-
1.
+4 -3internette tanışmıştım onunla. çok fazla konuşmadık. sadece bir iki kez nasılsın iyi misin. daha sonra bir gün "hey" yazdım. karşılığını aldım. konuşmamız uzun uzadıya gitti. profiline baktım ve banio süpermarket yazıyordu.Tümünü Göster
"un... daki banio mu bu?"
"evet. ne oldu ki?"
"bende orada oturuyorum."
"hadi ya. neresinde?"
uzadı gitti konuşma. birbirimize videolar, fotoğraflar, karikatürler yollayalım derken, söz döndü dolaştı müziklere geldi.
"ben bülent ortaçgil'i çok seviyorum" dedi
"bende bayılırım. en sevdiğim ise teoman'la birlikte söyledikleri eylül akşamıdır" diye cevapladım
bir kaç parça yolladık, filan derken o gece erkenden yatması gerektiğini, yarın yapı markete sabahtan gideceğini söyledi. olur, dedim.
"iyi uykular. tatlı rüyalar"
içimde nasıl bir heyecan var. nasıl da titremeye başladı bacaklarım. fotoğraflarını gördüğüm kadarıyla (eğer feyk olmazsa) kız şahane bir şey; uzun, düz platin sarısı saçları -sonradan boyatma olsa da güzel-, zayıf ya da atletik vücudu, badisinin altından çok belli olmasa da ne büyük ne küçük göğüsleri ve ince elleri... neyse sabaha kadar bende yerimde duramadım. bir an önce öbür gün olsun da konuşsak diye düşünüp durdum.
... ertesi gün
"slm" yazdı
"canın mı sıkkın?" diye sordum ona. çünkü "yazık çok yazık... " yazmıştı iletisine. onu okuyup, okumadığını bilmiyorum ama
"çok mu belli oluyor?" diye sordu
"sanırım bir tek seni hissettim. belki de bir sürü vardır burada... "
"Neden ben?" -kızların bilindik o saçma soruları-
"bilmem belki de bir tek sana dikkat ediyorumdur."
"teşekkür ederim... biliyor musun sana yazarken bir yandan da arkadaşa telefonda ağlıyordum."
"anlat için rahatlar."
"öyle ama... "
"neyse bak ne soracağım sana?"
"sen neden gelmedin bugün?"
"gel demedin ki? sıkmak istemedim bende"
"anladım ama gelseydin keşke"
"yarın yemek aranı söyle sana yumurtalı ekmek getireyim."
"ahahah çok düşüncelisin ama hayır demem"
"eee kaçta?"
"şöyle yapalım. pazar günü izinli misin?"
"evet ne oldu ki?"
"pazartesi buluşalım istersen?" o anda sabaha kadar gözüme uyku sokmayan kızın bana çıkma teklifi etmesi karşısında saçmalamamak için şiir kitabı aldım elime. bunu neden yaptım,bir tür özellik.
"o zaman yumurtalı ekmeğin yanında bir de çay kazanırsın... "
"ahaha delisin sen ya. olur kazanırım tabi."
bazen böyle hızlı hızlı konuşur kızlar, sonra bir anda yok olurlar. bir tek ulaşım için telefon kalır geriye, bende onu almak için ne söylesem diye düşünürken;
"sana bir sürprizim daha var" dedim
"ne?"
"sipariş telefonu: 05... 9"
":) kaydettim"
ardından telefonuma "selam ben bir yumurtalı ekmek bir de çay isteyecektim" diye mesaj gelir,
"bu saatte sadece rakı servisimiz var efendim" diye yazar yollarım
"yanında balık ve meze varsa kabul"
"ben sazan var"
neyse o gece herşeyi ayarlamış ayrılmıştık. telefonlarımız elimizde, gece yarısını az bir zaman geçesiye kadar mesajlaştık.
gerisini duymak isteyen varsa yazsın -
2.
0panpa kızdan da hiç anlamıyorsun. espirili bir şey olsun diye dendi. yoksa kim yer yumurtalı ekmeği kızla ilk gün
-
3.
0neyse sabah oldu, onun mesajıyla uyandım. ama ne sabah öğlen in bir'i.
"neredesin sen?"
"şimdi uyandım senden mesaj bekliyordum."
"ne zaman buluşacağız?"
"bir saate hazırlanırım ondan sonra... " diye yazarken
"o zaman ben yapıp getireyim yumurtalı ekmeği" diye yazark lafımı kesti.
