1. 42.
    0
    @46 bana neyden örnek vereceğimi sen öğretemezsin koç yazıtlarımızda böyledir tarihte de süre gelen olaylar böyledir göktürk yazıtlarını ,oğuz kaanı yalayıp yut kafan varsa anlarsın
    ···
  2. 41.
    0
    @47 sayfalarca kelimeleri yontmaya çalışmak hikayelerin örtüştüğünü ve esas gerçeği değiştirmez
    ···
  3. 40.
    0
    @44 zülkarneyn (a.s) kım olduğu belli değildir sonuç ta. ama şu bir gerçektir sed delinip o seddin arkasından gelenler yecüc ve mecüctür . bizim ana destanımız olan destan da aynı bu şekildedir . kurandaki ayetleri ve hikayeyi yanyana getirince hikaye birebir örtüşüyor bana laf kalabalığı yapma .

    atatürkün aynı zamanda biz yolumuzu gökten indiği inanılan kitaplara göre değil ilimle açacağız gibi bir lafı vardır . atatürkten örnek verme bana .
    ···
  4. 39.
    0
    @33 al amk bi farkı var mı bak

    93- Nihayet iki seddin arasına vardığında,

    SEDDETMEK: Bir şeyin gediğini sağlam kapamaktır. iki şey arasına engel olan perdeye sed denildiği gibi, dağa da sed denilir. Nitekim burada iki dağ diye tefsir edilmiştir. Bazıları tabii olana sin in ötresi ile "süd"; insan tarafından yapılana da üstünü ile "sed" deniliyor, demiş. Bazı bilginler de birincisi "süd" gözle görünen, ikincisi "sed" gözle görülmeyendir demiştir. Bu âyette iki şekilde de okunduğundan ikisinin de aynı mânâda olduğu anlaşılır denilmiş ise de, bu iki okuma şeklinin değişik birer nükteyi kapsamış olmaları da düşünülebilir. Buna göre iki sed, yapma iki engel olabileceği gibi iki deniz, iki yer kıtası, iki dağ gibi yaratılmış (tabiî); yahut görünen ve görünmeyen de olabilecektir. Tefsir bilginleri, bu "seddeyn"i "iki dağ" diye tefsir etmişlerdir. Ancak bu iki dağı belirlemek için ipucu yoktur. Bu konuda rivayetler ise üç görüşte toplanıyor:

    1- Bu iki dağ, kuzeyde doğu tarafında Türk toprağının bittiği yerdedir. Denilmiştir ki Zamehşerî ve Ebu's-Suud bu görüşü benimsemişlerdir. Türk toprağından maksat, Maverâünnehir denilen küçük Türkistan ise, bu görüş, Çin seddi yerine işaret demek olur.

    2- Ermenistan ile Azerbaycan tarafında Türkistan topraklarının bittiği yerde denilmiştir. Kâdî Beydâvî bu görüşü tercih etmek istemiştir. Bu görüşe göre bu dağlar, Kafkas dağları ve iki sed arası, Demirkapı yeri oluyor ki ibnü Haldun ve Ebu'l-Fidâ gibi tarihçilerin açıklamasına göre, burada Nûşîrevân bir sed yapmıştı. Ebu Reyhan demiştir ki, bu yerin, insan bulunan meskun yerlerin Kuzeybatı tarafında olması gerekiyor.

    3- Kuzeyin son kısımlarında iki yüksek dağdır ki, Hazkiyal (a.s.)'ın kitabında "âhirü'l-cirbiya" denilmiştir. Bu cirbiya ismi ise bize Sibirya ismini andırıyor. Bunun ise batı tarafının son bölgesi, Ural dağları, doğu tarafında da Behreng boğazı tarafları olmasından dolayı önceki sözlerle de ilişkisi vardır. Bu şekilde iki dağın arası istanoy dağları ile Ural dağlarının arası demek olan Sibirya'nın kendisi midir? Batısındaki Ural dağları ile Kafkas dağları arası mıdır? Yoksa doğusunda Behreng'e doğru Kamçatka tarafındaki dağların arası mıdır, tam olarak belirlemek mümkün olmuyor.

