/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    -3
    Sabahleyin uyandım. Güzel bir gündü ama olacakları bilmediğimden bana öyle geliyordu. Hiçbir şeyden habersiz televizyonun karşısına geçtim ve annemin kahvaltı hazırlamasını bekledim.
    Annem her zamankinden daha güler yüzlü, daha mutlu , dahabi cana yakındı. Bu durum bana sıradan bir günden daha fazlası olacağını anımsatıyordu. Ama kafama takmadım ve kahvaltıya oturdum. Televizyonda beyblade vardı kaçırır mıyım? izlemeye başladım, tam ortasında babam bana hadi gidiyoruz Mehmet demez mi? “Nereye baba “ dedim. “Sana sünnet için kıyafet almaya gidelim” dedi. O an kafamdan vurulmuşa döndüm. Hani böyle hastaneye gidersinizde içinizde bilinmedik bir korku olur ya aynen bu öyle bir şeydi . itiraz edemedim paşa paşa babamın peşine takıldım. Otobüs kilometreleri yedikçe benimde içim içimi yiyordu. Sonunda mağazaya varmıştık. Teker teker incelemeye başladık. Babam, “sen seç hadi” dedi. Bu soru çok abesti sanki idam mahkumu birisine kefenini nasıl istersin demek gibi bir şeydi . En sonunda zarla zorla aldık bir şeyler. Hemide üzerinde en çafçaflı maşallah yazanındandı. Ama bana hiç havalı gelmiyordu. Onunda dışarı çıktığımı düşünmek bile istemiyordum. Çünkü arkadaşlardan kimse benim sünnetsiz olduğumu bilmiyordu. Küçük bir yalancıydım ben. Benimle geçilecek olan dalgaları bile düşünmek istemiyordum. “haaaaaaaaa kökünden kestiler hepsi gitti dimi?” gibi cümleleri duymak bile istemiyordum.
    Eve sonunda vardık. Annem hanimiş benim padişahımın kıyafetleri dedi. Ben babamın elindeki poşeti gösterdim ve direk içeri doğru geçtim. Beybladimi aldım ve tek başıma tepsinin içinde döndürmeye başladım. Dışarı çıkmak istemiyordum. Hayattan bezmiştim sanki. Herkes benim vücudumun bir parçasına düşmandı. Onun orada olmasını kimse istemiyordu. Annem, “hadi gel şu kıyafetin paçasını ayarlayalım” dedi. istemeye istemeyede olsa gittim. Denemeler ve annemin enteresan övgüleriyle akşamı etmiştim. Ama olayın en zor aşaması ertesi gündü. Eyüp sultana gidecektik. O lanet kıyafetleri giyip saatlerce orada dolaşacaktık. Aman Tanrım ölmek istiyorum!
    Güneş doğmuştu. Ben aslında uyanmıştım. Ama uyuma numarası yapıyordum. Ne kadar geciktirirsem bu durumu daha zor olacağını biliyordum. Elimde değildi cesaret edemiyordum. En sonunda annem geldi ve dürtmesiyle yavaş yavaş uyandım. Çok donuktum kahvaltıda. Hiç bir şey yemek istemiyordum. Annem zorla azıma tıkıştırıyordu. Ya dışarıda beni arkadaşlardan birisi görürse? Neden oramı kesiyorsunuz? Kafamı kesin! Neyse ki eniştem beni arabasıyla kapının önünden hemen aldı ve kimseye yakalanmadım. Eyüp’e vardığımızda annemle babam beni ortalarına almıştı ve ikisinin birden elini tutuyordum. Onlar bana sanki güç veriyordu. Yürümekten ayaklarım ağrımıştı. O lanet olasıca kıyafetlerin altına giydiğim parlak kundura (pekekent ayakkabısı) benim ayaklarımı resmen bitiriyordu. Neyse ki bitmişti ve eve gelmiştik. içimden rahat bir “ohhh “ çektim ki aman tanrım babam birden oradan çıktı. Hadi gelin toplu bir aile sünnet fotoğrafı çektirelim dedi. O lanet kıyafetleri daha çıkarmadan fotoğrafçının yolunu tuttuk. Bu sefer kesin birisi görecekti artık emindim. Derin bir nefes alıp kapıdan dışarı çıktım. Lanet olsun Doğukan ordaydı. Beni gördüğünde bi şaşırmış gibi oldu. Ama şaşkınlığını üzerinden atıp bana lafınıda attı. “nananahhahahahannahaha daha kestirmedin mi sen?” dedi. Bende sanki orada biri yokmuş gibi yaptım ve hiç aldırış etmedim. Dimdirek yoluma devam ettim. Yolda bir çok babamın arkadaşlarıyla karşılaştık. “vaaayy paşaya baakkkk “ gibi laflar duymaktan bıkmıştım. Berbat fotoğrafları çektirip lanet fotoğrafçıdan çıktık. Hala o fotoğraflar evimizin en güzel köşesinde duruyor. Sanki çok güzel bir hatıraymış gibi duruyor. Ama aslında bilmiyorlar ki beni derinden etkileyen , beni ruhen çöktüren bir olaydı bu. Eve vardık ve o günde hiç dışarı çıkmadım. Ertesi gün kesileceğim bedenimin bir parçasını bir hiç uğruna harcayacağım gündü. Sabaha kadar uyku tutmamıştı. Sabah olduğunda gözlerim kan çanağı olmuştu. Bir taksiye atladık ve kesimhaneye doğru yol aldık. Gittiğimiz yerin tabelasında sünnet sarayı yazıyordu. Aman Tanrım sarayda padişah sanki kellemi istiyor gibi bir hisse kapıldım. Orada olanlar hakkında fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Söylemek istediğim canımın çok acıdığı ve lanet palyaçonun “olduda bitti maşallah belediye başkanı olur inşallah” diye söylediği tekerleme canımı çok sıkmıştı. Her şey bitti ve eve geldik. Süslenmiş yatağa girmek hiç istemiyordum. Ama mecburen girmek zorunda kaldım. Ne berbat bir gündü!
    Mevlüt’e gelmek istiyorum. Pilav yapmak için eve bi aşçı geldi. Gayet büyük bir yemek olacaktı. Beni kestiler ve bunu kutlayacaklardı. Pilavı yapan adamın “kesilen pipiyi buna attık.” Demesiyle iştahım kalmamıştı. Hiçbir şey yememiştim. 100e yakın kadın ve sadece ben .. Gelen geçen altın para takıyor hoşuma da gitmiyor değil hani. Sünnet öncesi günden kalan uykusuzluğumu burada giderdim. Bitene kadar uyumuştum. 2 saat ayık geçmezdi zaten 100 kadının yanında ve pipin kesilmiş ,yürüyemez bir halde.
    Sonuçta beni çok etkileyen . Piskolojimi altüst eden bir olaydı bu. Unutmak istiyorum. Hatırladıkça bir kötü oluyorum!
    ···
  1. 2.
    -1
    okumadan eksileyen muallakdir.
    ···
  2. 3.
    0
    Baslık yanlıs eksi
    ···
  3. 4.
    0
    Mk şair ruhlu hadımı sanki canından can gitmiş gibi anlatıyor senin yüzünden sünnet olmuyorum mk al işte.
    ···
    1. 1.
      0
      çok şey kaybetmezsin am suratlı lanet
      ···
    2. 2.
      0
      Anneni memnun ediyor mu ediyor sen ona bak
      ···
  4. 5.
    0
    amk sanarsın kafanı zütüne takıyolar
    ···
  5. 6.
    0
    haaaaaaaaa kökünden kestiler hepsi gitti dimi?
    ···