1. 126.
    0
    @100 ahauhauhauhaahahahahaahhahhhhhhahahahahahahahah

    değerli başkanıma:

    aylardır gelip de hakkında entry girmek istediğim sözlük ermişi. ama kısmet olmamıştı bir türlü, bugüne kısmetmiş.

    kendisi ile ilgili düşünebildiğim tek şey vardı ilk günden beri, "kız olsam verirdim". hayır başka bir şey düşünebilmek mümkün değil ki zaten. baksanıza adam ateist, liberal, demokrat, türk silahlı kuvvetleri ve türk milleti aleyhine edebileceği iki kelamı her daim var, dinlerin, peygamberlerin ipliğini pazara çıkartıyor, bilmediği şey yok, her konuya hakim. e hal böyleyken kız olsam verirdim demez de ne der ki insan?

    bir de tüm bunların üzerine dünden beri biz cahil sözlük yazarlarını eğitmeye adamış kendini, gözlerim yaşardı, soruverdim kendi kendime, dedim ki; "adam harekete geçti ben neden hala teorideyim?" ben de harekete geçeceğim ey sözlük, kız olup vereceğim!

    bir de istirhamım olacak bu yüce insandan, bunca garbage entry girip de her çaylaklığından dönebilmesinin sırrı nedir? birinci nesil yazar olmak yeterli midir yoksa yüksek yerlerde tanıdıklar da gerekir mi?
    ···
  2. 127.
    0
    @97 eyvallah yeğen.

    ayran kadehimi senin için kaldırıyorum: http://imgim.com/hasanifti.jpg
    ···
  3. 128.
    0
    kendisiyle hiç bir tanışığım olmasa dai yazılarına hemen her zaman katıldığım, takdir ettiğim, son zamanlardaki tepkisini çoook çok iyi anladığım kişi.

    artık zadece yemekteyiz hasan'nın değil, çok insanın hayatın her alanına sirayet eden soytarılıklardan ve mantıksızlıklardan artık gırtlağına kadar geldi. artık yeter!

    şu türk takımı mevzusu mesela, para saçıp ilngiltereden getirtdiği cins at kazanınca "gururlanan" arap bedevisinden hiç bir farkı yok böyle yabancılardan kurulu takımlarla maç kazanıp sevinmenin.

    "el gibiyle gerdeğe girilmez!"

    hadi diyelim ki, iyiniyetle yaklaşarak diyelim ki, takımlar artık böyle beynelmilel. güzel. peki, e zaman tribünlerdeki türk bayrakları ne oluyor? maçtan sonra ingilizlere karşı milliyetçi havalarla üstünlük taslamak ne oluyor?

    yaneyse işte bu basit gerçeğin nesine karşı çıkılır anlamak mümkün değil! eğitim şart
    ···
  4. 129.
    0
    gosterenlerini kaybettigim dusunceyi buldum: yuzlerimizin asimetrilerinin ne kadar benzedigini dusunuyordum o kucuk kafede camin onunde seni dinlerken. yuzlerimizin asmetrilerinin benzemesi cok huzunlu/cok korkunc/cok siirsel degil mi, dost?

    sozcuklerimi yitirdigim, nereye koydugumu bulamadigim zamanlarda dusunce akisimi sakinlestirmek/senin sozcuklerine siginmak/kendi dusuncelerimi sana emanet etmek, artik en yakin arkadasim olduguna isaret ediyor. ama baska bir cok sey daha ediyor. o gece o pubda yuzumu avuclarina alip act-out sinirinda gezdigimizi, sakinlesmem ve rasyonelimi shut down modundan kurtarmam gerektigini soylediginde yuzunde gordugum ozguvenle cok uzun kilometreler gidebilirim.

