/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 124.
    0
    Süper gidiyorsun
    ···
  2. 123.
    +4
    Dün gece 11:50 gibi kızım beni uyandırdı.

    Bugün eşim ve ben onu arkadaşı Sally'nin doğum günü partisinden aldık, eve getirdik ve yatağına yatırdık.
    Karım kitap okumak için yatak odasına gitmişti. Bu sırada ben televizyon izlerken uyuyakalmıştım.
    "Baba" Kızım fısıldadı, tshirt'ümün kenarını çekiştirerek.
    "Efendim tatlım" Gözlerimi açmaya çalıştım.
    Hevesli ve mutlu bir hali vardı.
    "Bil bakalım gelecek ay kaç yaşında olucam?"
    Soruş şekline bakılırsa benim cevabımı önemsemeyeceği belliydi.
    "Bilmiyorum tatlım" Gözlüklerimi düzelttim.
    "Kaç olucaksın?"

    Gülümsedi ve 4 parmak kaldırdı.

    Şuanda saat 7.30. Karım ve ben neredeyse 8 saattir onunla birlikte uyanığız.
    Hala o parmakları nereden bulduğunu bize anlatmıyor.
    ···
  3. 122.
    +3
    Kasiyer eşyalarımı barkod tarayıcının önünden geçirirken ben zemine bakıyordum.
    Stresimi önlemek için böyle bir çözüm bulmuştum, insanlarla göz temasından kaçınıyordum. Zaten bu yüzden sadece geceleri alışveriş yapıyorum. Daha az insanla karşılaşmak için.
    "Yaptığınız alışverişten memnun kaldınız mı?" Gündelik şekilde sordu.
    "Hı-hı" Hala yere bakıyordum. Sesi çok güzeldi. Dinlendirici. içimdeki savaşı merak duygum kazandı, kafamı kaldırdım.

    Kasiyerin kafasını tamamen sola bükülmüştü. Sağ göz ve kulağından kan geliyordu. Büyük ihtimalle trafik kazası. Kafamı hemen tekrar yere çevirdim ve kusmamak için kendimi zorladım.
    Ödedikten sonra para üstünü uzattı ve avcuma koydu. Hala bişeyleri elinde tutabiliyo olması beni şaşırtmıştı.
    Hızlıca çıkışa giderken karşıma dergilere bakan bir çıktı. Elleri ve yüzü kamp ateşinde kızarmış birer sosis gibiydi. Bir yangın kurbanı olmalı. Kafamı diğer tarafa çevirdim. Ve karşıma boynunda mor kalın bir çizgiyle bi kadın çıktı. Suratı bembeyazdı. Gözleri yerinden fırlamak üzereydi. Asılarak ölmüş.
    Ön kapıdan fırlayarak çıktım. Arabam karşı kaldırımdaydı. Koşarak ön koltuğa oturdum. Dikiz aynasına baktım. Tanıdık bir görüntüydü. Kafamın arkası tamamen parçalanmıştı ve ağzımdan kan geliyordu.
    Vurularak ölüm. Artık bu görüntüye alışmıştım.
    Alışık olmadığım şey ise arka koltuğumda oturan siyah paltolu adam.
    ...
    "Neden insanların nasıl öleceğini görmek gibi saçma bir dilekte bulundum ki"
    ···
  4. 121.
    +3
    Son on yılda insanlar gökyüzünden düşmeye başladı. Kıyafetsiz, tamamen çıplak ve yüzlerinde ürkütücü gülümsemeleriyle.
    ilk başlarda sadece bir kaç taneydi. Fakat daha sonra yüzlerce ve binlercesi aynı anda düşmeye, evleri ve arabaları parçalamaya, otoyolları tıkamaya başladı.
    En son ve en rahatsız edici keşifi yapan Çinli bir kadındı. Düsen vücutlardan birini tanıdığını, çok eski bir akrabası olduğunu söyledi. Ardından kimlik doğrulama sayısı da arttı.
    insanlar ölü akrabalarını videolardan ve haberlerde ve ceset yığınları arasında başladı. Kimse neden geri döndüklerini, gökyüzünden düştüklerini açıklayamadı.
    Daha da stressli olansa, vücutları yaktıktan ya da gömdükten kısa bir süre sonra tekrardan düşmeye başlıyorlardı. Ne yaparsan yap. Onlardan kurtulamıyordun.
    Düşen cesetler yüzünden ölen insanların sayısı gittikçe arttı, ve çok geçmeden onlar da, geri gelmeye başladı.
    Annem, arabasının üstüne düşen cesedin onu ezmesiyle ölmüştü.
    Ertesi hafta, haberlerde, bir uçağın kanat motoruna girip uçağın düşmesine sebep olan bir ceset vardı. Televizyonda annemin sırıtan yüzünü gördüm. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim.

