-
251.
+1--- [ Hande ] ---
-“ Şştt, Bak şunu görüyor musun lan?” diye soruyordu fırlama çocuk, Arkadaşınını kolunu dürterken,
Barın hemen önündeki uzun bacaklı sandalyeye oturmuş kısa saçlı, deri montlu kızı işaret ediyordu.
-“ Fena, fena... ” diyerek güldü arkadaşı.Önündeki kaseden bir turşu alıp, birasından bir yudum aldı.
Ortam gürültülü ve kalabalıktı.Çiftler kendi masalarına çekilmiş,O gece sahneye çıkacak olan amatör Rock grubunun üyeleri ise sahnede Soundcheck yapıyordu.
Kadıköy’ün kötü şöhretli bu rock bar’ında gece yeni başlamak üzereydi.
-“ Ben gidiyorum hacı..” dedi lafı başlatan çocuk. Hande’yi işaret ediyordu.
-“ Dikkat et,Tokat yeme de..” dedi arkadaşı.
Çocuk cevap vermedi. Masasındaki Birasını alıp, barın önüne, Hande’nin yanına oturdu usulca. -
252.
+1Hande, Elinde tuttuğu karta dikkat kesilmişti. Beyefendinin verdiği karta. Derin bir düşünce deryasında yüzüyor gibi dalmıştı gözleri sabit bir noktaya.
Girdiği transtan, fırlama çocuk çıkardı onu.
-“ Ne leş bir ortam değil mi?” diye salak bir şekilde girdi lafa, zengin züppesi.
Hande, Ağzında bir şey çiğner gibi yapıyordu.Önündeki biraya dokunmamıştı.
Gözlerini çevirip çocuğa döndü.
-“ Değil... ” diye cevapladı ukala bir şekilde. -
253.
+1Çocuk afalladı. Terslenmeyi beklemiyordu.Özgüvenini önceki kız arkadaşlarıyla, bardan kaldırdığı hafifmeşreplerle kabartmıştı oysaki.
Hande, gerçekten de “ bildiği kızlardan” değildi.
-“ Şey yani, Fazla gürültülü... ” diye düzeltmeye çalıştı bozulan cakasını.
-“ Ne oldu? Tiki ortamlara aksaydın o zaman? Ne işin var burda?” diye sordu çocuğa taşlayıcı bir ses tonuyla.
-“ Dur tahmin edeyim, Kız kaldıracaksın he?”
Çocuk cevap veremedi. Bakışlarını kaçırmaya başladı.
-“ Dikkat et,Bazen tek bir anlık hata mahfeder seni... ” diye aforizma kasıyordu aklınca.Bu sözlerin kendisinde nasıl eğreti durduğunu kestiremiyordu.
-“ Tanışmaya geldik, ders verdin, abla!” dedi çocuk yükselen bir tonda, Laflarının altında kalmak istemedi anlık bir refleksle.
-“ Senin gibi daha nicelerine ders verdim ben... ” dedi hande.Tek kaşını kaldırmış, Gözleri içindeki öfkeyle yanıyordu. -
254.
+1Çocuk cevap vermedi önce kısa bir süre.
-" iyi lan,iyi.." diye sayıklanıp arkadaşının masasına döndü.
Arkadaşı, bıyıkaltından gülüyordu.
-" Noldu lan?" diye sordu.
Züppenin yüzü kızarmış, teşebbüsünün patlamasıyla başını eğer gibi olmuş, utanmıştı.
-" Çatlak çıktı kız... " dedi sinirli bir ifadeyle.
-" Gidelim burdan, tadım kaçtı... " diye ekledi.
Arkadaşı gülmemek için kendini zor tutuyordu. Soundcheck'ini bitiren Amatör grubun bateristi, kısa sololar atmaya başlayınca, tüm bar'ın dikkati onlara çekildi.
Hande'nin dikkati ise ne aklınca solo atmaya çalışan bateristte,ne de az önceki aptal zengin züppesindeydi,o sadece elindeki karta odaklanmış, Düşünüyordu. -
255.
+1---[ Nedime] ---
El ve ayak bilekleri terlemekten kaşınmıştı Nedime’nin. Yatağının dört bir ucuna bağlanmıştı.
Beyaz köpükle kaplanmış duvarlara bakıyordu sessizce.
Bazen, yatağının hemen başındaki boşluğa fısıldıyordu. Konuşuyor gibiydi.
