/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    -2
    Beyler, herkese merhaba, ilginç olabiliyor hayat. Bazen yaşamak zorunda olmadığımız şeyleri yaşamak zorunda kalıyoruz. Büyüyoruz amk, afilli hikayelerimiz oluyor. Bazen öyle hikayeler oluyor ki, bizim hikayelerimizi yarım ve anlamsız bırakabiliyor. Bir bakıyoruz ki o olmuşuz, bir kısım onu yaşamışız, istemeden. Fazla felsefeye gerek yok, bu bazen öyle bir buluyor ki bizi, hiç ummadığımız bir şekilde. Hiç işim olmaz dediğimiz bir anda ve yerde. Hiç ilgimizi çekmeyen bir zamanda ve şekilde. Bir anda işin içinde bulabiliyor insan kendini, ve işin tuhaf yanı, kendini alamıyor.
    Dediğim gibi, uzatmadan, gibik bir hayatın içinde yol alırken, kenarda bir kitap gördüm, yeşil kaplı, birazı yanmış, daha doğrusu belli ki yakılmaya çalışılmış, ama ıslak. Sokak kenarında, sahipsiz, yanında duran yeşil ceketli bir kadın. Dünyaları gördüm kadının gözlerinde. Bir ona baktım bir kitaba. O bir bana baktı bir kitaba. Döndü hiç bir şey demeden gitti. Okula gidiyorum amk, karşıdan karşıya geçerken gördüğüm bir kadın ve hemen ayaklarının dibinde duran yeşil kaplı bir kitap. Biraz ilerleyince içime bir ateş düştü. Geri döndüm hızlıca, neden döndüğümü bende bilmiyorum, ayaklarımı kontrol edemiyordum sanki. Navigasyonda belirlenmiş bir nokta gibi, direk kitaba doğru gidiyordum. Az sonra döndüm köşeyi. Kitap yerde, gelenler ve gidenler. Kimsenin umrunda değil. Aldım yerden ve çantama attım okumadan. iyi mi yaptım, kötü mü yaptım bilmiyorum, kabında hiç bir şey yazmıyor, sadece yeşil bir kapak, az yanmış, ve ıslandığı çok belli buruşuk bir kitap.
    ···
  2. 2.
    0
    ...
    Bu arada tatil ve tatilde yapmak istediği şeylerle ilgili bir çok şey yazmış, önemsiz yerleri atlayıp önemli olan noktalarla devam edcm ben. Bazı noktalarda şaşırtıcı şeyler olabiliyor, onların nasıl gerçekleştiğini bende bilmiyorum.
    Tatilde bu sedat denen lavuk dükkana gelmiş yine. Ama bu sefer çok farklı bir kişiymiş sanki. Yüzünde gülücük olan, saygılı konuşan bir tavrı varmış. Herhangi bir sorun yaşanmadan sedat alışverişini yapmış, ve mahçup bir şekilde dilere bakarak utanır gibi başını eğerek çıkmış. Diler dükkandan çıktığında yine bunla karşılaşmış. Bu aniden gelerek dilerin yanında yürümeye başlamış ve özür dilemiş. Artık değiştiğini ve başarılı bir öğrenci olmak istediğini söylemiş. Bu yüzden de haksızlık yaptığı kişilerin gönlünü almak istiyormuş. Ama diler bu konuşmayı ve sedatın tavrını hiç samimi ve içten bulmamış ancak ona bunu söylememiş tabi. Sedat en sonunda bunun koluna girmiş ve sıkıca tutarak”Seni öyle bir gibeceğim ki aklın duracak” demiş ve diler aniden kolunu çekmiş. Hızlı adımlarla uzaklaşmış. Bi ara geri baktığında sedat ellerini yumruk yapmış bir şekilde ona bakarak (iki eli yumruk yapıp nasıl koydum manasında elleri ileri geri yapmak) bir yandan da dilini dışarıda bir şekilde ona bakıyormuş. Diler hızla kafasını çevirip evine gitmiş.
    Çekingen ve çok utangaç olduğu için durumu kimseye anlatmamış. Hem de bunda çok da abartılacak bişey yok diye(nasılsa fiziki bir şiddet yok) çok da gerekli görmemiş.
