/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1 -3
    benim adım vladislav tepes.
    siz ölümlülerin bildiği haliyle count dracula.

    yüzyıllardır süren uykumun ardından.
    ayasofya'nın derinliklerinde hapsedildiğim tabutumdan nihayet çıkmayı başardım.

    burnuma gelen kesif kan kokusu hiç bitmeyecekmiş gibi, ahh...

    bu yeni dünya'da fazlaca yabancılık çektim.
    insanların bindiği demir kutular ve birbiri ardına sıralı yüksek evler var.

    aslına bakarsanız bu suni ışıklar epey rahatsız edici.

    uyandığım bu dünya'da hakkımda anlatılan yüzlerce hikaye olduğunun farkına vardım.
    sanırım bu yeni dünya'yı biraz sevdim.

    türümden başka birileri olup olmadığı konusunda emin değilmdim.
    ···
  2. 2.
    +1
    constantinapol ışıl ışıldı tabutumdan çıktığım ilk gün,
    güneş doğana kadar yürümeye kararlıydım.
    beslenmem gerekti sanki yüzyıllardır bir şey yemiyordum.
    bu işin şakası.
    bir şeyler yemeliydim.
    ···
  3. 3.
    +1
    bu yeni dünya'DA DUYDUĞUM müzikler bile epey farklıydı.
    değişik ve tiz ses çıkaran telli çalgılar ve o kocaman alanlarda kafalarını sallayan onbinlerce kişi vardı.
    bu tuhaf şekilde hoşuma gitti.
    tanrının ibadet için toplayabildiğinden çok daha fazla insan vardı.
    ···
  4. 4.
    +1
    katolik kilise camiler ve din hakkında hemen her şey yüzyıllar öncesine göre çok fazla
    evrimleşmiş ve değişik bir hal almıştı.
    yağmurun altında gecenin karanlığında tüm bu düşünceler eşliğinde yürümeye devam ettim.
    üstümde yüzyıllardır üstümde olan siyah ve uzun bir elbise vardı.
    çok geçmeden tek başına yürüyen bir kadın gördüm.

    sokak lambaları yeri aralıklarla aydınlatıyor, kadının giydiği ayakkabının topuğunun çıkardığı o tok ses sessizlikte yankılanıyordu.

    çok geçmeden karşısında belirdim.
    önce irkildi daha sonra ise ne istiyorsun dedi.

    +önemli olan sen ne istiyorsun ölmek mi, yoksa yeniden doğmak mı ?
    -ne dediğinizi anlamıyorum'' deyip hızlı adımlarla yanımdan yürüyüp gidiyordu ki

    nazik ve kırılgan boynunu bir kere de kavrayıp dişlerimi geçirdim.
    ahh tekrar hayata dönmüştüm işte.
    vampir dişlerimin sağından ve solundan yola dökülen her bir kan damlası için acı çekiyordum.
    susamıştım.
    ···
  5. 5.
    +1
    bir süre sonra kızın cesedini sokağın yanındaki kü.ük oyuğa atıp.
    yürümeye devam ettim.
    eskilerin atolarına benzer parlak ışıklı kocaman bir yere girmiştim.
    içinde oda oda bölümlerin bulunduğu insanların elinde çantalarla dolaştığı değişik bir yerdi.
    hepsi orada beraber yaşıyor olamazdı.
    ···
  6. 6.
    +1
    çok geçmeden biri gözüktü o kalabalığın içinde.
    onlardan olmadığı bir gerçekti.
    bunu bir ölümlünün ayırt etmesine olanak yoktu.
    herkes üstümdekilerden dolayı bana bakıyordu.
    çok fazla dkkat çekiyordum.
    adımlarımı hızlandırarak gördüğüm kişinin yanına gittim.

