/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Beyler hikayeye 11 den sonra dewam edeceğim
    ···
  2. 102.
    0
    Rezerved ...
    ···
  3. 103.
    -1
    panpa konuşmalar samimi degil yapmacık gibi 5. boyuttaki gibi
    ···
  4. 104.
    0
    Devam panpa takipteyim
    ···
  5. 105.
    0
    seri panpa
    ···
  6. 106.
    +7
    Merdivenleri tırmandık ve kapının kolunu açmak için kavradım. Artık kapıyı zorlamıyorlardı. Kilidi sessizce açtıktan sonra kapıyı hafifçe açtım ve marketi gözetledim. içeri de hala zombi vardı, ama aralarından geçebilecek kadar azdılar. Kapıyı iyice araladım ve Almila’ya işaret ederek takip etmesini söyledim. Sessiz adımlarla, olabildiğince hızla ilerliyorduk. Kokumuzu alan zombi yönünü bize çevirip peşimize takılıyordu. Her hangi bir şey olmadan marketten çıktık, ama dışarısı hala zombi kaynıyordu. Arabaya ulaşmak için geçmemiz gereken yüz metrelik bir mesafe daha vardı. Zombilerden kokumuzu alan üstümüze doğru yöneliyordu. Daha yarı mesafeyi katetmeden aralarında yok olacaktık.

    ilk teması Almila yaptı. Savurduğu pala zombinin beyninden bir dilim aldı ve zombi yere yığıldı. Ben de harekete geçtim ve elimden geldiğince karşıma çıkan zombinin kafasını patlatarak ilerlemeye başladım. Arkamdan gelen Almila ise bizi yakalamak isteyen uzuvları yerinden koparmakla uğraşıyordu.

    Her zombide biraz daha yoruluyorduk ve saldırılarımız gücünü yitiriyordu. Yolun yarısından biraz fazlasını geçmiştik, ama sonumuz çok yakındı. Arabaya ulaşamadan ıskaladığımız bir saldırı da zombilerin yemeği olacaktık.
    ···
  7. 107.
    +7
    Artık gücüm kalmadı. Sanırım kurtulamayacağız,” dedi ,Almila, ağlamalı bir ses ile.

    “Neredeyse ulaştık,” dedim, ama kendimi kandırıyordum. “Biraz daha dayanmalısın.”

    O sırada Almila, savurduğu palayı son zombisine sapladı ve gücü tükendiğinden kolunu çektiğinde eli boş kaldı ve dizleri üzerine çöktü. Hemen Almila’ya döndüm, üzerine kapaklanan zombiyi tekmeyle savuşturdum ve biraz daha vakit kazanıp, kurtulma umudumuz kalmış gibi elimdeki beysbol sopasını çekiç atar gibi çevirmeye başladım. Alana giren zombiler ölmeseler de geri savruluyorlardı, ama fazla uzun sürmeden bu saldırımda faydasını yitirecekti. Ben de gücümü tüketmiştim ve savurduğum sopa öldürücü olmaktan çok, can yakacak etkiye sahip olmuştu. Nefes nefese elimdeki sopayı son bir kez daha savurup fırlattım ve Almila’nın üstüne kapandım. Zombilerin üstüme çöküp yemeye başlamalarını, gözlerimi sıkıca kapatıp beklerken bir silah sesi duydum. Çok yakından gelen bir ses idi… O an yenilmeyeceğimi anlayarak rahatladım. Ardından gökyüzünü patlayan mermilerin sesleri kapladı.
    ···
  8. 108.
    +2
    Beyler suku ve rez gelirse dewam edeceğim
    ···
  9. 109.
    0
    devaaaaam
    ···
  10. 110.
    0
    Reserved
    ···
  11. 111.
    0
    Aslanım devam et elin püçleri şunu vermiyor diye verenlerin suçu ne severek takip ediyoruz devam devam ...
    ···
  12. 112.
    0
    Panpalarim hikayemin son bölümünü yazıyorum saygilarla
    ···
  13. 113.
    0
    Rezerved
    ···
  14. 114.
    0
    Reserved
    ···
  15. 115.
    +4
    Tek mermi… Tek mermi ile üstümüze çöken ilk zombinin beyni dağılmıştı. Sesin şiddetinden duraklayan diğer zombiler başlarını sesin geldiği yöne çevirmişlerdi. Ardından başlayan mermi yağmuru ise sandığımız gibi değildi. Sesi sonuna kadar açılmış bir müzik setinin? hoparlörlerinden gelen bir ses efektiydi. Yine de zombilerin dikkatini çektiği için bizim için yeterli olmuştu.