    Ara tatilden okulun ilk günü asıl şoku yaşamış, sedat denen pgibopatla aynı sınıftalarmış. Sedat aldığı uzaklaştırmanın ardından (bu kesin bilgi değil uzaklaştırma sadece bir duyum) sınıfı değiştirilmiş. O günden sonra tüm sınıfa tüm okula çok iyi bir profil çizse de diler bu duruma asla inanmamış. Bir süre sonra, sedat iyice adını temizliyor, derslere ağırlık veriyor ya da veriyormuş gibi görünüyor. Bu sürede hiç bir şekilde dilerle muhatap olmuyor. Bir gün hocalardan biri sedatın gayretli olduğuna inanıyor ve zaten başarılı olan dilere sedata yardımcı olmasını söylüyor. Diler o gün eve çok mutsuz gidiyor. Yolda arkadaşlarına düşüncelerini ve yaşadıklarını anlatıyor. Arkadaşları onu teskin edip moral veriyorlar. Korkmaması gerektiğini, eğer bir şey olursa hemen müdüre ya da öğretmenlere anlatması gerektiğini söylüyorlar. Aynı gün, diler eve geldikten hemen sonra kapı çalıyor. Dilerin annesi kapıya bakıyor ve sedatın sesi duyuluyor. Annesi bir şey demeden onu içeri alıyor ve sedat doğruca kızın odasına geliyor.
    ...
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    Bu gün çok mutluyum, tedirginlik günlerim sona erdi. Şu pislik oğlan, adı sedatmış, ve okuldan uzaklaştırma almış diye duyduk bugün, bu süre boyunca sürekli gözü üzerimdeydi. Yalnız kalmamak için sürekli birilerinin yanında dolaşmak zorundaydım. Neyseki bu güne kadar bişey yapamadı. Ondan nefret ediyorum. Evet günlük, bazen ölmesini bile istiyorum. Neyseki artık bir süreliğine de olsa rahatım ve çooook mutluyum. Dönem bitmek üzere, her şey yolunda, tüm derslerimden iyi notlar aldım. Resimde kendimi geliştiriyorum. Sadece gözdenin morali bozuk şu sıralar. Ferhatla tartışıyorlarmış, ilgisizmiş ferhat şu sıralar. Geçenlerde gözde ferhatla çok yakınlaştıklarını söylemişti. Israr ettik ama anlatmadı. Bu arada selin de artık bizim gruptan. Iki sokak yukarıda oturuyor, artık üç kişi beraber yürüyoruz okula. Ve çok sıkı arkadaşız. Selin ilginç biri, esmer güzeli, konuşkan ve çok heyecanlı biri, sevimli yaaa. Gözde sarışın, o da incecik. Keşke bende incecik olabilseydim, benim de çok güzel olduğumu söylüyorlar ama ben kendimi şişman buluyorum. Gözde ise harika bir vucudum olduğunu söylüyor. Balık etli bile sayılmazmışım. Çok çene çaldım papiş iyi geceler sana. Bu gece rahat rahat gideceğim bir okulun mutluluğu ile yatıcam.
    ...
    ···
  4. 4.
    0
    Papatyaa, küsmedin umarım, uzun zamandır yazamadım yine, bu ara dönem sonu, sınavlar falan var, yoğun geçiyor, bütün sınavlarımdan iyi notlar aldım, babam da derslerimi aksatmamam şartıyla ona yardım etmemi kabul etti. Bazen akşamları okul sonrası dükkana gidip ona yardım ediyorum. ilk satışımı yaptım geçenlerde. Babam da yoktu, çok heyecanlıydım. Para kazanmak çok keyifli. Ama dükkan işletmek zor. Hiç bir yere gidemiyorsun, bazen kimse gelmiyor ve çok sıkıcı olabiliyor. Öyle ya da böyle, hayatım güzel ve ilk defa kendimi işe yarar hissediyorum.
    ...
    Çok sinirliyim, çok kızıyorum kendime, korkakmıyım ben acaba diye soruyorum durmadan. Tenefüste bahçede arkadaşlarla otururken birden onu gördüm. Şu baş belası olan soytarı çocuk. Nefret ediyorum ondan. Babamında başına bela zaten bunlar. Ailecek nerden geldiler. Bula bula bizi buldular. Allah belalarını versin. Bana baktığını farkettim bu gün. Pis pis sırıtıyordu. Aniden bize doğru geldi. Içimi bir korku kapladı. Kızlarla şaştık kaldık. Kimse bişey söyleyemedi öylece baktık. Dik dik baktı bana pislik. Bişey demeden gitti. Çok korkmuştum. Okul çıkışı dükkana gittim. Babama yardım etmek için, bi süre sonra bu çıkageldi, yanında soytarı arkadaşları da vardı. babam yoktu o esnada. Içeri yalnız bu girdi. Sen buranın sahibinin kızımısın dedi yavşak bir tavırla. Söyle ayağını denk alsın dedi, elini uzatıp tezgahta duran sakızlardan birini aldı ve para ödemeden gitti. Çok korktum, çok panikledim. Çıkarken dönüp öpücük atar gibi yaptı pis pis sırıtarak. Bi süre sonra babam geldi. Durgunluğumu anlamış olacak ki bi sorun mu oldu kızım diye sordu. Korktum bişey söyleyeme, babamın başının belaya girmesini istemiyorum, ama içim içimi yiyor. Çok zoruma gitti. Yatamıyorum papatya. Gözlerim doluyor. Ağlamak istiyorum.
