Pazartesi günü okula gittiğimde müdürün odasına çağırılmayı bekledim ama herhangi bir tak olmadı. Sonra Batuhan'dan öğrendiğim kadarıyla bu huur şikayet etmemiş beni. Öğle arasında bi kaç serseriyle kavga ettim demiş. Sınıfa girdiğimde Sinem ayaklanır gibi oldu ama suratına öyle bir nefretle baktım ki geri oturdu. Beyler bu arada mutlu bir haber vereyim dıbını gibtiğimin burnu kırılmıştı. Öyle sevinmiştim ki anlatamam. Sırama geçerken Yaren ayağa kalkıp özledim be matador diyip sarıldı bana. Karşılık vermemek ayıp olurdu ve zaten Sinem görür diyede mutlu olmuştum. Eğer ki içinde bana karşı en ufak bir sevgi varsa hissederdi nasıl bir his olduğunu. Sıraya geçtim oturdum. Öğle arasına kadar Sinem yanıma gelmedi. Gelsin de istemiyordum zaten. Huur Ozan'la da göz göze bile gelmedim. Eğer gelseydik yine tutamayıp yine yapıştıracaktım suratını dıbını gibtiğim. Öğle arası oldu Yaren, Batuhan ben nereye gitsek diye sınıfta sırada konuşurken yanımıza Sinem geldi.

Böyle böyle mutlu mutlu zamanlarımız geçerken üniversite başlamıştı. Üniversitede cidden güzel kızlar vardı ama hiçbirine o gözle bakmadım. Nişanlanmanın Sorumluluklarımdan biri de buydu. ilk günden 3-4 kişiyle samimi olduk. Kafa dengi çocuklardı. Üniversiteyle ilgili çok detaya girmiyorum panpalar. Öyle çokta vay amk dedirtecek olaylar olmuyor üniversitede. Ailelerle ilişkimizi kesmemeye özen gösteriyorduk Sinem'le. Üniversitenin ilk hazırlık yılı böyle geçti gitti. Gelecek içinde Sinem'le köşede para biriktirmeye başlamıştık. ikinci yıla başlamadan önce bir motor almaya karar vermiştim. Küçüklüğümden beri motorlara karşı bir ilgim olmuştu. Bu sayede üni.ye daha rahat gidip gelecektik ikimizde. Bunun için o biriken parayı Sinem her ne kadar kullan desede babamdan alacaktım parayı. Zaten bursluluktan biriktirdiğim baya para vardı. Bu güne kadar hem o parayla hem de ailelerden gelen parayla geçiniyorduk. Yaklaşık 3.000 lira eksiğim vardı. Babamdan rica edincede çokta diretmeden kabul etti. Meslek sahibi olunca geri ödeyeceğime söz vermiştim. Yoksa o parayı isteyemezdim asla.

panpalar şarj %4 prize yakın değilim şarjın zütürdüğü yere kadar devam ediyorum

Öncelikle Sinem'i aramayı düşündüm. Fakat narkozun etkisinin tam geçmesini bekledim. 2 gün daha hastanede bekleyecekmişim. Akşama doğru aradım Sinem'i. Umutlu sesle nasılsın matador iyi demi her şey dedi. Keşke öyle diyebilseydim ama yalan söylemek istemiyordum. Sinem nerdesin dedim. Annemle oturuyoruz senin aramanı bekliyorduk dedi. Bunu sorma sebebim eğer kendini kötü hissedip bir şey olursa yalnız olmaması içindi. Sinem sakın üzülme ama işe yaramadı. Sıra B planında dedim. Telefonun yere düşme sesi geldi. Ardında ağlama sesi. Sonra annesi telefonu aldı. Sanırım olanları anladım matador. Geçmiş olsun umarım iyileşirsin en yakın zamanda dedi. Şimdi aklım Sinem'de kalmıştı. Allah bilir ne durumdaydı. Hayatıma yeni birini almayı bu yüzden istemiyordum. Kendimin isteyerek veya istemeden oluşturduğu sorunlar etrafımdaki insanları üzüyordu.