    uyum icinde olmak korkutuyor beni. saatlerce klagib muzik dinleyip kitap okurken yanimda olmasindan gibilmadigim hic kimse olmadi cunku bugune kadar. foyles'da yerlere uzanip strauss veya hume uzerine asidik cikarimlar yaparken, hic kimsenin ve herhangi birilerinin ne dusundugunu umursamamamin sebebinin kustahlik oldugunu bilip, bu kustahliga ortak olan/onu cogaltan/yeniden doguran/non-apologetically etrafina bakip kahkahalarla topluma bundan daha iyisini yapip yapamayacaklarini sorarak meydan okuyan toplatilmasi son derece elzem iki genc kadin gorur gibiyim.

    kendimden korktugum kadar korkuyorum senden- inislerimiz ve cikislarimiz urkutuyor beni. dusuncelerim, hicbir kriminal ictihatin reasonable man testini gecemeyecek haldeyken, kutuplarin ikisini birden yakalayip baglayabilecegimi ve birbirinden bir daha asla kopmak zorunda kalmayacagini sana soz verebilmeyi isterdim.
    kendi kutuplarimi sana verirdim inan, daha az acitacagini bilseydim. ne daha fazla ne daha az; belki daha syusaydil sadece.
    ama o iki ucu asla birlestiremeyecegim.
    ve waterloo koprusunde futursuzca kosarken kendimi birakacagimi sandigin zaman gozlerinde okudugum olum korkusunu ben hep icimde tasiyorum sana dair- tipki senin bana dair tasidigin gibi.

    sinirda tek basina yasamaktansa, sinirda iki kisi yasamanin enteresanligiyla iciceyiz en yakin arkadasim.

    korkuyorum senden/benden/kopruden dusmenden.

    dusme.
    ···
  5. 130.
    0
    kendisiyle hiç bir tanışığım olmasa dai yazılarına hemen her zaman katıldığım, takdir ettiğim, son zamanlardaki tepkisini çoook çok iyi anladığım kişi.

    artık zadece yemekteyiz hasan'nın değil, çok insanın hayatın her alanına sirayet eden soytarılıklardan ve mantıksızlıklardan artık gırtlağına kadar geldi. artık yeter!

    şu türk takımı mevzusu mesela, para saçıp ilngiltereden getirtdiği cins at kazanınca "gururlanan" arap bedevisinden hiç bir farkı yok böyle yabancılardan kurulu takımlarla maç kazanıp sevinmenin.

    "el gibiyle gerdeğe girilmez!"

    hadi diyelim ki, iyiniyetle yaklaşarak diyelim ki, takımlar artık böyle beynelmilel. güzel. peki, e zaman tribünlerdeki türk bayrakları ne oluyor? maçtan sonra ingilizlere karşı milliyetçi havalarla üstünlük taslamak ne oluyor?

    yaneyse işte bu basit gerçeğin nesine karşı çıkılır anlamak mümkün değil! eğitim şart
    ···
  6. 131.
    0
    @93 zoruna mı gitti yarram? sizi savunanı gibim.

    http://imgim.com/hasan3.jpg
    ···
  7. 132.
    0
    ilköğrenim hayatım inek diye tabir ettiğimiz şekilde geçti. lisede hem ağır fen lisesi müfredatı hem tübitak bilim olimpiyatları hem de öss koşuşturmacasında etrafımdakilere oranla daha az ineklik etmekle birlikte, yine de çok “ders çalışıyomuş gibi” yaptım. yatılı kolej günlerim bana insanları tanımak hususunda çok şey kattı. kafamın başka yerlere de çalışmaya başladığı dönemde insanları tanımak benim için paha biçilemez bir deneyimdi.
    ···
  8. 133.
    0
    merhabalar arkadaşlar.

    sozluk icinde yaptigim en buyuk denyolugu, en buyuk ahmakligi yaptigim ve bundan yillar once butun entryleri ile ucmasina bile isteye okey verdigim yazar. eski dostum.

    kendisiyle olan muhalefetimi, tatsizligimi, kendisi hakkindaki kisisel dusuncelerimi tekrardan masaya yatiracak degilim. o konuda fikrimi degistirecek bir durum yok. kendisi ile dostlugum dostluktan anladigim ve deger verdigim her seyin aksine benim gozlemledigim kismiyla uyumsuzlugu, laftan anlamazligi, densizligi, saygisizligi ve ikiyuzlulugu sebebiyle nihayetlenmistir. fakat ne var ki, kendisinin "sozluk yazarligi' da butun bu sayilan tavirlarin sozlukte disa vurumu sebebiyle tarafimca "verilen yetki" ile sona erdirilmistir.