    arkasını döndü ve

    +merhaba mösyö konuşabileceğimiz bir yere gidelim ve sizi bu dünya'ya adapte edelim.
    -beni tanıyor musun diye cevapladım.
    +sizi tüm dünya tanıyor mösyö lakin bir hikaye olarak asıl siz onları tanıyor musunuz ve tarikatımıza katılır mısınız ?

    gördüğüm değişik adamlardan biriydi.
    kendi türümden gördüğüm ilk kişiydi.
    sarı uzun saçları yeşil gözleri geniş omuzlar ve karakteristik bir yüzü vardı. adı ise armand'dı.
    ···
  7. 7.
    +1
    tüm o kalabalıktan kurtulduk ve sizin araba benim ise hala demir kutu dediğim o aletlerden birine bindik.
    bir atla kıyaslandığında inanılmaz hızlıydı.
    armand o aleti kullanırken bana dönüp sormak istediğiniz ne varsa sorun mösyö dedi.
    ···
  8. 8.
    +1
    gün ışımak üzereydi ve fazla zamanımız yoktu.
    çok geçmeden bir çiftlik evine vardık.
    denize yakın ve herkesten uzaktaydı.
    en azından bu iyi.

    +tarikatınızın amacı nedir ?
    -ahh mösyö çok uzun bir konu bu, yalnızca bilmeniz gereken insan ırkı gelişti bizi öldürebilecek silahlara ve aletlere sahipler, her şeyden önemlisi çoğunluklar.
    varlığımızdan haberdar değiller lakin artık dünya üzerinde egemenliğimizi ilan edip hem gündüz yürüyenlere hem de kurtlara kendimizi belli etmenin vakti geldi.

    yüzyıllar önce kurtlar hakkında bazı şeyler duymuştum lakin halk masalından ibaret olduğunu düşünüyordum.
    insanlar mı * DEĞiŞiK VARLIKLAR ELLERiNDEKi KÜÇÜK KUTUDAN BiR AN OLSUN AYRILAMIYORLAR VE BU YENi DÜNYA SADECE AMA SADECE ONLARINMIŞ KADAR RAHAT VE PERVASIZLAR.
    ···
  9. 9.
    +1
    yarın devam edecek.
    ···
  10. 10.
    0
    armand'la içeri geçtik.
    evin içi eskitme taşlardan oluşuyordu.
    ahşap ağırlıklı bir mimarisi ve bu mimariyi tamamlayan pahalı gümüş ve altınlardan oluşan süslemeler vardı.

    armand bana dönerek.
    lütfen rahatınıza bakın mösyö ben de size daha dikkat cekici bir şeyler getireyim.

    biraz sonra elinde siyah pantolon tişört ve yine siyah bir deri ceket getirdi.
    üzerimdeki uzun siyah elbiseyi çıkararak getirdiklerini giydim.

    buyrun mösyö ayna da nasıl olduğunuza bakın diye seslendi.
    ben aynalarda gözükmem diye cevapladım.

    biraz şaşırmıştı ama şaşkınlığını kamofile eden keskin bir gülüş atarak, o zaman ben söyleyeyim, dedi.

    uzun siyah saçlarınız var yılan grisi gözleriniz küçük bir burnunuz ve köşeli bir çene yapınız var mösyö üstünüzdekilerle çok yakıştı dedi ve ekledi hadi bir şeyler içelim.
    ···
  11. 11.
    +1
    armand ahşam yüzey üzerindeki kilimi kaldırdı ve aşağıya mahsenine indik.
    burnuma gelen kesif kan kokusunu duyabiliyordum.
    çok geçmeden onun küçük zindanındaki kadınları ve erkekleri gördüm.
    bir tane de ufak çokçuk vardı.
    ···
  12. 12.
    +1
    bir yandan kafamıza göre insanların kanını emiyor bir yandan konuşuyorduk.
    armand'ın haraketleri çok tiyatral ve estetikti.
    ben ise ne kadar acı çektiklerine çok önem vermiyordum.