Ortam öylesine sessizdi ki,Zemin katta olmasına rağmen, dışarıda yağan hafif yağmurun sebep olduğu ıslıkları duyabiliyordu Nedime. Kapı çalınmadan açıldığında, sanki tüm bina onun sürtünme sesiyle yankılanmıştı.
Önlüklü bir kız girdi içeriye, Elinde metalden bir yemek tepsisi vardı.
Tavuklu Makarna, Domates çorbası ve tatlı getirmişti bir tutam ekmeğin yanında.
Nedime zayıf refleksleriyle tepki bile veremedi.
Kımıldamadan yatağında öylece uzanıyordu.
-“ Yemeğini getirdim” diye lafa girdi kız. Gülümsüyordu.
Nedime cevap verir gibi fısıldadı.Ama önlüklü kıza değil, Yanındaki boşluğa.
Görevli kız, Tepsiyi Nedime’nin ayak ucuna koyup, Kızcağızın ayaklarını çözmeye başladı.
Anlaşılmaz bir şekilde güvende hissediyordu kendini,bir sorun çıkmayacağından emindi.
Elleri çözülürken dahi hareketsizdi Nedime, Sanki görevli orada değilmiş, odaya hiç girmemiş gibiydi.
-“ Hadi bakalım,gel..” diyip sırtından tuttu Nedime’yi,dik pozisyona getirdi.
Nedime dalgın halinden çıkıp,Önlüklü kızın gözlerine boş ve sulanmış gözlerle bir müddet baktı.
-“ Yemeğini getirdim ?” diye tekrar konuşmaya çalıştı kız. Sessizlik onu da huzursuz etmişti.
Nedime göz ucuyla yatağın sonundaki tepsiye baktı.
Başını sağa sola düşürürken tekrar fısıldadı duyulmayacak şekilde.
-“ he? Ne dedin Nedimeciğim?” diye sordu kız.
Nedime bir anda başını ve bakışlarını kıza kitledi.
Önlüklü kız aniden irkildi ve kendini geri attı.
-“ Kardeşime getirmemişsin!” dedi Nedime.Buz gibi bir yüzle.
Yatağının ucundaki boşluğa işaret ediyordu. -
256.
+1ayraç 206. devam devammm
-
257.
0Rez tazeleyim.
-
258.
0reserved panpa
-
259.
+1---[Beyefendi]---
-“ Şu an adreste görünüyor... ” dedi Adem. Bilgisayar ekranındaki Tracker progrdıbına bakarken.
-“ Yerini değiştirirse ?” diye sordu beyefendi.Üstündeki yeleğe alışamamıştı hala.
Ceketinin artık ezberlediği o ağırlığı ekgibti üstünde
.
-“ Vardığınızda tekrar ara. Güncellerim.Bir yere gittiğim yok nasıl olsa..” dedi Adem.
-“ Deşifre anında?” diye sordu beyefendi. Herşeyi tek tek kontrol ettiklerinden emin olmak
istiyordu.
Son provalarıydı.
-“ Bizimkinin telefonundan gelen aramaları yönlendirebilirim.Ama orda başka biri varsa, başka telefondan aranırsa ona birşey yapamam.”
-“ Anladım.” Dedi beyefendi.
Adem’in artık evi bellediği o küçük molozlu odadan çıkıp, şebeke borularından akan suyun sesleriyle yankılanan koridora geçti. -
260.
0Duvardaki monte lambalar yönünü aydınlatıyordu.
Ayağıyla basmaktan kaçındığı küçük su birikintisi, koridor boyunca ufak bir kanal gibi akıyordu zeminde.
Koridorun sonuna geldiğinde jeneratöre bağlanmış ayaklı avizenin aydınlattığı asma merdivenden tırmanıp yukarı çıktı. Açık kapaktan Başını çıkardığında, Adem’e daha önce söz ettiği iki elemanı, çıktığı garajın kapısında, arabanın önünde onu beklerken buldu.
Polis gömleklerini giymiş bu iki eleman, süreç boyunca Adem’in çalıştığı ve bilgi topladığı o küçük gizli odayı koruyordu dış dünyadan.
Takıldıkları garaj’ın içi, tehlikelidir etiketleriyle bezenmiş plastik kutular ve küçük konteynırlarla bezenmişti.
Beyefendi, Kapaktan yükselip dikildiğinde, kendisini gören iki elemana başıyla işaret etti.
-“ Gidiyoruz” diye verdi komutunu. Elemanlar cevap vermedi.