    bu konuda ne kadar kahroldugumu, ne derece vicdani azabi cektigimi anlatsam inanmazsiniz. hayir, bu basliga gelip gelip bir seyler yazmayi duslemedim. uzun zaman var ki su basligin varligini bile hatirlamiyordum. arzach aslinda bu anlamda benim ile olan "sahsi" iliskisi ile degil, sozluk ile iliskisi acisindan onem tasiyordu.

    slipdon sozlugun ilk kusak uyumsuzlarindandi. sozlugun su an yok olmaya yuz tutmus "renklerinden" idi. gun gettikce ifade bicim ve kriterleri apollonian bir yapiya burununen sozlukte dionysiac bir sound ve sesti. simdi her sey olabilidgince ve olmaya mecbur birakildigi oranda "makul, mantikli, efendi, seviyeli ve duzeyli" ise bunun sebebi sozlukten arzach'in ucurulmasidir. sozluk'un "eksi"sini yitirip tatli oldugu, sakarin oldugu gunlerin safagi slipdon'un uctugu gun dogmustur.

    slipdon bir uyumsuzdu, aykiriydi, duzensiz ve cogunlukla ongorulemezdi. sozlugun ilk donem ruhuna dair ne varsa biraz slipdon'du. sozlugu bugunku anlamda populerligiyle orijinal yapan ne varsa slipdon ve turevi yazarlarin -da- emegi, varligi ve luzumu ile mumkun oldu.

    slipdon'un ucmasinin sorumlusu olarak kendimi gordugumden olacak zaman icinde onun ekgibliginin hep doldurulacagi gunu bekledim. bu bekleyis korkuluy bir bekleyisti. cunku slipdon turevi yazarlara dair bir "kontrol" getirmek mumkun degildi. "mantik, muhakeme ve analitik zeka ile slipdon'u kose gibistirabilirdiniz, ama "slipdon" gibi olamazdiniz. slipdon gibilerin verdigi ruh ve heyecani katmaazdiniz. "makul" adamlar kendini tekrar etmeye, slipdon gibilerin sahip oldugu enerjiyi, donusturucu gucu ve cazibeyi calmaya calisip cuvalladi. sozluk biraz da slipdon tipi "uyumsuz"lardan ayiklaninca ruhunu, aslini, ozunu kaybetti.

    slipdon'un da "uyumlu"lasacagini, onun da "one of us" soylemine gecebilecegi ihtimalini red etmiyorum. belkii su an ki yasaminda coktan "hayata" entegre olmus, bizden biri olmayi ogrenmis, bizden birine cevrilmistir. ne var ki insan gecmisten simalari o hep oldugu haliyle hatirliyor. slipdon'u da bu yuzden aklimin fotografindaki haliyle hatirlayacagim.

    elbette cok makulum ya, tek tarafli olarak slipdon'un sozlukten ibaret herseyi kapsadigini soyleyecek degilim. sozlugu su an dejenere eden, terazinin dengesinde etkin apollonian gucu de yok saymayacagim. ne var ki "kesin iktidar" tek yonlu oldugu andan itibaren denge bir taraf adina bozuluyor. "ideal" sandigimiz her turlu deger, adet, ve kriter sonrasinda goruyoruz ki steril, hijyenik, puriten, simulator bir dunyada yasiyoruz.

    oncelikle basligimdan bana ve aileme kufur dahi etmis olsa ucmasi talimati/onayi verdigim icin slipdon'a, sonra bunun neticesinde aynilasan, ortalamalasan tum sozlukten ozur dilerim.

    af edersiniz.

    not: geçmiş olay tabii.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 134.
    0
    gosterenlerini kaybettigim dusunceyi buldum: yuzlerimizin asimetrilerinin ne kadar benzedigini dusunuyordum o kucuk kafede camin onunde seni dinlerken. yuzlerimizin asmetrilerinin benzemesi cok huzunlu/cok korkunc/cok siirsel degil mi, dost?

