Bir gün üniversitede bizim arkadaşlarla buluşmak için kantin gibi bir yere gittim. Biraz erken gitmiştim o yüzden gelenler olmamıştı daha. Masada oturup telefonla uğraşırken masaya bir kız geldi oturabilir miyim dedi. Bende tabi buyur otur dedim. Sonra kız benle muhabbet etmeye başladı. Adı Eylül'dü. Muhabbeti iyiydi kızın. Böyle böyle konuşurken birden mevzu değişti. Bana çıktığın biri var mı dedi. Neden soruyorsun dedim. Ya aslında hiç uzatmadan söyleyeyim. Senden açıkçası hoşlanıyorum. Eğer tanışmak için zaman tanırsanda herşey oluruna göre belirlenir dedi. Yüzüne bakıp benle taşak geçip geçmediğini anlamak istedim ama kız ciddi ciddi konuşuyordu. Bak Eylül dedim. Elimdeki yüzüğü gösterip belki görmemiş olabilirsin ama nişanlıyım. Çok sevdiğim biri var kusura bakma. Eğer ki dersen yine de arkadaş olarak kalalım sorun değil benim için. Ama sadece arkadaş olarak. Yanlış anlamanı istemem dedim. Yüzündeki hayal kırıklığıyla maden öyle arkadaş olalım o zaman dedi.

Panpalar bugünlük bu kadar şarj %2 iyi akşamlar hepinize

Yere düştükten sonra tekrar sağlam bir tekme attım huur evladına. Bütün sinirim yok olmuştu. Sonra başımı Sinem'e çevirdim. Ağlıyordu. Yüzümdeki nefret ifadesiyle suratına baktıktan sonra matador dinle beni derken Sinem sus diye bağırdım. Arkamı dönüp gittim. Arkamdan 2 kere falan matador diye bağırdı ama dönüpte bakmadım suratına. Arkamı dönünce Yaren'in şok olma ifadesiyle karşılaştım. Batuhan'da iyi oldu bine der gibi bakıyordu. Okuldan çıkmak için kapıya yöneldim. Batuhan matador nereye gidiyorsun bende geliyorum dedi. Gerek yok Batuhan sahile gideceğim dedim. Olsun anca beraber kanca beraber dedi. Yaren de yanımızdaydı. Bende geleceğim diye iki diretti ama yok diyince gelmedi. Gerek yoktu erkek erkeğe dertleşecektik Batuhan'la. Çantaları falan topla at benim dolaba dedim Yaren'e. Tamam deyip sınıfa gitti. Kapıdaki görevli çıkmamıza izin vermesede zorla çıktık kapıdan. Büyük ihtimalle gidip müdüre şikayet edecekti ama umrumda değildi. Önemli olan onun Sinem'e sarılmasıydı. Yol boyunca konuşmadım. Hala sinirliydim ama yapacak bir şey yoktu. Eğer onun suratına vurmasaydım şu an daha kötü bir durumda olabilirdim. Sahile geldim oturduk bir banka. Sonra döktüm içimi.

Tatil çok güzel gidiyordu. Artık neredeyse Sinem'le her an dudak dudağaydık fakat sınırları biliyorduk. O akşam özel bir parti vardı otelde. Korku temalıydı. Babamlara söylediğim zaman biz odada kalırız daha iyi, siz ikiniz gidin dediler. Oteldeki türk yetkiliyle konuşup giriş içim iki tane bileklik aldık. Otelin geneli ruslarla doluydu. Türk yetkiliyi bulmak biraz zor oldu o yüzden. Neyse direk akşama geçeyim. Normalde otelde içki 18 yaşından küçüklere verilmiyordu fakat o günlük az içkili içecekler veriliyordu herkese. Birde oradaki barmen Türk abiyle kanka olmuştuk neredeyse. O yüzden pek sıkıntı yaşamadık içki konusunda. Rahat rahat içtik doyasıya eğlendik.