Diğer günde dışarda dolaştık sadece. Günler günleri kovaladı beyler. Kimi iyi kimi kötü zamanımız oldu. Dokuzuncu sınıfı bitirdik. Ben teşekkür Sinem takdirle geçti. Ameliyat zamanımda gelmişti. Bu ameliyatı olmadan önce ailem beni tatile zütürme kararı almışlardı. Yanımda Sinem'de gelsin istiyordum. Annemi Sinem'in annesiyle konuşması için ikna ettim ve annesi izin verdi. Tatil için Antalya'yı seçmiştik. Sinem'e farklı bir odada kalıp kalmak istemediğini sorduk. Ne de olsa benle yatmasına babamlar izin vermezlerdi. O da annemle yatacaktı fakat sorun olmayacağını söylemişti. Tatilin ilk günü direk havuza geçtik. Annemler dinleneceklerdi. Bizde havuzda yüzüyorduk. Yüzme yarışları şu şakaları ve aradaki bazı yakınlaşmalar tatilin güzel gideceğini hissettiriyordu.

Günün geri kalanında hep yanyanaydık. Akşama doğru eve gidecekken anneside bizim eve geldi. Akşam yemeği için bizde kalmalarına ikna etmek biraz zor oldu ama yemeği beraber yedik. Sinem kadar annesini de çok seviyordum. Çok iyi bir kadındı. Ama babasını hiç görmemiştim. Daha sonra annemler içerde kahve içerlerken benle sinemde benim odama geçtik. Orada televizyon izlerken ben uyuyakalmıştım. Tam dalmaya yakınken yanağımda bir öpücük hissettim ve sonrasını hatırlayamıyorum. Uyuyakalmıştım. Ertesi gün erkenden uyandım sabah. Ona mesaj atmayı düşündüm ama uyuyordur diye vazgeçtim. Annem uyanana kadar odamda televizyon izledim sonra da bilgisayarda oyun oynadım. Artık hafif hafif ayağa kalkıyordum. Saat 10a doğru annem uyanmıştı. Kahvaltıyı hazırlıyordu. Kahvaltı yaparken bana Matador Sinem'le aranda birşey mi var dedi. Nerden çıkardın dedim. Belli etmek istemiyorduk ama çok belli etmiştik. Bana doğruyu söyleyebilirsin dedi. Eğer hayatına yeni birini alacaksan bu kişinin Sinem olmasını isterim dedi. Seni çok seviyor sana değer veriyor. Onu kaybetme dedi. Ayrıca o hayatına girdiğinden beri insanlarla aran daha iyi oldu bu da bizi mutlu ediyor dedi. Haklısın anne dedim. Evet sinemle aramızda birşey var ve bende onu çok seviyorum dedim. O kadar uzun zamandan sonra etrafımda annemin gülümsemesi beni de mutlu etmişti.

Eve gidene kadar aklımda annesinin sözleri yankılanıyordu. Zaten aklımdan öyle bir şey geçmezdi beyler. insan sevdiğine kıyamaz derler ya tamamen doğru o işte. Düşünemiyor insan onla beraberken böyle şeyleri. O hafta okulda herhangi önemli bir olay olmadı. Sadece felsefe hocasına ve Batuhan'a  anju işleminin başarısız olduğunu söyledik. O olaydan sonra Batuhan'la yakınlaşmıştık. Aramızda gizli saklı bir şeyler olmadı zaten. O haftada öyle geçmişti. Cuma günü dersten sonra eve gelince birşeyler olduğunu annemlerin yüzünden anlayabiliyordum. Uzaktan bir akrabamız ölmüş. Bu yüzden de annemin bir akrabası fenalaşmış hastaneye kaldırmışlar. Annem de gitmek lazım diye düşünmüş. Ama benim gelmeme gerek yoktu. Haftasonu evde olmayacaklardı. Bu da Sinem'le bol bol zaman geçirmek demekti.

