/i/Hayvanlar

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 11.
    +8
    Adamsın panpa işte aradığımız duyarlılık bu, ekşide böyle şeyler okuyunca buram buram entel olma çabası kokuyor
    ···
  2. 10.
    +3
    Ben bornovadan halkapinara zor gidiyorum lan ne yunusu ne parkı
    ···
  3. 9.
    +23 -2
    kim okuyacak lan bunu? tmm gitmeyiz sadece başlığı yazsan yeterdi. sanki burada her haftasonu yunus parkına gidip mutlu olan insanlar varmış gibi. bunların yarısı yunus görse köpek balığı sanır aq
    ···
    1. 1.
      +2
      kap şukunu güldüm bin.
      ···
    2. 2.
      0
      ben de güldüm bin yakala
      ···
  4. 8.
    +5 -1
    Marmaris'te de vardı bir tane, belediye başkanı gitti kapadı mekanı yunuslar da geri yaşam alanlarına bırakıldı.
    ···
  5. 7.
    +1
    özet geç lan o kadar zeki değilim "daha" olayını anlamadım
    ···
  6. 6.
    +11
    okumadım ama haklı
    ···
  7. 5.
    0
    adamsin aynen bu yolda devam et panpa
    ···
  8. 4.
    -3
    Sen sus lan oç.
    ···
  9. 3.
    +31
    buraya ne yazdım unuttum amk niye sildiniz lan entryi Allahsızlar
    ···
    1. 1.
      +24
      ···
      1. 1.
        +2 -1
        elma suyunu ekrana fışkırttım amk ahuuhauahaauh
        ···
    2. 2.
      0
      hahaha çok iyi lan şuku verdim, boş entry ama şuku
      ···
  10. 2.
    +4 -40
    hıdır parklarına gidelimmi xdxd
    ···
    1. 1.
      +2
      Eksilemek için giriş yaptım
      ···
    2. 2.
      -1
      TOPLUM olalım ÖNCE ! Sonra Yunuslara da sıra gelir kardeş !
      Ülkecek, bir yanımız Teksas, bir yanımız çakma Wall Street havalarında gidiyoruz bakalım şimdilik...
      ···
  11. 1.
    +155 -6
    çünkü onlar kendi yaşam alanlarından kaçırılıp sırf biz eğlenelim, hafta sonunu mutlu geçirelim diye hapsediliyorlar.

    nasıl ki on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllardan önce kadın haklarından yavaş yavaş söz edilmesi üzerine kadınların ellerinden alınmış olan hakların tekrardan verilmesi yirminci yüzyıl sonlarını bulduğu göz önüne alınır ise, bugünün ezilen canlılarının da hayvanlar olduğunu iddia eden geçmişin kadın hakları, günümüzün ise hayvan özgürlüğü aktivistleri, yunus parklarının bir eğlence ve sosyal alan olmadığını, birer hapishane olduğunu, birer köle kampı olduğunu ileri sürerler. bunun neticesinde ise devletlerden bu kampları kapatmalarını, oralara giden insanların ise gitmemelerini talep ederler, gerek legal yollarla gerekse illegal yollarla.

    üstelik panpalar, yunuslar gerçekten zeki canlı türüdür. carl sagan bir kitabında onlar hakkında yazmıştır. ve onların da bizler gibi alet kullanabilecek kolları olsaydı medeniyetler kurabilirdi diyen bir kitle de var. ve son olarak da, adamlar insan türü dışında pgibolojinin farkında tek tür gibiler. şimdilik bilinen o.

    ben işin duyar kasma kısmı, hayvanlar acı çekmesin kısmından çok insan türünün bu şımarıklığından yana kızgınım panpalar. dünya'yı ve evreni tanrı benim için yarattı diyen kesimden farksızdır bu insanlar benim için. kendisini gezegenin hükmedisici olarak gören ve her yerde hak sahibi olduğunu iddia eden bu tiplerden nefret ediyorum aq. o yüzden ne hayvanat bahçesine giden ne de sirke giden binlerden haz etmiyorum.

    aşağıda carl sagan'ın kozmik bağlantı kitabından alıntı var. biraz uzun. belirteyim.