"bak o daha güzel olur"
"zaten hazır bekliyorum. sen şimdi iki saatte hazırlanamazsın. o süre de ben çıkar gelirim"
"tamam o zaman"
"sende az uyanık değilsin"
"daha yeni uyandım ya ondandır"
neyse adresi verdim. ben banyoya girdim, dişlerimi fırçaladım, çay koydum. derken kapı çaldı.
devdıbını isteyen?? -
4.
0şuku istemiyorum panpa öle derdim yok sadece isteyenleri görelim yeter
-
5.
0"geliyorum" diye bağırarak odaya koştum. hava yağmurlu ve odamda perdeler kapalı olduğu için, tekli koltuğun üstüne yayılı kıyafetlerimden siyah bir tişört çektim. kapının ardından da kırmızı spor pantolonumu. neyse giyindim, saçlar bu arada ıslak filan, açtım kapıyı.
karşımda fotoğraflarından daha güzel biri duruyor. bir an "kime gelmiştiniz?" diye soracaktım, o kadar feci yani. neyse içimi bir anda -bu kız beni beğenmezse- düşüncesi kapladı.
"hoş geldin. buyur."
"ooo bey efendi ancak toparlanmışa benziyorsun. iyi ki ben gelmişim yoksa saatlerce bekletilecektim."
"hayır, hayır sen; ben geleceğim dediğin için biraz ağırdan aldım"
içeri girdi, kotu düşük bel ama yağmurlu olduğu için hava içinde çıtçıtlı atletten vardı. somon renkli. ayakkabıları ince topuklu, dize kadar uzanan bir çizme idi. siyah renkli.
o önden mutfağa doğru geçerken kendimi boy aynasında bir gördüm ki... anam o nasıl bir tişört! annemin taşlı badisini giymişim. hemen odama doğru gittim. ışığı açtım bu sefer. tekrar siyah renkli bir tişörtle değiştirdim.
içeri geri geldim. kız o kadar pratik ki, mutfakta nerede ne var bulmuş, masaya koymaya başlamış bile. bende doğrudan çay yapmöaya girişim.
devamı... ??? -
6.
0şimdi çayı aynen şöyle yapıyorum;
kattle da ısıtıyorum suyu, tabi bu arada çaydanlık az suyla ocağın üzerinde ısınıyor oluyor. kattle da ısınan suyu iki tarafa döküp daha çabuk çay yapıyorum.
kız "way bu yöntem ilginçmiş!" dedi
"öğrenciysen her şeyin pratiğini bulman lazım ama sende pratiksin hani herşeyin yerini biliyormuşsun gibi çıkarttın"
"evet egrçekten öyle oldu. buraya önceden gelmişim gibi" diye cevapladı, gülümsedim.
neyse çayı hazırladık, kahvaltılıkları da masaya yerleştirdik. bu arada @gelisinesertvurdu için söylüyorum; "panpa yumurtalı ekmek filan yok". kahvaltı etmeye başladık.
kız yemekten daha çok yüzümle ilgileniyor. sakallarımı seviyor, saçımı seviyopr filan. böyle it gibi bir şey oldum karşısında.
"gıcıksın sen!" dedi,
"kadın dilinde gıcık; iyi ve hoş adam anldıbına geliyor değil mi, yanılmıyorum?"
"hayır" derken gülümsedi
"tüh daha önce hiç yanılmamıştım"
neyse konuşuyoruz bir yandan, arada bir telefonları çalıyor derken bir tanesini açtı.
"anne dışarıdayım bugün geç gelirim" dedi
...
"tamam anne haber vereceğim arkadaşımlayım zaten bir şey olmaz korkma"
... "
"öptüm annem"
bende karşısında ona el kol işareti yapıyorum, kısık sesle bir şeyler diyorum filan. avucuyla mikrofonu kapattı, başını salladı.
"anneme selam söyle" dedim gülerken
o da güldü.
kapattı telefonu. ikinci çaylara geçtik. kahvaltının da neredeyse sonuna gelmiştik.
birer sigara yaktık. karşılıklı içiyoruz, dumandan kaçan gözlerimiz birbirine kenetleniyor.
içimden "u lan bu saatte aşk meşk de zor aq" diyorum ama sürekli hoşnutmuş gibi gülümsüyorum.
kalktı yerinden, sandalyesini yanıma çekti bir anda. -
7.
0panpa lar ferregrafi kafasını bir atın yavaş yavaş geliyoruz biraz erotik yahu
-
8.
