O haftada öyle geçti. Kimyayı okulda dinlemediğim için her Cuma Sinemlerin evine gidiyordum. Sinem orada bana anlatıyordu konuları. Annesininde haberi vardı bundan o yüzden bir sıkıntı yoktu. Bir gün dayanamayıp sordum. Sinem babanı hiç görmedim tanışmadık onla dedim. Keşke sormasaydım amk. Kızın gülen yüzü birden bire asıldı. Anladım ki babasıyla iyi birşeyler yoktu. Sinem özür dilerim anlatmak zorunda değilsin dedim. Boşver anlatayım iyi olur dedi. Meğersem babası tam bir huur çocuğuymuş. Annesine çok çektirmiş. Geceleri içip içip gelirmiş. Gereksiz yere bağırıp çağırıp etrafı kırıp dökermiş. Şimdi daha iyi anlıyordum beyler. Herkesin sorunu var ama bunu dışarıya vurup insanları kendinden uzaklaştırmıyorlar demişti Sinem. Şimdi daha mantıklı geliyordu sözleri. Sinem bunları anlattıkça erkekliğimden utandım beyler yalak yok. Nasıl böyle bir insan oluyordu. Gerçi sadece Sinem değil dışardaki bir çok insanın başında var böyle orul orul huur evlatları. Sinem bunları anlatınca istemsizce vay huur çocuğu dedim. Sonra pardon öyle demek istememiştim dedim. Boşver zaten içimdekiler bundan pek farklı değil dedi. Neyseki uzun zamandır musallat olmuyormuş bu adam. Adam demeye bile dilim varmıyordu ama lafın gelişi işte.

O an gerçekten anlatılmayak kadar muhteşemdi. Çok tutkulu ve zevkli geliyordu o an herşey. Artık film zerre umrumuzda değildi. Eğer o an isteseydim çok daha ileriye gidebilirdim. Ama aklımda Sinem'in annesinin söyledikleri tekrarlanmaya başladı. Sana güveniyorum matador. O an gibimle değil beynimle düşünmem gerekti. Ve doğru olanı yaptım. Daha fazla ileri gitmedim. Kendimi geriye çektim vay be dedim. O an muhteşem bir rüyadan uyanmış gibiydim beyler. Devam etsin isterdim ama vermiş olduğum bir söz vardı. Sinem'de sadece gülümsemekle yetindi. Gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar koltuğa uzandım. O da yanıma geldi. Şu an bir çok kişi vay aq salağı fırsata bak diyecek ama benim için birine verdiğim söz daha önemlidir beyler. Bana duyulan güveni sarsmamalıyım.

Öğle arasında Sinem'le sınıfta oturduk. Annen kızdı mı dedim. Yok senin açıklaman sanırım onu yumuşattı. Herşeyi anlattım ona. Tekrardan sana geçmiş olsun diyor dedi. Peki ilişkimizi biliyor mu dedim. Onla ilgili bir şey söylemedim ama annem anlar direk. Çok belli ederim dışarıya dedi. Demek öyle diyip sarıldık. Sonra ona ailemle konuştuklarımızı anlattım. Nasıl yani Adana'ya mı gideceksin dedi. Üzülmüş gibiydi. Oradaki doktor iyi biriymiş. Bu alanda güzel işler çıkarmış dedim. Ama yanında olamayacağım dedi. Orası öyle yapacak bir şey yok seni oraya peşimden sürükleyemem dedim. Ben gelmek istersem nolur peki dedim. Gerçekten gerek yok. Gitmeden önce senle konuşuruz yeter bana dedim. Olsun annemden izin almaya çalışacağım dedi. Zaten anju olacakmış. Çokta ağır bir şey değilmiş sanırım. Babam öyle demişti dedim. Peki anju işe yaramazsa nolacak dedi. O zaman B planı devreye girecek dedim. O ne oluyor dedi ama söylemedim. Şimdilik bu kadar bilmesi yeterliydi. Dua edeceğiz işe yaraması için anjunun dedim. Sürekli ederim dua dedi. Seni seviyorum dedim. Bende seni seviyorum dedi.

