+20
-2
ediyor panpalar.
işyerinde öğle aralarında, akşam eve gitmeden önce param olmasa bile mutlaka bir avm nin yemek katına çıkar oturur sağı solu izlerim. yorgun argın gözlerle yürüyen açlıktan yüzünün ferri kaymış kadınların yemeklerini alıp gidip masaya oturmalarını takip eder uzaktan uzaktan izlerim onları platonik sevgililer gibi. masanın altından görünen bacaklarına bakarım önce, mini etekle bacak bacak üstüne atan hatunların ara sıra bacak değiştirdiklerinde bir oyun hamuru gibi birbirine yapışmış baldırlarının birbirinden ayrılırken yapışıp sündüğü saniyenin binde biri kadar süreyi yazarım kafaya. en son yemeklerini bitirdikten sonra yüzlerinde oluşan o mutlu ifadeye odaklanırım ve o muhteşem an o pçeteyle dudaklarını esnete esnete sildikleri an. sanki o an biraz önce o kadının ağzına boşalmışımda o da aşkım yine dayanamadın diye sitem edip tatlı bir gülümseme patlatmış yüzüme gibi düşünüp tahrik oluyorum. o masadan kalkar kalkmaz arkasından gidip ağzını sildiği peçeteyi alıyorum etrafa bir bakış attıktan sonra. o kaygan ve yılan gibi dilini deydirdiği, kah yemek kalıntısı kah rujundan bir parça kırmızılık bulunan peçeteyi kaptığım gibi hemen tuvalete giriyorum. kimse sesimi duymasın diye sürekli sifona basıp bulunduğum kabinden dışarıya ne yaptığımı belli etmemeye çalışıp o hala kokusunu sıcaklığını taşıyan peçeteye haykırarak boşalıyorum.
sonra eve gidip lavaş arasına haşlanmış yumurtamı sarıp yetenek sizsiniz izliyorum. dışarda yemek yiyecekkadar zengin değilim amk.