O sırada saatine bakan, şoför koltuğuna geçti. Diğeri de yanına.
Beyefendi ise, arka koltukta,ait olduğu mevkide mevzilenmişti.
Selim’i ziyarete gidiyorlardı.
-“ Ataşehire gidiyoruz.” Dedi beyefendi. Eleman arabayı çalıştırıp, dikiz aynasından ona bakınca. -
261.
0Kadıköy ilçe Emniyet Müdürlüğünü geride bıraktıklarını, arkasına dönüp baktığında anladı beyefendi.
Camdan akan trafiği izlerken;
-“ Şimdi iyi dinleyin” dedi. Sürücü dikiz aynasından kaçamak bakışlar atmaya başladığı dinlediğini göstermek için.
Diğeri cevap vermedi.
-“ Baskına gidiyoruz. Aradığımız adam,1.81 boyunda,68 kilo,Kel ve sakallı..”
Şöfor başını salladı anladığını belirtmek için.
-“ ismi Selim, Selim Koçak... ” -
262.
0Yeleğinin cebinden, Adem’in ona verdiği dosyadan alınmış bir fotoğrafını,Ön koltuktaki elemana uzattı.
-“ Polis sevmez kendisi, Zorluk çıkarabilir.Ama unutmayın... ”
Dedi ve durakladı.
Sonraki cümlesini vurgulayarak kurdu.
-“ Amacımız konuşturmak. Zarar vermek değil.”
Şöfor kırmızıda durunca, beyefendi onlara tam adresi söyledi.
-“ Küçükbakkalköy mahallesi, Eskibağila Sokak. Numara 82.Kat 3.”
-“ içeri girdiğimizde, Baskına girdiğinizi unutmayın, silahlarınız tetikte olsun, Kalabalıksa,diğerlerini
Etkisiz hale getirin, Selim’i ise yalnız bırakın. Gözlerini bağlayın.”
Şöfor başını sallıyordu.
-“ Neden efendim?” diye sordu ön koltuktaki.
-“ Çünkü koçum, davetimizi redderse, geride yüzümü ve ne istediğimi bilen biri bırakmışız demektir.”
-“ Anladım efendim.” -
263.
0Araç Kozyatağı o2’deyken, beyefendinin eli telefonundaydı.
Hanımefendi’den gelen mesajları okuyordu.
-“ Adem nasıl davranıyor ?” diye sordu ön koltuktakine.
-“ Yemeğini getiriyoruz. Tuvalet ihtiyacı tek sorunu.”
-“ Yüzeye çıktı mı hiç?” diye sordu merakla.
-“ Hayır.” Dedi ön koltuktaki.
-“ Güzel. Daha işim var onunla. Kıllanmamasını sağlayın.” Dedi.
-“ Anlaşıldı efendim.” -
264.
0Acıbadem Üniversitesinin önünden geçince beyefendi tekrar hatırlattı.
-“ Geldik. Dikkatli olun.”
Eskibağila Sokağa girdiklerinde, Trafik boyunca süregelen canlılık kaybolmuştu.
Önlerinde, Sokak boyunca parkedilmiş araçlarla dolu, sessiz bir muhit çıktı.
Boş buldukları ilk köşeye parketti Şöfor. Aracı durdurdu.
Ön koltuktaki ise belindeki silahın emniyetini kontrol ediyordu.
-“ Bekle..” dedi beyefendi.
Önce etrafa biraz göz gezdirmek istiyordu.
Arabadan indi.
Sokağa karşısına alıp,bir sokak hayvanının bile gezmediği yolda yürümeye başladı.
Gözüyle 82 numarayı arıyordu.
-“ 79,80,81... ” diye mırıldandı binaları gezerken.
Başını kaldırdığında,3 katlı bir bina gördü, diğerlerinin arasında ezilmiş gibi duran.
3. Katın ışıkları yanıyordu. -
265.
0Kendisi çevreleyen bütün pencerelere göz gezdirdi tek tek.
Işıkları açık olan her pencerenin ya perdeleri kapalıydı ya da içeride canlılık belirtisi yoktu.
Üstündeki yeleği silkip,cep telefonuna uzandı.
Adem’i çevirdi. Telefonun başında tetikte beklediğinden olacak ki,hemen yanıtladı Adem.
-“ Hala adreste görünüyor.” dedi bekletmeden.
-“ Tamam.” Diyip kapattı beyefendi.
Arabadakilere dönüp, başıyla işaret etti. Selim’in penceresini.
