.
    +3
    Kaya bıçağı yere düşürdü. Ve iyimisin diye bağırmaya başladı. Elimi kolumun arkasına zütürdüm. Kanıyordu. Bıçaklamıştı kolumu. Hemen kolumu aldı. Çok kötü olmuş lanet olsun özür dilerim dedi. Kolu çektim hızla. Hiçbir şey demeden merdivenlerden indim. Bahçeye çıktım ve bir konteyner buldum bodrumdan. Yaktım ateşi. Tüm maddeleri koydum içine. Kaya'yı zehirleyen şeyler şimdi yanıyorlardı. Koşarak yanıma geldi. Yine saldıracak sanmıştım ama kolumu tekrar aldı. Çektim. Gel şuraya aptal diye çekiştirdi beni. Salona gittik. Konuşmuyordum onunla. Koltuğa oturttu beni. Kolun yarılmış bildiğin bunu dikmeleri lazım dedi. Yine çektim kolumu. Hastaneye gitmen gerekiyor dedi endişeyle. Gitmicem dedim. Hala kanıyordu fakat umrumda değildi. Kolumu tekrar alıp kanı bir mendille sildi. Çok fazla kanıyor lütfen hadi gidelim dedi.
    ···
  18. 93.
    +4
    Senin yaptığın birşeyi neden doktor tedavi etsin diye mırıldandım. Napabilirim ben diye sordu gözleri dolmuştu. Cevap vermedim. Yukarı koştu. Geri geldiğinde elinde dikiş seti vardı. Napacağımı bilmiyorum diye bağırdı. Sonra yanıma oturdu. Doktoru çağırcam dedi. Doktor bugün yok dedim. Napacağız peki dedi. Açtığın yarayı kapat dedim. Koluma doğru uzandı. Hayır kolumda değil dedim. Kalbime dokundum. Şaşırdı. Yanakları kızardı. Gözlerini kaçırdı. iğneye ipliği geçirdi. Kolonya ile temizledikten sonra batırdı iğneyi. Acıyormu diye sorarken üflüyordu. Cevap vermedim. Kendi bileklerimi kendim dikerdim bazen dedi. Ona baktım. Endişeliydi.
    ···
  19. 94.
    +4
    Bitti dedi fısıldayarak. Koluma baktım. Öyle sessizce oturmaya başladık. Beni seviyormusun diye sordu. Cevap vermedim. Birkaç dakika sonra sevmediğini söylemiştin artık dedi. Sevmiyorum diye mırıldandım. Boğazıma bir yumru oturmuştu. Elleriyle oynamaya başladı. Canını acıttımmı diye sorduğunda yukarı çıkarmısın diye sordum. Kalktı yerinden yavaşça. Başını evet anlamında salladı. Çıktı merdivenlerden. Biraz dinlendim. Kalktım. Saat akşam 10'du. Canım sıkkındı. Dışarıdakı masaya bir örtü yaydım. Mutfaktan biraz domates ve peynir çıkardım. Karpuzu böldüm. Bir kaba koydum. Bugün benim gecem olacaktı.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam burdayım ben
      ···
  20. 95.
    +6
    Sofrayı kurdum dışarı. Açtım rakıyı doldurdum bardağıma. Yaşananlara değil yalanlara içiyordum. Olamadığım insana içiyordum. Kardeşime anneme içiyordum. Kaya'ya içiyordum. 4-5 bardaktan sonra başım dönmeye başladı. Gözlerimi açtım. Kaya camın önünde dikiliyor beni izliyordu. Rakımı içiyorsun diye. Başımı salladım. Gelebilirmiyim dedi. Yanımdaki sandalyeyi gösterdim. Oturdu. Sarhoşmu oldun diye sordu. Bilmem neye benziyorum diye mırıldandım. Güldü. Alıp bardağına koymak istedi. Durdurdum onu. Sen içme birde alkolik olma başımıza diye mırıldandım. Rakı şifadır dedi ve doldurdu bardağına içti.
    ···