Yemek yemek için gittiğimiz kafede otururken sessizlik hakimdi masada. Sonra Yaren sessizliği bozup yüzün acıdı mı matador dedi. Ama be Yaren'im dedim kalbim acıyor yüzüm acısa nolacak sanki dedim. Okula tekrar gittikten 1 ders sonra Batuhan yanıma geldi. Panpa senle konuşmamız lazım dışarı gelsene bir dedi. En son böyle çağırdığında çok mutlu bitmedi sonu dedim. Napiyim dıbına koyim göz mü yumsaydım dedi. O sırada da ayağa kalktım dışarı çıktık. Batuhan konuşmaya başladı sonra
(Batuhan: b, Ben: m)

b: panpa biz gittikten sonra Sinem tuvalete gitmiş çok ağlamış
m: sen nerden duydun
b: selin söyledi o da Sinem'le beraber gitmiş
m: o gün bende ağladım batuhan hemde hiç ağlamadığım kadar ağladım ama sonuçta sarıldıkları gerçeğini değiştirmiyo hiçbir şey
b: olum bi dinlesene dıbına koyim bekle azıcık
m: tamam sustum söyle
b: derste konuşmalarına şahit oldum Selin'le
m: olum Selin taa ebesinin dıbında oturuyor nasıl konuştular derste
b: lan beynini gibtiğim susta dinle iki dakika Allah için. Ozan'la yer değiştirmişler sırf dertleşsinler diye sende etrafına bakmıyorsun ki göresin olanları bu Selin'e anlattı olayları baştan sonra bu Ozan buna zorla sarılmış kendi istememiş sarılmasını
m: ya batuhan gibeyim onların konuşmalarını zorla sarıldıysa niye itmemiş orda onu. ben çıkmasam 2 dakika banko sarılırlardı orda daha
b: sen benim sözlerimi dikkate al matador bak dinle şu kızı anlatsın her şeyi
m: bakarız Batuhan

Bu konuşmadan sonra acaba çok mu haksızlık ettim diye düşünmek isterdim ama kafam hala onu neden itmedi diye zorluyordu düşüncelerimi. Oluruna bıraktım her şeyi

içimden vay dıbına koduğumun karısı dedim. Sen bana balonu ver göğsüm patlasın, şurda iki damla gözyaşı dökeyim hemen iyi olmaz de yolla sevdiklerimi dedim. Bir gün sonra tekrar annem sinem ve babamı içeri aldılar. Bu sefer kalmaları için tuttum kendimi. Ağlasaydım huur kadın yine yollayacaktı üçünü. Annem geldi sarıldı. Sinem geldi sarıldı. Özlemiştim kokusunu, tenini, seni seviyorum demesini. Babamda vay aslan parçası iyi misin demekle yetindi. Üçünede iyiyim ben sorun yok dedim. Özlemiştim üçünüde. Sadece yüzlerine saatlerce bakabilmek için bile herşeyimi verirdim o an. Hemşire gelip bu kadar yeterli dedi. Eğer herhangi bir sorun olmazsa yarın odasına alacağız genci dedi. ilk defa bu huurun gelmesine sevinmiştim. Artık daha fazla zaman geçirebilecektim onlarla.

Odaya geçtiğimizde ikimizde el eleydik. Bu şekilde kendimize moral vermeye çalışıyorduk. Doktor Sinem'in karnına zütürdü yavaşça ultrason cihazını (sanırım adı buydu). Gözlerimi kapattım sadece sesi duymak istiyordum. Küçük narin kalp atışı sesini duymak istiyordum. Derken yavaş yavaş gelmeye başladı o ses. Neyse ki bebeğimize bir şey olmamıştı. Çok dua etmiştim karşılığını almıştım. teşekkür ettim Allah'a. Çocuğumuzu bize bağışlamıştı. Kalp atış sesinden sonra iyice rahatladık. Gözlerimiz dolu yüzümüz gülümser şekilde sarıldık birbirimize. Çok mutluydum. Çocuğumuza bir şey olmamıştı. Annem'le babamın telaşlanmaması için dışarı çıkar çıkmaz aradım onları. Mutlu haberleri verdim. Gelmenize gerek yok baba dedim. iyiyiz çok şükür. Birkaç sıyrık falan var iyiyiz dedim. Daha sonra o sıyrıklara pansuman falan yapıldı. Polis geldi anlattık olayı. Motoru bir yere çekmişlerdi. Sürmeye de niyetim yoktu şimdilik. Çok sevdiğim motor, bir günde fazlasıyla korkmamıza sebep olmuştu. Dışarı çıktığımızda olaya sebep olan adamda oradaydı. Kardeş iyisiniz demi Allah'a şükür bir sorun yok inşallah dedi. iyiyiz abi sağol dedim. Kusura bakmayın gençler benim hatamdı özür dilerim sizden dedi. Tamam abi sorun yok iyiyiz neyseki dedik. Bizi bir otele bırakmasını rica ettik otele gittik. Orada 2 gün kaldıktan sonra motoru almaya gittim. Sağ tarafı çiziklerle doluydu ama umrumda değildi. Cana geleceğine mala gelmişti.

