/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    0
    rezerved bize böyle şeyler lazım
    ···
  2. 77.
    0
    http://inciswf.com/yapacaginiz.swf
    ···
  3. 78.
    0
    Rezerved
    ···
  4. 79.
    0
    Rez lan rez dewam et saat 8 e kadar bi 10 part rica edicegim senden
    ···
  5. 80.
    0
    (bkz: ) (bkz: )
    ···
  6. 81.
    0
    rez rez rez güzel
    ···
  7. 82.
    0
    Rezerved
    ···
  8. 83.
    0
    reserved
    ···
  9. 84.
    +5
    iştahla yemeğimi yerken bir yandan da Almila’yı süzüyordum. Kız, sessiz ve ağır ağır yemeğini yiyordu. Yüzünde bir ifadesizlik vardı.

    “Canın mı sıkkın?” diye sordum.

    Almila, yüzüme aynı ifadesizlikle baktı.

    “Sadece düşünüyorum… Bu işin sonu nereye varacak? Bu afetin sonunu görecek miyiz? Ne zaman sıradan bir hayata kavuşacağım? Bir çok soru aklıma geliyor.” Tekrar yemeğine döndü.

    “Buraya gelene kadar bir çok yerleşim yerinden geçtik. Başımıza bir şey gelmese de bir çok olaya şahit olduk. Karşılaştığımız o günden bugüne hiç canlı biriyle karşılaştık mı? Hayır… Her yeni bir kasabaya, köye ya da şehir merkezine gittiğimizde ne gördük? Zombiler!.. Ölü ve canlı zombiler. Bir kısmını, birileri tarafından öldürülmemelerine rağmen ölü olarak bulduk… Bir kısmını birbirlerini yerken gördük… ilk zamanlar, insana daha çok benziyorlardı, şimdi ise daha fazla cesede benziyorlar… Eğer yanlış düşünmüyorsam, uzun olmayan bir zamanda zombilerden eser kalmayacaktır… Ölü olsalar dahi, ölüyorlar! Biraz daha dayanmamız lazım. Zombilerin olmadığı bir yaşam uzak değil!”

    Almila, tabağından yüzünü kaldırıp, acı bir gülümsemeyle bana baktı.

    “O günler geldi ve filmin sonunu gören baş karakterlerden olduk. Ya sonra? Film mutlu sonla mı bitmiş olacak sence? Bir avuç insan ve kocaman bir dünya…”
    ···
  10. 85.
    +1
    Biraz sokak ağzı ile yaz kanka güzel gidiyor beğendim bide güney'e ne amk şehir ismi ver karadenize doğru git uzungolu tel ile çevir beles su yakacak ev vsvs Türklük kat içine çok zombi hikayeleri ve dizilerine benzetiyosun
    ···
  11. 86.
    +4
    Kafamda geleceği canlandırmaya çalıştım. Küçük bir kentin nüfusu, o zaman geldiğinde dünyanın nüfusu olacaktı. Ne ülkeler kalacaktı geriye, ne de milletler.

    “Asıl film o noktada başlamış olacak,” dedim, gülümsemeye çalışarak. “Düşünsene; bundan binlerce yıl sonra insanlar tarafından taş devrinde yaşayan insanlar olarak bilineceğiz… Ne kadar da trajikomik değil mi?..”

    Almila gülümsedi, ama cevap vermedi.

    Daha çok gençti ve bu afetin yükünü sırtlanmayı hak etmiyordu. Kimse etmiyordu… Yaşadıkları ömrünün sonuna kadar unutamayacağı anılardı. Ben de daha fazla etkilenmeyeceği şekilde yaşaması için gayret ediyordum.

    Tabağımdaki son lokmayı da yedikten sonra; “iyi geceler,” dileğinde bulunarak, yatmak için masadan kalktım.

    Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra, bir takım ihtiyaçlarımızı karşılamak için şehir merkezine gitmeye karar verdim. Almila da bana eşlik etmek istediğini dile getirdi. Bu ücra yerde, yalnız başına kalacağına benimle gelmesi daha iyi olacaktı. Hem, buraya geldiğimiz günden bu yana, ilk defa başka bir yer görecekti. Zombilerin sayısında da gözle görülür bir azalma vardı. Ne olacaktı ki?..
    ···
  12. 87.
    +1 -4
    amk bu zombi hikayesi değil resmen beyaz yakalı ve liseli almila'nın aşkı. 2 kere zombi yazdın 4 kere almila'nın bacağını anlattın. gibiyim almila'yı afedersin. dünya gibi tutmuş gidiyon almila'nın epilasyon gününü kaçırdığını anlatıyon bana. ahh almila gibiyim ingiltere'yı keşke bi tırnak törpüsü olsada tırnaklarını düzlesen diye mi üzülelim yani? amk senin yazıcan hikayenin. zombi hikayesinde zombi yok amk. olayın 1 senesini anlattın bile zaten. ilk 6 ay zombisiz 4. katta yaşadın. sonra almila'yla bi kaç ay yol aldın. ee amk? 1 yıl ne gibim oldu dünya'da? amk sanırsın dünya'da bu muallak, almila, almila'nın anası-babası, 1 tane de zombi var. zombi anasını babasını yedi. kaldı 2 kişi... 7 milyar, 250 ülke, 72 millet, onbinlerce şehir, 7 kıta... noldu amk dünya'sında? bi almila, bacağı, anası, babası, sen ve mahallenin zombi bakkalı mı var olaydan haberi olan? yarramın kafası ya. yazma ananı giberim senin. 3 sayfa boş yere okuttun bize ya. amın ızdırabı. almila'nın alçılı bacağı zütüne girsin, zaten koşamayan bi şişkosun böylece hiç koşama, sonra etrafını deri pantolonlu eldivenli zombiler sarsın, üzerine işeyip ayin yapsınlar muallak. tayyo bile senden güzel hikaye yazıyo amk en azından olayın 30-40 kahramanı var. hem de olay sadece 10 dakikalık bi olay. sen 1 yıl olay anlattın 5 kişi var. sen, almila, anası, babası ve mahallenin zombi bakkalı. amk senin ben klavye zütüne girsin.
    ···
    1. 1.
      +1
      Kardeş görüşlerine saygılıyım ama bu da benim bakış açım kusura bakma
      ···
  13. 88.
    +3
    Dağdan, şehre doğru yılan gibi kıvrılan yollardan geçtik. Rakım düştükçe dağı kaplayan orman seyrekleşti ve sonunda bitti. On dakika daha yol kat edince şehrin ilk belirtileri olan binalarda görünür oldu. Zombilerin açtığı, doğal ve dolaylı yıkım bu şehri de etkilemişti. insanlar, canlarını kurtarmak için kaçarken açtıkları zarar; perte çıkmış bir sürü araç; camları indirilmiş dükkanlar ve evler; yanan binalar; yağmalanan marketler… Yer yer insan ve zombi cesetleri, çürümeye uğradıktan sonraki halleriyle afetin sonuçlarını anlatıyordu.

    Arabayı, her hangi bir ani durumda çabuk kaçabileceğimiz bir açıklığa park ettim. Almila ile birlikte; elimde beysbol sopası, on da ise pala ile sessizce etrafı inceleyerek, bir şeylerin kaldığını umduğumuz bir markete doğru ilerledik.

    içine girdiğimiz market oldukça genişti. Alışveriş arabaları etrafa saçılıp devrilmiş, yağmalanan ürünlerden kalanların bir kısmı yerleri süslemişti. Gıda reyonuna doğru ilerleyip konserve ürünlerden kaldı mı diye bakındık. Birkaç konserve turşu, kalitelisinden konserve ton balığı, üç gün yetecek kadar da yaprak sarması, barbunya ve etli kuru fasulye… Bakliyat bölümünde de bir hafta yetecek kadar makarna ve öğrencilik yıllarımda yediğim noddledan beş paket bulduk. Sağlam kalmış alışveriş arabalarından bir tanesine bulduklarımızı koyup başka işe yarayacak malzemelere bakındık. El sabunu, bulaşık deterjanı, vazgeçemeyeceğimiz sarı bez, el kremi, şampuan… iki sepeti doldurduğumuzda vaktin de ne kadar çabuk geçtiğini fark etmiştik. Aldıklarımızı arabaya yüklemek ve hava kararmadan şehirden uzaklaşmak için aceleyle elimizdeki arabaları market çıkışına sürdük.
    ···
  14. 89.
    +2
    Camı inmiş, artık çalışmayan otomatik kapının önüne çıktığımızda asla düşünmeyeceğimiz bir manzarayla karşılaştık. ilk başta, miting alanını dolduran insanların bekleyişini gördüğümü sandım. Hemen sonra Almila, beni çekiştirdi ve el işaretiyle sessizce içeri doğru dönmemiz gerektiğini anlattı. Gerisin geri gidip saklanacakken alışveriş arabalarının ezdiği cam kırıklarından çıkan sesin etkisiyle bir grup zombinin dikkati markete yöneldi ve hantal adımlarla içeri doğru harekete geçtiler. Korkudan ne yapacağımı bir an için düşünemeyerek dondum, ama Almila beni bu durumdan kurtardı ve ardından işaret ettiği kapıya doğru beni de sürükleyerek koşturmaya başladı. Depo girişinden girip kapıyı kapattık ve aşağı doğru indik. Etraf elektrik olmadığından zifiri karanlıktı. Kokumuzu alan diğer zombiler de marketi doldurmaya başladılar. Kapattığımız kapıdan dolayı güvende sayılırdık, ama marketi işgal eden zombiler oradan gidecek miydi? Zaman, Almila ile benim aleyhimeydi… Biraz soluklandıktan sonra durum değerlendirmesi yapmak gerekti.
    ···
  15. 90.
    +4
    Almila, “Nereden çıktı bu kadar zombi? Hem de sayıları bu kadar azalmışken…” diye sordu bana.