+1 -2masada o haftanın karikatğür dergisi varmış oysaki. benim tarafımda bir de. ben kızabakmaktan görmüyorum ki. biri gibse haberim olmayacak o derece.
kız sayfaları karıştırmaya başladı, filan derken uykusuz un otosabi bölümünde durdu. okumaya başladı. arada bir bana da okutuyor. bende heyecan yaptım, ona beğendiğim karikatürleri anlatmaya çalışıyorum. dinliyormuş gibi yapıyor ama otosabiyi okumak için çabalıyor. çok fazla uğraşmadım, bende kalkıp birer çay daha koydum. birer sigara daha.
"bu adam hangi kafayla yazıyor?" diye sordu
"walla bilmem ama direk anlatım. severim böyleyi. yani uzatıp dallandırıp budaklandırmaya gerek yok bence." dedim ama demez olaydım,
"neyi uzatıp, dallandırıp?" diye sormaz mı gülümseyerek
"hikayaleri ya!"
"hadi öyle olsun bakalım" -
9.
0"en sevdiğim yazar c... b... dir" dedim
"o kim??" diye sordu,
"sana göstereyim kitaplarını" diyerek yerimden kalktım
bi,r de baktım ki o da geliyor. birlikte odaya girdik. kapıyı açık bıraktım ben. çünkü onunla bir şey yapmak için burada olmadığıma güvensin diye. evde kimse yoktu oysaki. kız bu durumdan sanki hoşnut olur gibi oldu.
oda da bir anda yatağımın üzerindeki kıyafetlerle kitapları görünce "burası ne kadar incin. sen incin pis bir çocuksun!" diye söylendi.
ben kitapları alıyorum yerinden, o yatağımın üzerini düzeltiyor. ben ona kitapları uzatıyoprum
"dur bekle" diyerek geri çeviriyor
sonra yatağı topladı, sırtını başucuma yaslayıp "şimdi ver de bakayım" dedi.
bende kitapları verdim yanına oturdum -
10.
0"ama her sayfası küfürlüdür. küfürü güzel ve samimi eder. bizdeki can yücel babamız dan iyi olmasın ama yine de iyidir" dedim
"can yücel mi?"
"neyse bak oku" diyerek daha ilk sayfasını açtım. aynen şöyle yazıyordu;
"""huur çocuğun teki paranın üstüne yatmış, herkes bütün parasını yutulduğunu iddia etmiş ve bu da pokerin sonu olmuştu; dostum elf ile oturuyordum, çocukken kötü bir hastalık geçirmişti elf. kuruyup büzülmüş, yıllarca yatakta yatıp lastik bir topu sıkmış""""
bir anda durdu, okumaya başladı.
"hepsini okumayacaksın değil mi?" diye sordum.
"yok hayır da ilginç yazmış. izin vermişler mi?"
"ee sen hala 80 kafasıyla mı sanıyorsun ülkeyi" diye övünecektim ki kız başladı şimdiki iktidara saymaya
neyse burayı kendim sansürlüyorum.
"bir diğer kitabını açtım ardından. yavaş yavaş diyorum ya, burada da öyleydi.
diğer kitabın ismi f... m
bir kaç sayfa okudu filan derken, yat turu sahnesine geldi. hişç konuşmadan başladı okumaya. o bölümü bitiresiye kadar bende içeriye gidip, çay koydum ve sigara aldım yanına geldim ama bu sefer yatağa oturmadım. sandalyeme oturdum.
yüzüme baktı gülümsedi. yanaklarında hafif bir kırmızılık var ama fondoten mi bilmiyorum. hafif terlemişti de ondan mı belli olmuştu... -
11.
-1"ben beğendim ama sanki kendi kafasını yaşayan biriymiş gibi yazmış" diye sylendi
walla ne demek istediğini anlamadım ama kalbimin atışlarını onu yatağımda görürken yavaşlatamıyordum. saçmalamaya başladım.
"ee bazen kalablıkta olsa insan kendisiyle yalnızdır. bazen de yalnızlığında kendini keşfettiği an; kalabalıklaşmaya başlamıştır" dedim ama ne dediğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu o anda.
"way sende az benzemiyorsun ona"
"yok alakası yok. isterdim onun gibi olmayı ama o hiç olmasaydı" dedim
"bence senin ondan farkın yok. bu da özentilik değil. sonuçta ne kadar özenirsen özen kendine ait bir hayat çıakrtırsın"
felsefeye girdik şimdi de. biraz daha konuştuk derken saat oldu mu akşamın sekizi.
hava karardı, dışarı da hala yağmur var. çıkılacak gibi değil.