    bir kaç metre ötede küçük bir mahsen vardı lakin hepsinden farklı olarak dışardan içi gözükmüyordu.
    armand'a dönerek onun içinde ne var dedim.
    ucundan kan damlayan işaret parmağımı kaldırarak.
    ···
  13. 13.
    +1
    armand önce sol iç cebinden ipek bir mendil çıkardı.
    ağzı ve etrafındaki kan lekelerini temizledi.
    biraz mırıldanarak bence oraya bakmamalısın dedi.
    ···
  14. 14.
    +1
    daha çok merak ediyordum.
    o mahzene doğru yürüdüm kapıyı tek elimle söküp kenara koydum.
    bacaklarını karnına kadar çekmiş elleriyle kafasını kapatmış korkudan titreyen bir kadın vardı.

    yanına kadar bir kaç adım atıp eğildim ve sordum...

    +adınız nedir

    cevaplamadı. korkudan titremeye devam ediyordu.
    soğuk ellerimi ona doğru uzattım.
    uzun tırnaklarımın gölgesi arkadaki küçük meşaleden dolayı duvarda çıkıyordu.
    çenesinden nazikce tutup yüzünü kendime doğru kaldırarak tekrar sordum.
    ···
  15. 15.
    +1
    kocaman ve ağlamaktan kararmış gözlerini sildi ve

    gloria efendim diye cevapladı.
    -neden buradasın gloria
    +ben sizi biliyordum vampirlerin olduğunu biliyordum
    -ve armand'da seni buraya kapattı.
    +evet efendim beni öldürmeyeceksiniz değil mi ?
    -sol elimin dışı ve tüm soğuğuyla yanağını hafifçe okşayıp hayır tabi ki genç bayan diye cevapladım.

    gloria yüzyıllar önce tek gerçek aşkım olan karımın bir görsel ikiziydi.
    bu nasıl olurdu.
    ···
  16. 16.
    +1
    tema: http://www.youtube.com/watch?v=R1isFKw-5KY

    bir küçük ara.
    ···
  17. 17.
    +1
    gloria'ya uzun uzun baktım.
    çok geçmeden arkamda armand'In beni izlediğini hissettim.

    +onu neden öldürmek yerine hapsettin diye sordum gloria'ya bakarak.
    -sizi yüzyıllardır tanıyan bir var mösyö
    +alexander'dı bu.tek sadık dostum. muhtemelen gloria'nın eşimin görsel ikizi olduğunu söylemişti armand'a.

    bir süre sessiz o mahzende kaldıktan sonra armand'la tekrar yukarı evine çıktık.

    armand bana dönerek +bir misafirimiz var count...

    merak içinde kafamı kaldırdım.
    ···
  18. 18.
    +1
    armand iki elini sağa ve sola açarak karşısındaki vampire

    +hoşgeldiniz çağrıma kulak vereceğinizi düşünmemiştim dedi ve ekledi count, onun adı lestat.

    lestat çok güzel bir adamdı.
    1.80 boylarında beyazımsı sarı saçları gri gözleri soluk teni her şeyiyle çok güzel biriydi.

    +tanıştığıma memnun oldum diyerek elimi uzattım.
    -bu gereksiz orta çağ zırvalıklarını bırakalım count beni neden çağırdınız diye nezaketsizz bir tavırla elimi havada bıraktı.

    lestat de lioncourt ahh gördüğüm en pislik en serseri ve en güzel adamdı.
    ···
  19. 19.
    +1
    akşama devam edeceğim.
    ···
  20. 20.
    +1
    lestat'ın bu ukala tavrı üzerine armand araya girdi.
    aslına bakarsan count yüzyıllardır süren uykusundan yeni uyandı.
    seni buraya ben çağırdım eski dostum dedi lestat'a.

    lestat o sırada piano'nun başına oturmuş bir şeyler çalıyordu.
    bir yandan ise konuşuyordu.

    bir ölümlünün fazlaca irkileceği tınıları pianosunda çalarken armand'a dönerek peki neden, dedi.
    ···