-
101.
+4Beyefendi başını sallayarak geçen sefer geldiğinde orda olmayan, duvara asılmış gazete küpürlerini gördü.
-“ Bunlar ne peki?” diye sordu bilgisayar başındakine eliyle işaret ederek.
-“ Onlar da ‘sayın 3 numara’.Ona da gelicez” dedi gülerek.
Beyefendi Bilgisayar başındakinin sıkı çalıştığını ve aldığını ücretin karşılığını verdiğini anlatır bir Şekilde göz kırptı ve birşey demeden molozların arasından adımlarına dikkat ederek çıktı. -
102.
+4Hande kahvaltısını yeni bitirmişti. Beyefendi’nin bıraktığı Tabağa biraz göz diktikten sonra, hesabı ödemeye kasaya yöneldi.
Elini çocuktan çaldığı cüzdana zütürüyordu ki;
“ Ödendi, hanımefendi..Az önceki beyefendi ödedi.” diye gülümseyerek engelledi onu kasadaki yaşlı amca.
Hande, kaşlarını kaldırmış ,ne diyeceğine karar verememiş , zoraki bir gülümsemeyle kasadaki amcaya iyi günler diledi ve masanına geri dönüp, duvara dayadığı eski püskü bavulunu alıp pubtan çıktı.
Öğle sıcağı deri ceketinin altındaki narin vücudunu yakmaya başlıyordu. Eski model cep telefonunu çıkarıp rehberde kayıtlı olan tek numarayı aradı. -
103.
+4Karşı taraf 3 tur çalındıktan sonra sakin bir sesle cevapladı.
-“ Efendim ?”
-“ Mekanı bıraktım, Sana gelebilir miyim?” diyerek direkt lafa girdi hande
-“ Sorman hata, Evdeyim ben, bekliyorum” diye cevapladı.
-“ Sağol” dedi hande sıcak bir tonda.
-“ Geliyorum.” Diyip kapattı.
Bavulunun askısı elini terletiyordu, Aklında beyefendiyle yaptığı konuşma dönüp duruyordu.
Arkadaşının evine doğru yollanırken arada cebinden kartı çıkarıp inceliyor, üzerinde yazılı tarihe, yerini bilmediği mekana ve giderse neler olacağına dair fikirler üretiyordu.
Kafasını binbir teoriyle doldurduktan sonra kendini bulduğu kapı,4 katlı eski bir apartmanın kapısıydı.
Arkadaşı onu gelince zile basmaması gerektiğini söylerdi hep. Bunu hatırlayınca tekrar aradı.
-“ Geldim ben..” diye lafa girdi. karşıdaki de bunu duyup cevap vermeden telefonu kapattı.
Önünde durduğu kapı elektrikle birden açıldı.
Hande, içeri girdiğinde yüzüne vuran serinlikle ferahlamıştı. -
104.
+52 kat merdiveni çıktıktan sonra kapıyı açık bulan hande ayakkabılarını çıkarmadan içeri girdi.
Arkadaşı oturma odasında bir cigaralık sarıyordu.
-“ Hoşgeldin, kapıyı kapattın mı?” diye sordu hemen.
Hande arkadaşını selamlayıp dış kapıyı kapattı. Elindeli bavuldan kurtulup kendini arkadaşının karşısındaki kanepeye attı.
Arkadaşı Cigaralık sararken uzun saçları ona engel oluyor, hande de onun saçlarıyla mücadelesini izliyordu.
Etkileyici ses tonuyla, göz teması kurmadan;
-“ Bu sefer ne halt yedin?” diye sordu. -
105.
+5-“ Bir çocuğu daha kirlettim.” Dedi hande duygusuz bir ses tonuyla.
Arkadaşı önce cevap vermedi, dikkati hala elinde yumak ettiği ot’ta ve kağıttaydı.
Sigarayı diliyle yalayıp hande’ye uzattı.
-“ Çok şey söylemek istiyorum ama, artık bi taka yaramıyor madem,al... ” dedi arkadaşı.
