yeni başlayanlar için antalya amlıları

2) tezgahtar tayfası: diğer adıyla "ekmeğinin peşinde tayfası" da diyebiliriz. "mekan sahibinin kızı" kavramı dışında, asla çok varlıklı ve kokoş kızları göremeyeceğiniz bir gruptur. güllük'teki trikoculardan, migros'taki spor mağazalarına, terra city'deki güzellik ürünleri mağazası'ndan, özsüt'e varana kadar pek çok modeli içinde barındırır. genel olarak, satış, servis, resepsiyon vs. elemanlarını kapsayan kavramdır.

uzak durmanız gereken versiyonları, kesinlikle yiyecek sektöründe çalışanlardır. her ne kadar hijyen nedeni ile kişisel bakım gerekse de, muhtelif burger king şubelerinde; tırnakları bakımlı ama kolları kıl dolu pek çok iğrenç amlı görmüşsünüzdür. bu değişmez kurallardandır. zira eli yüzü düzgün olan kız, yeme içme sektörüne değil, satış sektörüne yönelir. ayrıca bu gruba, sekreterleri, asistanları, hemşireleri, stajyerleri vs. de koyabiliriz. bu yanlış bir tespit olmayacaktır.

tanışılacak yerler konusunda pek de sıkıntı duyulacağını sanmıyorum. zira sabah 8 akşam 6 arası her yerde karşılaşmanız mümkündür. oldukça kalabalık bir grubu kapsadığı için, sektörlerine göre kısa kısa doneler paylaşmak isterim.

2-a) sağlık sektörü: hastane, veteriner, eczane, poliklinik, sağlık ocağı, dişçi ve dispanserde çalışan kızları kapsar. amlımız uzman ise; yani doktor, veteriner, eczacı, dişçi vs. kesinlikle kendi çevresi oluşmuştur zaten. tıp fakültesinde bunlara ne yapılıyor bilinmez, dışarı çıktıklarında hepsi isterik bir hal almış oluyor. doktor-hasta ilişkisi nedeni ile, çalışma ortamlarında tanışmanız durumunda pek de ekmek çıkacağını sanmam. tabii represant (ilaç mümessili) değilseniz. genelde bu tip hatunların mesleğini, tanıştıktan sonra öğrenirsiniz zaten. o nedenle bu kısmı geçiyorum. yalnız şöyle bir durum var, hayvan sevgisinden bihaberseniz, veteriner hatunlardan uzak durmanız gerekmektedir. özellikle antalya'da oldukça fazla sayıda sokak köpeğinin olması sebebi ile, hatunla dışarı çıktığınızda, köpek sevmekten sizi sevmeye vakit bulamaz. ayrıca oldukça şefkat manyağıdırlar. ilişkiniz ilerlediği bir safhada, bir sabah bir bakarsınız; evde kolu bacağı olmayan bandajlı kediler, gözü kör, kuyruğu kopuk köpekler falan dolaşmaktadır.

gelgelelim sağlık sektörünün asıl işgücünü oluşturan kısma. hemşireler, veteriner yardımcıları, eczane kalfaları, dişçi asistanları, hasta bakıcılar (odacılar) ve bilimum tıbbi sekreter (poliklinik ya da hastane resepsiyonistleri, tıbbi dökümantasyoncular vs.) bu grupta yer alır. öncelikle bu gruptan bir amlıyla takılmak için, "shift" denen gibe kendinize alıştırmanız gerekmektedir. pek çok özel hastane ve poliklinik, vardiyalı sistemle çalışan elemanlar barındırır. hatta anadolu hastanesi gibi yerlerde haftanın 7 günü çalışan amlılar gözlemlenmiştir. aslında bu shift denen mevzuu, haftalık izin günüdür. lakin satış elemanlarının aksine, bu izin günü, sağlık sektöründe haftadan haftaya değişebilir. antalya'da son yıllarda giderek artan özel hastaneler sayesinde, pek çok amlı sağlık sektörü mensubu haline gelmiştir. şimdi bu kısımda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır.