    “Hiç bir fikrim yok, tabii ki… Dahası bu kadar zombi bizi kapana kıstırmışken nasıl kurtulacağız bu durumdan, öncelikle bunu düşünmeliyiz.” dedim.

    Etrafı el yordamıyla araştırarak kaçabileceğimiz bir çıkış bakındım, ama küçük bir pencere bile bulamadım. Almila ile depoda sıkışıp kalmıştık. Almila’ya seslenip durumu bildirdim.

    “Tamam işte… O güzel günleri göremeden karanlıkta susuzluktan veya açlıktan öleceğiz artık…” diye isyan etti.

    “Hemen umudunu kaybetme… Biraz bekleyelim, daha umudumuzu kaybetmek için çok vakit var. O zamana kadar kurtulmanın bir yolunu buluruz.” dedim.

    Karanlıkta zamanın ne kadar aktığını fark edemeden, ses çıkarmadan bekledik, durduk. Çıkan tek ses, zombilerin kapıya uyguladıkları faydasız zorlamalarıydı. iyi tarafı da buydu… Filmlerdeki gibi insanüstü bir güce sahip değillerdi ve olmaları da bana göre saçmaydı…

    Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, ama artık daha fazla bu duruma katlanamayacaktım. Almila da aynı fikirde olduğuna dair sesler çıkartıyordu.
    ···
  16. 91.
    +4 -1
    Almilayı giber 1.20
    Travesti zombi bunu giber 2.20
    Zombi giber 21.00
    ···
  17. 92.
    +1
    kesin almila ölcek ya ölmeden o kıza dünya zevklerini tattır gibe bildiğin kadar gib dıbını yala parmakla avuçla coştur kızı
    ···
  18. 93.
    +1 -1
    gibmez lan bence almila yı. Neden derseniz kızı gibi şefkatle yaklaşıyor. Ha giberse subyancı huur çocugu derim.
    ···
    1. 1.
      +8
      gibecek gibmek zorunda insan ırkının devamı için insanlığın geleceği onun gibi ve kızın amı arasında zevk için gibmeyecek insanlık için adalet için hak için hukuk için gibecek bu adi düzene baş kaldırmak için gibecek
      ···
      1. 1.
        +1
        Ahahahah bin verdim şukunu
        ···
  19. 94.
    +4
    “Burada kapana kısılıp, açlıktan ölmeyi beklemektense kaçmak için zombileri alt etmeye çalışmak daha iyi değil mi, sence de?” dedim Almila’ya.

    Almila kıkırdadı ve “Bence de öyle,” dedi. “Zombiler tarafından dönüştürülmeyi ya da ölmeyi istemesem de bu şekilde ölmeyi diğerlerine tercih ederim.”

    “O zaman, en azından seni kurtarabilirsem, kendimi şanslı sayarım.”

    “O da ne demek oluyor?”

    “ikimizde aynı sonu yaşamak zorunda değiliz, demek istiyorum… Yaşımıza bakınca en çok yaşamayı hak eden sensin. O yüzden kurtarılmalısın… Hazırsan harekete geçelim”

    Ayağa kalkıp Almila’yı yakaladım ve el yardımıyla çıkışa ulaşacağımız merdivenlere yöneldim.

    “Bunu yapamazsın!” dedi, Almila, benim tarafımdan sürüklenirken. “Tek ben kurtulursam ne yapacağım? Tek başıma nasıl hayatta kalacağım? Planını yaparken bunu da düşündün mü?” diye sordu. Sesi çatallaşmıştı.
    ···
  20. 95.
    +5
    Hayır, düşünmedim. Ama senin de aynı sonu yaşamanı istemiyorum,” dedim.

    “Bugün yaşasam da yarını da garanti edebilecek misin?”

    Haklıydı… Ama bende haklı değil miydim? Yoksa kendimi mi kandırıyordum? Ben ölürken hala yaşadığını görürsem huzur içinde son nefesimi verecektim… Kendimi iyi hissetmek için gencecik kızın yalnız başına kalmasına neden olacaktım. Her ne kadar onu kurtarma şansım düşük olsa da…

    “Pekala,” dedim. “Ben önden gideceğim, sen ise arkamı kollayacaksın. Tamam mı? Hayatta kalmamız şansımıza bağlı zaten.”

    “Tamam,” dedi ses tonu mutlu bir tona bürünerek.
    ···