Tatilin bitmesine yakın artık tamamen iyileşmiştim. Sinemle sahilde yürümek için sözleşmiştik. Sahilde gezerken ona annemin söylediklerini anlattım. Çok sevindi. Valide onayladı hadi yine iyisin diye takıldım biraz. Utanmıştı yanakları kıpkırmızı olmuştu. O haliyle görünce dahada aşık oluyordum bu kıza. Sonra o da bana annemle senin hakkında konuştuk dedi. Vay dedim anlat bakalım. O günden beri anlamış annem seninle aramızda bişeyler olduğunu. Geçen anlat bakalım Sinem hanım nasıl gidiyor ilişkiniz diye sordu. Ne diyeceğimi bilemedim. Hadi hadi çok belli ettin diyince de anlattım herşeyi. O da senin için iyi bir çocuk dedi. Aşırıya kaçmadığınız sürece sizin ilişkinizi onaylıyorum diyince çok mutlu oldum dedi. Elimi omuzuna atıp kendime yakınlaştırdım başını göğsüme yasladı. Artık bende uzun bir aradan sonra huzuru tatmıştım beyler.

Boğuk bir sesle Sinem lütfen bırakma beni dedi. Saçmalama Sinem dedim burdayım bir şeyim yok. Sadece ufak bir sorun. Herhangi bir şey olmayacak bana dedim. Ama beynim bana nerden biliyon la yapram dercesine meydan okuyordu. Seni bırakamam dedi. Şşşt dedim. Konuşma bunları. iyiyim ben dedim. Ama şu an doktora gidiyoruz diyince tekrar bir ağlayacak gibi oldu ama izin vermeyecektim. Benim için yeterince üzülmüştü ve daha fazla üzülmesine gerek yoktu. Hadi bakalım gir koluma tek başıma gidemiyorum dedim. Hafif bir tebessüm kondu o masum suratına. Tamam o zaman dedi. Ailemin yanına gittiğimizde doktorla konuşup bilgi falan alıyorlardı sanırım. Çünkü biz içeri geçince direk sustular. Doktora hazır olduğumu söyledim ve eko için başka bir odaya geçtik. Beyler gerçekten kalbimde bir sorun varmış. Kalbimde delik varmış. Tam olarak hatırlamıyorum ama 3 veya 4 delik varmış kalbimde. Bunlardan 2si önemsenecek büyüklükteymiş. Doktor ilk başta benimle konuştu. Genç adam olaylar böyle. içerde seni seven ailen, arkadaşın ve bir kız arkadaşın var. Onlar için sürekli iyi olmalıyım diye düşüneceksin. Ve ilk aşamada anju denilen bir yöntemi deneyeceğiz. Eğer ki bir sonuca varamazsak ameliyata başvuracağız. Şimdi içeri gidelim ve ailenle detaylıca konuşalım bunları dedi. içeri girdiğimizde Sinem annemin yanında oturuyordu. Birbirlerine moral vermeye çalışıyorlardı. Doktor her şeyi baştan sona anlatmaya başladı. Kalbinde delik var kısmına gelince annemde Sinem'de fenalaştılar. Ama çokta kötü durumları yoktu. Ben babama Sinem'i dışarı çıkarıyorum dedim o da zaten üstelemeden tamam diye işaret verdi kafasıyla. Daha fazla üzülmesini istemiyordum. Çıkarken Batuhan gelmek istersen gel dedim. O da sıkılmış olacak ki tamam geliyorum dedi. Sinem bana yaslanıyor, Batuhan'da bizim yanımızda bizle geliyordu.