veterinerde çalışan amlı, tıpkı veterinerin kendisi gibi kafayı hayvanlarla bozmuştur. lakin şöyle bir durum söz konusudur ki veterinerin bizzat kendisine kayıyor olsanız, evde bu kadar hayvan göremezsiniz. veterinerde çalışan amlı, "ya haftasonu kimse yoktu, yalnız bırakamadım minnoş'u" ya da "emel hanım iki günlüğüne paris'e gidecekmiş, kedilerine ben bakmak zorundayım" gibi nedenlerle evi hayvan dolduracaktır. hayvanlara bakmak için sıklıkla polikliniğe ya da veterinerin evine gideceğinden, sizinle takılma zamanı olmayabilir. veterinerin lüks evine, amlınızla birlikte gidip, pofuduk koltukların üzerinde kızı gibmeyi hayal ediyorsanız işiniz gerçekten zor. zira gözlerini size dikmiş bir köpek, her an zütünüze pençe geçirebilecek bir kedi ya da güçlü gagasıyla siz karıyı domaltırken taşaklarınızı koparacak bir papağan önünde gibişmek oldukça riskli bir harekettir.

dişçide çalışan amlının çalışma saatleri olarak artıları vardır. özellikle hem sekreter hem asistansa, oldukça vakit bulabilirsiniz. hatta bu tipler, diş hekiminden önce gidip muayenehaneyi açtıkları için, ellerinde anahtar, güvenlik kilidi şifresi vs. vardır. bu da ne demektir? deri bekleme koltuğunda, yatabilir dişçi koltuğunda vs. amlıya çakıp, süslü fayanslara boşalabilirsiniz. üstüne üstlük bu amlılar, bir süre sonra asistan haline de geldiğinden, bedavadan dişlerinizi temizletebilir, bakım yaptırabilirsiniz. bunun dışında, apseler, aftlar ve diş iltihapları, çürük vs. gibi şeylere sıklıkla şahit olacağından; zırt pırt kendini kötü hissedip, günlük gibiş planınızı bin de edebilirler. dikkat edin derim.

her ne kadar hemşire denince verişken ve girişken amlılar gözümüzün önüne gelse de bu aslında vivid ve private ferrelarının bizde bıraktığı yanlış bir intibadır. sağlık meslek yüksek okulunda okuyan pek çok kız, mezun olduğunda içi boşalmış hale gelmektedir. ayrıca antalya'da bu okula gidip de hemşire olanlar, zaten kara kuru kızlardır hep. yani hemşire kıyafetli jill kelly ya da jenna jameson ve belki asia carrera gibi kızlar görmeyi unutun. daha etli butlu ve beyaz tenli olanları, halihazırda özel hastanelerce kapılmış ve orada genç pratisyen doktorlara çoktan servis edilmiştir. "benim aradığım kız güleç olsun, beni mutlu etsin, versin yeter" diyorsanız da siz bilirsiniz. hemşire kızlarla, genelde arkadaşlar ya da komşular aracılığı ile tanışılır. yoksa öyle gidip hastanede tanışıp birşeyler yemeye gitme durumları olmaz. tabii represant (ilaç mümessili) değilseniz. *

hasta bakıcıyım diyen kızdan, kafadan uzak durun amk. her türlü hastalığı kapma paranoyasından, kendi kendinizi giber hale gelirsiniz. düşünsenize amk. hatun size dokunduğu elleriyle, iki saat önce ferruh amcanın enine yarılmış dikişli zütünü temizleyip, şadiye teyzenin takunu attı geldi. böeahh..

eczacı kalfası ya da eczanede çalışan amlılar, mahalle esnafı haline geldiğinden, "mahallede laf olur" korkusu içindedir. zaten komşu dükkandaki sürekli tansiyon ölçtüren cemil abi, üst kattaki neriman teyze vs. tarafından koruma altına alınmışlardır. eczaneye gidip, hatundan prezervatif alarak esprili bir tanışma ortamı ve hatta kapıların kapatılıp, jaluzilerin indirilmesi sureti ile kolonya kokulu ortamda bir gibiş sahnesi falan hayal ediyorsanız, bundan vazgeçin.

resepsiyonistler mevzuusuna gelirsek, bu kısımda çok çalışmanız gerekmektedir. öyle zırt pırt yanına gidemezsiniz. bu nedenle ön araştırmanızı iyi yapıp, bir iki saldırıda işi bitirmeniz gerekmektedir. antalya genelinde, özellikle andeva'da iğrenç ve türbanlı versiyonları ile karşılaşmanız mümkündür. lakin medical park bu konuda "abov" dedirtecek cinstendir. beyin cerrahisinin falan olduğu kattaki doğulu kızı saymazsanız, kalan 7-8 katın her birinde bir melaike bulunmaktadır. (zevke göre değişir tabii). orada tedavi gören bir hastanız vs. olmadıkça, bu kızlarla muhabbeti ilerletmeniz imkansızdır. kaldı ki babanız yan odada ölürken, sizin kıza kur yapmanız, kız tarafından hoş karşılanmayacaktır. bu tipleri de yine aynı sektördeki amlı amsız panpalar sayesinde tavlayabilirsiniz sadece.

antalya'da karşılaşacağınız, diğer ufak gruplar.