Evlenmek için gerekli yerlere başvurduk. Bu sırada Ada 1 yaşına gelmek üzereydi. ikimize gelinlik ve damatlık almaya gittik annelerle beraber. Benim işim çabuk bitti. Sıra Sinem'e gelmişti. Onu gelinlik içinde görünce cidden bir kere daha aşık olmuştum ona. Her şey tamamdı. Akrabalar çağırılmıştı. Davetiyeler hazırdı. Güzel bir düğün olacaktı. Düğün günü geldi. ikimizde çok heyecanlıydık. Çok mutluyduk. Zaten evli gibiydik işi sadece resmiyete dökmek kalmıştı. Sinem'in teyzeleriyle tanıştım. Sevmiştim hepsini. Sıra evet demeye gelmişti. Sinem evet dedikten sonra ayağıma çok sert basmıştı. Gözlerim dolmuştu. Çok acıttın dedim gülmeye çalışarak. Kıyamam sana dedi. Doyasıya eğlendik düğünde. Resimlerimizin hepsinde Ada'mızda vardı. Değişik bir olay olmuştu. Şimdiki zamana gelirsek çok mutluyuz Allah'a şükür. Ada'da 2.5 yaşında sayılır. ikisininde yeri bende ayrı. iki prenseside çok seviyorum. Umarım Allah herkese böyle bir aşkı gösterir beyler. Bu da bizim hikayemizdi. En başından beri okuyanlara teşekkür ediyorum. Sormak istediğiniz soru vesaire varsa sorabilirsiniz.

Okuyan 2-3 kişi yok mu beyler?

Koşarak sahaya doğru gittim. Peşimden Batuhan'da geliyordu. Sanırım önünden geçmiş olacağız ki bir ara baktığımda Yaren'de arkamızdaydı. O son köşeyi dönmek istemiyordum hiç. Kötü bir şeyler olacaktı hissediyordum resmen. Ama yine de dönmek zorundaydım yoksa olacakları hiçbir zaman öğrenemeyecektim. Köşeyi döndüm ikisi karşılıklı şekilde durmuş konuşuyorlardı. Sinem'in arkası bana dönüktü. Köşeden gizli gizli izliyordum ne olacaktı diye. Yaklaşık 2 dakikalık bir konuşmadan sonra dünyam başıma yıkıldı. Zütünü gibtiğimin Ozan'ı Sinem'e sarıldı. Öyle durdular. O an istemeden de olsa kendimi belli ettim. Gizli gizli izlemeyi bırakıp karşılarına dikildim. Onlara baktıkça göğsümde bir ağrı oluştu. Batuhan'da arkamdan bakıyordu sadece. O da şok olmuştu büyük ihtimalle. Beni gören Ozan bin bin suratıma bakıp güldü. Sonra 2 kelime etti ve Sinem arkasını döndü. Beni görünce karşısında birden bire yüz ifadesi değişti. Şöyle bir yüzüme baktı sadece matador diyebildi. O anın verdiği sinir ve nefretle üstlerine doğru yürüdüm. O siniri boşaltmam gerekiyordu yoksa çok daha kötü olacaktı. Gittim üstlerine doğru. Ozan'a yöneldim. Ellerimde toplanan sinir, Ozan'ın yüzünde yok oldu gitti.

Odaya gittiğim zaman orada Sinem'in annesini, bizim tayfayı bir de Batuhan'ı gördüm. Ziyarete gelmişlerdi. O an duygulandım. Hepsine teşekkür ettim. Annesi geri dönerken onlarıda zütürecekti. fakat bizimkiler kabul etmediler. Annesi Sinem'i de zütürmeye niyetliydi ama kabul etmemişti Sinem. Matadorla kalmak istiyorum lütfen diyordu. Anneside annemlere size yük olmaz değil mi diye sordu. Annemde yok canım ne yükü diyince izni kaptık. Gece otelde yanımda bir kişinin bakıcı olarak kalması gerekiyordu. Sinem bunun için annemden izin istemişti. Siz zaten çok yoruldunuz gidip bir gün dinlenin zaten bir şey olursa pansiyon yakın buraya ararız sizi hem zaten hemşireler de var diyince annem ikna oldu. Gerçektende çok yorulmuştu. O akşam hiç uyumak istemedim. Sinem'inde yatması için Yatakta biraz kenara çekildim. Belki çok rahat değildik ama huzurluyduk.