Handeyle bu konuyu ateşli bir şekilde daha önce çok tartışmışlardı. Hande’nin Durumunu açıkladığı tek kişiydi bu çocuk. Telefon rehberindeki tek isim olmasının sebebi, hande’nin güvendiği tek kişi olmasıydı. Sonuçsuz çıkan yüzlerce kavga ve tartışmadan sonra, arkadaşı da artık hande’nin yediği haltları çaresizce kabullenmiş gibiydi ve ses etmiyordu. -
106.
+5Hande masanın üstündeki çakmayı alıp cigarayı ateşledi ve ardarda nefesler aldı.
-“ ilaçlarım bitmek üzere” dedi hande bir yandan öksürerek.
-“ Buluruz” dedi arkadaşı kanıksamış bir ses tonuyla.
-“ Sana çok yük oluyorum biliyorum,” dedi hande Soğuk bakışlarla, çocuk artık hande’yi iyi tanıdığından bu sahte nezaket cümlelerini tanıyabiliyordu.
-“ Bırak bunları şimdi, Kalacak yer mi lazım?” diye sordu çocuk.
-“ Evet, hem sana iyi bir haberim var” diye arkadaşının merağını uyandırdı.
-“ Hıhm? Neymiş?” dedi hande’nin uzattığı cigaradan bir nefes alarak.
-“ iş buldum kendime, Sigortalı... ” dedi gülerek.
Çocuğun gözleri güldü. -
107.
+6 -1-“ Ne işi?” dedi merakla.
Hande Ona sakince ,beyefendiyle yaptığı tüm konuşmayı bütün detaylarıyla anlattı.
En son cebindeki kartı çıkarıp gösterdi.
Arkadaşının sakin ruh hali birden ciddiye büründü hande’nin anlattıklarından sonra.
Cigarasının sonlarına doğru, koltuğuna yaslanmış bir şekilde hande’ye manalı manalı bakıyordu.
-“ Bunların hiçbiri hoşuma gitmedi, Yine tehlikeli işler peşindesin “dedi çocuk dudaklarını bükerek.
Hande, uzun zamandır kendisine destek olan bu ‘arkadaşının’ onayına ve fikrine değer veriyordu.
Ancak beyefendi’nin konuşması, duruşu,kendinden eminliği ve aurası onu etkilemişti. ‘ en kötü ne çıkabilir’ diye düşünüyordu. Arkadaşını rahatlatması gerektiğinin farkındaydı. -
108.
+6-“ Devran,Beni merak etme sen... ” dedi ve göz kırptı.
-“ daha kötü ne olabilir, şuanki çukurdan başka?” diye ekledi.
-“ Kaç kere yalvardım sana,Kaç kere... ” dedi ve sözünü yarıda kesti devran.
-“ Neyse ,yine başlamıcam.” Dedi ve cigarasını küllükte öldürdü.
" Devran"
Sadık,Temkinli,Şüpheci,Hande'ye Aşık
--- / YAZARIN NOTU /---
Buraya kadar okuduysan şu video'yu izleme hakkına nail oldun.
Devran karakter tema videosu ; https://www.youtube.com/watch?v=rYSL8RZlW9U
--- -
-
1.
+1Takipteyim
-
1.
-
109.
0Rezerved
-
110.
0rez e devam sardi lan
-
111.
+3okunmuyor galiba ha? sessizsiniz
-
112.
0Devam moruk
-
113.
+4-“ Orta şekerli,oza varsa iyi olur, yoksa mehmet efendi” diye verdi siparişini beyefendi .Bir yandan elindeki gazetenin manşetlerine bakıyordu.
Son yıllarda Halk bazında popüleritesi artmış, medyatik tavırlarıyla ve verdiği okkalı demeçlerle ön plana çıkan milletvekilinin haberini okuyordu.
‘ ilginçtir ki son zamanlarda devletimin söylediği hiçbir şeye inanmıyorum’ diye bir söylemde bulunmuştu milletvekili, altında kadraja gülümseyen fotoğrafı bulunuyordu.
Beyefendi milletvekilinin ismini yuvarlak içine alıyordu.
Cenk Karlı. Beyefendi onun gülümseyen pozuna gözlerini dikmiş, nefeslerini düzensiz almaya başlamıştı.