1) öğrenci tayfası: bu gruptaki kızlar, yukarıda saydığım diğer grupların hepsinden olabilir. aslında ilkokulda gördüğümüz kesişim kümesi gibidir. bir nevi amlı mozaiğidir öğrenci tayfası. ayrıca belirtmek isterim ki, çoğunlukla kış ve bahar döneminde hizmete açık bir gruptur. kampüs ortamında, dersler, sınavlar ve hocalar derken sosyal statü kaybolmakta ve amlılar arasında ufak çaplı koalisyon yaşanmaktadır. üniversitede okuyorsanız, zaten işiniz şansa kalmıştır. ama kampüs ortamından kız kaldırmanın da yolları vardır. olbia çarşısı içindeki cafelerden ekmek çıkmasını beklemeyin. özellikle kış aylarında bu mekanlar abazan yuvası haline gelir. gerçi hatunla önceden muhabbete girmişseniz, ortamın gürültüsü sizin için iyi bir bahane olacaktır. daha sessiz bir yere kaçmayı teklif edin muhakkak.

kampüsün ekmeğini çoğunlukla bahar döneminde yersiniz. öncelikle, durumu çok iyi olmayan panpalar için anlatayım. ilk olarak, gitar falan çalabiliyorsanız, ya da iyi çalan bir panpanız varsa ve sizin de az çok sesiniz iyiyse, akşamları olbia'nın yanındaki amfi tiyatro ya da rektörlüğün oradaki çimler işinizi görecektir. yurtta kalan kızlar, dışarı çıkacak paraları kalmayınca, genelde buraları tercih ederler. ayrıca ikinci öğretim hatunlar için de geçiş güzergahıdır buralar. siz orada takılıp söylerken, uzaktan uzaktan dinlerler. sonrasında daha yakınınıza oturmaya başlar, ya da sigara-çakmak falan almaya gelirler. her türlü diyalog kurabilirsiniz. ama biraz şans işidir, uğraştırır, söyleyeyim.

öğrenci kızlar vize ve final döneminde çok stresli olurlar. zaten sosyal statünün kalkma sebebi de budur. yani şöyle ki, lal sitesi tayfasından bir hatun, vizeye çalışmak için, kaleiçi tayfasından bir hatunla takılabilir. ve hatta yavru paris hilton görünümündeki kokoş amlılar, ders çalışmak adına; kareli gömleğini kumaş pantolonunun içine sokan, gözlüklü, yatık saçlı tiplerin evine bile gidebilir. "ay canım çok sağol ya" şeklindeki flörtif laflar ve hareketler ile bu tipler için vazgeçilmez bir 31 malzemesi olurlar.

vize döneminde pek de gibiş sokuş düşünmezler ama yardımlaşmaya aç durumdadırlar. öyle ki illa sizin ona yardım etmeniz gerekmez. salağa yatıp, bir kıza "konuları anlamadığınızı" söyleyip; birlikte çalışmayı falan da teklif edebilirsiniz. hatta alenen yardım isteyin gerekirse. ders çalışma ortamında kurulacak samimiyet, kızın sizi tanıması için de bulunmaz bir fırsat olacaktır. kola ve cips eşliğinde geçen çalışma, kısa süre sonra "acıktın mı? birşeyler yiyelim mi?" ye dönüşür. hatta yoğun vize ve final haftalarında, birkaç gece üstüste gerçekleşecek çalışma maratonu sırasında, ufak şakalar, espriler ve yorulma anlarında "yorulduysan masaj yapayım. ciddiyim" şeklindeki tekliflerle amlıya iyice yaklaşırsınız. bu sıkıcı hafta boyunca gerçekleştirdiğiniz yakınlaşma, son anlarında cips ve kola ortamından, hafifçe bira ortdıbına geçiş yapabilir. şanslıysanız, bahsettiğim "birbirini tanıma", "çaktırmadan gerçekleşmiş ufak temaslar" ve hatta "masaj" vs. ile zaten çalışma sırasında gibişe dönüşebilir. dönüşmemesi ise mesele değildir. zira asıl olay, vizelerden bunalmış kızın, sınavların bitiminde kendini eğlence ortdıbına atmak istemesidir. daha önce sorsanız kesinlikle "ret" cevabı alacağınız hatun, bu kafadayken gelecek "eğlence" teklifine sıcak bakacaktır. sonrasında ise alkol ve rahatlamanın kollarına kendinizi bırakmanız, zaten gibişi getirir bir şekilde. yine de bunun, hemen sınav haftası sonrasında olması gerekmez. ama en azından, amlıyı kafalayıp istediğiniz zaman dışarı çıkaracak samimiyete ulaşmışsınızdır.