Matador sana bir şey olmayacak demi dedi ağlamaklı bir sesle. Olmayacak Sinem iyiyim ben merak etme dedim. Şu kısacık dönemde sana çok bağlandım. Sakın beni yalnız bırakayım deme dedi. Hatırladıkça üzülürüm. O masum yüzüyle ağlamaklı ifadeyle suratıma bakıyordu. Gittim sarıldım beyler. Bende sana bağlandım dedim. Bırakmıycam seni dedim. Uzunca sarıldık. Bana kalsa asla bırakmazdım onu. Elimden gelse orada öyle sarılır bir şekilde dururduk. Ama öyle bir şey söyledi ki üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Sadece 2 kelime beni çok etkiledi. "Seni seviyorum." Napacağımı bilemedim. Cevap versem ayrı bir dert vermesem ayrı bir dertti. Korktuğum şeyler başıma geliyordu.

Bunlardı duyduktan sonra deli oldum dıbına koyim. Gidip Ozan'ı oracıkta gibesim geldi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sinirden ellerim titriyordu. Sonra Batuhan matador sakin ol bak gidipte kavga etmeye çalışma. Zaten yeni ameliyat oldun sayılır bir aksilik olacak bir sorun çıkacak. Kendini düşün. Hadi kendini düşünmüyorsan aileni Sinem'i düşün dedi. Batuhan'ın konuşmaları az da olsa beni sakinleştirmişti ama yine de ellerim titriyordu sinirden. Sonra sınıfa geri çıktığımda Ozan tek başına oturuyordu. Batuhan sen bekle ben bir şunla konuşayım dedim. Matador bak dediklerimi unutma sakın. Aileni, Sinem'i düşün dedi. Gerçekten sadece gidip laf sokacaktım. Onun önünde de 2 erkek ve sağ tarafında da Batuhan'la bir kız oturuyordu. Sen geç yerine haberin yokmuş gibi davran dedim. Tamam diyip oturdu. Sonra gittim bu muallaknin yanına. Naber Ozan dedim. Cevap verirken sözünü yarıda kesip. Gibimde değil dedim. Sadece sana 2 çift lafım var. Eğer ki bir daha benim hakkımda Sinem'le konuşursan veyahut herhangi bir yavşaklığını görürsem senin zütüne 70inçlik televizyon sokarım o da yetmez seni rahat bir giberim benim asabımı bozma dedim. Önünde oturan çocuklar ve sınıfın genelinde bir ooo sesi geldi. Ama diyeceklerim bu kadardı. Devam etmeye niyetim yoktu. Tam yerime geçerken yapacaklarını merakla bekliyorum dedi.

Bunu arkadaş olarak mı söylediğini bilmem lazımdı. O yüzden nasıl yani dedim. Şimdi düşününce çok saçma bir soru sormuşum. O da nasılı yok ki bunun dedi seviyorum seni aşık ettin kendini bana dedi. Beyler o an gerçekten napacağımı bilemedim. Eğer ki bende seni seviyorum deseydim bütün sorunlarıma onu da ortak edecektim. Ama eski ben değildim. Bu kız sayesinde bu kadar gelişme gösterebilmiştim. Her şeye rağmen sevmiyorum dersemde ona karşı kendimi suçlu ve kötü hissedecektim. Hayatımı değiştirmişti Sinem. Ama yine de bana soracak olursanız deli gibi seviyordum Sinem'i.

Sinem'in annesinden izin almak biraz zor oldu ama yinede izin aldık. Ne de olsa güveniyordu bana. Kendi ağzıyla söylemişti. Cumartesi sabah erkenden geldi. Sen yemek yapmayı bilmezsin aç kalma şimdi dedi. Çok seviyordum bu kızı be. Her hareketinde düşünüyordu beni belli. Güzelce kahvaltı yaptık. Güzelde yemek yapıyordu şanslıydım. Ondan sonra bütün gün beraberdik. Güzel filmler vardı evde. Onlardan istediklerini seçtik. Sonra divana geçtik yanyana uzandık. Birinci filmi izledik. Sonra acıktığımızı farkedince dışardan pizza söyledim. Onu da güzelce yedikten sonra ikinci filme geçtik bu film romantikti. Yine yanyana geçtik yattık koltuğa. Filmin ortlarına doğru noldu bilmiyorum ama Sinem'le yakınlaştık. Hani birini öpeceğiniz an gelir öpersiniz ya o anlardan biriydi şu an yaşanan. Sonra Sinem'le öpüşmeye başladık.