Uyandığımda hastanedeydim beyler. Tekrar bi ağrı olmuştu. Yanımda ailem, Sinem bir de Batuhan vardı. Annemle Sinem başucumda oturuyorlardı. Babamlada Batuhan olayı konuşuyorlardı. Gözümü açtığımı ilk Sinem farketti. Ağlamıştı. Bana seslenişinden belliydi. Üzgün masum bir ses. Annem babam Batuhan direk yatağın yanına geldi. Çok korkuttun dedi Batuhan. Noldu dedim. Maçta bayıldın dediler. Çok yordum kendimi ondandır derken içeriye doktor girdi. Annemle babamı dışarıya çağırdı. Gittiklerinde Sinem konuşmaya başladı çok korkuttun matador dedi. Korkmana gerek yok iyiyim ben dedim. Söylemiştim yorma kendini demiştim dedim. Tamam ya çıkıcaz şimdi zaten dedim. inşallah dedi. Beyler yüzüne baktıkça içim parçalanıyordu. Çok kötü oluyordum.

Narkozun etkisinde uyurken bir sürü kabus gördüm. O an gerçekten çok korkunçtu. Rüyamda ben ameliyattan sağ çıkamıyordum. Bunu duyan annem bayılıyor, Sinem'de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Halbuki ben yanlarında iyiyim ben baksanıza diye bağırıp duruyordum. Ben bağırdıkça daha fazla ağlıyorlardı. Narkozun etkisinden çıkıp kendime geldiğim zaman yoğun bakımdaydım. Etrafımda bir sürü yaşlı amcalar vardı. Eğer bayılmalar olmasaydı bu hastalığın genç yaşta farkedilmesi zordu. Doktor böyle söylemişti. Uyandığımı farkeden hemşire yanıma geldi. Naber matador iyi misin. Ameliyatın çok iyi geçti dedi. Bir de elime bir balon verdiler. Bunu şişirmeye çalış dedi hemşire. Bende normal normal şişirmeye çalışıyorken balonun içine hava vermemle göğsümün ağrıması bir oldu. istemsizce gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. içimden çok küfür ettim kadına. Sonra da içimden yaptıracağınız işi gibeyim diyip balonu yere attım. Sonra hemşire dışarı çıktı. Yanında annem babam ve Sinem'le geri döndü. ikiside ağlıyordu. O an her şey durdu benim için. Kendimi tutamayıp ağlamam ve hemşirenin ağlaması iyi olmaz diyip üçünüde dışarı çıkarması bir oldu.

Yaklaşık 2-3 hafta sonra yavaş yavaş her şey gelişmeye başladı. Yaren'le artık samimiydik. Herhangi bir sorunu veya yardıma ihtiyacı olduğuna aklına gelen ilk kişilerden biriydim. Bu dıbına koduğumun Ozan'ı da yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Bir gün öğle arasında Batuhan yanıma geldi. Matador sana bir şey söyleyeceğim ama sakince davranacaksın tamam mı dedi. Söyle Batuhan ne oldu dedim. Bu muallak Ozan 2 ders boyunca Sinem'le benim hakkımda konuşmuş. Batuhan'ın anlattığı kadarıyla konuşmalar şöyleydi.
(muallak Ozan: i, Sinem: s)

i: Sen bu matador denen çocukla mı çıkıyorsun.
s: Evet bir şey mi oldu?
i: Bir şey olmadı da garip geldi bana
s: Açıkla nasıl garip
i: Ne bileyim yani sen bu çocuktan daha iyilerine layıksın
s: Ondan daha iyisi yok sen merak etmde
i: Çok emin konuşuyorsun kendinden
s: Eminim çünkü
i: Gün gelir karşına başkası çıkar unutur gidersin bunu
s: Sen çok biliyorsun
Derken kimyacı bağırmıştı derste. Zaten dersi giblemediğim için uyuyordum. Kafamı kaldırıp neye kızdığına bakma gereği bile duymamıştım. Meğersem bunlara kızmış