Garson çocuk beyefendinin kahvesini getirdi. Kahvesini yudumlayıp yanında getirilen lokumdan bir ısırık aldı.
Gazetenin sayfasını çevirdi. Taksimde Polisle çatışan marjinal gençlerin haberine göz gezdirdi.
Fotoğrafta polisle kafa kafaya vermiş yüzü maskeli gencin jenerik pozu barınıyordu.
Beyefendi çenesini ovarken;
‘ Sen misin bu şehri ateşe vericek fedai?” diye düşündü. -
114.
+4Bilgisayar başındaki Tozlu masasının altındaki seyyar çekmeceden bir göz kalemi ve bir kağıt çıkardı.
Beyefendi Oradan ayrıldığından beridir araştırma yapıyordu ve sonunda bir liste hazırlayacaktı.
Dudaklarının arasının boş olduğunu hatırladı ve bekletmeden bir sigara yaktı.
Dumanlar görüşünü kısıtlarken kısık gözlerle yazmaya başladı.
-“ Kadıköy adliyesinden, savcılık,adli vaka, mühür,kayıp dosya” diye mırıldanıyordu yazarken
4 maddelik listesini hazırladıkdan sonra elini cebine attı.
Eline gelen iki telefondan eski püskü olanını aldı. işportadan olduğu belli olan bu telefonu sadece bu tür işlerde kullanıyordu.
Uzun rehberde aradığı numarayı bulunca çevirdi. Karşı taraf bekletmeden cevapladı. -
115.
+4-“ Efendim adem..”
-“ Nerdesin sen?”
-“ Çiçekçideyim..”
-“ Çiçekçi mi? Napıyon olm orda... ”
-“ Ya bu Pasaport işleri... ”
-“ Anladım,bak yeni bir müşterim var, Gizli kimlik, adli vaka cinayet sanığını ziyaret edicek, akraba değil... ”
KArşı taraf ara ara onaylayarak bilgisayar başındakini dinledi.O da tek tek tüm detayları ,kız’ın özel durumunu ve giriş planını anlattı. -
116.
+4Konuşmanın sonları doğru;
-“ Ya istediklerin zor değil de,öyle hemen olmaz ki..” diye cevapladı karşıdaki.
-“ Lan biliyoruz, Bana sadece kadıköy adliyesi adli vaka savcılıktan bir kayıp dosyası
hazırlıcaksın bizim kız üzerine,Bu arada mühür istiyorum, Kadıköy emniyet müdürlüğü, ıslak imza kopyaları da istiyorum.”
-“ ne zamana?” diye sordu telefonun diğer ucundaki.
-“ Yarın öğlene kadar .2000 patlatırım sana.iyi kazanıyorum bu aralar.”
-“ Kimlik gerekli olmayacak mı? polis kimliği de ayarlayabilirim.”
-“ Kimlik soran mı kaldı dıbına koyayım?” diye söylendi bilgisayar başındaki,bir kaç gereksiz şakanın daha ardından görüşmeyi sonlandırdılar. -
117.
+2Beyefendi, Kahvesini bitirmiş, gazeteyi elinden salmış, cadde’de yürüyen insanları izliyordu.
Oturduğu kafe’ye,elinde iş çantası olan, kendi gibi takım elbise giymiş biri girdi ve beyefendinin kapadığı masanın karşısına oturdu.
Beyefendi önce biraz etrafı kolaçan etti. Karşısına oturan adam göz ucuyla beyefendiye bakıyordu.
O da ona sinyal vermek için gözleriyle ellerini işaret etti. Yumruk yapıp masaya iki kere hafifçe dokundu.
Bunu gören karşı masadaki sakince ayağa kalktı ve beyefendinin karşısına oturdu.
Çantasını sandalyesinin yanına bırakıp ;
-“ Nasıl gidiyor kelle avcılığı?” diye lafa girdi.
-“ Bir tane Zehirli hatun, potansiyel bir deli,Bir kaç sokak solcusu... ” diye cevapladı beyefendi etrafa göz gezdirirken.
Diğer adam Bıyık altından gülümsedi.
