1. 15.
    +1
    panpalarım hazır yazılı zaten, parça parça paylaşıyorum okuyalım beraberce diye, sonda yorumları alayım diye.
    ···
  2. 14.
    0
    ne diyon mk
    ···
  3. 13.
    0
    @7-8 ve 9'u aynı dakika içinde yazmış..

    adam makinalı tüfek beyler
    ···
  4. 12.
    0
    up up up up up up
    ···
  5. 11.
    0
    up up up up up up
    ···
  6. 10.
    0
    up up up up up up
    ···
  7. 9.
    +1
    Yavaşladı, ezberlenmiş adımları onu bildik patikaya sürüklediğinde gittiği yön hakkında bir şüphesi yoktu. Kızın işaret parmağıyla gösterdiği yerlere bakıyor, onun dikkatini ağaçların altından, morarmış dudaklarından uzak tutuyordu. Neyse ki, gökyüzünü izledikleri beş dakikalık bir yürüyüşün ardından kayalarına ulaşmışlardı. Felis çevik bir hareketle ilk tırmanan oldu.

    "Elini uzat."
    ···
  8. 8.
    +1
    "Yukarı bak!"

    Bakışlarını kaldıran kızın nefesini içine çekmesi, olta atmış olan Felis'in şanslı olduğunun kanıtıydı. O da kızı taklit ederek yukarı baktığında, doğan Güneş'in serptiği ışınların oluşturduğu muhteşem görüntüye şahit oldu. Ağaçların Güneşe dönük tarafları, gün ışığıyla birleşerek bir renk cümbüşü oluşturmuştu, sararmış yaprakların rüzgara kapılıp ağır ağır düşmesi ise bir altın yağmurunu andırıyordu.
    ···
  9. 7.
    +1
    açık havaya ulaştığında, iliklerini donduran ılık bir rüzgar esti. titremesini engelleyerek geride kalmış olan claire'le göz göze gelmek için, palyaçovari bir sıçramayla ardını döndü. küçük bir kahkahanın eşliğinde endişesi silinen kız "hadi gel! çağrısına uyarak, adımlarını ormana yöneltmiş olan çocuğu takip etti. felis ise hızlı yürüyordu, istemdışı kasılmalar yaşayan vücudunu claire'in idrak yolundan uzak tutmalıydı. kız ise birlikte yürümeleri için koşarak ona yetişmişti.
    ···
  10. 6.
    +1
    Dudağının kenarında beliren tatlı bir gülümseme. Az önce gözlerinin önünde gerçekleşen tiyatro sahnesiyle sarmalanmış beyaz yalana kanan kızın yüzündeydi bu ifade. Kızın kalktığını gören Felis ise olabildiğince neşeli olmaya çalışarak, dışarıya giden yolu adımladı. Kızın görmediği her saniye, hastalığının zaptedilemez saldırısına uğruyor, acıyla buruşan yüzünü saklamak için başka tarafa bakıyordu. Dostlarını bu gibi bir sebepten de olsa üzmek, arzuladığı son şeydi.
    ···
  11. 5.
    +1
    up up up up up up
    ···
  12. 4.
    +1
    up up up up up up
    ···
  13. 3.
    +1
    Simsiyah, boncuk misali gözlerin üzerindeki tatlı kahküle, küt ve açık kahverengi saçlara sahip olan, kendisinden bir yaş küçük arkadaşıydı bu. Güzel yüzünde, bilgisizliğin ve tecrübesizliğin getirdiği bir endişe vardı. Sarışın çocuğun yüzüne oturtmuş olduğu yapmacık gülümsemeyi yutmamıştı.

    "Alnın çok sıcak, çürüklerin kötü durumda. Doktora gitmeliyiz."

    Aniden ayağa sıçrayıp, şaşırarak gerileyen kıza, son derece enerjik bir biçimde bakmasının sebebi aşikardı.

    "Ben iyiyim, endişelenme! Sadece biraz temiz havaya ihtiyacım var. Benimle gelir misin?"
    ···
  14. 2.
    +1
    "Felis, yanıyorsun."

    Sesin sahibini idrak etme çabası içinde, cayır cayır yanan başı sola döndü ve kemikli parmakların soğuk dokunuşunu hissetti. ilkbaharın ilk gününde olduğunun bilincindeki bir kuş sürüsünün melodik şakıması misali tatlı ses tonu, bedenini kamçılayarak gözlerini açmasını sağladı.

    "Claire, nasılsın?"
    ···
  15. 1.
    +3
    kısa hikayem, okumak isteyen panpalarımla paylaşıyorum

    Rivendell Yetimhanesi, 2055
    Gündoğumu

    Kahverengi gözlerin önüne düşen sapsarı taneler, lanetlenmiş oksijeni ciğerlere yollamayı reddeden soluk borusu. Hayatın acı kısmını gerekenden erken görmüş bir bedenin kendini koruma içgüdüsü müydü bu? Gözlerinin önünde asılı duran gerçeği inatla reddederek, sanal bir mutluluk yaratmak mümkün müydü? Peki ya elleri? Kağıt beyazı bir renkte olmaları ve her daim kış kadar soğuk olması, Dünya denen Cehennem'de kavrulmaktan korktuğunu mu gösterirdi? Peki ya boğazı? inatla yutmayı reddedip, yemeye çalıştığı bulamacın her damlasını ittiren bademcikleri, bu Dünya'nın yasaklı nimetlerini red mi ediyordu? Küçük bir şangırtıyla tabağına düşen kaşık, gözlerini açabilmesi için yeterli değildi.

    edit: biliyorum amk aranızda okumayı sevenler var, türü fantastik bu hikayemin, akıcı olacak yani. bi ay giblenmesin yine parça parça yazıcam buraya, sizden başka paylaşacağım kimse yok çünkü.
    ···