    Kur'ân'ın ifadesinde ise bu iki seddin yerini anlayabilmek için, batı ve doğu yönlerinden başka bir ipucu yoktur. Bundan ise Rusya'nın batı tarafı ihtimali olduğu gibi bir zamanlar Asya'nın Behreng boğazından Amerika'ya bağlantısı bulunduğuna ve Zülkarneyn de eski tarihte yaşadığına göre, Asya'nın doğusunda, Amerika'nın batısında bulunan Behreng ismindeki yer olması da pek muhtemeldir. Bunlardan başka doğuda Çin seddi, batıda Bâbü'l-ebvâb meşhur olduğuna göre iki sedden maksat, bunların olması daha açıktır denilebilir. Her ne kadar Zülkarneyn'in zamanında bunlar henüz bulunmuyorsa da Kur'ân'ın inişi sırasında bulunmaları ve meşhur olmaları tanımlama için yeterli olabilir. Bu şekilde bu iki sed arasından maksat, Türkistan olması gerekir. Bu da bundan sonraki kavim hakkında zikr edilecek rivayete uygun oluyor.

    Kısaca iki sed arasına vardığında onların ötesinde bir kavim buldu ki neredeyse söz anlayamayacak bir durumdaydılar. Yani başka dil bilmedikleri gibi zihinleri basit, anlayışları kıt idi. nın ötresi ve ın esresiyle kırâetlerine göre; hemen hemen söz anlatamayacak bir halde idiler.

    94-Dilleri tuhaf, ifadeleri yetersizdi. Zülkarneyn'e her şeyden bir sebeb (vasıta) verilmemiş olsaydı bunlara söz anlatamayacak, onlar da dertlerini anlatamayacaklardı. Bununla beraber bunlar, şimdi anlaşılacağı üzere ehlini bulunca güç oluşturabilecek işe yarayacak bir kavimdi. Kur'ân bunun hangi kavim olduğunu açıkça anlatmamıştır. Fakat tefsir bilginleri, Türk kavmidir denilmiş olduğunu öteden beri nakletmişlerdir. O halde demek oluyor ki, Ye'cûc ve Me'cuc'e karşı yapılacak seddi Zülkarneyn, Türklerin kuvvet ve yardımıyla yapacaktır. Şöyle ki: O söz anlamaz veya anlatamaz gibi bulunan kavim, dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar. Yani işleri, yeryüzünü bozmaktır. Bu memleketi, harap ediyorlar, önlerine geleni tahrib ediyorlar. Bırakılırlarsa bütün yeryüzünü bozacaklardır.

    YE'CÛC ve ME'CÛC; Yahut Yacûc ve Macûc isimleri Arapçaya başka bir dilden nakledilmiş Arapça olmayan kelimeler olduğu anlaşılıyor. Avrupalılar da bunlara Yagug ve Magug demişler ve onları şeytan soyundan sayarlarmış. Nitekim orta çağları açan kavimler göçünde Batı Roma imparatorluğunu istila eden Hunlara böyle demişlerdir ki, Barbar deyiminden daha şiddetli demek oluyor.

    Gerçekten kitap ehlinden bazılarının Ye'cûc ve Me'cûc'u Hz. Âdem'in bir ihtilamından meydana gelmişler diye bir efsane naklettiklerini bazı tefsirler de rivayet etmişlerdir. Halbuki Tevrat'ın birinci sifrinin onuncu faslında Yecûc, Yâfis'in oğullarındandır diye açıkça ifade edildiği gösteriliyor. Bu sebeple olmalıdır ki, Vehb b.Münebbih ve daha bazı zatlar, Ye'cûc ve Me'cûc'un Yâfis'in çocuklarından iki kabile olduklarını kesin olarak ifade etmişler ve müteahhirîn (hicrî 3. asırdan sonraki) bilginlerden bir çokları da bu görüşe dayanmışlardır. Bununla beraber Kur'ân'da tesniye (ikil) zamiri ile "Yüfsidâni" denilmeyip de "Müfsidûne" denilmesinin, sayıca kalabalık olduklarına işaret olması gerekir. Onun için iki değil, yirmi kabile diyenler olduğu gibi, yeryüzündeki insanların onda dokuzuna kadar Yecûc ve Mecûc'un çok kalabalık olduğunu nakledenler de olmuştur. Ebu Hayyan der ki: "Bunların sayı ve şekilleri hakkındaki sözlerin hiçbiri sahih haber değildir." Kısaca Ye'cûc ve Me'cûc vaktiyle bir veya iki kavmin özel ismi olsa da doğrusu islâm dilinde herkesin bildiği mânâ şudur: Aslı ve soyu belirsiz, din ve millet tanımaz karma bir insan topluluğudur ki, çıkmaları kıyamet alâmetlerindendir. Yeryüzünü bozacaklardır.

