/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +18 -2
    Merhaba arkadaşlar. Size burada anlatmak istediğim olay bundan yaklaşık olarak 4 yıl önce gerçekleşti. Burada yazılan bazı olayların aksine ben ne onları gördüm ne de konuştum. Ee daha ne anlatacaksın o zaman derseniz bu, benim ve lise sonda kaldığım 30 kişilik pansiyonda ki dostlarımın yaşadıkları. Lise sona geldiğimde ailem dershaneye yakın olmam ve etütleri kaçırmamam için beni küçük bir pansiyona kaydettirdi. Önceden klinik olarak kullanılan bina bir kurum tarafından kiralanmış ve dershanenin öğrencilerini barındırmaya başlamış. Okul eylülde açılıp da yurda yerleşince ilk önce arkadaşlarla kaynaşmayı reddettim. Çünkü benim kitaplarımdan başka dostum yoktu. Ancak yurttaki arkadaşlar o kadar samimi ve ikram sahibiydiler ki kısa sürede onlardan birisi olmamak elden bile değildi.
    ···
  2. 2.
    +14 -1
    Uzak şehirlerden gelenler buradan ayrılamamıştı. Bense, evim bir kaç saatlik mesafede olmasına rağmen eve gitmiyordum. Bizimkiler öğrenseydi eğer beni yurttan alırdı. Bunu istemiyordum. Arada sırada Serdar abi’nin evine kalmaya gidiyordum. Bu iyi geliyordu. Ama son bir olay daha yaşamıştık ki bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Yurdumuza iki giriş vardı. Birisi ana caddeye açılan ve herkesin kullandığı büyük demir kapıydı. Diğeri ise yurda nakliyat yapılacağı zaman kullanılan, arkada bir sokağa açılan, gerekmedikçe kilitli olan bir kapıydı. Hafta sonunu Serdar abinin yanında da geçirmiştim. Sabah onunla yurda geliyor ve o eve giderken geri gidiyordum. Yine bir hafta sonu sabah yurda geldiğimizde bizimkilerin ön kapıda biriktiğini ve tedirgin olduklarını gördük. O an içimden geçirdiğim şey ise ‘yine mi?’ olmuştu. Koşarak arkadaşların yanına gittik ve olan biteni öğrenmeye çalıştık. Oda arkadaşım Deniz anlatmaya başladı.

    “Murat’la selim sabah bir sesle uyanmışlar. Çamaşır makinesinden bir tanesi çalışıyormuş. Aldırış etmemişler ve onlarda ellerini yüzlerini yıkamak için lavaboya gitmişler. Kapıyı açınca bir sürü çöp varmış etrafta. Arkadaşlar da birisinin şaka falan yaptığını sanmışlar. Görevliye söylemek için giderken çamaşır makinesinin önünden geçmişler. Boş çalışıyormuş. Ama büyük bir kütürtü çıkarıyormuş. iyice korkmuşlar ve bağırıp çağırmaya başlamışlar. Bizde onların sesine uyandık ve buraya indik.” Denizin anlattıkları bu kadardı. Herkes gergin ve sinirliydi. Ama murat'a sorduğumuzda arka kapının açık olduğunu söyledi. Birisinin gizlice yurda girdiğini düşünmüşler ve bu yüzden çok korkmuşlar. Zaten yaşanan son olaylar bizi pimi çekilmiş bir bombaya çevirmişti.

    Tek anahtar Serdar abi de ve görevli de vardı. Kapıyı zorlanmadan açan kim olabilirdi diye düşünmekten uyuyamıyorduk. Kapıyı açabilen ve bizi korkutmaya meraklı olan birisi varsa gece de gelebilirdi ve ben artık buna dayanamıyordum. Bir sürü dedikodu dolaşıyordu yurtta. Eski bir klinik olduğu için morglardakilerin ruhları, hayaletler, odasında yemek yiyen ve yere ekmek döken öğrenciler yüzünden bize musallat olmuş cinler, ve daha bir çok boş, delilsiz, asılsız dedikodu.

    Bu olayların ardı arkası kesilmeyeceği anlaşılınca yurt taşındı. ilçemizi bölen çayın diğer tarafına boş bir apartmana yerleştik. Bir süre herhangi bir olay olmadı ama ilçedeki tüm liseler bizim bu yaşadıklarımızı öğrenmiş ve bir efsaneye dönmüştük bile. Bir kaç ay olağanüstü bir şey gerçekleşmedi. Bende kısa süre sonra mezun oldum zaten.