Yanıma oturan kızın adı Yaren'di. Sinem'in yanında oturan çocuğun da adı Ozan'dı. Yaren kendisiyle konuşulmadığı sürece kimseyle konuşmazdı. Fakat gözlemlediğim kadarıyla da Ozan sürekli Sinem'le veya çevresindekilerle konuşma meraklısıydı. Şansıma Sinem'lerin yan sırasında da Batuhan oturuyordu. Konuşmalarının çoğunu duyuyor olması çok fayda sağlamıştı bana ilerde. Teneffüslerde ve öğle aralarında sürekli Sinem'le beraber olarak Ozan'a gerekli mesajı vermiş olduğumu düşünüyordum ki öyle olmadı.

Karşı karşıya geldiğimizde Sinem yüzüme öyle bir üzgün şekilde baktı ki çok mu haksızlık ettim bu kıza. Yanımda Yaren yerine o mu olmalıydı diye sorular kafamın içinde dönüyordu. Selin bizle konuştu kafedeydik falan dedi Yaren. ikisi gitmeden Sinem önce bana sonra Yaren'e baktı. Orada çekip tekrar sormak istedim neden itmedin Sinem. Neden bizi bu hale getirdin diye haykırmak istedim ama yeri değildi şimdi. Sonra Yaren'i eve bıraktım bende eve geçtim. Aradan günler falan geçti çokta detaya girmek istemiyorum beyler dediğiniz gibi 1 ayda zor biter yoksa. Bir gün Sinem'i kenara çektim çok canım yanıyordu. Sinem hala cevap bulamadın mı soruma. Yalan söylemiycem sana çok canım yanıyor sensizken dedim. Belki aciz bir duruma düşecektim fakat gibimde değildi. Bana bakıp niye Yaren'le mutlu değil misin matador dedi. Senin Ozan'la mutlu olduğun kadar olmasamda idare eder dedim. Ozan'la aramda bir şey yok dedi. Yaren'le aramızda bir şey yok Sinem konuyu çarpıtma. Sorumun cevabını buldun mu dedim. Sanırım buldum matador ama öncelikle şunu söyleyeyim gerçekten benimde canım çok yanıyor sen yokken. Sorunun cevabına gelince o an bir değişik hissettim kendimi. Bir farklı hissettim. Sen yerine bir an kendimi onunmuş gibi hissettim. Ama sadede rüyaydı bu matador. Sen geldikten sonra uyandım rüyadan neyseki uyandım matador. Ben seni çok seviyorum lütfen affet dedi.

Elimle ileriyi gösterdim. Tam şurda söyledim ona onu sevdiğimi. Orda sarıldık birbirimize orda hissettim bana ait olduğunu onun. Ama okuluna yeni bir huur çocuğu gelince seni gibtir edip ona gidiyorsa bende de hata vardı. Hissettirememişim ona sanırım sevdiğimi. Hissettirememişim dünyamın onun etrafında döndüğünü. O yüzden yeni birisini bulma telaşına girmiş demek ki. Bunları söylerken ağlıyordum beyler ciddi ciddi. Ağlama diyordum kendime ama tutamıyordum. Ağlıyordum. Ben ağladıkçada göğsümdeki ağrı git gide artıyordu. Batuhan'da panpa belki de başka bir şeyler vardır tam dinlemedik olayı dedi. Gibeyim onların olayını dedim. Ulan benim sarıldığım, benim kokusunu içine çektiğim, benim bağlandığım birine nasıl olurda bir adet huur çocuğu sarılabilir Batuhan. Açıkla bunu dedim. Ne diyeyim ki matador. Ulan şu sorunlu kalbimle sevdim ben bu kızı. Şu kalbimdeki sorun gidene kadar gittikten sonra bile her anımda bu kız vardı. Ameliyat olurken bu kız vardı yanımda. Hatta gibtiret ameliyatı ulan sende yanımızdaydın. Hastaneye kaldırıldığım gün yanında nasıl ağlıyordu seni kaybetmek istemiyorum, sana çok bağlandım diye. Nasıl oluyorda bu huur çocuğuna sarılıyor bu kız diye haykırıyordum Batuhan'a. Bir türlü yediremiyordum beyler bana yaptığı bu hareketi pardon bana değil bize yaptığı.