    Derler ki Cehennemde yer kalmadığında, ölüler mezarından çıkıp yürümeye başlarlar...
    Peki ya Cennet?
    ···
  5. 120.
    +2 -1
    Merhaba, bu konu daha çok kızlar için. Bu yöntemle fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Bu olayı biyoloji kursunda ve yaptığım bir kaç arastırma sonucunda keşfettim. Benim üstumde bir mucize gibi işledi. Biraz arkaplandan bahsedelim. Ben ilkokulda ve lisede hep şişmandım. Yani devasa obezler gibi ama en azından 15-20 kilo fazlam vardı. Ayrıca çirkin değildim. Yüzüm gayet güzeldi. Zekiydim de. Fakat bu fazla kilolarla kendime bir erkek arkadaş bulmak oldukça zordu. Ve partileri seviyorum. Kamp gezilerine, balolara katılmak en büyük eğlencelerimdendir. insanlarla takılmayı hareketli olmayı seviyorum. Fakat vücudum bu konuda bana hiç yardımcı olmuyordu. Beni engelliyordu. Size her yöntemi denediğim söylediğimde bana gerçekten inanmanız gerek. Karbonhidrat diyetleri, sadece meyve diyetleri, vejeteryanlık... Hatta çiğne tükür(yemek yedikten sonra parmagimi bogazima sokup kendimi kusturuyorum) ya da kendimi tamamen aç bırakmak gibi tehlikeli yöntemleri de denedim. Hızlıca atlarsak. Ben liseye geçtiğimde parazitler ve benzeri şeyler hakkında bazı şeyler öğrendim. Evet ne düşündüğünüzü biliyorum. Tabiki özendim. Araştırmaya başladım. Çeşitli parazit türleri, bağırsak solucanları ve benzeri şeyler. Ve inanmayacaksınız ama sonunda gercekten mantıklı gozuken bir cozum buldum. Ve aslında o kadar da tehlikeli durmuyordu. Ya insanlar yeterince kullandıktan sonra bu parazitten kilolarıyla birlikte kurtulmuş oluyordu. Ya da gereğinden fazla paraziti vücutlarında tuttukları için bir kaç günlüğüne hastanede tedavi oluyorlardı. Çok da kötü durmuyor değil mi? Fakat ortaya çıktı ki bu paraziti öylece gidip Amazon'dan satın alamıyormuşuz. Bu ilk faka bastığım andı. Bu yüzden birkaç yasadışı siteye üye oldum ve bir kaç haftasonunda bir adamla görüşme ayarladım. Görüşme gerçekten uyduruk bir arkasokak moteliydi. Bir paraziti bağırsak solucanı gibi vücuda yerleştirmek gerçekten garip geliyordu. Başta çirkin ve iğrenç geliyordu. Fakat bunu çok çabuk atlattım. Paraziti getirmesi için tuttuğum adam gerçekten işinden memnun ve mutlu gözüküyordu. Biraz sapıkçaydı. Ama bunu zaten bekliyordum sonucta yaptigimiz sey yasadışıydı. Her neyse. Adam paraziti bana enjekte etti. Fakat ortaya çıktı ki, vücudumuz bazen bu parazitle savaşabiliyormuş. Bu yüzden birkaç ay içinde 2 kez daha adamla buluşmam gerekti. 