    Bütün bu yaşananlar ne bir tesadüftü ne de bir rastlantı. Ne birimiz hayalet görmüş ne de bir cine rastlamıştık ama o yurtta bir şeyler olmuş ve bizi çok derinden etkilemişti. Ha unutmadan şunu da yazayım, evime giderken bu gün bile hala önünden geçiyorum yurdun ve hala bomboş. Bizim bıraktığımız gibi duruyor. Bilemiyorum belki de birileri buranın boşken daha huzurlu olduğunu düşünüyordur.

    Dinlediğiniz için teşekkürler panpa kalın sağlıcakla hadi EYV..
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Bence serdar abinin pgibolojisi bozuk cift karakteri var. Zaten 30yasina kadar evlenmemiş. Ve tek anahtarda onda olduğu için tüm piclikleri serdar yaptı.
      ···
    2. 2.
      0
      Pnp tek anahtar onda değilmiş bir tane daha temizlikçi varmış bak zaten her şey ortada pnpmız Serdar abiyleyken olaylar yok ama o yokken olaylar bi tek yemekhane bu teorini çürütüyor
      ···
  3. 3.
    +13
    Işıkta açıktı. Oysaki Serdar abi kapattığına yemin bile ediyordu. Bunu gördükten sonra koşarak çıkışın yanındaki müdüriyete sığındık. Burası yemekhaneye en uzak odaydı. Tüm ışıkları açmıştık. Koridorları, odaları, merdivenleri… Serdar abi ve ben iyice korkmuştuk. Güneşin doğmasına saatler kala müdüriyette ki koltuğun birinde o, birinde de ben sızmıştık. Sabah uyandığımızda diğer öğrenciler çoktan kalkmış ve kahvaltıyı kendileri hazırlama başlamışlardı bile. Onlara gece olanları anlatmadık. Torbaları sorduğumuzda bize verdikleri cevap kanımızı dondurmuştu. ”Ne torbası? Mutfakta hiç bayat ekmek yok ki.”

    Ardından mutfağa yöneldik korkarak ve içeriye girmeden kapının dışından içeriye bir göz attık. Kapının önünde ekmek falan yoktu. Odanın hiç bir yerinde ekmek yoktu. Bunu görünce ikimiz iyice kafayı yediğimize kanaat getirdik. O zaman gece gördüğümüz şey neydi, ya da ekmekler nasıl oraya gelmişti? Eski oda arkadaşım Murat’a ekmekleri siz mi dışarı çıkardınız diye sorduk. Onlar da ekmeklere dokunmadıklarını, uyandıklarında mutfağın kapısının kapalı ama kilitli olmadığını, hiç ekmek görmediklerini söyledi.

    Tekrar akşam olduğundaysa Serdar abiyle ışığı açık bırakıp aynı oda da yatmaya karar vermiştik. Evet, küçücük oda da iki kişi yatacak kadar çok korkuyorduk.