Ön koltuktaki başını eğdi. ikili arabadan çıktılar. -
266.
0Beyefendi işaret parmağıyla girmelerini söylüyordu. Kendisi ise parkedilmiş bir arabanın arkasına geçmiş, diğer pencerelerin görüşünden sakınıyordu.
Gerçek bir Polis baskını gibiydi herşey.
ikili, apartman kapısını yokladıklarında kapalı olduğunu anladılar.
Şöfor, biraz bakıştıktan sonra, omuzlarını silkip 1.katın zilini çaldı.
10 saniye geçmeden, otomatikten açtılar kapıyı.
Beyefendi gülümsedi. Bunun işe yarayacağını düşünmemişti. Ancak dış kapı gibi küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmış olmaları da sinirini bozdu.
Sahte Polisler silahlarını çıkardılar. Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıyorlarken,
Onlara kapıyı açan 1. Kattakini gördüler.
4-5 yaşlarında küçük sarışın bir kız çocuğuydu. Elinde oyuncağıyla, Küçük taburenin üzerine çıkarak basmıştı otomatik tuşuna. Hemen arkasında Annesi geldi.
-“ Kimmiş kızı... ” diye sesleniyordu, yarım kaldı nidası, polisleri bir anda karşısında görünce.
Şöfor, eliyle sus işareti yaparak;
-“ içeri geçin, polis... ” dedi. Fısıldıyordu.
-“Gel kızım..” dedi Annesi. Kapıyı kapatırken dahi soruyordu küçük kız.Ne istiyorlar diye. -
267.
03.kata geldiklerinde, ikili kapıyı iyice süzdüler. Meşeden yapılmıştı. Diğer iki kattaki çelik kapıya nazaran. Kapının üstünde bir gözetleme deliği yoktu.Bu onlar için avantajdı. Kapıyı çaldıklarında, içeriden ses gelmesine rağmen, önce kimse açmadı.
Beyefendi de binadan içeri girmiş, merdivenlerin başında, yukarıya kulak kesilmişti.
En tepeden gelen yankıyı duydu.
-" Açın Kapıyı, Polis! -
268.
0Üzerlerine doğru gelen ayak seslerini duyunca, ikili silahlarını kapıya doğrulttular.
Şöfor, Yanındakine başıyla işaret ediyordu temkinli olmasını.
Derin bir nefes aldı şöfor, Kapı yavaş bir hamleyle kısmen açıldığında.
-“ Noluyo ?” diye sordu açtığı aralıktan bakan bir kız,18 yaşlarında, siyah ve bukleli saçlı, çelimsiz biriydi.
-“ Kaldır ellerini! Kaldır Ellerini!” diye bağırıyordu şöfor, arkadaşını hemen eliyle kapıyı aralıktan kavrayıp, kızı geri iterek kapıyı açtı.
Kızcağız korkudan ve şaşkınlıktan Hemen ellerini yukarı kaldırdı.
-“ Noluyo Polis bey?” diye soruyordu bir yandan. Sesi titriyordu.
-“ Dön arkanı, Dön! Dön!”
Şöfor, silahını kızın sırtına dayamış, yavaş adımlarla onu yürütüyor, kendine siper ediyordu.
Arkadaşı, Hemen arkasından geliyordu.
Oturma odasına giren ağlamaklı kızı gören arkadaşları ayaklandı birden.
-“ Noluyor lan!” diye çıkıştı biri,
Masada sarmaya hazır mahalle cigarası vardı.
-“ Yat Yere Polis!” diye bağırdı Şöfor.
Arkadaşı hemen arkasından odaya girip, Silahını ayaklananlara doğrultmuştu. -
269.
+1Çaresiz gençler, Dizleri üstüne çökmüş, Ellerini omuzlarında birleştirmişti. Şöfor kızı eliyle itip, arkadaşının sırayla dizdiği gençlerin arasına fırlattı.
-“ dıbına koduğumun oğlu yere yat... ” diyordu şöfor, inatla diz çöken gence.
-“ Tamam! Tamam!” diyordu korkudan sesi titreyen torbacı çocuk.
Narkotiklerin bastığını sandılar önce, Niye geldiklerini anlayabiliyorlardı, yanlışta olsa. -
270.
+1ikili, Güçlükle kontrol ettikleri durumdan ,tek tek suratlarını inceledikleri gençlerin ardından, şaşkına dönmüş vaziyette birbirlerine baktılar.
Selim orada değildi.
başlık yok! burası bom boş!