/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 8.
    0
    Okusanıza aq

    Part 4

    “Kaç yaşında?” diye sordu Hayalet.
    “Ağustosta on üç olacak.”
    “Yaşı için biraz küçük görünüyor. Okuma yazma biliyor mu?”
    “Herhalde,” dedi babam. “Hem okuma yazma hem de Yunanca biliyor. Annesi öğretmişti, daha yürümeye bile başlamadan Yunanca konuşabiliyordu.”
    Hayalet başını sallayıp sanki bir şeyler duyuyormuş gibi çamurlu patikanın karşı tarafındaki çiftlik evine baktı. Sonra omzunu silkti.
    “Bırak bir çocuğu, bir adam için bile zor bir iş bu. Bu işe uygun mudur?”
    Babam sırtını dikleştirip boyunu uzatarak, “Çok güçlü-dür ve büyüdüğünde en az benim kadar iri olacak,” dedi. Bu şekilde dik durduğunda boyu, Hayalet’in ancak çenesine geliyordu.
    ···
  2. 7.
    0
    Okumuyonuz ama ben yinede atayım
    Part 3

    Yine de siz köle olarak satıldığımı falan düşünmeyin. Zaten çiftçilikten sıkılmıştım ve ‘kasaba’ dedikleri şey de bir köyden belki biraz büyüktü. Kesinlikle hayatımın geri kalanını geçirmek isteyeceğim bir yer değildi. Bu yüzden aslında hayalet olma fikri bir yönüyle cazip geliyordu. Süt sağmak ve gübre yaymaktan çok daha ilginç olduğu kesindi.
    Yine de biraz endişeleniyordum, çünkü bu korkutucu bir işti. Çiftlikleri ve köyleri, gecenin karanlığında birdenbire ortaya çıkan şeylerden korumayı öğrenecektim. Bir günlük mesai sırasında gulyabaniler, öcüler ve bin bir çeşit kötücül yaratıkla karşılaşılabilirdi. Hayalet işte bu şekilde yaşardı ve ben de onun çırağı olmak üzereydim.
    ···
  3. 6.
    0
    Part 2

    Bunun için birçok tanıdığa ihtiyacı olur. Özellikle çiftlik çok büyükse ve demirciye çok ihtiyaç duyuluyorsa kasaba demircisi iyi bir seçenek olacaktır. Böyle bir şans ancak demirci, oğlana çıraklık teklif ederse oluşabilir ki bu durumda da oğlanlardan sadece birine bir zanaat bulmuş olursunuz.
    Ben babamın yedinci oğluydum ve sıra bana gelene kadar bütün tanıdıklar tükenmişti. Babam öyle umutsuz bir duruma düşmüştü ki Hayalet gelsin de beni çırak alsın diye uğraşır olmuştu. En azından ben o sıralar öyle olduğunu sanıyordum. Halbuki bu işin arkasında annemin olduğunu tahmin etmeliydim.
    Birçok şeyin arkasında annem vardır. Çiftliğimiz ben dogmadan çok önce, onun parasıyla alınmış. Bir yedinci oğul, başka türlü nasıl bir çiftlik alabilirdi ki? Annem bu kasabadan değildi. Çok uzaktan, denizin karşı tarafından gelmişti. Çoğu insan fark etmezdi, fakat çok dikkatli dinlerseniz bazı sözcükleri, bazen biraz farklı telaffuz ettiğini fark ederdiniz.
    ···
  4. 5.
    0
    rez rez alayım
    ···
    1. 1.
      0
      Pm attım
      ···
  5. 4.
    0
    rezimi alayım
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyacakmısın panpa
      ···
  6. 3.
    0
    Ne diyon kanki
    ···
  7. 2.
    0
    Rezleri alın part 2 geliyor
    ···
  8. 1.
    0
    Ben yedinci oğulum. Yedinci olmam yüzünden bir çok serüven beni bekliyor. Hayatımın iyi günlerimi bu yaşıma dek yaşadım. Bundan sonrası gerçekten zor. "Hayalet" beni eğitecek kişi.

    Hayalet geldiğinde hava çoktan kararmaya başlamıştı. O kadar uzun ve yorucu bir gün olmuştu ki akşam yemeğine oturmak için sabırsızlanıyordum.
    “Onun yedinci çocuk olduğuna emin misin?” diye sordu. Tepemden bana bakarken başını kuşkuyla sallıyordu.
    Babam onaylayarak başını salladı.
    “Sen de yedinci oğlansın, değil mi?”
    Babam tekrar başım sallarken huzursuzca ayağını yere vurmaya başladı. Pantolonuma kahverengi çamur ve gübre sıçrattı. Yağmur, şapkasının tepesinden aşağı süzülüyordu. Neredeyse bütün bir ay yağmıştı. ilkbaharın gelmesine daha çok vardı, ama ağaçlarda yapraklar, kendini göstermeye başlamıştı.
    Babam çiftçiydi, onun babası da çiftçiymiş ve çiftçiliğin ilk kuralı, çiftliği tek parça halinde tutmaktır. Çiftliği çocuklar arasında paylaştıramazsın, böyle yaparsan nesilden nesile sürekli küçülür ve sonunda ortada bir çiftlik kalmaz. Bu yüzden babalar çiftliklerini en büyük oğullarına bırakır.
    Daha sonra diğer oğulları için iş bulur. Mümkünse, her biri için ayrı bir zanaat bulmalıdır.
    ···