    sozcuklerimi yitirdigim, nereye koydugumu bulamadigim zamanlarda dusunce akisimi sakinlestirmek/senin sozcuklerine siginmak/kendi dusuncelerimi sana emanet etmek, artik en yakin arkadasim olduguna isaret ediyor. ama baska bir cok sey daha ediyor. o gece o pubda yuzumu avuclarina alip act-out sinirinda gezdigimizi, sakinlesmem ve rasyonelimi shut down modundan kurtarmam gerektigini soylediginde yuzunde gordugum ozguvenle cok uzun kilometreler gidebilirim.

    uyum icinde olmak korkutuyor beni. saatlerce klagib muzik dinleyip kitap okurken yanimda olmasindan gibilmadigim hic kimse olmadi cunku bugune kadar. foyles'da yerlere uzanip strauss veya hume uzerine asidik cikarimlar yaparken, hic kimsenin ve herhangi birilerinin ne dusundugunu umursamamamin sebebinin kustahlik oldugunu bilip, bu kustahliga ortak olan/onu cogaltan/yeniden doguran/non-apologetically etrafina bakip kahkahalarla topluma bundan daha iyisini yapip yapamayacaklarini sorarak meydan okuyan toplatilmasi son derece elzem iki genc kadin gorur gibiyim.

    kendimden korktugum kadar korkuyorum senden- inislerimiz ve cikislarimiz urkutuyor beni. dusuncelerim, hicbir kriminal ictihatin reasonable man testini gecemeyecek haldeyken, kutuplarin ikisini birden yakalayip baglayabilecegimi ve birbirinden bir daha asla kopmak zorunda kalmayacagini sana soz verebilmeyi isterdim.
    kendi kutuplarimi sana verirdim inan, daha az acitacagini bilseydim. ne daha fazla ne daha az; belki daha syusaydil sadece.
    ama o iki ucu asla birlestiremeyecegim.
    ve waterloo koprusunde futursuzca kosarken kendimi birakacagimi sandigin zaman gozlerinde okudugum olum korkusunu ben hep icimde tasiyorum sana dair- tipki senin bana dair tasidigin gibi.

    sinirda tek basina yasamaktansa, sinirda iki kisi yasamanin enteresanligiyla iciceyiz en yakin arkadasim.

    korkuyorum senden/benden/kopruden dusmenden.

    dusme.
    ···
  10. 135.
    0
    lan dıbını gibtiklerim, artık durun yazmayın. nick altımı gibtiniz. zütü yaraklılar. gebermiyesiceler.
    ···
  11. 136.
    0
    ccc terkoz suyu ccc
    ···
  12. 137.
    0
    @111 seni çok sevdiğimi bilio muydun

    bana ettiğin onca küfürlere rağmen, ben seni pek bi severim

    bu sinirli atarlı haline bayılıyorum
    ···
  13. 138.
    0
    paragrafta anlam metni yazar gibi yazmayın zütoşlar. adam olun lan.
    ···
  14. 139.
    0
    @99 terkoz değil it, "terkos".
    ···
  15. 140.
    0
    sözlüğün en komik yazarı

    bu da sana hediyem http://www.incicaps.com/images/buyuksir.jpg
    ···
  16. 141.
    +1
    @102 bunak bin, yazdın onu daha evvel

    (bkz: #15971238)
    ···
  17. 142.
    0
    hakettim ki sen de hakettin onu
    ···
  18. 143.
    0
    @104 http://www.youtube.com/watch?v=F1SzMqPpCHA
    ···
  19. 144.
    0
    pişt ;)
    ···
  20. 145.
    0
    kız arkadaşım, hayatım. 12 ayımızı dolduralı 15 gün olmuş bugün bitanem. seni hala ilk günkü gibi seviyorum.

    bizim şarkımızı da koyiyim tam olsun: http://fizy.com/#s/1m1b77
    ···