ÜST NOT:Tüyleriniz ürperecek,'Neden okudum ki?' diyeceksiniz...

Gelecek ilgiye göre capsler'de atılacaktır...

Evet beyler hikayeyi bire bir yaşadım Allah'a şükür hiç birşeyim kalmadı, kullanacağım isimler koddur, üniversite de yaşadığım bir olaydır, olay hem evi hem de şehri terk etmeme sebep verdi...

Ve hikayemiz gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam edecektir...

Yüzde yüz gerçektir, eğer başlık giblenirse anlatacağım, şimdi kısa bir sigara molası en geç 15 dakikaya buradayım 10 rez'e anlatırım...

Evet beyler başlıyoruz...

Bu olaylara ilgim oda arkadaşımın adı fatih olsun onun parapgibolojiye ilgi duymasıyla başladı...

Parapgiboloji her insanda mevcut olan fakat kendini ortaya çıkarmayan, normal ötesi bir yetenektir...

Burada anlatacağım hikaye birbiriyle bağlantılı 4 olayı içermektedir...

Arkadaşım kız arkadaşıyla bir yemeğe çıkıyor ve büyüye merak saldığından bahsediyor,o gazla sevgilisi ile beraber ortak tanıdıklarımız aracılığı ile bir hocaya gidiyor, muhabbet ediyor, çay içiyor ve konu 'Telekinezi, Parapgiboloji,Büyü' gibi olaylara geliyor...

Fatih, adı Salih olsun, Salih hocaya 'Hocam tamam bir kaç şey var fakat ben genel olarak böyle olaylara inanmıyorum' diyor, Salih hoca Fatih'e dönüp 'Ben bu kadar zararı boşuna mı gördüm?' diye soruyor, Fatih cevap olarak 'Hocam nasıl kanıtlayabilirsiniz?' diye soruyor ve Salih hoca Havas dediğimiz ilme sahip olduğundan bahsediyor, sembollerin mıskaların olduğu bir kitapçığı Fatih'e veriyor (Buna el vermek deniyor)

Ve hikayemiz burada başlıyor...

Herkes okumasın beyler gidin gusl falan alın sıçarsınız gece...

Fatih kitabı aldı eve geldi,'Kanka az konuşalım' dedi, buyur dedim bana olayları anlattı ve 5 gün boyunca odasından çıkmayacak şekilde cebir, havas,ledün ilmi öğrenmeye çalıştı ve bunu başardı da fakat keşke panzehirini de öğrenseydi...

YER:KONYA YIL:2014

Beyler oturduğumuz ev biraz eskiydi, olayların başlamasıyla ve bizim de taşınmamızla beraber ev iyice harabeye dönmüştü, zaten odadan fazla çıkmayan Fatih'e birinci gün ikinci gün hiç birşey sormadım, üçüncü günde ise baya ilerlediğini, devam eden günlerde ise tamamen herşeyi anladığını söyledi...

6.günün sonunda Fatih ve benim ortak arkadaşlarlarımız eve geldi, bir üniversite klasiği olarak Fatih'in yaptıklarıyla daşşak geçtik, Fatih alıngan bir tiptir ve oldukça alındı, şakasına 'gel lan gel tamam cin çağıralım hadi' dedim ve o da tamam lan sıçmayın sonra dedi, halka oluşturduk ve çağırdık, çağırmaz olaydık...

Gece herkes varken gırgır şamata ile bitti, bu işin yarını da vardı...

Yine standart bi gün geçirirken televizyon da Okan Bayülgen izliyordum, Fatih'in odasından bir kadın sesi geldiğini duydum içeri koştum, fakat Fatih baygındı, kitap yerdeydi ve yanında tanımadığım bir adam vardı...

Ben o gün yaklaşık 3 saat dışarıda kız arkadaşımın yanında kalmıştım muhtemelen adamın o saatlerde içeri girdiğini, Fatih'in bir tanıdığı olduğunu düşünmüştüm...

