+1
Bu noktadan sonra efsaneler değişik anlatımlarda bulunmaktadırlar. Birine göre, imparator diğer gençleri ve köpeği bularak yanına alır, onları kutsayarak ölene kadar sarayında onlara bakar. Diğer bir efsaneye göre ise imparator ve Yemliha mağaraya gelince; Yemliha önden içeriye girer; yanındakiler korkuya kapılarak giremezler, imparatorun emretmesi üzerine girmek zorunda kalırlar ve yedi genci köpek ile birlikte uyur vaziyette görürler. Ruhları olmadan ve bedenleri bozulmadan uyuyan gençlere dokunmadan mağaranın yanında bir abide dikerler. Bir başka inanışa göre de, mağara içine girenler hiç bir şey bulamazlar. Yemliha da kaybolur.
Yedi Uyurlar efsanesinin bilindiği ve anlatıldığı her yerde mutlaka bir “Yedi Uyurlar Mağarası” bulunmakta ve buranın gerçek mağara olduğu iddia edilmektedir. iran’da Kiev’de, Fransa’da, italya’da, Hindistan’da ve daha bir çok değişik din gruplarının bulunduğu ülkelerde bulunduğu iddia edilen mağaraların en ünlüsü mutlak suretle hikayede adı geçen Efes’deki Panayır Dağı’nın güneyindeki mağaradır. Türkiye’de Afşin, Kahramanmaraş, Tarsus, Antalya ve Urfa’da gene bu efsane ile ilişkilendirilen mağaralar, bölge halklarınca gerçek “Eshab-ı Kehf Mağaraları” olarak kabul edilmektedirler. Yedi Uyurlara ilişkin inanış o kadar etkilidir ki, Çin’de Buddha Tapınağı olarak bilinen bazı mağaralar, burada bulunan Müslüman halk tarafından “Yedi Uyurlar Mağarası olarak sık sık ziyaret edilmektedir.
islam inanışına göre öykünün kahramanları olan yedi gencin adları; aralarında en büyükleri ve sözcüleri Mekselima, diğrleri Yemliha, Mernuş, Saznuş, Debernuş, Meslina ve Kefeştatayyuş’tur. Hıristiyanlar arasında ise gençler Maximilianos, Iamvlichos, Martinianos, Dionysios, Antoninos, Constantinos and Exacustodianos olarak adlandırılmaktadır. Köpeğin ismi her iki dinde de Kıtmir olarak geçmektedir.
Yedi Uyurların hangi tarihte yaşadıkları tam olarak bilinmemekle birlikte çoğunlukla M.S. 250 yılında uykuya yattıkları kabul edilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre efsane Hıristiyanlık dinin açığa çıkmasından çok önceleri de anlatılmaktadır. Hıristiyanlık dininin bu efsaneyi kendi bünyesine aldığı savunulmuştur. Bazı din alimlerine göre yedi genc isa’nın tarih sahnesine çıkmasından çok önceleri uykuya daldığını, ancak Hıristiyanlığın yayılması sırasında bu dinin unsuru olan yediden dirilmeyi kanıtlamak için Tanrı tarafından ortaya çıkarılmışlardır.