    ...
    ···
  5. 5.
    0
    Ne kadar ilginç, birimiz çok mutluyken diğerimiz çok mutsuz olabiliyor, bu gün gözde mutluluktan uçuyordu. ilk kez öpüşmüş hayatında. Yeni sevgilisi ile çok mutlular. Yol boyunca durmadan anlattı. Halbu ki bana teselli vermesini beklerdim. Babamın başına gelenleri öğrendim. O anlattı bana, ona da babası anlatmış, Raif amca. Çok nazik ve kibar bir insandır. Beni de gözdeden ayırt etmez. Mahallemize yeni taşınan tam bir baş belası aile varmış, babaları hapis yatmış bir kaç sefer. Hatta ailenin çocuğu bizim okuldaymış. ilk günden olay çıkarmış. Duymuştuk biz de. Hiç haz etmem böyle soytarılardan. Keşke başka yerde olsalar. Bu çocuk babamın dükkanına gelip haraç istemişler. Tartışmışlar. Babamın morali bu yüzden çok bozukmuş. Gerçi babam böyle soytarılara papuç bırakmaz ama ona bişey olmasından çok korkuyorum. inşallah bişey olmaz papatya.
    ···
  6. 6.
    0
    Uzun zamandır yazamadım, kusura bakma günlük, gel sana bir isim koyalım, senin adın papatya olsun, burda kafesinde dur, ve ben ne zaman istersem beni dinle. Beni anlıyorsundur umarım. Bu gün okula başlayalı ikinci hafta bitti. Ve ben çok mutluyum. Resim dersinden remzi hoca bana çok başarılı olduğumu söyledi. Gerçekten çok güzel derinlik katabiliyormuşum resme. Daha önceden çizdiğim resimleri beğenen hocalarımız olmuştu, ama bu çok farklı. Hocamız bu işle profesyonel ilgileniyor. Onun dediğine göre biraz ağırlık gösterirsem ileride güzel sanatlarda okuyabilirmişim. Ne dersin papatya, olur mu dersin. Bu arada bizim kızlar çok terbiyesiz. Bu gün çok terbiyesiz şeyler konuştuk. Sana söyleyemem, ağzının sıkı olmamasından korkuyorum. Biri zorlarsa herşeyi hemen söylersin diye korkuyorum, sana güvenebilir miyim papatya? Ahhaha, sen elinin kağıt hamuruyla kız muhabbetine karışma en iyisi...
    Bugün moralim çok bozuk papatya, babam çok üzgün. Dükkanı erken kapatmış, normalde eve geldiğimde evde olmazdı, bugün evdeydi. Sordum ama söylemedi birşey. Birşeyler var ama çözmeliyim. Ona yardımcı olmak istiyorum. Belki bundan sonra okuldan çıkınca dükkanda ona yardımcı olabilirim. Dha ona söylemedim ama, kabul eder mi acaba. Canım babacım, onu çok seviyorum. Üzüldüğünü görmeye dayanamıyorum. Ha unutmadan, gözde bu gün ferhatla çıkmaya başladı. Çok mutlu görünüyor, onun adına mutluyum ama içim de rahat değil. Neyse, göreceğiz bakalım neler olacak.
    ···
  7. 7.
    0
    Diye başlayan bu günlük ilk bakışta pek ilgimi çekmesede, devdıbını okumaktan kendimi alamadım.
    Lisede ilk günüm istediğim gibi geçmedi açıkçası. Okulumuz biraz uzak. işin iyi yanı, en iyi arkadaşım gözde, hem karşı komşumuz, hem de aynı lisedeyiz, beraber gidiyoruz. Yürümek 20 dakikamızı alıyor. Minibüsle de gidebiliriz ama yürümeyi tercih ettik bu gün. Bundan sonra her gün yürüme kararı aldık. Hem spor olacak bizim için, hem de konuşma fırsaı bulacağız. Bu gün çok konuştuk, gözde hızlı çıktı. Şimdiden bir çocuktan hoşlandığından bahsetti, ferhat. Itiraf etmek gerekirse bende bir çocuktan hoşlandım, bunu gözdeye söylemedim ama bunun için suçluluk hissetmiyorum. Açıkçası kimseyle çıkmayı düşünmüyorum. Bu işler pek bana göre değil itiraf etmek gerekirse. Değil mi günlük, birbirimizi kandırmayalım.