Ayağa kalktım. Eylül geliyor musun gidiyorum ben dedim. Eylül de ayağa kalkıp Matador seni seviyorum diyorum sana dedi. Napiyim Eylül ben Sinem'i seviyorum nişanlım o benim derken dudağıma yapıştı dıbına koduğum. O anda direk ittim dibimden. Kendine gel sen naptığını sanıyorsun dedim. Motora doğru gittim arkamdan bakakaldı. Nefret ediyordum artık Eylül'den. Ondan sonrada hiç konuşmadık zaten. Eve gidince Sinem hareketlerimden anlamış olacak ki noldu Matador neyin var dedi. Direk anlatıcaktım. ilişkimizde yalana yer yoktu benim için. Gel Sinem otur şuraya dedim. Eylül'ü anlattım en başından. Niye ilk başından anlatmadın dedi. Gerginlik çıksın istemedim. Arkadaş olarak kalalım diyince tamam dedi bende inandım dedim. iyi peki dünde bu kız bizim yanımızdaydı dedi. Bunun geleceğinden haberim yoktu çağırmamıştım onu ben dedim. Tamam o zaman dedi. Devam ettim anlatmaya. Bugünde konuşmak için sahile gittik. Hala beni seviyormuş falan filan senden vazgeçmediğimi söyledim çok defa. Sonra ayağa kalkarken öptü beni dedim. Ama yemin ederim anında ittim onu. Hiçbir şey hissetmedim dedim. Kalktım geldim direk eve dedim. Üzgünce baktı suratıma. Ama güveniyordu ilişkimize zarar vermek istemeyeceğimi. Sana güveniyorum Matador ama sakın bir daha onunla görüşmüyorsunuz tamam mı dedi. Merak etme Sinem dedim. Yanına bile yaklaşmam ruh hastasının dedim. Bana güvendiği için olayı bir daha konuşmadık. iyi ki söylemişim beyler. Yoksa üstümde bir yük hissederdim yoksa.

Dışarı çıkınca Batuhan'a kardeşim her şey için teşekkür ederim. Yanımızdan ayrılmadın destek oldun sağolasın dedim. O da her zaman burdayız kardeşim. Eğer bir sorunun olursa yardıma ihtiyacın olursa burdayım bilesin dedi. Eyvallah dedim. Sonra şimdi gideceğim ama kalmamı isterseniz kalırım sorun değil dedi. Sağolasın eve git sizinkiler merak etmiştir dedim. Tekrar geçmiş olsun diyerek evine gitti. Sinemle yanyana kalmıştık. istersen kafeteryaya geçebiliriz dedim. Yok istemiyorum dedi. O zaman dolaşalım böyle dedim. Tamam dedi. Benim kolum omzunda onun eli belimde dolaşıyorduk hastane etrafında böyle. Sonra sessizliği bozup iyi misin diye sordum. Sanki hasta olan oymuş gibiydi. iyiysen iyiyim dedi. O zaman ikimizde iyiyiz dedim. Sonra birden durup bana baktı.

Beyler başlık eski değerini kaybetti. Ama yinede devam edeceğim yazmaya.

Sonunda ilk dönem bitti beyler. Anju olacaktım. Ne yalan söyleyeyim korkuyordum. 15 tatile kadar Sinem'le dahada yakınlaşmıştık. Operasyon Adana'da olacaktı. Orası kesinleşmişti. Sinem annesinden izin almış ama annesi ayak bağı olursun diye izin vermemiş. Yola çıkmadan önceki bütün günüm Sinem'le geçti. Moralim yüksekti. Ameliyata gerek kalmadan sorun çözülecekti. Sinemle vedalaşmak çok zor geldi. Yanımda olsun isterdim ama elimden bir şey gelmezdi. Hastahaneye gittik. Ona sonucu söyleyeceğime söz vermiştim. iyi veya kötü. Ne olursa olsun söyleyecektim. ilk önce serum falan bağladılar. Daha sonra kıyafet verdiler. Ameliyathaneye gidiyorduk. Sonra narkoz verdiler. Anju ameliyatı başlamıştı.

