+146
-3
ertesi gün kapşonlu hırkam ve tek koluma taktığım çantamla okul yolunu tutarken bi önceki günün düşüncelerini üstümden atmış , ne yapacağıma karar vermiştim. duygusallığa fazla yer yoktu. okul bahçesine baktığımda herkes sınıflara giriyor , nöbetçi hocalar geç kalanları ayrıca sıraya çekiyordu , hep geç kalırdım. hocalar 1.sınıfları ağaç yaşken eğilir misali ne kadar erken disipline edersek o kadar iyi mantığıyla gözlerini korkutmaya çalışıyorlardı. üst sınıflar pek giblemezdi bu uygulamayı , nöbetçilerden biri bedenciydi ve beni severdi. oo aminoasit bey bi günde erken gelin be okula gibi laflarla beni karşılar kafamı okşar salardı. sınıfa doğru yol aldım. içeri girdiğimde herkesin bal kabağına dönüştüğünü gördüm , telefondan fotoğrafları inceleyorlardı , bu saçmalık bi kaç gün daha sürer dıbınakoyum diyip girdim. sedanın arkadaş grubu kapıdan girerken sağ taraftaki sırada otururlardı , ben diğer tarafta cam kenarında en arkanın bi önündeydim. sedaların tarafına kaçamak bi bakış attığımda onu orda göremedim. tuğba , zehra ve irem yerlerindeydi ,iremle bi gözgöze geldik ve kendi sırama yönelirken sedayı kalorifere yaslanmış şekilde ayakta dururken gördüm , altında siyah külotluçorabı, lacivert dizüstü eteği , beyaz gömleği , şirin bileklikleri ve salık saçlarıyla.. ellerinide kalorifere koymuştu , elleri soğuk olurdu genelde.bi gülücük attı , günaydın güzellik diyerek karşılık verdim. çantayı koyup yanına geçtim. arkamız cama önümüz sınıfa dönüktü ve baktığmız yerde selçuk bini ve arkadaşları , irem , tuğba, zehra vardı. sonra camdan dışarı bakacak şekilde dönük duruma geçtik. naber nasıl gidiyo vs. mubabbetlerinden sonra bana dünle ilgili nasıl hissediyosun diye sordu. fotoğraf çektirmekten nefret ediyorum berbattı diyerek alaycı bi cevap verince o da güldü ve salak dedi ve yerimize geçtik.
aslında yeri benim yanım değildi , ara ara gelir otururdu ama tüm gün yanımda oturdu ve arkadaşlarıyla hiç takıldığını görmedim. okul çıkışındada beraber çıkarız dedim kabul etti. sedayla 3 haftadır konuşuyorduk ama daha telefon numaralarımızı bile vermemiştik birbirimize , kimse istemediği sürece vermezdim zaten. numarasını ilk o gün aldım. biraz yolda yürüdük , güneşli günlerin sonu kışın başlarıydı. bazıları üstüne bişey almadan gezerdi. ben tedbirli olduğumdan kapşonumu almıştım ama seda sadece gömlekliydi. kızların bu tarz şeylerden etkilendiğini bildiğimden hemen kapşonumu verdim hoşuna gitti tabi. bol gelmişti üstüne , eteğinin sadece bikaç cm üstünde duruyor , kollarını kıvırmak zorunda kalıyordu üstüne bide şapkasını örtünce inanılmaz tatlı oldu ama soğukta fazla yürütmemek için bi mekana girip bişeyler içtik. dünle ilgili konuşmanın en güzel yeriydi belkide. lafa giren ben oldum.
+şuan yanımda olduğuna göre dünle ilgili bi pişmanlığın yok
- hayır , biraz utanıyorum ama yok.
+yani bundan sonra biz ..???
- evett ( gülerek)
kalktık ordan ve evinin bulunduğu sokağın başına kadar getirdim. artık hava kararmıştı , vedalaşırken çok güzel bi gün geçirdiğini söyledi teşekkür etti. sadece yürümüş ve bişeyler içmiştik neresi güzeldi dıbınakoyum demedim tabiki , yanağına bi öpücük kondurup vedalaştık. artık sevgiliydik..
Tümünü Göster