durumu iyi olan panpalara gelince. bahsi geçen cafelerde ortam yapmak zaten kolaydır. ayrıca öğle aralarında kampüs'ten uzaklaşıp yemekleri dışarıda falan yemek ilgi çekicidir. haliyle altınızda araba varsa, "ben bilmemnerede yiyeceğim bugün, gelin hadi sizde" şeklinde, başlangıçta kızlı oğlanlı karışık bir grubu davet etmenizi öneririm. sonrasında sadece 2-3 kızı falan almaya, ve en son olarak da gibeceğiniz amlıyı arabaya almaya dönüşür bu eyleminiz.

kampüste öğrenci değilseniz bile, altınızda arabanız varsa (kepez'de karıyı öldürdükten sonra tecavüz edecek bir tipiniz varsa olmaz tabi) otobüs durakları da sizin için iyi bir hedeftir. özellikle havanın erken karardığı kış aylarında, yağmur öncesinde vs. şansınız artar. durağa yanaşıp "şehir merkezine gidiyorum, gitmek isteyen varsa zütüreyim" şeklinde bir teklif sunduğunuzda, yeni birisiyle tanışma şansınız olacaktır. genelde kız ağırlıklı duraklarda bu hareketi gerçekleştirin. ha olur da erkek eleman ya da direkt iki sevgili falan binerse de talihinize küfretmeyin. zira kampüs ortamında ne kadar fazla insan tanırsanız, o kadar atraksiyona girersiniz.

bahar şenliği sırasında, kalabalık bir çevrenizin olması, sizin için artı puandır.

öğrenci tayfasından bir kız kaldırıp da ilişki yaşamaya başlarsanız, genelde eviniz varsa evinizde, olmadı arkadaşın evinde falan takılırsınız. bolca makarna yer, bira içersiniz. ama bu işin bir de haftasonu ve gece kısmı vardır. okulun tatil olduğu anlarda, bu gruptaki hatunlar, yukarıda saydığım 4 ana gruptaki hallerine döner. bunu asla unutmayın.

son olarak; ailenizden ayrı eviniz varsa, yurtta kalan karılar hedefiniz olmalı. ekstradan arabanız varsa, işi daha da büyütürsünüz.

4. grup (zeytinköy tayfası) ve elde etme yolları, ilişki ve ilişki sonrası:

Nasıl ki ankara’nın çinçin’i, istanbul’un dolapdere’si, sulukule’si var; antalya’nın da zeytinköy’ü vardır işte. Tabii sadece zeytinköy’de otururlar diye bir durum yoktur ortada. Aslında bu ismi, doğu ve güneydoğu anadolu’dan göçen ailelerin ve ayrıca Çingenelerin kızlarını tek başlık altında anlatabilmek için verdim.

kağıt toplayan, çiçek satan, fal bakan Çingene kızları veya selpak, su satan, dilenen fakir ailelerin kızları gibi değildir bu gruptakiler. Daha ziyade, “aşiretçilik” ve “hemşehrisine sahip çıkma” sistemi ile büyük şehirlere yığılmış ailelerdendir. Bildiğiniz üzere büyükşehirler bu tarz göçlerle uzun yıllardır gibim gibim gibilmiştir. Bu toplumsal kusmuğun içinde, sisteme ait midenin asla eritemediği domates kabuğu gibidir işte zeytinköy tayfası.

Onları, lise çağlarında kızlar tuvaletinde kavga ederken; belediyeye ait parklarda bir bankta apaçi bir oğlanla takılırken ya da yat limanında kayalıklarda takılırken görürsünüz. Daha ileri yaşta olanları ise, karaalioğlu parkı, türkü barlar ve büyük alışveriş merkezleri gibi yerlerde karşınıza çıkar.