    Bizim yurtta hukuk okuyan mehmet adında bir arkadaşımızda vardı. Dersleri ağır olduğu için sürekli çalışırdı. Yine aynı gece mehmet odasında ders çalışıyordu. Arkadaşları uyuduğu için ışığı kapatmış camın kenarındaki yatağa geçip sokaktan gelen ışıkla ders çalışmaya başlamış. Aslında bir etüt odamız vardı ama yatarım birazdan diye hiç oraya gitmemiş o gece. Onun odası da benim odamın iki solunda kalıyordu. Buradan sonrasını mehmet bize kendisi anlatmıştı.
    ···
  4. 4.
    +11
    Ders çalışırken sırtını yatağın ayak tarafında yatağa bitişik halde olan dolaba yaslamış. Sonra dolaptan mı duvardan mı tam anlayamadığı bir ses duymuş. Tıpkı birisi yumruk atıyor gibi… Mehmet dolaba daha da yaslanıp içinden mi geliyor acaba diye dinlemiş. Ama kulağını yaslar yaslamaz daha şiddetli bir sesle korkudan yatağından fırlamış. Ses dolaptan değil duvardan geliyormuş. Bizim pansiyon 3. kattaydı. Bir insanın vurması imkansızdı. Mehmet duvarı dinlemek için yaklaşmış duvara. Ama iki defa art arda yine aynı sesi duymuş. Duvar binanın dış cephesiydi. Sesin her hangi bir odadan gelmesi de olanaksızdı. Mehmet korkup bağırmaya başlamış ve oda arkadaşları uyanmış. Onlar da ne olduğunu anlamayıp bağırmaya başlamışlar. Biz seslerini duyup uyandık ve hemen odalarına koştuk. Yurtta ki yaşça en büyük öğrencilerden biri bendim. Alt sınıflarım bana abi derdi. Biz odaya girince mehmet ve arkadaşları koşarak bizim yanımıza geldiler. O kadar korkmuş görünüyorlardı ki neler olup bitiğini anlatamadılar bile. Onları konuk odasına zütürüp su verdik. iyice sakinleşince mehmet, abi birisi duvarı yumrukluyordu dedi. Bende sakince, belki odadaki arkadaşlar fan birisi uyurken bacağını ya da kolunu duvara çarpmıştır dedim. Mantıklı bir açıklama gibi görünüyordu. Ama sesin geldiği duvarın dibinde sadece mehmet’in yatağı vardı.
    ···
  5. 5.
    +10
    Beyler kimse okumuyor anlaşılan 1-2 kişi olsa yeter ses verin amk boşa yorulmayayım
    ···
  6. 6.
    +10
    Bütün bu zaman boyunca içinde bir ceset olan su deposunu kullandığımızı kimse tahmin edememişti. içme suyumuzun geldiği depoda bir hayvan günler öncesinden ölmüş ve bizim zehirlenmemize neden olmuştu. Evet evet biliyorum bu her şebekede olabilecek bir hadise. Ama deponun ağzı kapalı ve sadece dışarıdan açılabiliyor. Üstelik içinde bir hayvan cesedi bulduklarında kapağı da kilitliymiş. Yani, ya hayvanı oraya birisi attı ve kilitledi ya da hayvan içine düştükten sonra kapağı kendisi kapatıp dışarıdan kilitledi. Bu iki ihtimalde çürütüldü kısa süre sonra (ikincisi olanaksız zaten). Nasıl mı? Hayvan cesedi bir eşeğe aitti. Bu bölgede hiç kimsenin eşeği olmaz. Şehrin göbeğindeki bir su deposuna eşek girmesi imkansızdır. Ayrıca depo o kadar yüksek ki, bir hayvanın oraya tırmanması bile olanaksız. Önemli bir nokta daha var ki, bu depoyu kullanan onlarca hatta yüzlerce hane olmasına karşın sadece bizim yurt etkilenmişti. Diğer evlerde kimse sıkıntı yaşamamıştı. Üstelik yurdumuzda arıtma su içiyorduk. Direkt çeşmeden değilde arıtılmış.

