yurtdışı gezmecemdeki inanılmaz olayları

ananı gezerek gibtim pampy

anlat panpa

anlat
ğanğa sen
bu fikirlerinle
gençliğin düştüğü
bu karanlık günleri
aydınlığa çıkaracaksın

var mı beyler bir kaç kişi daha bin oluyor sonra başlık en başından başlıcam yurt dışı macerasına da bi yandan da oralar hakkında bilginiz olur

kanımız aksa da zafer islamın bin

ilk defa avrupada yaşanan paranormal bir olay dinliycem anlat bin

olay paranormal filan değil arkadaşım ya ama pozitif bir enerjiyle alakalı olduğunu düşünüyorum daha doğrusu düşünmeden edemiyorum yav

bi soruyla başlayayım aklınızda bulunsun beyler bu cevabını düşünün "iki elimde de birer elma var biri bildiğimiz elma diğeri manevi elma, bunlardan hangisini yersem karnım doyar?"

Atatürk hava limanına doğru yola çıktık evden. Çantaları sırtlamışız istanbuldan kurtuluyoruz bi süreliğine önümüzde güzel bi gezi var heyecanlıyız filan biraz. ilk işimiz italyadaki sigara işini çözmek için sigara almak oldu daha önce ingiltereye gitmiştim ve 6-7 sterlindi sigaralar italyada da aynı şekilde olacağını düşündüğümden bi karton sigara alalım dedim malum euro nun durumu ortada bi paket sigaraya 6 euro verirsek 200 liraya bir karton almış olucaz ama havalimanı duty freede 28 euro filan küçük hesaplarla başladık yolculuğa neyse bindik uçağa. uçaklar hakkında en sevdiğim şey o ilk kalkıştan 800km/s hıza çıkana kadar sizi koltuğa yapıştırması. daha sonra da bulutların üstündesiniz yer nere gök nere kayboluyor. bir süt denizinin üstünde gök kubbenin altında süzülmeye başlıyorsunuz.

Bu arada Türk hava yollarıyla uçmanızı tavsiye ederim uçakta her şey bedava filan ucuza bilet var anlaşabileceğiniz insanlar host ve hostesler sonuçta dilinizi biliyorlar. diğer hava yollarında böyle bir şey görmedim ki bi suya bile fahiş fiyatlar verdiğiniz oluyor her neyse. 2 saat mi 3 saat mi tam anlamadığım bir uçuşun sonunda venediğe iniş yaptık ve hava kapalıydı aşırı yağmur vardı şansımıza gezi böyle başlamıştı. oteli bulana kadar da ıslak köpeğe döndük fakat işlerimiz vardı ve tekrar çıkmamız gerekiyordu o yağmurda. sağ olsun otelin sahibi bize bir şemsiye verdi ama tek gereken şey şemsiye de değildi mal gibi spor ayakkabılarla gitmiştik ve şemsiye de bi yerden sonra bi işe yaramaz oldu.

yaz

yaz panpa dinliyoz biz

Lan pipili, sadece yazarlar okumuyor. Yazar olmayıp sözlükte takılanı var, giriş yapmamışı var... Yaz amk yaz!

kardes sen roman yazacan belli oldu, yok 800 km yok sigara yok bilet parasi, bu muhabbet bitmez amk daha italyaya inis yapmadin

adamı
destekle
yeceğinize
köstekliyorsu
nuz. güzel,kısa ve
net bir girişi yaptı
sigaranın fiyatıyla başladı
yağmurla devam etti ıslandı otel
buldu birazdan şemsiye zütüne girecek
evet yaznın devdıbını bekliyoruz lakin dün
başlayıp bugün sadece iki entry girip sonra da
konuyla gerçekten alakasız ayrıntılarla uğraşacaksan
eğer seni maddi manevi destekliyorum adını feriha koydu
ğumun çocuğu seni. gökkuşağının altında giberler seni ona göre

işimiz var demiştim işimiz şu: italyanın tren biletlerini satan sitenin adi trenitalia oradan bilet aliyorsunuz ama bazı özel offerlari var mesela cumartesi günleri 1 bilet fiyaatına iki bilet gibi bir de özel zamanlarda. bu adamların memleketinde sevgililer günü özel bir zaman ve 2 bileti 1 bilet fiyatına veriyorlar. venedikte 2-3 gün kalıp ayın 13 ünde floransaya geçmeyi planlıyorduk fakat sitede öncelikle special offerler cikiyormus yakın tarihleri girince ne bilelim. 13 ünü işaretledik ooh hızlı tren var floransaya saatte 250 ile gidiyor hem de 45 euroya hemen yapistik tabi ama bileti aldiktan sonra fark ettik ki 13 üne diye işaretlediğimiz bilet 14 üne otomatik atilmis special offer oldugu için biz de ucuz bileti 13 üne aldik diye seviniyorduk ama her şey bu yanlışlıkla başlayacakmış meğer bunu şuan fark ediyorum. bu arada italyadan daha dün geldim üstüne düşünecek de çok şey var ama bi önce yazıp sonra da ilk izlenimlerimi ve düşüncelerimi aktarıcam.

gittik tren garına giderken venedige kısa bi bakma fırsatımız da oldu. biz san marco distrikte kalıyorduk ya da biz buna san marco mahallesi diyelim. şehrin merkezi burası meşhur san marco meydanı da burada harika meydandır bakmak isteyenler için tavsiye ederim googledan araştırmalarını. ıslanıyoruz tabi taygır ayakkabılar var yerdeyse 3-4 parmak su çoğu zaman. neyse tren garını bulmak ölüm oldu verdikleri haritadan bi tak anlayamıyoruz. zaten bu gezide navigator gibi olduk harita okumayı iyi öğrendik mecburiyetten. malum telefon operatoru yok gezi boyunca ucak modundayız wifi bulursak da haritaları kapatmazsak wifidan çıksak bile gps çalışıyor bir nebze onla idare ediyoruz bazen ama bunu da hemen keşfetmedik tabi.

tahminimce 30-40 kadar sokaktan ve 10 köprüden geçmek gerekiyor kaldığımız yerden tren garına varmak için. sokaklara 4 kişi yan yana ancak sığarsınız öyle bir yer. bu arada meşhur rialto köprüsünden geçmemiz gerekiyor ilk önce tabi biz köprüyü görünce bi 5 dk oyalandık gördüğümüz her şeyde sevinç çığlıkları. adamlar memleketlerini acayip korumuşlar bizde ise çoğu yerde 1 karış kalmış hisarlardan başka ayasofya bi kaç cami 2-3 saray yerebatan sarnıcından başka bi halt kalmamış vaziyette tabi biz görmemiş gibi oluyoruz orda ne görsek en az 150-200 yaşındaydı insan şoka girmiyor değil. acayip de ilham kaynağı bir yer. acayip seratonin ve dopamin salgılattığını söyleyebilirim bu gezinin. kafayı bulmadan bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum uzun süredir.

yaş : 13
külot rengi : beyaz
burun : sümüklü
vücut : tüğlenmekte
sivilce : yoğun miktarda