Dedesinin ruslarla yapılan savaşta vücuduna 8 kursun isabet etmesini milat sayarak, ruslar ve sistemlerinden nefret etmeye başlayan, elazığ'da ülkücü olarak duvara yazı yazan ilk insan benimdir diyen, etibank ve istanbulda iki iranlının öldürülmesiyle adından çok söz ettiren eğitimsiz gerilla. Neredeyse tüm güvenlik güçlerine el vermiş sonrada işin erbabı olunca tüm haber alma teşkilatlarında olduğu gibi işi paraya dökmüş insan. mesela isanbul'da öldürülen iranlı muhbirin kardeşinden 150 bin mark para tırtıklamıştır. bu ilk anlamda size tuhaf gelebilir ama, günümüzde bile bu tarz işlerle uğraşan insanların baş vurduğu yöntemlerdir bunlar.

Bir dönem ankarada bir gazino çıkşı polis tarafından tutuklanmış tem şube de sorgusu sırasında kemikleri kırılana kadar dövülmüş(aslında bunu kendi istemiştir. çünkü beni o sorgulamada terörist yerine koydular der çok zoruma gittiği için oradan sağ çıkmak istemedim, polisleri çok tahrik ettim ama başaramadım diye serzenişte bulunur) sonra polis müdürü tarafından mehmet eymürle ilişkilndirilmiş ama mehmet eymürün kıvrak zekası ile bu durum ortadan kalkmıştır.

sivil hayatta bilgi = paradır.
haberalma ve gizli servislerde de bilgi = paradır.

bunların biri illegal diğeri ise legal yoldan olur. aslında durum bundan ibaret,
Bu şahsın kontragerilla tarafından 3 bölgeye ayrılmış olan dogu-güneydogu anadolu bölgesinin tunceli-bingol-elazığ-bitlis hattından sorumlu oldugunu hatırlarız.. Tabi sorumlu olmak demek sudur; bu bölge içerisinde işlenmiş olan hemen hemen tüm faili meçhul cinayetler yeşil kod adlı mahmut yıldırım ve ekibinin sorumlulugundadır manasına gelir.. Aslen elazığlı oldugu ve 70lerde mhp içerinde yer aldıgı hatta aplarslan turkes in korumalıgını yaptıgı yolunda iddialar mevcuttur.. En ilginç olanı ise mahmut yıldırım'ın elazığ da bir devlet dairesinde memur olarak görünüyor olmasıdır.. Ksursuz bir şekilde kürtçe konuşabilen bu zat hakkında yorum yapmak veya bu zatın su anki durumunu sorgulamak bizi son 20 yılda işlenen faili meçhulleri sorgulamaya itecektir..
Güneydoğudaki 17.000 faili meçhulün 5.000'inde direk, geri kalanında dolaylı yoldan adı geçer. pkk'nın cinayetleri dahil üstüne yıkılmıştır. cem ersever'i onun sorguladığı ve onun öldürdüğü de söylenmiştir. Bu öyle kolay bir iş değildir elbet; gayr-ı nizamı harp kurallarının icra edilmesi için jitem gibi bir teşkilat kurduran "cem ersever" hiyerarşik olarak aslında yeşil'in çok çok üstündedir.. ta ki konuşmaya başlayıncaya ve birilerinin kendisini gözden çıkarma kararını verinceye dek elbet.. Susurluk kazasında silahları alıp kaçan ve kazada ölmeyen çatlı'yı öldüren de o dur. tabi bence değildir orası ayrı.

--spoiler--
akbabuş: aga cinayet var.

harun: yeşil yapmıştır la
--spoiler--

Ahmet Demir adıyla bilinen Kontrgerilla elemanı Yeşil’in gerçek adı. Bingöl, Solhan ilçesi Dicnik Köyü’nde 1951 yılında doğdu. MHP kökenli, 1973’te Bingöl Genç ilçe Jandarma Komutanlığı tarafından kullanıldı ve ilişki aynı yıl MiT Tatvan Bölge Müdürlüğü’ne devredildi.

Kasım 1975’te askerden geldikten sonra Milli Görüş hareketi içinde MiT adına çalıştı. Yıldırım, Elazığ’da 1977’de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı. işlemleri 20938 sicil numarası üzerinden yapılıyordu.

Tam dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı. Yeni adını gözlerinin rengi olan “Yeşil”den aldı.

Susurluk kazasından sonra ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi olduğunu ortaya koydu. Herkes Yeşil’den söz etti ancak bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı bilgileri aktarırken Yeşil’in öldürüldüğünü söyledi.

Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, iHD Başkanı Akın Birdal’ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya çıktı. Daha sonraki bilgiler Yeşil’in hala hayatta olduğunu ortaya koydu. Susurluk Raporu’nda da Yeşil’e 12 sayfalık özel bir yer ayrıldı.

Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullanan, Güneydoğu’da “Sakallı” adıyla bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım’ın geçmişi bir ölçüde deşifre edilebildi. Bir dönem MiT’te, bir dönem JiTEM’de görev aldığı anlaşıldı.

JiTEM subayı Ahmet Cem Ersever‘in öldürülmesinden, Güneydoğu’daki pek çok faili meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan’ın Suriye’de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte de yer aldığı öne sürüldü.

Afyon Cezaevi’nde öldürün Sabancı suikastı sanıklarından DHKP – C’li Mustafa Duyar’ı Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nden alıp getiren ekipte onun da adı sayıldı. Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de paylaşmadığı kanıya göre, aslında “Yeşil” tek bir kişinin değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod adı.

Yeşil kodunu kullananlardan biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Bir dönem Güneydoğu’da PKK’ya karşı yürütülen mücadelede özel operasyonlar, karşı gerilla eylemleri ve taktikleri onun yönetiminde yürütüldü.

Mahmut Yıldırım ise Yeşil kod adıyla dolaşan bir tetikçi. Ankara’da bir pavyonda eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alınan, zütürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövülen Yeşil’i polisin elinden alan ve MiT’te tedavi ettiren kişinin Mehmet Eymür olduğu öne sürüldü.

Üzerinde taşıdığı telefonla aradığı yerler arasında resmi kurumların yanı sıra Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi isimler de bulunuyor. Mesut Yılmaz’a Budapeşte’te yumruk atanlar da Yeşil’in telefonundan arananlar arasında yer alıyor.

Yeşil adının korkuyla anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı kişileri arayan hep Yeşil idi. Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmeden önce para yatırdığı Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi’ndeki hesabın sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil olduğu ortaya çıktı.

Mahmut Yıldırım’ın izi uzun süredir bulunamadı. Yaşayıp yaşamadığı konusunda da net bir bilgi henüz yok.