Evlerine gidene kadar konuşmadık. Sonra kapıların önünde Sinem bana baktı bir şey söylememi bekliyor gibiydi. Sinem özür dilerim ama gerçekten elimde değil dedim. Sinem de matador ben seni düşünüyorum yoksa o kadın umrumda değil. Benim için önemli olan sensin dedi. Gülümedim hafiften. Üzdüm mü seni dedim. Yok ya falan dedi. Gittim sarıldım. Özür dilerim. Seni seviyorum dedim. Bende seni seviyorum dedi. Dur matador şimdi biri görücek konuşurlar 1 hafta. Tamam tamam dedim. Kafasını çekmesine izin vermeden öptüm yanağından. Hafiften yine kızardı yanakları. Hadi hadi gir içeri dedim. Kapıya kadar yürüdü sonra arkasını dönüp küçük çocuk edasıyla el salladı. Bugün istemedende üzmüştüm onu. Bu kızı kaybetmemem, davranışlarıma biraz daha dikkat etmem lazımdı.

Böyle böyle mutlu mutlu zamanlarımız geçerken üniversite başlamıştı. Üniversitede cidden güzel kızlar vardı ama hiçbirine o gözle bakmadım. Nişanlanmanın Sorumluluklarımdan biri de buydu. ilk günden 3-4 kişiyle samimi olduk. Kafa dengi çocuklardı. Üniversiteyle ilgili çok detaya girmiyorum panpalar. Öyle çokta vay amk dedirtecek olaylar olmuyor üniversitede. Ailelerle ilişkimizi kesmemeye özen gösteriyorduk Sinem'le. Üniversitenin ilk hazırlık yılı böyle geçti gitti. Gelecek içinde Sinem'le köşede para biriktirmeye başlamıştık. ikinci yıla başlamadan önce bir motor almaya karar vermiştim. Küçüklüğümden beri motorlara karşı bir ilgim olmuştu. Bu sayede üni.ye daha rahat gidip gelecektik ikimizde. Bunun için o biriken parayı Sinem her ne kadar kullan desede babamdan alacaktım parayı. Zaten bursluluktan biriktirdiğim baya para vardı. Bu güne kadar hem o parayla hem de ailelerden gelen parayla geçiniyorduk. Yaklaşık 3.000 lira eksiğim vardı. Babamdan rica edincede çokta diretmeden kabul etti. Meslek sahibi olunca geri ödeyeceğime söz vermiştim. Yoksa o parayı isteyemezdim asla.

panpalar şarj %4 prize yakın değilim şarjın zütürdüğü yere kadar devam ediyorum

Okuyan 2-3 kişi yok mu beyler?

Eve gidene kadar aklımda annesinin sözleri yankılanıyordu. Zaten aklımdan öyle bir şey geçmezdi beyler. insan sevdiğine kıyamaz derler ya tamamen doğru o işte. Düşünemiyor insan onla beraberken böyle şeyleri. O hafta okulda herhangi önemli bir olay olmadı. Sadece felsefe hocasına ve Batuhan'a  anju işleminin başarısız olduğunu söyledik. O olaydan sonra Batuhan'la yakınlaşmıştık. Aramızda gizli saklı bir şeyler olmadı zaten. O haftada öyle geçmişti. Cuma günü dersten sonra eve gelince birşeyler olduğunu annemlerin yüzünden anlayabiliyordum. Uzaktan bir akrabamız ölmüş. Bu yüzden de annemin bir akrabası fenalaşmış hastaneye kaldırmışlar. Annem de gitmek lazım diye düşünmüş. Ama benim gelmeme gerek yoktu. Haftasonu evde olmayacaklardı. Bu da Sinem'le bol bol zaman geçirmek demekti.

