-
1.
0evet.
-
2.
0hayır
-
3.
0rebirth
-
4.
0eveeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeetttttttttttttttt
-
5.
0Konunun teknik yönü kadar, felsefi yönünün de çok zor ve pek çok tartışmayı tetikleyecek nitelikte olduğu herkezce kabul görmektedir. Bu nedenle konuya ünlü bir kaç fizikçinin kuantum hakkındaki düşünceleriyle, bu işin ne denli çetin bir ceviz olduğunu vurgulamaya çalışarak başlamak istiyorum.Tümünü Göster
Bristol üniversitesi fizik bölümünden Robert Gilmore'un, Alis Kuantum Diyarında adlı yapıtının önsözüne şu sözlere yer verilmektedir.
"Yirminci yüzyılın ilk yarısında evren anlayışımız tümüyle alt üst oldu. Eski klagib fizik kuramlarının yerini, dünyaya bakış açımızı değiştiren, kuantum mekaniği aldı. Kuantum mekaniği, yalnız eski Newton'cu mekaniğin ortaya attığı düşünceleri değil, sağduyumuzla da pek çok açıdan uyuşmazlık içindedir. Yine de bu kuramların en şaşırtıcı yanı, fiziksel sistemlerin gözlenen davranışını, önceden haber vermedeki olağanüstü başarısıdır. Kuantum mekaniğinin bize saçma geldiği anlar olabilir. Fakat doğanın izlediği yol budur. Biz de buna uymak zorundayız."
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünden Prf. Rıchard Feynman; kuantum mekaniği ile ilgili öğrencilere verdiği bir konferansta, konuya şu espiri ile başlıyor.
"Kuantumu anlamak gerçekten zor. Ancak gerçekte bu zorluk pgibolojik. Kendinize sürekli " ama bu nasıl olabilir " diye sormanızın yarattığı sıkıntıdan kaynaklanır. Sorduğunuz her soru, onu anlaşılmış bir şeyler cinsinden görmek arzusunun dışa vurumudur. Onu alışılmış bir şeye benzeterek açıklayacak değilim. Yalnızca açıklayacağım.
Bir zamanlar gazetelerde " Görecelik " teorisinin sadece oniki kişi tarafından anlaşıldığı yazılmıştı. Hiçbir zaman öyle bir dönem olduğunu sanmıyorum. Onu yalnız tek bir kişinin anladığı bir dönem olabilir, çünkü, daha kaleme almadan önce bu teoriyi fark eden kişiydi o. Ancak onun çalışmalarını okuyan birçok kişi Görecelik teorisini şu veya bu şekilde anladı. Buna karşın, kuantun mekaniğini kimsenin anlamadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu nedenle, anlatacaklarımı gerçekten anlamanız gerektiğini düşünerek dersi ciddiye almayın; Gevşeyin ve bu işin keyfini çıkarın."
Yine ünlü bir bilim adamı, "Kuantum fiziğini anlayamazsınız, ona sadece alışabilirsiniz" diye bir yorum getirmiştir.
Erdal inönü ise, "Kuantum fiziğini anlamak için güçlü bir empatiye, yani olayları ve düşündüğünüz hipotezin deneyini kafanızda yapabilmelisiniz" demiştir.
Ve son olarak Danimarkalı ünlü fizikçi Niels Bohr; "Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa onu tam olarak anlamamışsınız demektir."diyerek, beklide bu konuya son noktayı koymuştur. -
6.
0merhaba inci ailesi bu hikaye part part olucaktır hikaye partları hazır, yapmanız gereken şuku atmak . *
18 yaşında genç bir adamın, hayat öyküsüne eşlik edeceksiniz, 18 yaşında ne hayatı deyip geçmeyin, yaşanmışlıklarla dolu bir 18 yıl.
4 kardeşiz biz. Ablam, ben, ikiz kardeşlerim, bir de annem ve babam. Güzel bir aile, yoksul ve biraz da yokluğun getirdiği sıkıntılarla, huzursuz bir aile. Buraya kadar standart geçmiş olabilir fakat bu ailenin dönüm noktasına geliyoruz.
9 yaşımda aldığım bir darbeden dolayı bir gecede sol arka adalemde oluşan, aşırı bir şişme sonucu hastaneye gitmiştik. MR için gün aldık, çektiler, sonucu alıp doktorun yanına girdik, bana baktı ve dışarı çıkmamı istedi, aslında o an hissetmiştim ters giden bir şeyler olduğunu. Annem poliklinik odasından ağlamaklı bir şekilde çıkmıştı. Başhekimin yanına doğru gidiyorduk, hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Başhekim Ankara’ya sevk etti. Hastanede uzman doktorun olmadığını, bir şırınga dahi dokundurmayacaklarını söyledi. Babam kışları limon, yazın domates, salata vs satarak evimizin geçimini sağlıyordu. Yani elektrik, su faturasını zor ödeyip, karnımızı anca doyuruyorduk. Hastaneden döndükten sonra ki zamanlarda babamı sürekli düşünceli, annemi sürekli ağlarken yakalıyordum. Bana bakarken sanki bugün yarın ellerinden kayıp gidecekmişim gibi bakıyorlardı. Ya da ben öyle hissediyordum -
7.
0merhaba inci ailesi çok uzatmadan hikaye'ye geçelim part part olucak hiç zaman kaybetmiyelim ;).
18 yaşında genç bir adamın, hayat öyküsüne eşlik ediceksiniz. 18 yaşında ne hayatı deyip geçmeyin, yaşanmışlıklarla dolu koca 18 yıl.
4 kardeşiz biz .ablam,ben, ikiz kardeşlerim,ve anne babam. Güzel bir aile. Yoksullugun verdi sıkıntılarla. Huzursuz bir aile. Buraya kadar standrat geçmiş olabilir, fakat bu ailenin dönüm noktasına geliyoruz.
9 yaşımda aldığım bir darbeden dolayı bir gecede sol arka adalemde oluşan, aşırı bir şişlik sonucu hastaneye gittik.MR için gün aldık.Çektiler,
Sonucu aldık. Doktorun yanına gittik. Bana baktı ve dışarı çıkmamı istedi. Aslında o an hissetmiştim o an bişiler olduğunu. Annem poliklinik odasından, Ağlamalı bir şekilde çıkmıştı. Başhekimin yanına doğru gidiyorduk. Hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Baş hekim Ankara'ya sevk etti. Hastanede uzman doktorun olmadığını, bir şırınga bile değdirmeyeceklerini söylediler. Babam, kışları limon, yazın domates salata v.s satarak geçimimizi sağlıyordu.