Eshab-ı Kehf inanışına benzer daha bir çok inanış vardır. Bunlardan birine göre Havarilerden biri olayın geçeceği kente girmek istediği bir sırada, kapı nöbetçilere tarafından kendisine kapıda bulunan putlardan birine tapması söylenir. Bu teklif üzerin Havari kente girmekten vazgeçer ve civarda bulunan hamamlardan birinde çalışmaya başlar. Etrafına bir çok Hıristiyan toplanır. Bir gün imparatorun oğlu yanında bir kadınla hamama girmek isteyince, Havari onun bu onursuz davranışını kınayarak kovar. Ama imparatorun oğlu bir yolunu bularak hamama girecek ve yanındaki kadınla birlikte burada ölecektir. imparator ölümü bu genç havariden bilir ve peşine öldürmek için adamlarını takar. Havari taraftarlarının bulunduğu bir çiftlik evine kaçar. Burada çiftçi de kendisine katılır. Çiftçi ve havari yanlarında bir köpek ile bir mağaraya saklanırlar. Burada uykuya dalan gençlerin üzerine Tanrı görünmez bir örtü çeker. Askerle mağarayı bulur ancak bir türlü içeri giymeyi başaramazlar. içerdekileri öldürmek için mağaranın ağzını taşlarla örerler ve çekip giderler. Uzun seneler sonra kaybettiği kuzusunu arayan bir çoban mağarayı bulur girişteki taşları temizler ve içeri girdiğinde gençler uyanırlar. Acıktıkları için içlerinden birini ekmek almak için kente gönderirler. Gerisi bilinen hikaye…
Bir başka rivayete göre ise Eshab-ı Kehf Hıristiyanlığı kabul eden bir grup Romalıdır. Bir mağarada ibadet ederken uyuya kalmış ve yıllarca uyumuşlardır. Hıristiyanlar arasında ruh ve bedenin nasıl dirileceği konusunda şiddetli tartışmalar yaşandığı bir sırada, hükümdarları işin kötüye gideceğini anlayarak Tanrıya bu tartışmaları kesmek için bir örnek göstermesi konusunda yalvarır. Bunun üzerine Tanrı, Eshab-ı Kehf’i diriltecektir.
Bunun gibi daha bir çok anlatıyı derlemek mümkündür. Kuran’ın Bakara Suresinin 259 ncu ayetinde yüz sene eşeği ile çöken bir yapının altında kalan ve daha sonra dirilen bir adamdan bahsedilir. Eshab-ı Kehf’in nasıl olur da hiç bozulmadan üç yüz yıl mağarada kaldığı, olayın gerçek olup olmadığı tartışılmıştır.
Zaman içinde yolculuk yapmak artık bilim çevrelerinde de çok tartışılan konulardandır. Gençler mağara içinde manyetik bir çekimin etkisi ile uykuya dalmışlar ve zaman içinde bir sıçrama yapmış olmalıdırlar. Eskinin bir çok efsanesinde mağaraların bu çeşit yolculuklar için çok müsait yerler olduğu ısrarla vurgulanmaktadır.
Heredot , iskit rahibi olan Zalmoxis’in yer altında üç yıl boyunca yaşadığını; müritlerinin ondan ümidi iyice kesip yas tutmaya başladıkları dördüncü sene ortaya çıktığını anlatmaktadır ( Tarih IV:95 ). Gılgameş destanında da güneşin hareketine bağlı olarak bir perde ile kapatılmış ağzı olan Meşu Dağından bahsedilir. Eski Hindu, Türk ve Moğol destanlarında mağara ve yer altlarında zamanın bir su gibi hızla aktığı kabul edilmektedir.
1382 yılında isviçre’de bir kış mevsimi evinde uyuyan Olaf Bjornson ilkbaharda, tabiat uyanırken uyanmıştır. Kendisinin yıllar önce kaybolduğuna inanan insanlarla karşılaştığında Olaf önceleri olanlara bir alam verememiştir. Çevresindeki insanlardan evi ile birlikte sekiz yıl kadar önce gözden kaybolduğunu öğrenmiştir. Gene bir kış günü Olaf evi ile birlikte ortadan kaybolmuştur. Sekiz yıl son hiç ihtiyarlamadan yeniden uyanan Olaf çevresindeki insanların ilgi kaynağı olacaktır. Ev hiç bozulmamış, Olaf genç kalmıştır. Ancak bir gün sonra Olaf ölür ve olay da unutulur.
Almaya’da uykuya dalan bir başka çift Hans Schmidt ve 1723 yılında ingiltere’de Thomas Durst isimli kişiler uyandıklarında üç yıl gibi uzun bir zamanın geçmiş olduğunu görmüşlerdir.
Evliyaların da uzun süreler mağaralarda ibadete daldıkları, yıllarca yanlarına hiç yiyecek almadan dağlarda yaşadıkları anlatılır.
Acaba tüm bu anlattıklarımız Eskilerin bizim bilmediğimiz bilimleri sayesinde zaman içinde ileriye doğru yol alabildiklerinin bir sonucu mudur?
Tümünü Göster