Fatih'i o adamla beraber kaldırdık, sonra adam müsaade isteyip gitti, sabah Fatih uyandığında dün olanları sordum, çalışırken ona göründüklerini, yaşlı adamı ise sorduğumda Salih hoca olduğunu öğrendim, fakat Salih hoca'da bir gariplik olduğunu Fatih'in peşini bırakmayacağını,ona 5 tane ruhani varlık yollayacağını söylemiş...

Beyler dinleyen var mı?

Neyse beyler ben yine Fatih'i taşşağa aldım, sınavım olduğunu söyledim, beni lütfen yalnız bırakma diye yalvardı adeta Fatih ama mecburen evden çıktım gittim...

Fakat aklım evdeydi sınav da zaten berbat geçmişti...

Eve girdiğim de gördüğüm manzarayla adeta ağzım açık kalmıştı, Fatih'in elleri mosmordu, odasının kapısı açık ve her yer incintı 'Ne oldu böyle' diye sordum 'Beni dövdüler' dedi kim diye sordum, 5 kişiydiler bir tanesi beyaz sakallı,bir tanesi siyah sakallı 3 tanesi de genç adamdı, zayıftılar,biri çok uzundu üzerlerinde eski Osmanlı kıyafetlerine benzer kıyafetler vardı' diye kekeleye kekeleye zorla anlattı Fatih...

Dedim peki sana bunu neden yaptılar? 'Kaç gündür odam pis bir şekilde çalışıyorum, odayı sen gelene kadar temizleyeyim dedim, temizlerken kapım iki üç defa vurdu ve kendi kendine açıldı sonra göründüler,bir şey demeden vurmaya başladılar ve odayı tekrar eski haline getirip gittiler' dedi...

işte o günden sonra başta da dediğim gibi harabe olan evimiz daha da taka sarmıştı bir daha ne Fatih ne de ben temizleyebilidik...

Daha sonra biraz kafa dağıtmak için bara çıktık, içtik,tabiri yerindeyse zütü başı dağıttık, saat 4-5 gibi bardan dönüyorduk orman gibi bir yerden geçiyorduk,tam muhabbetin dibine vurmuşken, önümüze bir kaç adet taş düştü, Fatih arkaya doğru kaçmaya başladı,ben ne yapacağımı şaşırmıştım ne yapacağımı düşünürken peşpeşe taşlar uçuşmaya başladı. Bunun üzerine hızla çarşıya koşmaya başladık,o gece çarşıda bulunan herkese söyledik ama kimse bize inanmadı 'içkiyi çok kaçırdınız herhalde' dediler...

Ve beyler belki inanmayacaksınız ama neredeyse bizim evin önünden geçen herkese bu olay olmaya başladı...

Polise kadar gittik, çocuklar atıyordur abartmayın dediler önemsemediler...

Fakat kaç defa kontrol etmemize rağmen ne çocuk vardı ne de başka bir şey sadece havadan gelen taşlar...

1 hafta süren bu olayların en ilginç yanı ise sadece bir cam ve kiremit dışında hiç bir şeyimizin zarar görmemesi, mahalle muhtarından, polislere kadar bu olaylar ile ilgili inceleme yapan herkes şahidimizdir...

Polisler 1 gece nöbet tutarken bile taş yağmuruna tutuldu...

Neyse Fatih'i karşıma alıp konuştum, Salih hoca'ya gitmeye karar verdik, kapıdan girdiğimiz an hoca ve çocuklarının bizi bir tek dövmediği kalmıştı, çok ısrar ettik Fatih dışarda kalsın sadece sen gel dediler, gittik Salih hoca 'Evladım o evden taşının o kitabı da yakın yoksa Fatih ölecek' dedi...

Gittim anlattım Fatih ailesinin yanına gitti,ben bi süre daha evde kalmaya devam ettim...

Fakat geceleri gördüğüm rüyalar, açılıp kapanan camlar yüzünden bende evde kalamadım ve terk ettim...

Fatih'e evden ayrıldıktan sonra ziyarete gitmiştim

Evet beyler kimler var son 3 4 part kaldı?