Beyler öncelikle bu partı yazıp yazmama konusunda çok kararsız kaldım. Bir panpamın dediği gibi eskiden öğrenciydik öpüşünce söylüyordum. Ama bu olaylar olunca nişanlımdı Sinem. Özel hayatımızdı artık tamamen ama bir kerelikte olsa bunu yoksayacağım. Hikayenin temeli burda çünkü. Hayatın anlamıda burda diyebilirim. Ve hatta hayatımızın tamamen değiştiği gece de bu gece oldu diyebilirim.

Eve gelince Sinem'le tekrar içmeye başladık. Gecenin ilerleyen saatlerinde belki içkinin etkisiyle belki de kendi isteğimizle yakınlaştık. Nişanlı olduğumuza göre artık annesinin de sözleri geçerli değildi. O yüzden rahatlamıştım biraz. Ve o gece Sinem tamamen benim oldu. Pişman değildim. Ona da sabah sorduğumda tabi ki pişman değilim demişti.

Sınıfa gittiğimde Sinem'i başka yerde gördüm. Huur karı değiştirmiş yerini. Sinemde Batuhan'la aramız iyi olduğu için Batuhan'dan rica etmiş sen geçsene yanına başkası geçerse anlaşamazlar şimdi diye. Her durumda beni düşünüyordu. Bu kıza gittikçe aşık oluyordum dıbına koyim. Sadece kimya derslerinde böyle oturacakmışız neyseki. Yoksa dersler Sinem'i izlemeden çok zevksiz geçecekti belli oluyordu. Sınıfa geçtiğimi görünce direk yanıma geldi Sinem. Matador naptın yine yaktın kendini dedi. Dur gel oturalım öyle konuşuruz dedim. işte sordu neler oldu falan diye. ikaz aldım felsefeci sağolsun dedim. Felsefeci ne alaka dediler Batuhan'la ikisi. Felsefecide ordaydı o sırada o da biliyor herşeyi. Müdür beni dışarı yolladığında konuşmuşlar sanırım. Müdürü ikna etmiş. Emin ol o adam olmasa uzaklaştırma kesindi dedim. ikiside vay be adamın dibiymiş felsefeci dediler. Aynen falan dedim Sinem senle sonra konuşucaz dedi. iyi bakalım dedim. Diğer derste kimyacınındı. Sınıfa girip beni görünce delirdi amk huuru. Ders boyunca dersle alakam yoktu. Kendi kendime oyalandım uyudum falan. Neyse ondan sonra Sinem'i eve bırakırken uzunca bir nutuk çekti Sinem bana. Hepsine tamam dedim. Kapıdan gitmeden önce öptük birbirimizi sonra eve geçtim.

Beyler sizden 5-6 saat zaman istiyorum kusura bakmayın. Doktordan çokta iyi haberler almadım. Moralim pert şuan.