    Bundan dolayı bizimle onların arasında bir sed yapman için sana vergi verelim mi? Burada da nin fethası ile de ötresi ile de okunuş vardır.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 38.
    0
    konuyu araştırman iyi güzel ama yanış araştırıp yorumlamışsın panpa biraz daha araştır daha ilerileri gör mecüc yecücler türk olamaz imkansız bişey türkler hiç bir zaman bozgunculuk yapmamıştır ve islamın her daim kılıcı olmuşlardır
    ···
  6. 37.
    0
    @43 hepsini reddetmek veya reddetmemek değil . benden açıkça düşman olarak bahseden bir kitaba ben inanmam açıkçası . inanmak midesizliktir (türkler ve moğollar için )
    ···
  7. 36.
    0
    he yavrum he insanları müslümanlıktan soğutmak için başvurmadığınız yol kalmamış ulan gerzek ulan kafasına kalas yemiş kedi, okuyorsun iyi güzel hoş da okuduğunu biraz anla biraz daha fazla araştır tarih ile bağlantı kurmaya çalış kuranıda oku belki ispatlayamazsın ama kafanda fikirlerin belirgin olur onlara inanırsın
    Her okuduğuna inanıyor musun o na bakarsan HZ.MUHAMMET (S.A.V)'iN DE türk olabileceği yıllarca iddia edilmiştir.Ya HZ.zülkarneyn OĞUZ KAAN iSE üstelik senin saydığın sebeplerden daha fazlasını tarih bize vermiş Kuran-ı kerim de desteklemiştir birçok tasvire , tarihçiye ve alimlere göre de hz.zülkarneyn oğuz kaan'dır. Kuran-ı Kerimin el kefh 85-92 ayetlere kadar zülkarneyni açıklamıştır "“O da (batıya doğru) bir yol tuttu. Nihâyet güneşin battığı yere vardığı zaman güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Biz ona dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Onları ister cezâlandırırsın, istersen onlar hakkında iyi davranırsın.” “O da demişti ki: «Kim haksızlık ederse muhakkak ona azâb ederiz; sonra Rabbine geri döndürülür, O da onu görülmemiş bir azâb ile cezâlandırır. Fakat her kim de îmân edip sâlih ameller yaparsa buna da mükâfat olarak en güzel âkıbet vardır ve ona emrimizden kolay, güzel ve yumuşak sözler söyleriz.“Sonra yine bir yol tuttu. Güneşin doğduğu yere varınca, onun, kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper nasîb etmediğimiz bir halk üzerine doğduğunu gördü. işte Zülkarneyn, böyle yüksek bir hükümranlığa sâhip idi. Onun yanında ne var ne yoksa Biz hepsini ihâta etmiştik, biliyorduk.”

    şimdi oğuz kağanın yaptığı seferlere bakarak yola çıkalım kemerini bağla
    oğuz kağan 126 yıllık hanlığı sonucunda Turan hindistan iran ırak şam mısıra kadar ilerlemiş,bu kadar rastlantı olmaz sigaramı yakıp oğuz kağanı detaylı bir şekilde anlatıcak değilim elinin altında internet varsa bakar araştırırsın .Ha birde şu var onuda unutmayalım ya bilge kağanda zülkarneyn olabilir orhun abidelerinde geçen kendi yazıtları Kuran-ı Kerim ile paralellik göstermektedir.

    " Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır. Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim.

    Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım. Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım.

    Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!"

    -"Rahat hayata, zenginliğe, Çin'in ipeğine kanma! Milletime, altını, beyaz gümüşü kazandırdım. Hükmettiğim milletlere hakem olup, madenler erittim."