    ···
  8. 8.
    0
    bence tutar
    ···
  9. 9.
    0
    Merhaba ben babasavar
    Eğer babanız ile sorun yaşıyorsanız
    Bana yollayın çünkü
    Ben ilk babancı panpanızım

    Not: Bir babayı 5 lira karşılığında gibiyorum
    ···
  10. 10.
    0
    Part var tutabilir rez
    ···
  11. 11.
    0
    Kulaklığımı takıp, yıllardır kayıtlı olan müzikleri dinlemeye başladım telefonda. internet yok. Bi ara hill climb racing oyununu açtım yine. Amk, nicedir güncelleme gelmiyor, off road’ı alıp high way de para kasıyorum sürekli. O esnada kapadım oyunu, aldım çantamı, tekrar açtım ve çıkardım yeşil kaplı kitabı. Yeşil ceketli, çökmüş yüzü, orta yaşlı o kadından düştüğünü düşündüğüm kitabı. Kitabı tekrar elime alınca kitap olmadığını fark ettim. Bir ajanda, sayfaları kabaca bir bakış attıktan sonra, bir kitap değilde bir defter olduğunu fark ettim, sayfalarına hızlıca baktım, gayet düzgün bir el yazısı ile yazılmış bir günlük olduğunu anladım. Uzun zamandır paylaşmıyorum bu anıyı kimseyle. Hatta bu güne kadar kimseyle paylaşmadım bunu.
    Diler, bu günden sonra günlük tutmaya karar vermiş liseye henüz geçmiş genç bir kız. Ve hayat, çok güzel onun için. Biraz onun dilinden, biraz da kendi çıkardığım özet şeklinde yazacağım.
    Diler ve ilk satırlar;
    Bundan sonra, hayatımı düzene sokmak için, günlük tutmaya karar verdim. Her gün yaptıklarımı buraya yazacağım, ve bundan sonra her günümü daha verimli geçirmek için geçmişimden ders alacağım. Artık liseye başladım, hayatımın sahibi olmam gerekiyor. Kendi kararlarımı verebileceğime inanıyorum. Ancak lise hayatımın çok iyi geçeceğinden eminim. Babam ve annemle eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz, onlarla da aramı düzelteceğim.
    ···
  12. 12.
    0
    ...
    “Aniden içeri girdi, yüzünde yavşak bir sırıtma, elinde kitaplar, selam dedi ve direk masanın yanına geçti. Kitapları masaya bıraktı. Çok zayıf biri zaten, elbiseleri üzerinde emanet gibi duruyor. Giyinmeyi hiç bilmiyor. Kapıya doğru bir baktı, annem mutfakta bulaşık yıkıyor, su sesleri geliyordu. içimde hem evde olmanın hem de annemin varlığının rahatlığı vardı ama bu yavşağın karşımda durması beni rahatsız ediyordu. Gerçekten ders çalışmak için mi gelmişti kestiremiyordum. inanmıyordum da, bişey demedi önce, biraz sesszilik oldu, sonra yanıma yaklaşıp bana matematik anlatacakmısın dedi. içimden defol git diye haykırmak geliyordu. Ama bu hem çok yersiz hem de anlamsız olurdu, ne olur git diyebildim sadece sert bir şekilde. Yavşak gülümsemesini takındı yine suratına. Kolumdan sıkıca tuttu, diğer eliyle boğazımı sıktı, yüzü yüzüme çok yakındı, bakışlarında nefret vardı, sanki kendini bana kabullendirmeye çalışıyor ama başaramıyordu. Birşeyler mırıldanıyordu, nefesini yüzümde hissediyordum. Yavaşça duvara dayadı beni. Annem içerideydi, su sesleri geliyordu hala, gözlerim dolmuştu, bağırmak istiyordum. Olan biteni kabullenemiyordum, bunlar gerçek olamazdı, yavaşça yanaklarımı ve dudağımı öpmeye başladı. Boğazımı gevşetti. Hareketsiz kalmıştım. Bacaklarım titriyordu. Bir eli hala boğazımda, diğer elini vajinama attı. Refleks olarak itmeye çalıştım onu, boğazımı bir daha bu sefer daha sert sıktı. Gözlerimden yaşlar akıyordu. bu hayvan, hem vajinamla oynuyor hem de öpüyordu. Ne olursun dur diye sayıklıyordum. Çok utanıyordum.
    ···