Evet beyler geldim kusura bakmayın dün gece için
Neyse her şey çok güzel gidiyordu bizim icin Sinem'im okuldan kopmasaydı daha güzel olabilordi elbet ama prensesimizi beklerken ikimizde o heyecanla ve mutlulukla bunu göz ardı ediyorduk.Bu kaza olayından sonra da Sinemimle daha cok baglanmistik mutluluk saciyorduk derken bir gun tanimadigim biri beni aradı. Actım alo dedim
-Kocum meraba sen matador musun
-Buyrun benim ne oldu
-Kocum ben sinemin babasiyim... bana sovmeden once seninle konusmamiz gereken cok onemli bir konu var dedigim adrese gel
Cevap veremedim beyler donup kalmistim adresi aldiktan sonra hemen yola ciktim verdigi adres bir sanayi sitesinindi.2-3 dk dolandiktan sonra dukkani buldum ve iceri girdim iceride pos biyikli yeniceri gibi bir adam vardı. Bana yaklasti ve demek matador sensin dedi. Bende Arif deyip elini uzattı sıkmadım beyler o eli yüzüne baktım bos bos sonra bana burda konusamayiz arkaya gecelim dedi ve cevap vermemi beklemeden arka odaya gecti gectigiz yer cok karanlikti hicbir sey goremiyordum bir anda dübürümde hissettigim 32 cm hasmeyliyle kendime geldim 10 saniye icinde bayılmısım uyandigimda gotume eksoz sokmuslarcasina bir acı vardı. Olan olmustu artik ve artik bende bir cocuk bekliyordum snem bu olana cok sevinmisti bundan sonra da okulu biraktim ve ikimiz de cocuklarimizla mutlu bir hayat yasadik

Günün geri kalanında televizyon falan izledik. Sinem hep üzgün gibiydi. Bir ara bugün günlerden ne dedi. Bende hiç bilmiyorum dedim. 3 aylık tatilde ayın kaçı olduğunu bilmeyen öğrenci gibi gün kavrdıbını kaybettim dedim. Gülümsedik. Akşama doğru Sinem ben çok bunaldım. Gel sahile gidelim dedim. Yok ya ne gereği var falan dedi. Ya çok sıkıldım sende öyle görünüyosun gel gidelim dedim. ikna etmek zor olmuştu ama kabul ettirmiştim. Evden çıkmadan önce bizim arkadaşlardan birini aradım. 10 dakikaya sahildeyiz 5 dakikada yürürüz sonra havai fişeği patlatırsınız. Çaldırırım sizi zaten diyip kapattım telefonu. 5 dakika yürümelik mesafeyi hesapladım oraya kadar motorla gittik. Sonra sahilde el ele yürümeye başladık. Artık bizimkilere de yaklaşmıştım telefonla uğraşırmış gibi yapıp çaldırdım çocukları. Ve 10 saniye sonra gökyüzü havai fişeklerle aydınlandı.

Hemşire geldiğinde bir kaç soru sordu. Sonra da ameliyat yeni olduğu için ağrıması normal. Biraz katlanman gerekecek diyip çıktı. Sinem direk yanıma gelip iyisin demi matador şu an dedi. Aynen şu an çok az ağrıyor iyiyim dedim. Kıyamam sana matador diyip sarıldı bana. Sarılırken canımı acıtmamak için özen gösteriyordu. Sarılma biterken yavaş yavaş yüzümü yaklaştırıp dudağına küçük bir öpücük kondururken annem içeri girdiğini öksürerek belli etti. O an her şeye rağmen kahkaha atasım geldi. Sinem kıpkırmızı oldu. Sonra içeriye hemşire girip yemek getirdi. Yemeği yedim. 2 gün geçtikten sonra artık yavaş yavaş ayağa kalkmam gerekiyordu. Yürüme işlerini genelde Sinem'le yapıyorduk. Eskisi gibi kolumu omzuna atıp bana dayanarak yürümesini çok özlemiştim.

Beyler burda mısınız okuyor musunuz?

Doğum günün kutlu olsun Sinem'im dedim sarıldım. Matador unuttun sandım çok üzülmüştüm dedi. Unutmak mümkün mü Sinem. Hayatımın bir parçasını unutamam zaten dedim. Sarılmaya devam ederken bizim çocuklar çıktı ortaya 3 erkek 2 kız. Kızlardan biri de Eylül'dü. Belki bana öyle gelmişti bilmiyorum ama üzgün gibiydi. ikimize çok değişik bakıyordu. Çocuklarla konuşmuştum önceden pasta içecekler falan filan. Bira almışlardı. Gece saat 12'ye kadar içtik eğlendik dans ettik. Ama sürekli üstümüzde bir göz bizi takip ediyor gibi hissetmiştim. Kendimi tutmam gerekiyordu çünkü motorla dönecektik Allah korusun bir kaza olabilirdi. O yüzden orada az içmiştim. Eve gidene kadar yoldaki bir büfeden 2 şişe daha almıştık. Eğlenceye evde devam edecektik.

