şuku derim giderim

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Haklısın lan sonuna kadar haklısın kardeşim.. türkiyenin taku çıktı islam devleti buralara sahip çıkmalı. kürtlere bırakmayız bu toprakları.

oyunuz kaydedildi. ":)"

kurban bayramlarında mezbahalarda değil de apartmanlarının önünde keserler kurbanlarını. ben kurban kesebiliyorum gösterişini yapabilmek için. bu kadar samimilerdir işte. etrafı kan gölüne çevirirler, hayvanlara eziyetin dik alasını yaparlar, ve bunları çocuklarına izletirler. çocuklarına daha çocuk yaşta caniliği aşılarlar. kendi ebeveynleri yapar bunu. ve bu çocuklar da büyüdüklerinde kendi çocuklarına aynı şeyi yaparlar. he sevap, he hayvan dostu, he gösterişsiz, he eziyetsiz, he hijyenik, he canım.

bir insanın başına gelebilecek en kötü şey buralara yolunun düşmesidir. turistler buraya gelirler, kazık yerler. sarkıntılığa uğrarlar bir ülke dolusu ciks düşkünü tarafından. misafirperverliğinden bile bir çıkarı vardır insanımızın, para. parayı, hele dövizi o kadar sever ki insanımız, bir gibke için bütün ülkesini satabilir.

@56 hangi toplum hangi ayrıştırılan toplumu sevecek?
askeri darbenin sonucunda gelen haşmetlisini destekleyip 2 lafın başı herşeyi askeri darbeye bağlayan zihniyeti mi sevecek?
cehalet dünyanın hiç bir yerinde sevilmez.
bu denli cehalet kolay eğitilemez sadece manipüle edilip kontrol altına alınır onların yaptıkları gibi.
bazıları bunu ülkeyi kurmak için eğitmek için yapar bazıları ise yıkmak daha fazla koyun yapmak için..
yazar burada toplumunun içler acısı haline özeleştiri yapıyor belki kör olan gözleri görür sağır olan kulakları duyar diye..
buda bir mücadele yöntemidir belki düşük ihtimal ama gerçekleri görür ve sorgular diye.
yoksa bizde biliyoruz cahile ateşle yaklaşılmaz koyun dersen koyarlar ters teper ve seni yakar.

@72 adamsın lan alnından öpüyorum helal olsun tüm düşüncelerimi yazıya dökmüşsün

2015 yılına gireceğiz, az kaldı. insanlarımız hala spor takımı kavgası ve fanatizm yapıyorlar. o kazansın, bu kaybetsin, şu berabere kalsın. çok yararı oluyor ya sana.

saçma sapan televizyon programları, şuursuz televizyon dizileri, futbol maçları, futbol takımları. uyutuluyorsunuz ve uyuduğunuz için farkedemiyorsunuz.

huzuru sildiniz bu topraklardan, artık herkes huzursuz. çözümsüzlükler içerisinde bir ülkenin, görgüsüzler tarafından yönetilmesinin getirdiği huzursuzluk var insanlarımızda. neden diye sorarlar adama, neden vatandaşım. neden kendi mezarını kazıyorsun, neden geleceğini un ufak ediyorsun, neden ışıksızlıktan çıkarmıyorsun kafanı, neden.

gaza geldim aynı entry e 3 kere şuku verdim.

tütün içersin, tek nefeste bin ölürsün. insanımız da böyle, getirir başına manipülatör uçkur düşkünü zeka yoksunlarını, iyi sanır. derdine koşacak sanır iki din kelamıyla. yurdunu paylaşmaya çoktan hazırdır aslında o iğrenç insanlar. bir oy verir, bin hayatı, hayali gider. bir oy verir, bin ölür. bir kukla gibi yaşar, beyni olmayan, sağdan ve soldan bağlanmış bir kukla. ayrıştırılır, sömürülür, kolu bacağı koparılır. hayalleri elinden alınır. bile bile, isteye isteye, şuursuz ve zalimce.

herkes kendi derdine düşmüş, belki de düşmek durumunda bırakılmış. ama fark edememiş, düşmeyi kendisi de istemiş insanımız. bilerek ve isteyerek ruhunu satmış üç kuruşa, iki somuna. ayaklar altına düşmüş, dert yuvası olmuş. mutluluk sadece bir kelimeden ibaret olmuş. öyle de devam edecek. insanımızda varolan vurdumduymazlık, umursamazlık, hallederizcilik, ihmalkarlık, menfaatçilik, ve biat hayatlarından silinmedikçe.

@64

ali şeriati, "ben sizleri rahatsız etmeye geldim." diyor.

birinin söylediklerinden gocunmuyorsam, ibret te almıyorum demektir.

sen konuş damat. sen konuşunca enişten de dinliyor. sen güzel konuşuyorsun.

gelecekte buralar bomboş olacak, toz toprak, harabeler, savaşın hazin kalıntıları, akıllarda nefret edilen siyasiler, pişmanlıklar, hayal kırıkları...

uyku tatlı gelir insana, sonsuz uykudasınız. müstehak.

kim ne derse desin, dünyanın tak çukuruyuz, ve bu gerçek hiç bir zaman değişmeyecek. insanımız hatalarını kabul edip o iğrenç egosundan sıyrılmadığı, ah haşmetlimiz vah hükümdarımız dediği, biat ettiği, boyun eğdiği, derbeder olduğu, şuursuz dizilerden hayatı öğrendiği, başkasının eğilimine ve düşüncelerine saygılı olmadığı, vatandaşını düşünmeyip sadece kendi rahatını düşündüğü, menfaatçi olduğu, rantçı olduğu, para da para dediği, sattığı, aklına kilit vurup yobazlaştığı ve ilelebet isteyerek karanlığa, taka gömüldüğü sürece, evet, bu gerçek hiç bir zaman değişmeyecek.

oha güzel tartışılmış lan.

abi bence hem eleştirelim, hem eylemsellikle ilerleyelim. devrimci pratik kalın çizgili kalıplara sığmaz.

babanın oğluna kızdığı gibi kızalım yani. vuruyorsak da sevgimizden vuralım.

gavura vurur gibi vurmayalım. ama tak yediler diye başlarını da okşamayalım.

bir günah keçisi bulun kendinize, ardından koltuğunuza yaslanıp bu günü de atlattık diye iç geçirin. kabullenmeyin canım, ben o partiye oy veririm, şuna veririm, ben buyum, ben şuyum, ben oyum, ben, siz, biz. he ben suçluyum, he sen büyük vatansever, he ülkede hiç bir sorun yok, he büyük hökümetimiz, he haşmetlimiz, he burgu makarnalar. körsünüz.