3. Buluşmadan sonra başarıyla paraziti vücuduma almıştım. Biliyorum çünkü her seferinde adamın bana verdiği cihazla test ediyordum. Peki "SiHiRLi" kilo verme bölümü nerde diye soruyorsunuz. Öyle hemen arkasından değil. Önce küçük arkadaşımızın yeterince gelişmesini beklememiz gerekiyor. Bu sürede bazı baş dönmeleri ve mide bulantısı olucak. Bunları önlemenin yolu yok malesef. Başlarda yatağımın yanında kova bulunduracak kadar kötü olmuştum. Fakat bir kaç hafta icinde bu da geçiyor. Ondan sonra kaloriden kesip vitamin almaya başlıyorsun. Fakat ben emin olmak istediğim için vitaminleri de yarım dozda aldım. Fakat 2 ayın sonunda saçlarım biraz inceldi ve zayıfladı. Bunu engellemek için diyetime biraz daha protein tozu ekledim. Bu işe yaradı mı yaramadı mı bilmiyorum fakat hiç bir zaman kafamda devasa kel bir bölge olmadı. Yani sorun yok. Şimdi süreç için bilgilendirmek gerekirse, işe yaramaya baslamasi için bir kaç ay geçmesi gerekiyor fakat söz veriyorum karşılığını vericek. Ufak bir uyarı. Hangi sürede paraziti öldüreceğiniz size kalmış. Ne kadar yağ yakmak istediginize göre değişir. Benim için yaklaşık... beş altı ay sürdü. Başta parazitin öldüğünü ve vücuttan çıkmak üzere olduğunu farkettiğimde biraz korkmuştum. Derslerimin hepsini tuvalette geçiriyordum nerdeyse. Nihayet parazitin artıkları vücudumdan atıldığında gerçekten çok mutluydum. Tam olarak 26 kilo verdim. Bir kaç aylık dinlenme ve vitamin tedavisinden sonra derslerime geri dönebildim. Son uyarı olaraksa benim gibi son ana kadar vücudunuzda tutmanızı tavsiye etmiyorum. Çünkü 5. ve 6. aydan sonra Fetüs büyüyüp belirginleşmeye başlıyor. Vücuttan atmak biraz zorlaşabiliyor. Yardımcı olabildiysem ne mutlu. Hoşçakalın.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 119.
    +6 -1
    Benim adım Henry. Tam 120 yaşındayım. Ve bugün öleceğim. Normalde bu haberlere çıkacak kadar göze batmazdı. Fakat kadere bak ki ben sonuncuyum. Benden sonra bir daha kimde ölmeyecek. Bu konuda bazı korkularım var çünkü tarih kitaplarında ismimin geçeceğini garanti etmediler. Zavallı arkadaşım Alice , en son ölen ikinci insan, çoktan unutuldu.
    Birlikte iki büyük yüzyıl gördük.
    Önce hücre biyologları yaşlanmanın önüne geçebildiklerini keşfetti. Hala genç olanlarda tedaviyi kullanabildiler fakat biz yaşlılar geç kalmıştık. 10 yıl sonra anıları kaydetmeyi ögrendiler. Düşüncelerimizi bilgisayar dosyalarına dönüştürebiliyorlardı. Fakat bu servis sadece ölümsüzlere açıktı. Bizler kullanamıyorduk. Sterilize edilmemiz mi ne gerekiyomuş. Birsürü bilimsel terim. Fakat bu noktadan sonra herkes manuel yolla bizim neslimizi kaydetmeye çalıstı. Sürekli bize soru soruyorlardı. Tüm dünya bizi konuşuyordu. Yalnızca odamda bile 20 tane kamera ve hastanenin kapısında yüzlerce haberci var. Alice'in ölmesinden sonra doktorum benim de vaktimin geldiğini söyledi. Herkes ömrü boyunca bu anı beklemişti. Sonuçta benden sonra herkes ölümsüz olucaktı bi çeşit sonsuzluğa geçiş kapısıydım. En azından havalı şekilde gidicektim. 20 den fazla ülkenin başkanı elimi sıkmak için buraya geldi. Hakkımda konuşmalar yapıldı. Ve hayat desteğimi kapattılar. Kutlamalar yapılırken yavaşça diğer tarafa geçtim. En ufak miktarda acı çekmedim.