    Bütün bu olanlar dışarıdan birisine, bir dizi talihsiz olayın art arda gerçekleşmesi sonucu oluşmuş gibi görünüyordu ama bizim sinirlerimiz iyi bozulmuş ve pgibolojimiz alt üst olmuştu. Kimse su içmiyor, yemek yemiyor ve hatta odalarından bile çıkmıyordu artık. Çoğu öğrenci yurdu bırakıp okul değiştirmişti ama bazılarımız bu kadar şanslı değildi.
    ···
    1. 1.
      0
      Eşek mi alırım bi dal :D
      ···
  7. 7.
    +7
    Bu olaydan iki ya da üç gün sonra herkes evinden dönmüştü ve tahmin edeceğiniz gibi yaşanan bu hadise de hemen yayılmıştı. Küçük bir pansiyon 30 kişilik… Aradan bir hafta geçmeden herkes yaşananları unutmaya başlamıştı. Kimimiz üniversite sınavına çalışıyor kimimizde normal okul sınavlarını vermeye çalışıyordu. Doğal olarak yurttaki herkes normal yaşantısına dönmek zorunda kalmıştı. Ama kısa süre sonra yurttaki herkes rahatsızlanmaya ve tek tek acile apar topar zütürülmeye başlandı. Öğrenciler -bende dahil- bayılmaya, yemek yememeye, yürüyememeye başlamışlardı. Hepsi de… Hatta bu olay o kadar yankı buldu ki çoğu gazeteye çıkmıştık. ilçe gazetesine ve hatta yerel gazetelere de. Hastanenin acili bizim yurdun öğrencisiyle kaynıyordu. Her gece birisi bilincini kaybediyor ve hastaneye kaldırılıyordu. Her gece ambulans seslerini duyuyordum. Her ALLAH’ın gecesi sıradaki kim olacak diye bekliyordum. Bende rahatsızlanmamak için her gün dua ediyordum çünkü arkadaşlarım ölü gibi yaka paça ambulansa bindiriliyor ve gidip hiç gelmiyorlardı. Ama bende tıpkı onlar gibi hastalandım ve tam bir cehennemdi. Serum üzerine serum veriyorlardı. Ağrı kesiciler olmadan uyuyamıyordum. Uyuduğumda da kabuslar peşimi bırakmıyordu. Yemeklerimizi incelediler. Sonra içtiğimiz suyu. Bu çok basit bir zehirlenme gibi görünmüştü ilk başlarda. Ama gerçek çok sonra ortaya çıkmıştı.
    ···
  8. 8.
    +6 -1
    Sizin zamanınızı fazla almak istemiyorum ve asıl olaya geliyorum. Hafta sonları çoğu öğrenci evine gittiğinde yurt hiç olmadığı kadar sessiz olurdu. Yine sıradan bir hafta sonu yurtta sadece 8 öğrenci ve de bizim yemeklerimizle, temizliğimizle ilgilenen 30’lu yaşlarında hiç evlenmemiş ve benim en iyi dostum olan serdar abi kalmıştı. Saat gece 12 gibi o yemekhaneyi temizler ve evine giderdi ancak bir kaç gün önce binadaki kapıcının oğlu, bizim arkadaşlara bulaşmış rahatsız ve taciz ettiği için gitmemiş ve yurtta kalmıştı ne olur ne olmaz diye. Bir kaç nöbetçimiz vardı ama o hafta sonu açık öğretim sınavı olduğu için sınava gitmişler ve yurtta kimse kalmamıştı. Ben o hafta sonu evime gitmemiş Serdar abiyle kalmaya karar vermiştim. Serdar abi akıllı bi adamdı. Yurtta arta kalan ekmekleri biriktirir ve pazarda bir kadına verir, ondan ekmek karşılığında köy yoğurdu alırdı. Böylelikle hem ekmekler israf olmaz hemde öğrenciler taze yoğurt yiyebilirdi. Ama bir hafta Serdar abinin ekmekleri verdiği kadın pazara gelmemişti ve yurtta tam iki haftalık bayat ekmek birikmişti. Koca çöp torbalarıyla iki paket… Tam hatırlamıyorum. Ya cuma ya da cumartesi gecesi yemekhaneyi beraber temizlemiştik. Ekmekleri de mutfak olarak kullanılan odanın en köşesine koymuş ve ayak altından onları çekmeye çalışmıştık ama yine de çok fazla vardı. Serdar abi ışığı söndürdü ve mutfağın kapısını kapattı. Tam kilitlemek üzereyken şarj aletini içeride unuttuğunu fark etti. içeri girmek için kapıyı tekrar açmaya çalıştığında biraz zorlandı. Kilitledik herhalde deyip anahtarla kontrol ettik ama kapı kilitli değildi. Bu kez ikimiz birlikte açmayı denedik ve sonunda başardık. Ancak gördüklerimiz bizim dehşete düşmemize ve oradan koşarak kaçmamıza neden oldu. O geceyi hala unutamıyorum. Odanın diğer ucuna yığdığımız bayat ekmekler tam kapının önünde ayaklarımızın dibindeydiler. Sadece bir kaç saniye geçmişti. Daha kapıyı kilitlememiştik bile. Ama odanın ta diğer köşesinde bıraktığımız onca ekmek birden kapının önünde birikmişti.
    ···
  9. 9.
    +4
    Sende saol sonun da hikâyesini seri bitiren yazar
    ···
    1. 1.
      +5
      Önemli değil panpa primci binlerin yüzünden kimse hikâye okumuyor yarıda kesilicek diye
      ···
  10. 10.
    +4
    Olum ses verin okuyomusunuz lan
    ···
  11. 11.
    +4
    Yarıda kesme falan yok panpalar bu gün biter
    ···
  12. 12.
    +3
    Yurttayım amk 3. Katta yatıyorum korkuttun
    ···
  13. 13.
    +2
    Hayatında hiç "Ekmek musaf çarpsın " dedin mi?
    Al çarpmıs işte aq
    ···
  14. 14.
    +2
    Yarıda kesçeksen anlatma gardaş
    ···
    1. 1.
      -1
      Yok panpa dinleyen 1 kişi olsa bile anlatçam
      ···
    2. 2.
      0
      Anlat o zaman dinliyom
      ···
  15. 15.
    +2
    Okuyan 2-3 kişi varsa devam edeyimmi
    ···
  16. 16.
    +1
    Korktum amk yalan fln de ne olursun aglicam amk
    ···
  17. 17.
    0
    Okumadim rez
    ···
  18. 18.
    0
    O kadar cenabet bi yere toplanirsaniz olacağı bu dıbına koyyum
    ···
  19. 19.
    0
    Rez panpa
    ···
  20. 20.
    0
    Helaaaallll
    ···