-“ Bir tane ciks kasedi,bir canlı bomba,bir kaç ölümsüz çocuk diyorsun yani... ” dedi
Beyefendi güldü.
-“ Siz neler yaptınız?”
-“ Pr çalışmaları son hızda, Entropist 3. evredeyiz diyor.” Dedi.
-“ Entropist çok şey diyor... ” diye cevapladı beyefendi.Ses tonunda güvensizlik vardı.
Diğer adam birden ciddileşti.
-“ inancını kaybettiysen söyle,şu aşamada geri dönüş yok biliyorsun..” diye uyardı
Beyefendi cevap vermedi. Kısa süreli bir sessizliğin ardından lafa girdi.
-“ Kahve içer misin? Lokum da veriyorlar.”
-“ Burayı ateşler içinde gördüğümde bi kahvelerini içerim” diye yanıtladı diğer adam.
Beyefendi bu espriye kayıtsız kaldı. -
118.
+3Ilık akşam esintisi bile perdeleri kapalı odayı serinletmeye yetmiyordu. Hande’nin pürüzsüz bacakları devran’ınkileri kavramıştı. ikili, Yaylarının rahat vermediği eski yatakta birbirlerine sarılarak öylece tavanı izliyordu. Devran’ın eli Handenin kısa saçlarını okşuyor, hande devranın nefes alışına kulak veriyordu.
-“ Çok tuhaf” diye mırıldandı devran.
-“ Ne?” diye sessizce cevapladı hande
-“ Sana dokunamamak, çok tuhaf, koynumdasın,istesem ulaşırım ama ,dokunamıyorum”
Hande yumuşak bir nefes verdi. Devran’ın saç masajı hoşuna gitmişti, gözlerini yumdu kısa bir süre.
-“ Belki ondan seviyorsundur beni.” Diye cevapladı hande.
-“ Nasıl yani?”
-“ Bana dokunamıyorsun ya,ondan işte..” .Başını kaldırdı, yarı ayaklanıp ayak ucundaki
Paketten bir dal sigara çıkarıp ateşledi.
-“ Bana asla sahip olamamak çekiyordur belki seni?” diye sordu bir nefes alarak.
-“ Saçma” diyerek güldü devran.
-“ Senin duruşunu sevdim ben, içindeki zehirle sevdim.”
Hande başını hafif yana yatırdı. Sevimli bir tonda;
-“ Hangi duruşumu, Domaldığım zaman ki mi? Yoksa misyoner mi?” diye sordu kahkaha atarak.
Devran gülmedi. Hande onun göğsüne vurmaya başladı.
-“ imkansız olduğum için aşıksın bana,ama imkansız değilim, sadece... ”
-“ sadece ne?” diye sordu devran.
Hande birden ciddileşti.
-“ Sadece korkaksın..”
Devran başını yana devirdi.
-“ Kendimi zehirlememi istiyorsun yani? Bu mu aşk anlayışın?”
-“ Demek istediğim, Eğer bu hayatı paylaşıcaksak, Aynı hayatı paylaşıcaz.”
-“ Aynı!” dedi hande tek kaşını kaldırarak.
Devran da paketten bir dal alıp ateşledi. -
119.
+3gençler yorum girin, analiz girin, teori girin,
ilgi gösterin dıbınakoyayım. böyle duvara yazıyormuşum gibi oluyor. -
-
1.
+2Takipteyim.
-
2.
+2Sağlam yazıyorsun kardeş devam
-
1.
-
120.
0Panpa çok güzel yazmiyorsun fakat geçişlerin ani oluyor ve bazı cümleleri anlamak için tekrar okumak zorunda kalıyorum içerik güzel üslubun normal bu dediğine dikkat edersen süper hikâye olur saygılarımla
-
-
1.
+2Eyvallah kardeşim. Geçişler ani oluyor çünkü sahne sahne yazıyorum. Böyle yazmak daha işime geliyor açıkcası, bazı cümleler eğreti durabiliyor haklısın.2-3 kez sakin kafayla üstünden geçip düzeltme yapmak lazım
-
1.
başlık yok! burası bom boş!