    Fakat ortaya çıktı ki aynı zamanda cennette de ünlü biriymişim.

    "Araftan kaçmayı başaran son insan"
    ···
  7. 118.
    +3
    Elim direksiyonda sabırsızca bekliyordum. Kırmızı ışık söndüğünde gazı kökledim minivanım tümsekli yolda sarsılarak hızlanmaya başladı. Tabelayı gördüm

    "Lutheraan Devlet Hastanesi: 3 kilometre"

    Güzel, yaklaşmısız tanımadığım şehirlerde navigasyon kullanmaktan nefret ediyorum.
    Arka koltukta oturan yaralı kıza seslendim.

    "Dayan tatlım, neredeyse geldik"

    Yakın zamanda izlediğim konferans akllma geldi. Lauran ve Alan Doyle, kaçırılan çocuklarını geri istiyordu. Onu ne kadar sevdiklerinden felan bahsediyorlardı. Klagib.

    Aklıma kaçırılan diğer çocuklar geldi,
    3 yıl önce. Melissa Tunner. 16 . Kaçırıldı. Benzer şekilde ailesi onu ne kadar sevdiklerini, onun ne kadar hırslı olduğunu, profesyonel basketbolcu olmak istediğini anlatan bir konuşma yaptılar.
    2 hafta sonra Melissa bir çöplükte bulundu. Bacakları bir balyozla acımasız parçalanmıştı. Hala yaşıyordu, fakat bir daha yürüyemedi.
    2 yıl önce. Cody Mason. 14. Kaçırıldı. Babası basına açıklama yapıp ne isterlerse yapacaklarını, Cody'nin ne kadar bilgisayar konusunda uzman bir çocuk olduğunu, onunla ne kadar gurur duyduğunu anlattı. Geleceğinin ne kadar parlak olduğunu açıkladı.
    2 hafta sonra Cody bir futbol sahasında baygın bulundu. Yaşıyordu fakat iki eli de kesilmişti.
    1 yıl önce. Joseph Summerset. 10. Kaçırıldı. Ailesi sosyal medyaya ağladı. Çocuklarının ne kadar zeki, derslerinde ne kadar başarılı olduğunu anlattılar.
    2 Hafta sonra Joseph halka açık bir yüzme havuzunda bulundu. Şaşkın ve kendinden geçmişti. Nerede olduğunu ve kim olduğunu bilmiyordu. Belirtileri 1 ay sonra bile degişmemişti. Sonradan anlaşıldı ki. Çamaşır suyu, Antifriz, cam temizleyici, fare zehri ve bazı kimyasallardan etkilenmişti. Onu öldürmeye yetmeseler de ömrünün kalanında mental olarak hep sorunlu kalacaktı.

    Hastanenin otoparkına girdim. Minivanımdan inerken, diğer çocukları anımsadım. Aileleri onları seviyordu. Fakat nelerini? Onları, oldukları insanlar olarak mı seviyorlardı, yoksa sadece iyi oldukları şeyler için mi?
    Birisini sahip olduğu yetenekler ya da iyi özelliklerle sevmeye ne var ki. Herkes yapabilir. Ama ekgiblikleriyle sevmek ?

    Arka koltuğa geçip uzanan kızı narince kaldırıp dışarı çıkardım.
    "Pekala tatlım, şimdi seni burda bırakıcam. Ben gider gitmez çığlık atmaya başlayacaksın tamam mı?"
    "Hı-hı" kafasını salladı. Elleri ve ayakları bağlıydı. Yanaklarında ilerleyen gözyaşları parlıyordu. Yüzündeki korkudan dediklerimi körü körüne yerine getireceğini anlamıştım.
    Aracıma döndüm.
    Ben uzaklaşırken çığlıklar da başlamıştı.

    Aileler çocuklarını onların en iyi özellikleri ile seviyorlardı. Peki ya o özelliklerini ellerinden alırsam... Hala aynı miktarda onları sevmeye devam ederler mi?

    Sonuncu kurbanım. Alicia. 4. Küçük olduğunu için henüz yetenekleri belirgin bile değil.
    Ailesi gazetelere ve süt kutularına resmini bastırdı. Onu ne kadar sevdiklerini söylediler.

    Ne kadar güzel gözlerinin olduğunu söylediler.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 117.
    0
    Daha yok mu zumqi?
    ···
  9. 116.
    0
    Yaz panpa beklemedeyiz
    ···
  10. 115.
    0
    Rezzzledim biraderr
    ···
  11. 114.
    +3
    Jimmy hayatının çoğunu Martinle birlikte geçirdi. Martin onun en iyi arkadaşıydı. Fakat bi süre sonra Jimmy, Martin'in onu manipule etmeye calıştığını düşünüp şüphelendi. Ne zaman birlikte olsalar, Jimmy'e göre, Martin, Jimmy'i onunla aynı şekilde düşünüp hissedip aynı şekilde davranmaya zorluyordu.
    Jimmy, Martin'in onu zorladığı şeyleri söylemek zorunda olduğunu hissediyordu.
    Ve gittikçe kötüye gitti. Jimmy biliyordu ki, Martin etraftayken asla özgür olamayacaktı, kendi istediği şekilde davranamayacaktı. Jimmy bu hissettiklerini Martin'in yüzüne söylemek istiyordu. Artık özgür kalmak istiyordu. Fakat hiç bir zaman cesaretini toplayamadı... Bugüne kadar.

    Jimmy tüm gücünü topladı. Orta parmağını Martin'in suratına dayadı ve bağırdı. "gibTiR GiT, SENiN TARAFINDAN MANiPULE EDiLMEKTEK BIKTIM"

    Etraftaki aileler çocuklarının kulaklarını kapattı. Hepsi şaşkındı, bunun çocuklar için bir gösteri olduğunu sanıyorlardı.
    Kuklacı Martin ise kesinlikle dehşete kapılmıştı.
    ···
  12. 113.
    0
    bu hikayenin devami gelmezse namussus serefsissin
    ···
  13. 112.
    0
    Rezarvatuar
    ···
  14. 111.
    0
    Rez lan rez
    ···
  15. 110.
    0
    Selam beyler
    ···
  16. 109.
    0
    Lan bunları nerden buluyorsun panpa efsane amk hepsi
    ···
  17. 108.
    0
    prezervatiff
    ···
  18. 107.
    0
    rez reyis efsane olmuş
    ···
  19. 106.
    0
    Rezertertip sardı
    ···
  20. 105.
    0
    devam et
    ···