-
26.
0Rezerve, yarım bırakma panpa
-
-
1.
0okuyan oldukça devam edicem panpa
-
1.
-
27.
+3Neyse ana sınıfını da bu şekilde geçmiş olalım. Daha sonra doğal olarak 1. sınıfa başladı Esrarengiz Melkor. 1. sınıftayken A şubesindeydi. ipek ise B şubesindeydi. Bir çoğunuz sınıflar arası çekişmelerin nasıl olduğunu bilir. Bizim okulda sadece 2 şube vardı. Bu arada Esrarengiz Melkor'un ablası liseye başlamıştı o sene ama abisi 8. sınıftaydı. Bu yüzden yaşıtlarına kurduğu otorite daha da arttı. Eğer ki üst sınıflarda abiniz varsa bunun ne demek olduğunu bilirsiniz. Bu bir nevi okulda dokunulmazlık gibi bir şeydir. Birisi size bulaşmaya çalışırsa ve bu abinizin kulağına giderse olacakları izlemek aşırı keyifli bir hal alıyor.Tümünü Göster
Biz sınıflar arasındaki rekabete dönelim. Her beden dersinde karşılıklı maçlar yapılırdı ve bi taraf kazanınca hep kavga çıkardı. E hem yaşıtlarına karşı boy olarak üstün olan hem de son sınıfta abisi olan birinin bu kavgalardaki avantajını düşünün :D Ama hiçbir zaman Esrarengiz Melkor abisine gidip abi bu çocukla bir olay oldu falan diye gitmedi. Çünkü kafasında kurduğu şey şuydu 'abimden değil benden dolayı bana bulaşmamalılar' Bu yüzden onu hala takdir ederim.
Eğer ki üst sınıflar tenefüste topunuzu çalıp kaçmadıysa hiçbir şey yaşamamışsınız demektir. Bizim de topumuzu çalan üst sınıflar oluyordu. Topunuz çalındı mı naparsınız? Kovalayıp yakalamaya çalışırdınız ve aldığınızda gidersiniz. Ancak Esrarengiz Melkor böyle yapmıyordu. Biraz farklı bir şekilde kendince intikdıbını alıyordu. Topunu çalanları yakaladığında tekmelemeye başlıyordu. Şimdi manzarayı size şöyle açıklayayım. 1.sınıf çocuğu gidip 5. sınıftan 6. sınıftan bir çocuğa tekme atıyor :D Komik değil mi? Bir de o büyük sınıfın yerine kendinizi koyun. Arkadaşlarınızın önünde rezil oluyorsunuz. Naparsınız? Tahminimce çocuğa 1 tane vurur adam olmasını söyler gönderirsiniz. Olay da bu şekilde gelişti ama farklıydı. O çocuk Esrarengiz Melkor'a vurduğunda Esrarengiz Melkor daha sert bir şekilde vurmaya başladı ve arkadaşları da onun yanına gelip vuran çocuğa vurmaya başladı. Daha sonra büyük çocuğun arkadaşları da geldi. Tamam 5 e 1 de üst sınıf çocuğu dövebilirlerdi ama sayı eşitlenince dövmeleri zor olurdu. Oysa Esrarengiz Melkor bunu hiç umursamıyordu. Onun umursadığı tek şey bu şerefsizin ona vurmuş olmasıydı ve bu yüzden öfke patlaması yaşayıp vuruyordu. Büyük çocuk tekrar vurdu. Sonra hiç beklenmedik bir şey oldu. 8. Sınıflardan mahalle abileri yani abisi ve arkadaşları gelip:
Esrarengiz Melkor'un Abisi: Kardeşim sorun ne?
Büyük Çocuk: Şu veletlere büyüklerine saygılı olmayı öğretecem abi
Esrarengiz Melkor'un Abisi: Bende yardım edeyim sana
dedi ama bunu çocuğa değil kardeşine bakarak söyledi ve büyük çocuğa bir tokat attı. Çocuğun feleği şaştı ve neye uğradığını şaşırdı. Daha sonra abi ne vuruyon ya diye sızlanmaya başlayacaktı ki diğer 8. sınıflarda bana dönüp 'Bu yavşak sana kaç kere vurdu' dediler. Esrarengiz Melkor olayı anlatınca çocuğu tuttular ve önünde diz çöktürdüler. 'Şimdi istediğin kadar vur. Bir şey yapmayı denemeyecektir uslu çocuktur o' dediler. O gün tüm okulun önünde bahçede olan herkes 1. sınıf çocuğunun kendisinden yaşça büyük bir çocuğu nasıl şamarladığını gördüler. Daha sonra olayın kahramanı etrafa dönüp. 'Bu çocuk benim kardeşim! Onunla bir probleminiz varsa benimle var ulan!' diye bağırdı. Daha sonra 8. sınıflar tarafından omuzlarda okula girdi Esrarengiz Melkor. Giderken büyük çocuğa dil çıkarıp nanik hareketi yapmayı da unutmadı. -
28.