Köy yerinde öldürülmelerini sağlayacak ne kadar töre ve yasak varsa, şehirde hepsini yıkmayı hedeflerler. Büyük ve yuvarlak zütlerine geçirdikleri daracık kotlar, ya da kıçlarının arasına kaçan kalitesiz mini etekleri ile sokağa dökülürler. Unutulmamalıdır ki, öncelikle kendi çevrelerinden çocuklarla takılır bu amlılar. Evlilik yaşı bu çevrede ufak olduğundan, zaten çoğu mahallede büyüdüğü oğlanlar tarafından bir şekilde gibilmiş ve sonrasında yüzüğü parmağına geçirmiştir.

Arada okuyanları da çıkmıyor değildir. Haliyle dershane ortamında, ergen panpaların karşılarına çıkma şansları yüksektir. Yine de final ya da sistem gibi dershanelerden ziyade, daha ufak çaplı yerlere giderler. Fakat dershanenin 2. ayından itibaren, derslerden kaçıp, çeşitli alışveriş merkezlerinde elde milkshake ile gezmeye başlarlar. Daha büyük ve üniversiteye gidenleri ise, zaten iki yıllık okullara girebilmiştir en fazla. Hal ve hareketlerinden, hemen tesbit edebilirsiniz.

Büyük kısmının, şarampol ve güllük çevresinde tezgahtarlık yaptığını ya da kuaförde çalıştığını da eklemek isterim.

Bir diğer mekan olarak da türkü barları saymıştık. Bu gibi yerlerde, birkaç gece boyunca kesişme yoluyla sabitleştirilen hedef; masaya gönderilecek bir içki, meyve tabağı vs. ile size yakınlık gösterecektir. Yalnız bu kısımda unutmamanız gereken şeyler var ki gerçekten önemlidir. ilk olarak, dışarıdan her ne kadar brezilya’nın Türkiye şubesi gibi dursalar da, o sütyensiz memeler “caney caney” şeklinde halay çekerken ne kadar ahenkle sallansa da aldanmayın. Olur da karıyı tavlarsanız, öncelikle çakırkeyif olduğundan emin olun. Sarhoş olursa rezalet çıkarır. Ayıksa da size ileride salça olmasına yetecek kadar done toplayabilir. kesinlikle ama kesinlikle evinize değil, güzel bir otele zütürün. Ayak üzeri öpüşmeleri bir kenara bıraktıktan sonra, duşa sokun. Ne bileyim, bunun en büyük Fanteziniz olduğunu falan söyleyin. Zira görünüşünün taşlığına rağmen, kıyafetlerin altında tüylü ve ekşi ekşi kokan bir koltuk altı ile, buram buram sidik tadında bir am taşımaktadır.

ikinci olarak, asla çok ileri gidip de “canım, bebeğim” gibisinden bağlayıcı laflar etmeyin. iltifat beklerse “içimi kıpır kıpır ettirdin” “kadın dediğin böyle olur” gibisinden daha gibişe yönelik laflarla geçiştirin. Asla telefonunuzu vermeyin, siz onunkini alın. Ve gibişten sonra asla birlikte sabahlamayın. Bir bahane bulup basın gidin.

Bunlar sizi “bana tecavüz etti” yalanıyla kandırılmış, kızgın ve eli sopalı bir kamyon adam tarafından (muhtemelen abileridir zaten) dövülmekten korur. Ayrıca kafayı çekip çekip size telefon açmasını engeller. Sizi gördüğü yerde rezalet çıkarmaması için, hayvan gibi de ekmeyin derim amlıyı. Makul bir neden gösterirseniz, bir süre sonra unutabilir.

Kolay elde edilen tiplerdendir aslında. Çok fazla da şey istemezler. Sahile gidip, yıldızların altında, zütünüze çakıllar bata bata bira içmek falan yeter de artar bile. Aynı şekilde konyaaltı’nda arabanın arka koltuğunda yiyişmeye hayır demezler. Bahsettiğim şekilde, her ne kadar kişisel bakımla çok ilgilenmeseler de (kuaförde çalışan modeller hariç) doyurucu bir vücuda sahip olmaları belki de adam akıllı tek artı yönleridir. Amları sıcak ve suludur.

Son olarak söylemem gereken şey, bu kızların hep iki kişi halinde dolaştığıdır. Yani sizi bir köşeye çekip bıdı bıdı yaparken, yanınızda tırnağının yanındaki etleri yiyen ve kaş altından sizi süzen bir kankasını görmeniz muhtemeldir.