+66
-8
dıbına koyim sinirden elim ayağım titriyor katil olucam. karşı komşu geldi bi saat önce falan. laptop mu ne almışlar amk sizin internetin şifresini verebilir misin iki dakika ayarları yapalım falan dedi. tabi dedim nolacak.
bi baktım bi koşu içeriye gitti kalem kağıt getirmeye. ama beyler benim şifre acayip karmaşık. büyük harfler küçük harfler rakamlar falan cirit atıyor. dedim istiyosan yazayım ama çok karmaşık, tekrardan çağırırsın sonra. iyi dedi sen gel gir o zaman. tamam dedim. gittim girdim falan, isterseniz siz de bizimle birlikte kullanın ortak oluruz daha ucuza gelir diye de ekledim çıkarken. yemin ediyorum en ufak kötü düşünce yoktu aklımda.
neyse aradan 1 saat geçti, 15 dakika öncesinden bahsediyorum. kapıyı çaldı tekrardan. format mı ne atmışlar pc ye yeniden istedi şifreyi. bu sefer yine kağıt kalemle gelmiş. ablacım dedim bak demin de aynısını söyledim şifre çok karmaşık, ben bile zorlanıyorum girerken dedim. iyi dedi yine sen yap.
girdim içeri, apartmanın enbesillerinden bi kız da oturmuş bilgisayarın başına "ya format attık da biz, ayar falan yapmamız gerekiyor internet lazımdı o yüzden çağırdık" anladım dedim tamam sıkıntı yok. tam şifreyi yazmaya yeltencektim ki kağıt kalemi uzattı "ya sen yaz biz ayarlarız zaten onlar bağlatıcak internet yakında, 15 dakikalık kullanacak"
kan beynime sıçradı dıbına koyim var ya ağzını yüzünü dağıtasım geldi. ağzında da sakız geviş getire getire "ya onlar zaten internet bağlatıcak" demesi dellendirdi beni. döndüm tip tip baktım, aklımdan sayısız küfürler geçti. ulan dıbını gibtiğim kaç yaşında adamım, vermek istemesem vermiyorum derim babamın oğlu musun sana minnet duyayım sana yalan konuşayım. canım istemese çıkarım karşına vermiyorum derim amk bu kadar basit sıkıyosa gel bi şey de. yok ulan dıbını gibeyim iyilik de yaramıyor. alayı orul orul oruspu çocuğu olmuş gibeyim gram keyfim kalmadı