-
101.
0Mk senin
-
102.
0Vuvuduffivvi
-
103.
0Belki okurum
-
104.
0Rezerved
-
105.
0Rezervasyon
-
106.
0Rezervasyon
-
107.
0Rez okurum
-
108.
0Rezerved
-
109.
0Beyler cenabet okusam bişey olmaz lan dimi
-
110.
0rez yarim kalırsa babana soylerim
-
111.
0Teyzeye 3 posta
-
112.
0Rez alaq
-
113.
0Rezervasyon
-
114.
0Rezervasyon
-
115.
0Devam pampa
-
116.
0yallah cinler yallah
-
117.
0bakarim
-
118.
0devam et hadi
-
119.
+1Arkadaşlar geldim mobildeyim birazdan pcye geçip seriden yazacağım...
-
120.
+3e diyeceğimi bekliyorlar.
Hiç birşey sormuyorlar.
Ben baktım onlara. Sol kolumun altında dua kitapları, sağ kolumun yumruğunu sıktım, V harfi şeklinde tutup kolumla onlara doğru bir hamle yaparak davudi ve şuh bir sesle (Cin dişi özellikliydi ya güya!) çığırdım:
“CiNiN AMINI PATLATTIM!” Diye daşşak geçtim... (Tabi ben öyle sanıyormuşum.)
Arkadaşların hepsi deliler gibi gülmeye başladı. Ümit bile. Ama nasıl gülüyorlar. Kimisi duvara tutunuyor düşmemek için, kimisi sandalyeden yere yuvarlanmış yerde debelenerek gülüyor. Ben de kopmuştum tabi. 3-4 dakika durmadan gülmüştük. Kendimize geldiğimizde gözlerimizden yaş akıyordu, zoraki nefes alıp veriyorduk, gülmekten havasız kalmıştık.
Bu olaydan sonra arkadaşlar bana bir lakap daha takmışlardı :
“TAŞŞAKLI iMAM... ” Olaydan 5-10 yıl kadar önce, evlendiğim kız ile birlikte güzel Anadolu’muzun Bursa ilinde bir kız çocuğu dünyaya getirdik. Anne babasının çok istediği fakat geç kavuştuğu kız evladı.
Kız bebek öyle güzeldi ki, anne ve babası ancak meleklerin bu kadar güzel olabileceğini düşündüler ve güzel kızlarına Melek ismini verdiler. Melek, anne babasının göz bebeğiydi, başka kardeşi olmadı, o yüzden ailesi O’nu hem erkek, hem kız gibi yetiştirdi. Melek akıllı, başarılı, çalışkan ve yürekli, her işin hakkından gelebilen bir kızdı. Anne ve babası Melek için her şeyin en iyisini düşünüyorlardı. Çok ileri yaşta çocuk sahibi oldukları için Meleğin hayatta yalnız kalmasından korkuyorlardı, bu yüzden Meleğin okuyup meslek sahibi olması gerekiyordu. Böyle de oldu, güzel kızı okutup yetiştirdiler ve bir meslek sahibi olduğunu gördüler. Çok yaşlanmışlardı. Melek Sivas’ın köylerinden birine öğretmen olarak atanmıştı. 2 yıl mecburi görevi vardı. Anne hastaydı, baba ise yolculuğa dayanamayacak kadar yaşlı. Melek ise bu görevi icra etmenin heyecanı içinde idi. Fakat ailesinden ayrı kalacaktı, aklı hep onlardaydı. “Sayılı gün çabuk geçer, arada tatiller var, onları görmeye gelirim, mektup yazarım,” diye kendini teselli etti. Ben ve eşimin ısrarlarıyla Sivas’ a gitmeye karar verdi.
devamı geliyor dostlar
başlık yok! burası bom boş!