Ozan muallaksi artık resmen kendini belli ediyordu. Sinem'e açık açık yavşıyordu. Bir gün sağlam bir kavga edecektim. Neyse ki Sinem yüz vermiyordu da çabaları amaçsız kalıyordu. Bizde bu arada Yaren'le baya yakınlaşmıştık. Dersler falan eskisi gibi sıkıcı değildi. Yanımda konuşacak birileri vardı. O da Ozan'ın hareketlerinden iğreniyordu. Aradan öyle böyle yaklaşık 3 hafta falan geçti. Biraz midem bulanıyordu o yüzden sınıftan dışarı çıkmıyordum. Sırada otururken yanıma Batuhan geldi.
(Batuhan:b Ben:m)

b: Matador benle 2 dakika dışarı gelir misin
m: Ya Batu gibtiret cidden çok kötüyüm yürüyecek halim yok.
b: Ya matador dinle beni gelmen lazım dışarı.
m: Olum söylesene önemli bişey mi var
b: Sen görürsen daha iyi
m: Batuhan deli etme adamı söyle ne var dıbına koyim
b: Panpa sakin ol ama Sinem'le Ozan'ı voleybol sahasında görmüş Yaren. Sana söyleyememiş bana söyledi
m: Sen ciddi misin Batuhan
b: Gittim baktım cidden öyleydi bir şeyler konuşuyorlardı

Beyler o anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Tekrar sinirden ellerim titremeye başladı. iyi şekilde yorumlamaya çalışıyordum sürekli. Ders için falandır diyordum da hay dıbına koyim ders için voleybol sahasına mı gidilir?
Bu arada voleybol sahası dediğimiz yerde okulun kuytu bir yerinde arka taraflarda kalıyor

Bilgisayara geçtim beyler devam ediyorum

Bunları düşünürken gerçekten tak yedim diyordum kendi kendime. Hani şey demiştim Hikayenin temeli burda çünkü. Hayatın anlamıda burda diyebilirim. Ve hatta hayatımızın tamamen değiştiği gece de bu gece oldu diyebilirim. Şimdi size daha mantıklı geliyor olabilir bu cümle. Bir nevi Sinem'in hayatını karartmıştım. Ne yapacağımı bilmez şekilde babamı aradım. Baba seninle görüşmemiz lazım dedim. Hayırdır oğlum kötü bir şey mi var dedi. Bilmiyorum baba dedim. Zaten çıkacağım yola birazdan yüz yüze konuşuruz. Özledim zaten sizi dedim kapattım telefonu. Sinem'e ben bizimkilerin yanına gidiyorum diyince o da bende geleyim annemi görmüş olurum dedi. Tamam iyi gel bakalım dedim. Akşama doğru varmıştık. Sinem'i annesine bıraktıktan sonra bizim eve doğru gittim. Annemle konuşup özlemimi giderdikten sonra babamla dışarı çıktık. Baba belki kızacaksın biliyorum ama Sinem hamile. Evlenseydinizde yapsaydınız keşke diyeceksin haklısın ama iş işten geçti artık. Sinem can taşıyor karnında. Dersler sınavlar falan filan derken iyice yoracak kendini harap olacak kız. Hem kendine hem de çocuğumuza zararı olacak bunun. Ne yapacağız karar veremiyorum. Yardımcı ol lütfen dedim. Kızdı babam biraz. Evlenmeyi boşver keşke okul bitince düşünseydiniz onu dedi. Madem iş işten geçti çözüm bulmak lazım. Uzun uzun düşündükten sonra açık öğretimi düşündünüz mü dedi. Aslında mantıklı geliyordu. Oturduğu yerden ders alacaktı. Bir yıl geç bitirecekti okulu ama olsun zaten ben 5 yıl okuyacaktım. O hazırlıksız okuyordu. Aynı anda bitirmiş olacaktık. Babamın fikri bir nebzede olsa rahatlatmıştı beni.