    Şimdi:

    Kur'an-ı Kerim'de Zülkarneyn (a.s)'den bahsedilirken; Zülkarneyn (a.s)'ın Allah'ın emri ile (buyruğu ile) bir ordu kurduğu, güneşin doğduğu yere bir yol tuttuğu, yine güneşin battığı yere, dünyanın öbür ucuna bir yol tutup gittiği, Allah'ın, O'na bu kavimler üzerinde; ister adalet ile hükmet, ister azap et yetkisi verdiği açık açık belirtilmektedir. Yine Zülkarneyn (a.s) kıssasında; Yecüc ve Mecüc isminde bozgunculuk yapan kavimden bahsedilmekte, bu bozguncuları Zülkarneyn (a.s) madenleri eriterek, set çekerek, engellediği anlatılmaktadır.

    Şimdi bir de Bilge Kağan'ın yazıtlarda anlattıklarına bakalım:

    Aynı şekilde Bilge Kağan'ın (Bilge denmesi; bilgili, alim, erdemli bir insan olmasındandır.) Bilge Kağan da, tıpkı Zülkarneyn (a.s) gibi bir komutan olup, büyük bir orduya sahiptir. Ordusunun tıpkı Kehf Suresi'ndeki gibi (O da bir yol tutup gitti ordusuyla) ayeti gibi güneşin en doğduğu ve en battığı yere, kavimlerin üzerine gittiği (bu bir Tanrı buyruğudur demesi) yine adaletle hükmetmesi ve gittiği yerleri milletine kazandırması, buralarla beraber buraların değerli madenlerini ve zenginliklerini yine milletine kazandırması ve "Ey Türk Milleti, Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ( ki burada da Kıyamete atıf yapılmaktadır.) ilin tören bozulmayacaktır," diyerek, Türklerin Allah buyruğu ile hareket ettiklerini ifade etmesi tıpkı Kehf Suresi ile neredeyse birebir örtüşmektedir.
    Şimdi, Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe…Sözlerinin manalarına bir göz atalım.

    Bu sözü söyleyen Bilge Kağan'dır. Şimdi Kehf Suresi'nde geçen Zülkarneyn (a.s)'ın özelliğinden bahsedelim. Zülkarneyn (a.s) Yecüc ve Mecüc isimli kavimin arasına set çeker. Yecüc ve Mecüc kıyamete yakın en büyük alamet olarak, yine Kur'an'nın ifadesine göre, seddi delecek ve bu kıyametin büyük alameti olacaktır. (Seddi delmek ve yerin delinmesi.) Bu ifadeler, daha öncede söylediğimiz gibi Kur'an-ı Kerim'in bir çok ayetinde kıyamet tarifinin neredeyse birebiridir. (Gök çökerse, yer delinirse kıyamet olmaz mı? Kur'an ifadesiyle yer beşik gibi sallanmaz mı? Güneş dürülmez mi?)

    Bilge Kağan'da aynı ifadeyi o günkü anlayışa, o günden bugüne adeta kelimelere bir zaman yolculuğu yaptırarak anlatmıştır.

    Zülkarneyn (a.s)'da, kendi yaşadığı dönemde, çağına hükmetmiş, kendi döneminde yapmış olduğu sed, kıyamete yakın delinmesi sebebiyle, bu çağa da hitap etmektedir.
    Türklerde tek tanrıcılık var olmuştur şöyle ki ,Orhun Kitâbelerinde tek Tanrı için; "Yeri yarattı, Gök'ü yarattı, ikisinin arasında kişiyi yarattı. Kişi Gök'teki Tanrı'ya yakardı, yakındı" der.

    Orhun Kitâbeleri'nin üzerindeki bilgilerin benzerlerine yakın yazılara M.Ö 4000'li yıllara ait taşlarda silinmiş ,silinmeye yüz tutmuş okunabilmesi bir hayli güç bir şeklide rastlandı bu yıllar önce çıkan araştırma sonucuda yazıları destekler niteliktedir okuyup anlamaya araştırmaya çalışırsın-ama nerede keko-

    Atamız boşuna dememiş birader
    "MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDA Ki ASiL KANDA MEVCUTTUR" DiYE ...
    Ayrıca kardeş yecüc mecüc tek kavimdir moğolları türklere benzeselerde türk değillerdir ayrı bir kavimden gelmişlerdir...

    not: "Al angiblopedi altına koyar üstüne oturursun"
    Tümünü Göster
    ···
  8. 35.
    0
    adam said nursi beyler
    ···
  9. 34.
    +1 -1
    @40 arkadaşım hadisin doğruluğundan nası eminsin ?

    al sana hz. aişe nin sözü hadis kitaplarının birinden en güvenilir olanı hatta sahih buhari

    tanrı elçisi oruçlu iken beni öper dilimi emerdi
    sahih-i buhari muhtasarı ve al-katib'te bölüm vıı, s 427.

    wtf ?
    ···
  10. 33.
    0
    @33 zülkarneyn iskender değil mi panpa?
    ···
  11. 32.
    0
    @35 senin dediğin direk zaten kuranın tanrı kelamı değil sümer mitolojisi çakması olduğu o ap ayrı bir dava burda onu kimseye inandıramazsın .