"ben eve nasıl gideceğim ya?" dedi
"gitme istersen yani ben söyleyeyim de"
"cidden sen az uyanık değilsin" derken gülümsedi ve eline telefonu aldı. -
12.
0annesini aradığını "alo anne" deyince anladım. yani buraya yazınca saçma geliyor ama birini çağırıp al diyecek diye korktum aq.
"ben bu gece elif lerde kalsam" diye sordu
...
"anne ya yağmur da hasta olurum ama şemsiye yok"
...
"evet anne zaten elif teyim. hem nermin teyze de burada"
...
hafif bir çığlık attı "annem benim! tamam telefonum açık olur merak etme. seni seviyorum"
deyip bana döndü.
"sormadım ama misafir olabilirim değil mi" diye gülümsedi.
"tabiki de."
televizyon izlemeye geçtik. yatağımda uznaıp, zaplıyoruz filan. hayat hakkında, yaşadıklarımız kendimiz hakkında filan derken kız eski erkek arkadaşından basehetmeye başladı
"ben nedense bütün manyakları çekerim. yani hep böyle oldu. eski sevgilim sabıkalı ama ben onu seviyordum"
"olsun yani ben sabıkalı filan diye ayırmam. insan sdonuçta. bu da kalp." derken parmağımla göğsünü gösterdim
"haklısın ama hırsızlıktan sabıkalı"
"neyse ne"
konuştu konuştu. ona karşı davranışlarından falan, erkeklerin genel halinden. kızların -şimdiki kızların- saçmalıklarından. artık kızların erkekleri ayırttıklarından filan. -
13.
0daha sonra film izleyelim dedi. elimde ne filmler olduğunu sordu.
"netten direk izleriz istediğin varsa oradan seçersin"
bilgisayarı açtık. ben sandalyeye oturdum, o da yanımda çömeldi.
"sen gel böyle otur" dedim
"aman ya ne olacak" diyerek kalktı ve ben henüz kalkmamışken bacağımın diz tarafına hafifçe oturdu. yemin ederim ayaklarımın titremesini zütünün ağırlığı olmasa durduramayacaktım.
filmlere bakıyor, bir süre sonra
"yorulmadın değil mi?" diye sordu
"yok yok" dedim
biraz daha itti geriye doğru kendini. "işte bu olsun!" diye göstewrdi.
u lan filme bir baktım, p... b... en sevdiğim film.
"bayılırım ben buna!" dedim haykırır gibi. oysaki o an baldırımdaki zütünün ısısını hissettiğime mi bağırdım bilmiyorum.
"izlediysen izlemeyelim" dedi
"hayır hayır izlenmeli sende izlersin bahaneyle" dedim
film 5 kişinin hayatı üzerine bir drama filmi. kendini öldürmek isteyen peder, hapisten yeni çıkmış ve kızını arayan bir adam, striptizci bir kadın, cesetleri yıkayp onları hazırlayan bir cenazeci çocuk ve tarvesti.
film çok güzeldir. kaç defa izledim anlatamam.
neyse izliyoruz filan kızdan ses soluk yok. yatağa geri dönmüştük tabi arada bir şekil değiştiriyoruz ama bir türlü ona yakınlaşacak şekli bulamıyorum... -
14.
0bir ara yanyana uzandık. benim elim onun göbeğine gitti. hafif ters yaptı bende çektim. birlikte filmi izledik filmin sonunda
"bir şeyler içelim" dedi
"ne istersin alıp geleyim"
"birlikte gidelim orada bakarım" dedi
saat gece olmuş zaten 12 ye geliyor. açık market bulmak imkansız. tekel bulduk bir tane. içeri girdik.
"bira içelim mi?" diye sordu
"olur kaç tyane içersin?"
"walla alalım bilmiyorum ki" deyince ben on şişe aldım düz hesap olsun diye. bu arada bizim burada efes şişe depozitolunun fiyatı 2.8 lira.
"ben ödeyeceğim!" dedi, "sen evini açtın bana bunlar da benden olsun" diye ekledi.
hiç üstüne gitmedim. eğer gitsem beni kıro sanacak ki, harbiden bana hep kıro gibi gelir erkeğin her gibi ödemesi
siyah poşetlere sardırdık evin yolunu tuttuk.