Hastaneye vardığımızda Sinem ağlamaya devam ediyordu. Doktor önce kısaca Sinem'e bakmak için bir odaya aldı. O sırada da telefonum çaldı. Annem arıyordu. Telefonu açıp alo dedim. Oğlum vardınız mı dedi annem. Ağlamaklı sesimle anne dedim. Oğlum noldu iyi misin dedi. Anne kaza yaptık dedim. Telefon yere düştü. Çıkan sesten öyle anlaşılıyordu. Sonra babam aldı telefonu. Oğlum ne oldu dedi korkmuş bir sesle. Ona da aynı şeyi söyledim. iyi misiniz dedi. Baba ikimiz iyiyiz dedim. Nasıl ikiniz dedi. Bebeğe bir şey oldu mu bilmiyoruz baba. Çok korkuyorum bir şey olursa gerçekten yaşayamam dedim. Oğlum sakin ol. Allah'ın izniyle bir şey olmaz dedi. Hastane yerini sordu. Yola çıkıp geliyorlardı. Telefonu kapatıp başımı ellerimin arasına aldım. Oturdum yere. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi ağlıyordum. Korkuyordum. Sağ salim çıkması için dua ediyordum. O sırada doktor adımı söyledi. Bebeği kontrol etmek için farklı bir odaya alıyorlardı. Beni de çağırdılar koşarak gittim yanlarına.

Neyse beyler böyle böyle zaman geçti cinsiyetini öğrenme zamanı geldi çocuğumuzun. Doktora giderken ikimizde heyecanlıydık. Cinsiyeti farketmezdi bizim için. ister kız ister erkek olsun. Yeter ki sağlıklı bir çocuğumuz olsun istiyorduk. Doktora mutlu mutlu gittik. Cinsiyetini öğrendik sahile gittik. Çocuğumuz kız olacaktı. Hayatıma ikinci bir prenses girecekti. Hep böyle diyordum Sinem'e. O prensese kaptırıpta unutma bizi sakın diyordu. ikinizinde yeri ayrı olacak bende diyordum. Böyle şakalaşıyorduk kendi aramızda. Kızımızın adını düşünmeye başlamıştık. En sonunda Ada isminde karar verdik. Güzel isimdi. Beğenmiştik ikimizde. Sinem'in karnı gittikçe büyüyordu. Evlilik işlerini de Ada doğduktan sonraya bırakmıştık. Evlilik resimlerimizde Ada'da olacaktı. Garip gelirdi büyük ihtimalle gelecekte ona. Öyle çok şatafatlı bir şey istemiyorduk. Sade ve güzel bir düğün planlıyorduk.

Beyler şarj %3. Bitirmiş keretalar şarjı. Bir part daha sığdırmaya çalışırım ama olmazsa kusura bakmayın. iyi geceler şimdiden.

Edit: Beyler bir part daha sığmayacak boşuna beklemeyin bugünlük son part buydu. iyi geceler.

Hastaneden çıkıp eve gidene kadar yol boyu Sinem dizimde uyudu. Saçıyla oynamak beni şaşırtıcı derecede rahatlatıyordu. Benim için çok fazla kendini harcıyordu ve ne yapıp edip bu kızı kaybetmemek zorundaydım. Çok seviyordum çok bağlanmıştım. Hayatıma girip tüm hayatımı değiştirmeyi başarmıştı. Eve geldiğimiz zaman artık aileden biri gibiydi. Bizde yatıp kalkmasına izin veriyordu annesi. Bize güveniyordu aileme güveniyordu. Ne kadar teşekkür etsem azdı annesine. Çok fazla anlayış göstermişti bize. Bu da ilişkimizde daha fazla yakınlaşmamızı sağlamıştı. Ama çoğu zaman sınırı bilmiştik. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra dikişlerimi aldırmak için tekrar Adana'ya gitmiştik. Bu sefer Sinem'in gelmesini ben istememiştim. Yeteri kadar yorulmuştu benim için zaten. Son gün önceden tekrar buluşmuştuk. Çok ısrar etti gelmek için ama yine de kararlıydım gelmeyecekti. Dikişleri aldırırken çok fazla korkmuştum. Sürekli bir ağrıyacak korkusu vardı içimde. O an keşke Sinem yanımda olsaydı demiştim. Ama adam o kadar ustaca yapmıştı ki işini dikişler bittiğinde anlamamıştım bile. Doktor tekrardan kontrol yaptıktan sonra evin yolunu tutmuştuk. Şimdilik herhangi bir sorun yoktu.