    --spoiler--

    ...

    yunuslar ile insanlar arasındaki ilişkilerde geçerli olan görgü kurallarını bilmiyordum. olanca dikkatimle tanka yaklaştım ve selam elvar! gibi bir şey söyledim. elvar hemen sırtüstü dönünce metal grisi karnı parladı. sevilmeyi bekleyen bir köpek gibi davranmıştı, ben de karnını okşadım. bu hoşuna gitmişti ya da ben öyle sandım. bazı yunus türlerinin ağzı sürekli gülümsüyor gibidir.

    bir süre sonra elvar tankın karşı kıyısına yüzüp yine sırtüstü döndü, ama bu kez suyun on santim altında yatıyordu. kuşkusuz karnının yeniden okşanmasını istiyordu. bunu yapamazdım çünkü yağmurluğumun altında ceketim ve uzun kollu gömleğim vardı. kaba olmamak için yağmurluğu ve ceketi çıkarttım, kol düğmemi çözmeden gömleğin kolunu yukarıya çektim, tekrar yağmurluğu giydim ve elvar'ı suyun on santim altındayken sevdim. yine hoşlanmış gibi göründü. yine tankın uzak kıyısına yüzdü ve sırtüstü döndü. bu kez suyun otuz santim altında duruyordu.

    içimde bir içtenlik duygusu hızla gelişiyordu. elvar'la en azından bir çeşit iletişim kurmuştum. böylece bir kez daha yağmurluğu çıkarttım, kolumu sıvadım, yağmurluğu yeniden giydim ve elvar'a yürüdüm. bundan sonraki basamakta elvar suyun bir metre altında durdu ve sevilmeyi bekledi. gömlek ve yağmurluğu tamamen çıkartsam bile oraya ancak erişebilirdim. bu işin fazla ileri gittiğini düşünerek bir süre suyun bir metre altındaki elvar'a baktım, göz göze geldik. elvar aniden başı yukarıda olmak üzere sudan dışarı çıktı ve adeta yalnızca kuyruğunu suda tutarak tüm gövdesiyle havada kaldı. bu sırada tiz bir sesle tek bir kelime söyledi. bana sanki daha! demiş gibi geldi.

    odadan çıkarak hemen john'u bulup elvar'ın bana sanki daha! diye seslendiğini söyledim.

    işiyle uğraşmaya devam eden john , sadece, içinde bulunduğun duruma göre anlamlı mıydı? diye sordu.

    evet, duruma uygundu.

    iyi bildiği kelimelerden birisi budur.

    ...

    büyük, kapalı bir havuzda peter'le yüzüyordum. büyük lastik topu ona attığımda, yunus hemen burnunu bunun altına sokuyor ve topu bana geri gönderiyordu. önce topları tam elime atarken sonra bir o yana bir bu yana atarak beni sağa - sola yüzmek zorunda bıraktı. oyunun kuralını değiştirerek, artık topun en fazla üç metre yakınıma göndermeye başlamıştı.

    peter bir pgiboloji testi yapmaya çalışıyordu; bu saçma yakalama oyununa ne kadar sabredebileceğimi görmek istiyordu. bu testin bir benzerini elvar da ilk karşılaştığımızda üzerimde denemişti. bu testler yunusları insanlara bağlayan bağlardan birisidir. pgibolojinin farkında olan birkaç türden birisi biziz; bu nedenle yunusların, üzerinde pgibolojik denemeler yapabileceği birkaç canlı arasındayız.

    elvar'la ilk karşılaştığımda bu durumun farkına vararak, hiçbir yunusun üzerimde deneme yapmasına izin vermemeyi kararlaştırdım. böylece topu tuttum ve suda durdum. bir dakika sonra peter bana doğru yüzerek hafifçe çarptı. çevremde dolaştı ve yine bana dokundu. bu kez peter'in bir çıkıntısının bana sürtündüğünü hissettim. üçüncü kez üzerime gelirken bana neresinin dokunduğunu düşünmeye başladım. kuyruğunun yassı kısımları değildi bana değen. aniden ne olduğunu anlayınca, kendimi uygunsuz bir teklif almış yaşlı kızlar gibi hissettim. karşılık vermemeye karar verdim ve sen hiç güzel yunus kızlar tanımaz mısın? gibi cümleler geçti aklımdan. bu cevapsız durumuma aldırmayan peter neşeli görünüyordu. şimdi, o günkü davranışımdan dolayı benim bu mesajı bile anlayamayacak kadar aptal olduğumu mu düşündüğünü merak ediyorum.

    ...

    --spoiler--
    Tümünü Göster
    ···