"hava soğuk değil mi?" diye sordu, "süşüyorum ben hasta olmam inş"
"evet ebnde üşüyorum ama biraz daha yürü ısınırsın" diye cevapladım
"her şeyi de bilirmiş... " dedi gülümserken.
eve girerken ellerimde poşetler olduğu için anahtarı cebimden aldı ve kapıyı açtı
"buyrun etmeesseklemuhabbetkusturursun -nick imi kullanmam lazım- kendi eviniz gibi kullanın" dedi
içeriye büyük bir hoşnutlukla girmiştim. inanılmazdır, kız o andan itibaren ciddi söylüyorum kendi evi gibi davranmaya başladı. benim kıyafetlerimden seçti kendi ve giyindi. bana da giyinmem gerekenleri söyledi
"hayırdır baya kaptırdın?" dedim
"benim evim olduğunu söylemiştim" diye cevapladı.
birlikte yatak odasında teker tekert giyindikten sonra, o banyoya gitti çantasını alıp. bir beş dakika sonra geri geldi. saçlarını toplamıştı ve dudaklarına nemlendirici sürmüştü. oda ışığında parlıyordu. -
15.
0biraları aldık karşılıklı oturduk yatağın üzerinde bağdaş kurarak. ayaklarının küçüklüğü dikkatimi çekti. çorapsızdı.
"üşümüyor musun?" diye sordum
"biraz üşüyorum" dedi
"çorap ister misin?"
"yok şuraya uzatayım" ayaklarını bacaklarımın altına doğru uzattı. ısınmaya çalıştı. bir süre sonra ısınmıştı.
"katilitiğği yakayım mı?"
"yok yok sevmem ben pek. içimi sıkar"
"üşüyorsun ama... "
"o zaman yorganı uzatalım"
yorganı vücutlarımızı kapatacak şekilde kaşrılıklı uzattık. bunu yapan bilir; arada büyük bir boşluk kalır. vücut ısısı direk birbirilerine çarpar. ısınmaya kolaylaştırır.
"daha önce de böyle gelenler oldu mu?" diye sordu -
16.
0şimdi yalan söylesem inanmayacak biriyidi.
"gelenler oldu ama bu yorgan stilini hiçkimse ile yapmadım. hele ki yatağımda izlemedim. genelde salondaki televizyon tercihimiz olur"
"şuna bak bir de doğruyu söyler. sen cidden yaramaz birisisin... " derken gülümsüyordu
neyse saatler oldukça ilerledi. biralarımızdan 5 tane kaldı. yavaş içiyorduk çünkü ama ona rağmen
"benim midem bulanıyor" dedi
"kalk banyoya gidelim kusarsın" dieyerekten kolundan tuttum.
birlikte banyoya gittik. bunun ayaklarında takat kalmamış. yere basamıyor ama uğraşıyor filan derken klozetin önünde diz çöktü anında. kafasını içine doğru eğdi. bende saçlarını tutuyorum arkasından. o anda beli gçörünüyor, pürüzsüz ve kılsız. inanılmaz bir kumral tonu.
"dur olum ya!" dedim kendi kendime, rotamı kusmasına çevridim.
gırtlağına kadar sokuyorum parmağımı ama bir türlü kusamıyor. bu arada bende bu durumdan dolayı öğürmeye başladım. kız bir anda kendini geriye attı
"kusamayacağım ben!"
onu yerinden kaldırmak için eğilirken bir anda yakaladı beni yanına oturttu
"sen iyi birisisin ve bana yakışmazsın. ben senin kadar değilim!" dedi -
17.
+2 -1bu arada beyler kitap, yazar ve film isimlerini en son vereceğim
-
18.
0"kendine haksızlık ediyorsun!" desem de kafa güzel olmuş, yataktan buraya gelesiye daha da güzelleşmiş. yani zaman geçtikçe alkolün etkisi vuruyor kıza belli.
"etmiyorum!" diye çemkirdi "etmiyorum lanet olsun!"
"evime geldini, bana güvendin ve yatağıma bu güvenle yattın. kaç kişi bunu yapabilecek cesarete sahip!" dieyerek sarstım onu. sırtı çamaşır makinasını dokundu ve şampuan yere düşüp patladı. ağızlığının yakın yerinden yere dökülüyor. bunu görünce eline aldı ve kokladı.