    Dörtyol ağzında üzerimize çöreklenen zombiler batı yönüne giden yola doğru yönelmişlerdi. Almila’nın üstünden kalkıp, elinden de tutarak ayağa kalktım. Bizden adım adım uzaklaşan zombileri izleyerek, kurtarıcımızın kim olduğunu görmeye çalışıyorduk. Yolun ilerisinde bagajı açık bir aracın üzerinde dürbünlü tüfek ile nişan almış birisi duruyordu. Tüten dumanın yoğunluğundan sigara içtiğini anlamak zor olmadı. Zombiler bizden uzaklaşıp kurtarıcımızı yakalamak üzere ilerlerken, kurtarıcımız endişeye kapılmadan aracının üzerinde bağdaş kurdu. Taa ki; zombilerle arası beş metreye kadar kısalınca ağzındaki sigarayı zombilere doğru iki parmağı ile fırlattı. Yere düşen sigara yerin alev almasına neden oldu ve tüm zombilerin alevlerle sarılmasına neden oldu. Anlaşılan zombiler Almila ile beni yemeye çalışırken kısa sürede bu tuzağı hazırlamıştı. Ne de olsa benzin uçucu idi…
    ···
  16. 116.
    0
    Up up up
    ···
  17. 117.
    0
    Reserve
    ···
  18. 118.
    +2
    Kısa süre sonra alevler söndü ve kömürleşmiş zombilerden tüten leş kokusu etrafımızdaki havaya iyice hakim olmuştu. Tüfeğini omzuna atarak kömürleşmiş zombileri eze eze yolu geçti ve yanımıza vardı. Yüzünde alaycı bir ifade vardı. Sigarasını sola doğru bakacak şekilde, izmaritini ısırmıştı. Küçük, dikdörtgen şeklindeki gözlüğünün ardından, önce beni, sonra Almila’yı süzdü. Sonra boş eliyle sigarasını tutup iki parmağıyla gerisindeki kalıntıya fırlattı.

    “Hmm… Sanırım az daha ölüyordunuz,” dedi, kıkırdayarak. “Tuzağımı uygulamaya başlarken sizin marketten çıktığınızı ve mücadele ederek kaçmaya çalıştığınızı görünce biraz seyredeyim dedim… insan bu zamanda pek bu tür şeylere şahit olamıyor ne de olsa.” Kıkırdaması kahkahaya dönüşmüştü.

    “Ah!.. Neyse ki; ölmediniz…”

    “Bizi kurtardığınız için teşekkür ederiz,” dedi, Almila, yorgunluktan bitmiş kollarını ovuşturuyordu.

    “Evet,” dedim, “Teşekkür ederiz…”

    “Buna gerek yok,” dedi. Gülmesi durmuş biraz ciddi bir ifadeye bürünmüştü. “Neyse ki; tek mermi harcadım. Aksi halde parasını ödemek zorunda kalırdınız.” Tekrar gülmeye başladı. “Neyse ki; bu devirde para bir işe yaramıyor…” Yüzümüzdeki ifadesizliği görünce, “Neyse… Sanırım güzel bir espri değildi,” dedi.
    ···
  19. 119.
    +2
    rezervv kardeşim güzel gidiyor emeğine sağlık devamm
    ···
  20. 120.
    +5
    Adam bize arkasını dönüp gerisin geri aracına doğru yürümeye başladı. Arkasından seslenmemize rağmen geriye dönmedi ve araca binip arabayı çalıştırdı. Karbon yığınının üzerinden geçerek yanımızda durdu.

    “Yaşamak istiyorsanız batıya gidin,” dedi adam, batıyı işaret ederek. “Batıya…”

    Bize gitmemiz için gösterdiği yönün tam zıttı yönde arabasını sürdü. Almila ve ben, adam gözden kaybolana kadar onu izledik. Gözden kaybolunca bir iç çekip karşılıklı bakıştık.

    “Rüzgar gibi geldi ve geçti,” dedim.

    “Kafayı yemiş galiba.”

    “Bilmiyorum, ama olağandışı biri olduğu kesin. Ne dersin, batıya yönelelim mi?..”

    Etrafımıza son bir kez baktıktan sonra yüklerimizi arabanın arka koltuğuna bırakıp arkamıza bakmadan batıya doğru yol aldık. Alacakaranlık başladığında güneşin battığı yerde denizi gördük. içimi mutluluk sardı ve farkında olmadan tebessüm ettim.

    Denizin yüzeyinde irili ufaklı ışık kaynakları
    ···