Günler günleri kovaladı beyler. Sinemle gerçekten çok yakınlaştık. Ne yalan söyleyeyim kaptıracak gibiydim kendimi. Ama yinede hiçbir şekilde belli etmeyecektim kapılsamda. Bu sırada Sinem bana gerçekten çok yardımcı oldu. Onun sayesinde çoğu kişiyle normal bir arkadaşlık kurabiliyordum. Ama hala 2 öğretmenden nefret ediyordum. Bir gün derste kimyacı yazı yazmadığımı görünce çok kızdı. Yok neden yazmıyormuşum falan. Ama beyler ilk defa zevkimden yazmamazlık yapmıyordum. Göğsümde hafif bir ağrı hissediyordum. Sinem bir sorun olduğunu farketmişti ama belli etmiyordum. Sordu neyin var falan ama iyiyim sorun yok diye geçiştiriyordum. Gün boyu bir ağrı hissettim. Çıkışta direk eve gittim. Normalde Sinem'le bir şeyler konuşacaktık. Ama eve gidip dinlenecektim. Kendi kendime dün çok ağır maç yaptık ondan dolayıdır falan diye düşünüyordum. O yüzden aileme herhangi bir şey söyleme gereği duymadım. Sabahta uyandığımda ağrı biraz vardı ama genel olarak geçmişti. Ama meğersem futbol oynadığım için oluşan ağrı olmadığını 3 gün sonraki beden eğitimi dersinde anlayacaktım.

Günün geri kalanında hep yanyanaydık. Akşama doğru eve gidecekken anneside bizim eve geldi. Akşam yemeği için bizde kalmalarına ikna etmek biraz zor oldu ama yemeği beraber yedik. Sinem kadar annesini de çok seviyordum. Çok iyi bir kadındı. Ama babasını hiç görmemiştim. Daha sonra annemler içerde kahve içerlerken benle sinemde benim odama geçtik. Orada televizyon izlerken ben uyuyakalmıştım. Tam dalmaya yakınken yanağımda bir öpücük hissettim ve sonrasını hatırlayamıyorum. Uyuyakalmıştım. Ertesi gün erkenden uyandım sabah. Ona mesaj atmayı düşündüm ama uyuyordur diye vazgeçtim. Annem uyanana kadar odamda televizyon izledim sonra da bilgisayarda oyun oynadım. Artık hafif hafif ayağa kalkıyordum. Saat 10a doğru annem uyanmıştı. Kahvaltıyı hazırlıyordu. Kahvaltı yaparken bana Matador Sinem'le aranda birşey mi var dedi. Nerden çıkardın dedim. Belli etmek istemiyorduk ama çok belli etmiştik. Bana doğruyu söyleyebilirsin dedi. Eğer hayatına yeni birini alacaksan bu kişinin Sinem olmasını isterim dedi. Seni çok seviyor sana değer veriyor. Onu kaybetme dedi. Ayrıca o hayatına girdiğinden beri insanlarla aran daha iyi oldu bu da bizi mutlu ediyor dedi. Haklısın anne dedim. Evet sinemle aramızda birşey var ve bende onu çok seviyorum dedim. O kadar uzun zamandan sonra etrafımda annemin gülümsemesi beni de mutlu etmişti.

Diğer günde dışarda dolaştık sadece. Günler günleri kovaladı beyler. Kimi iyi kimi kötü zamanımız oldu. Dokuzuncu sınıfı bitirdik. Ben teşekkür Sinem takdirle geçti. Ameliyat zamanımda gelmişti. Bu ameliyatı olmadan önce ailem beni tatile zütürme kararı almışlardı. Yanımda Sinem'de gelsin istiyordum. Annemi Sinem'in annesiyle konuşması için ikna ettim ve annesi izin verdi. Tatil için Antalya'yı seçmiştik. Sinem'e farklı bir odada kalıp kalmak istemediğini sorduk. Ne de olsa benle yatmasına babamlar izin vermezlerdi. O da annemle yatacaktı fakat sorun olmayacağını söylemişti. Tatilin ilk günü direk havuza geçtik. Annemler dinleneceklerdi. Bizde havuzda yüzüyorduk. Yüzme yarışları şu şakaları ve aradaki bazı yakınlaşmalar tatilin güzel gideceğini hissettiriyordu.