    @34 hadisler peygamber öldükten 200 sene sonra derlenmiştir . 200 sene sonra aa peygamber bunuda demişti diye eklenen neler vardır neler . ben direk allah kelamı kurandan bahsediyorum
    ···
  12. 31.
    -2
    @32 biz islamı kılıçla kabul ettik güzel kardeşim kim sana nasıl anlattıysa yalan söylemiş . ayrıca türkler her zaman dünyaya hakim olma gayretinde işgalci bir ırktır . bende türküm ama böyleyiz kardeşim . dünya tarihinde sanayi devriminden önce en korkulan ırklardan biriyiz vahşiyiz .
    ···
  13. 30.
    0
    özet geç arapları gibiyor muyuz gibmiyor muyuz ?
    ···
  14. 29.
    0
    @29 kardeş ergenekon destanıyla aynı olması doğruluğunu kanıtlamaz oradan kopya yazıldığını kanıtlar ona bakarsan dünyanın sular altında kalması yani nuh olayı da gılgamış destanında bireber yazmakta hemde 3 semavi dinde bahsedilen tarihlerden daha önce. sünnet eski mısır medeniyetlerinde de uygulanmaktaydı
    ···
  15. 28.
    0
    kafanda salama oç peygamberimizin bizi öven hadisleri var
    ···
  16. 27.
    0
    @31

    91- işte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.

    92- Sonra yine bir yol tuttu.

    93- Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.

    94- Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?"

    95- Dedi ki: "Rabbimin bana vermiş olduğu servet ve saltanat, sizin vereceğiniz şeyden daha hayırlıdır. Bana maddî yardımda bulunun da sizinle onların arasına en sağlam seddi yapayım.

    96- "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit: "Ateş yakıp körükleyin" dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim" dedi.

    97- Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.

    attığın liknteki o bölüm ne farkı var ?
    ···
  17. 26.
    -1
    7-artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
    malak biz hapis miyiz şuan.
    hiç bir zaman türk milleti islama savaş açmadı insanlığa savaş açmadı.
    biz islamiyeti araplarla savaşmadan kabül eden ender milletteniz.
    ayrıca biz yıllarca savaştık kanımızı döktük islamın nurunun her kıtaya yayılması için.
    ···
  18. 25.
    0
    Bak evladım, kuranı kafana göre yorumlayamazsın. Madem kafanda soru işaretleri var, aç elmalılı hamdi yazırın tefsirini oku. Hatta sana bir kolaylık yapayım
    http://www.kuranikerim.com/telmalili/kehf.htm
    ···
  19. 24.
    0
    @24 çinliler falan demelerinden tek farkı burada anlattıkları bire bir ergenekon destanıyla aynıdır . o destan da türkler ve moğollar beraberdir . bizden bahsediyor işte kaldıramayacak bi durum yok

    @25 neyi öyle zannediyorum . bu ayetlerde anlatılan nedir ? orada set diye bahsettiği elma armut olamaz dimi ? yine yakın kelimeler olur çevirirken . hani bi cümle vardır çevirirsin ;

    yürürken '^%^&^+& çok ağrıyor burada bu kelimeyi ne kadar yanlış çevirebilirsin ki ? ayak bilek bacak diz baldır bunlar olur daha farklı bişey olmaz. yine birbirine yakın şeyler olur .

    kısacası ayetlerde anlatılan belli . bizdeki ergenekon destanı belli . olay açık anlamak isteyene .
    ···
  20. 23.
    +1
    @11 istanbulu feth eden komutanın övülmesi ne o zaman amk bizanslılar mı fethetti
    ayrıca darwin saçmalamış medenileşmiş ırk niye yok etsin önce insan olun insan!..
    ···