"oww süper bşy bu narlı mı?" diye sordu. narlının kokusu midesini bulandıracak ki -o anda tüm kokular mide bulandırıcıdır- ben daha cevap vermeden kusmaya başladı.
sonunda rahatlamıştı. ağzını sildim, yüzünü yıkadım. yerleri filan o klozete oturunca sildim. bana bakıyor ve gözlerini ellerimden ayırmıyordu.
sanırım onun için çalışan eller, hayatında belki de ilk defa onu etkilemeyi başarabilmişti. bunun farkında bile değildim.
ellerimi tuttu. onları öptü, "teşekkür ederi!" dedi.
alnından öptüm bende kıroalar gibi ama öyle anlar olur ki hayatın tüm renklerine ihtiyaç duyarız.
ellerini sardı enseme beni kendine çekti. -
19.
0dudaklarından öptüm onu.
"dur!" dedi, "benim teşekkür borcum bu!"
hiç kıpırdamadım, öptü, öptü, dilini dudaklarımda gezdirdi. kulağıma zütürdü sonra. ben sanıyorumki orada sokacak beni tahrik edecek
"hadi içeri gidelim!" dedi
tam kalktım, onu da kolundan kaldırdım ki; alkollü olunca insan çok çabuk karar değiştirir;
"çok iğrencim ya her yerim kusmuk içinde" dedi ve bir kez daha öğürdü.
"banyo yapmak ister misin?" diye ağzımdan kaçtı. walla da billa da kaçtı. bir daha de deseniz diyemem o derece.
"çok iyi fikir ama yanımda dur" dedi
üzerindekileri çıkartmaya başladı. bende ona yarıdm ediyorum... -
20.
0turuncu, sarı, mavi ,yeşil gibi renkelerin çizgi halinde pararlel uzandığı kilodunu gördüm ama yemin ederim bir şey hissetmedim. sütyeni de karşımdaydı. siyah renkli, ince yapılı -dikleştirici veya dolgun gösteren değil-. onu da arkasından çıkartttım.
suyu bu arada açmaya başlamıştık. bana yere düüşen şampuanı getirmemi söyledi. narlı şampuanı aldım, ona verdim. suyu üzerine tuttu. vajinası hafif siyah kıllıydı ama çıplak olmasından daha güzel gösteriyor olmalıydı. yıkadı. suyu oraya tutuyor filan.
sonra bana doğru suyu fışkırttı. üzerindekiler neredeyse tamamen ıslanacaktı.
"hadi gel sende o kadar kusmuğa dokundun" dedi
hazır da bekliyormuşum gibi soyundum anında. birlikte duş alırken öpüşmeye başladık. su tanzikli normalde amao gün nedense tanzik fazla yoktu. yani birimiz su tutarken diğerimiz açıkta kalıyor bu da üşütüyordu. sudan sessizce çıktık. sanki aramızda yapılan bir anlaşma gibiydi. odaya geçtik. benden saç kurutma makinasını istedi. getirdim.
aynanın karşısına oturdu ve saçlarını kurutmaya başladı. bende ayakta onu izliyordum.
"ne oldu? niye öyle bakıyorsun?" diye sordu,
"güzelliğine!" dedim aniden. artık cesaretim yerine gelmişti.
biraz daha saçını kuruttuktan sonra yatağa uzandı, bende baksırımı giydim o an, yorganı aralayarak yanına çağırdı.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 19 11 2024
-
kafesten bir kuş uçtu
-
kış günü iş saati okul vakti sabahın 10 u
-
caylak caylak bekleyen
-
her devrin iti
-
mematiyi silerseniz sözlük biter
-
hiko babanın hastalığı işte bu
-
gran torino allah kurtarmış
-
eski sevgilim bali den foto atmış
-
memati sana silah cekseydim ne yapardın
-
sözlük bildiğim amateme dönmüş
-
ben no fabı cinsellik için değil zindelik
-
kızlar klozete sıçmışlar çok ağır kokulu anal
-
ak partiye oy vermiyenlerr
-
babamı kendime yakın hissetmiyorum
-
yeter lan biri baslik acinca aynisini
-
çeşmeler var her bir yerde
-
ebeni gibiyim artık kimin payi varsa
-
memati biraz lol oynayalım
-
eski kız arkadaşım masördü
-
kız için bali ye gitsem geri döner mi
-
sozluge yeni gelen cocuga bakin
-
kadınlar yaşamayı haketmiyor der bir bilge
-
herkes saatinin markasını yazıyorr
-
günümüzz kızlarıı
-
yayin acsam kac kisi gelir la
-
titocuyum sorusu olan varsa sorabilir
-
almanya da askıda yemek varmış
-
eskort gibi giyinen kadınların atatürk sevdası
-
31 zararlı değildir
- / 2