Beyler sağlam bir uzun part gömdüm hadi yine iyisiniz

Günün geri kalanında televizyon falan izledik. Sinem hep üzgün gibiydi. Bir ara bugün günlerden ne dedi. Bende hiç bilmiyorum dedim. 3 aylık tatilde ayın kaçı olduğunu bilmeyen öğrenci gibi gün kavrdıbını kaybettim dedim. Gülümsedik. Akşama doğru Sinem ben çok bunaldım. Gel sahile gidelim dedim. Yok ya ne gereği var falan dedi. Ya çok sıkıldım sende öyle görünüyosun gel gidelim dedim. ikna etmek zor olmuştu ama kabul ettirmiştim. Evden çıkmadan önce bizim arkadaşlardan birini aradım. 10 dakikaya sahildeyiz 5 dakikada yürürüz sonra havai fişeği patlatırsınız. Çaldırırım sizi zaten diyip kapattım telefonu. 5 dakika yürümelik mesafeyi hesapladım oraya kadar motorla gittik. Sonra sahilde el ele yürümeye başladık. Artık bizimkilere de yaklaşmıştım telefonla uğraşırmış gibi yapıp çaldırdım çocukları. Ve 10 saniye sonra gökyüzü havai fişeklerle aydınlandı.

Tatil çok güzel gidiyordu. Artık neredeyse Sinem'le her an dudak dudağaydık fakat sınırları biliyorduk. O akşam özel bir parti vardı otelde. Korku temalıydı. Babamlara söylediğim zaman biz odada kalırız daha iyi, siz ikiniz gidin dediler. Oteldeki türk yetkiliyle konuşup giriş içim iki tane bileklik aldık. Otelin geneli ruslarla doluydu. Türk yetkiliyi bulmak biraz zor oldu o yüzden. Neyse direk akşama geçeyim. Normalde otelde içki 18 yaşından küçüklere verilmiyordu fakat o günlük az içkili içecekler veriliyordu herkese. Birde oradaki barmen Türk abiyle kanka olmuştuk neredeyse. O yüzden pek sıkıntı yaşamadık içki konusunda. Rahat rahat içtik doyasıya eğlendik.

Yere düştükten sonra tekrar sağlam bir tekme attım huur evladına. Bütün sinirim yok olmuştu. Sonra başımı Sinem'e çevirdim. Ağlıyordu. Yüzümdeki nefret ifadesiyle suratına baktıktan sonra matador dinle beni derken Sinem sus diye bağırdım. Arkamı dönüp gittim. Arkamdan 2 kere falan matador diye bağırdı ama dönüpte bakmadım suratına. Arkamı dönünce Yaren'in şok olma ifadesiyle karşılaştım. Batuhan'da iyi oldu bine der gibi bakıyordu. Okuldan çıkmak için kapıya yöneldim. Batuhan matador nereye gidiyorsun bende geliyorum dedi. Gerek yok Batuhan sahile gideceğim dedim. Olsun anca beraber kanca beraber dedi. Yaren de yanımızdaydı. Bende geleceğim diye iki diretti ama yok diyince gelmedi. Gerek yoktu erkek erkeğe dertleşecektik Batuhan'la. Çantaları falan topla at benim dolaba dedim Yaren'e. Tamam deyip sınıfa gitti. Kapıdaki görevli çıkmamıza izin vermesede zorla çıktık kapıdan. Büyük ihtimalle gidip müdüre şikayet edecekti ama umrumda değildi. Önemli olan onun Sinem'e sarılmasıydı. Yol boyunca konuşmadım. Hala sinirliydim ama yapacak bir şey yoktu. Eğer onun suratına vurmasaydım şu an daha kötü bir durumda olabilirdim. Sahile geldim oturduk bir banka. Sonra döktüm içimi.