+1Esrarengiz Melkor'un 1. sınıfta okulun kralı gibi hissetmesine sebep olan buydu. Zaten bu olaydan öncede B sınıfı ona karşı çekinceli davranırken artık daha da bi çekinir olmuşlardı. Ama o sınıfta asla çekinmemesi gereken bir kişi vardı. Siz biliyorsunuz kim olduğunu tabi ki ipek.
Tenefüslerde dışarı çıktığında Esrarengiz Melkor yanına gider onunla oyunlar oynardı. Sırf onunla vakit geçirebilmek kızlarla birlikte ip atladığı bile olurdu. Yine ipeğin yanında olduğu bir vakit abisi geldi ve onu yanına alarak yürümeye başladılar. Abisinin adı Mehmet Emin o kadar abisi abisi diyince garip kaçtı amk. :D
Mehmet Emin: Esrarengiz Melkor sana şimdi bir görev vericem gidip yapacaksın tamam mı?
Esrarengiz Melkor: Ya ama ben oyun oynuyordum.
Mehmet Emin: La sen benim işimi yap ben sana o kızı tavlamanda yardımcı olacam.
Esrarengiz Melkor: Ne kızı ya sadece oyun oynuyordum ben
Mehmet Emin: Lan tamam oynarsın oyununu kaçmıyor ya oyun. Şimdi gidip şurada kızların yanına otur ve onlarla uğraş.
Esrarengiz Melkor abisinin gösterdiği yere baktı ve abisiyle yaşıt 3 kızın tribünlerde oturduğunu gördü. Abisinin yanındaysa aynı sokakta oturan abisinin en yakın arkadaşlarıyla onu beklediğini gördü. Esrarengiz Melkor el mahkum gidip kızların yanına oturdu.
Kızlar: Ay sen ne şirinsin öyle. Noldu niye geldin yanımıza?
Esrarengiz Melkor: Siz çok çirkinsiniz biliyor musunuz
Kızlar: Ne diyosun sen!
Esrarengiz Melkor: Çirkin! Çirkin! Çirkin!
Kızlar bozulduktan sonra etrafa bakıp gülen var mı diye kontrol ettikleri sırada Mehmet Emin ve arkadaşlarının güldüklerini gördü sonra onlara seslendi. Abisi gelip 'tamam hadi gibtir git napıyorsan yap' dedi. O sırada zil çaldığı için ipekle birlikte geçiremedikleri bir tenefüs olduğu için abisine kızdı.
Esrarengiz Melkor: Zil çaldı oyun oynayamadım işte
Mehmet Emin: Oyun mu istiyorsun
dediği gibi Esrarengiz Melkor'u kollarından tutup döndürmeye başladı ve bunu yaparken tesadüfe bakın ki az önceki yanına gittiği kızlara çarptırmaya başladı kardeşini. Sonra 'hadi gel seni sınıfına bırakalım dedi ve arkadaşlarıyla birlikte Esrarengiz Melkor'u sınıfına bıraktı. Ama sınıfa girdikleri sırada olan o korkuyu gören Esrarengiz Melkor kahkaha atmamak için kendini tuttu -
29.
+11. sınıf ile ilgili olarak Esrarengiz Melkor'un arkadaşlarından da bahsetmek istiyorum. ibrahim ve Hakkı Ensar en yakın arkadaşlarının adlarıydı. Bu üçlü hemen hemen her şeyi birlikte yaparlardı. Birlikte oyunlar oynarlar, birlikte ödev yaparlar hatta birbirlerinin evlerine gitmişlikleri dahi vardı.
Tabiki tek arkadaşları bu ikisi değildi ama okuldaki en yakın arkadaşları bunlardı. Ama 1. sınıf ile ilgili söylemekten en çok keyif aldığım konu kesinlikle Çağrıyla (1.sınıftan tanıştığı bir çocuk) olan diyaloglarımız ve aramızda geçen olaylardı. Çağrı o zamanlar çok gıcık bir çocuktu. Bu yüzden Esrarengiz Melkor onu sürekli döverdi. Öğle arasından sonra annesi gelir Esrarengiz Melkor'u uyarırdı. Sırf annesine söylediği için dayak atardı Esrarengiz Melkor. Çağrı da garibim sürekli annesine söyler Esrarengiz Melkor sürekli döverdi. Bu uzun bir süre döngü olarak devam etti. Daha sonra bunun bitmesine ne sebep oldu hatırlamıyorum ancak sonra Esrarengiz Melkor'un Çağrıyı uzun süre dövmediğini söyleyebilirim.
Bu arada Esrarengiz Melkor sürekli olarak tenefüsleri arkadaşlarıyla ve ipekle geçiriyordu. Daha sonradan sadece arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmeye başladı tenefüslerde daha sonra ise ipeğin varlığını unuttu. Çünkü bu bir aşk değildi. Onu beğenmişti fakat sadece beğenmişti. Sarışın ve mavi gözlü olması ona karşı bir beğeni duymasına sebep olmuştu. Ablasının oyuncaklarında gördüğü kızlar o zamanlar için mükemmelerdi ipek ise o kızların gerçek ve onun boyutunda olan haliydi.
Bu arada anlatmayı unuttuğum bir olayda ana sınıfında geçiyor. Ana sınıfında doğum günü olan çocuklar sınıfta doğum günlerini kutlarlardı ve Esrarengiz Melkor'un doğum günü çok güzel geçmişti. O sırada 8. sınıf olan ablası ve 7. sınıf olan abisi de derslerine girmek yerine doğum gününde orada onu yalnız bırakmamışlardı. Ama bu güne dönmek istememin sebebi o gün Esrarengiz Melkor'un hayatında ilk defa bir kız tarafından öpüldüğü gündü. Bu kız tabi ki ipekti. Onu dudağını öpüp geri çekilmişti. Şimdi bunu niye söyledim diye merak edenler olacaktır. ipekle aralarındaki olan olaylar bittiği için bundan da bahsetmek istedim. -
30.
+1Devam panpa
-
-
1.
0geldim panpa anca vakit bulabildim
-
1.
-
31.
01. sınıf ile ilgili aklımda kalan 2 anı daha var sonra devam hızlandırılmış bir şekilde önemli olayları anlatıp lise 3 e gelicez. Zaten lise 3 ten sonrasını yazmaya başlayacaktım ancak birazda geçmişimi bilirseniz beni daha iyi tanırsınız diye düşündüm bu sayede o zamanlarda verdiğim kararları daha iyi anlayabileceğinizi ve kendinizi hikayenin daha da içinde bulabileceğinizi düşündüm. Uzatmadan devam edeyimTümünü Göster
Esrarengiz Melkor 1. sınıftayken öğretmeninin kızı hasta olduğu için (ne hastası olduğunu hatırlamıyorum ancak bazen daha 1. dersteyken okul bitmiştir eve gidebilirsiniz diyip kızının yanına gidiyordu) derslere aniden gelmemesine alışkındı. Fakat öğretmenleri bu durumlarda hep sınıfa haber verirdi. Yine öğretmenin dersin yarısı geçtiği halde gelmediği bir ilkbahar gününde Esrarengiz Melkor sınıfta sıkılmıştı. Sınıf başkanı adının yanına onlarca çarpı atmıştı en sonunda başkanda şımarmaya başlamıştı. Ama Esrarengiz Melkor'un aklında daha farklı bir plan vardı. Camın üstünde tavana sabitlenmiş borular vardı. Esrarengiz Melkor orada sallanmanın eğlenceli olacağını düşünmüştü. Hemen oraya nasıl çıkabileceğini düşünmeye başladı. Aklına gelen fikir ise önce pencerenin mermerine çıkacak sonra oraya çıkan diğer arkadaşları onu yukarıya kaldıracaktı bu sayede Esrarengiz Melkor orada sallanabilecekti.
Size mutluluğun saniyeler içinde nasıl dehşet verici bir şeye dönüşebileceğini daha önceden söyleyen oldu mu acaba? Esrarengiz Melkor'un başına gelenler tam anlamıyla böyle ifade edilirdi. Arkadaşlarının yardımıyla boruya tutunmuş ve onların sağladığı hareketle salıncaktaymış gibi sallanmaya başlamıştı. Tam o sırada sınıf kapısı aniden açıldı ve sınıf öğretmenleri sınıfa girdi. Tam öğretmen masasının yanındaki pencerenin oradaki boruda sallanmayı seçtiği öğretmenlerinin sınıfa girdiğinde ilk gördüğü manzara Esrarengiz Melkor'un kalkmış 35 cm lik gibi olmuştu ve hemen saksoya yattı... Şaka şaka ama tavanda sallanan bir öğrencisini gördüğünde kadın ilk başta ne yapacağını bilemedi. Daha sonra oradan sağ salim inmesine yardım etti tahtaya çıkarıp tek ayak üstünde durmasını söyledikten sonra tokatlamaya başladı. Esrarengiz Melkor göz yaşı döküyordu ama tokatlar sert olduğundan veya ayağı ağrımaya başladığından değil. Sınıf arkadaşlarına rezil olduğu için ağlıyordu. Tabi ki bu duruma gülenler olmadı da değil. Esrarengiz Melkor ona gülenlerle daha sonra hesaplaşacağını biliyordu. Ama içlerinde kızlarda vardı ve Esrarengiz Melkor Cankız'ı dövdükten sonra onun annesi Esrarengiz Melkor'un annesine şikayet etmişti ve o günden sonra Esrarengiz Melkor kızlara vurmuyordu. En fazla çelme takıp düşmelerini sağlıyordu veya saçlarını çekip kaçıyordu. Kızlara ne yapacağına daha sonra karar verecekti ama gülen erkeklerin hesap günleri yakındı. -
32.
0Nerdesin lan bin