-
1.
0anlatayım beyler, canınız sıkılıyorsa okursunuz falan. entry falan toplama amacım yok.
tekrar söyleyeyim, önceden yazmıştım roman gibi bir şey olarak. kopyalıyorum sadece buraya, okuyun bakalım.
-
2.
0Senin bitkisel yaşdıbını gibeyim
-
3.
0anlat ama 5 kişiyi bekleme amk
-
4.
0tamam reyiz anlatayım. önceden yazmıştım roman gibi bir şey olmuştu. kopyalayayım onu buraya.
-
5.
0kalbini kirarim gibtir git
-
6.
0sene 2006.
pekte umrumda olmayan ilk gün heyecanıyla kapıdan dışarı adımımı attım. daha yeni üniförmamla ilk dışarı adımımı attığımda, gözlerime çarpan tek şey ayakkabılarım oldu. sevmezdim siyah ayakkabılar, rahat ettiren açık renkli havalı ayakkabılar benim için daha cazipti. babamın anlattığı kadarıyla şu an için için lanet okuduğum yeni sınıfım, yeni ortamım şehir içi minibüsle derse yetişilemeyecek kadar uzaktı. kapının önünde servisi beklediğim bir kaç dakikada, bir iki arkadaş edinip bütün seneyi aylaklık yaparak geçirmeyi düşündüm. tam binanın bahçesindeki yeni yeşermiş otlara dikkatle baktığım sırada servis geliverdi.
içinde pek az kişi vardı, okula en uzak oturanlardan biriydim sanırım. dönem başlangıcı olduğu için hava pek güneşliydi, hiç tereddüt etmeden atladım servise. en azından altı yedi kişi kadar vardı küçücük minibüste. şehrimin nerdeyse tüm mahallerini dolaşarak okulun olduğu mahalleye kadar geldik. bu arada yeni insanların yanımda olmasından sıkıldım tabii, yeni insanlarla tanışmaya pek gelemezdim her insan gibi. -
7.
0adam anaokulu anılarını anlatacak beyler kaçın
-
8.
0@6 2006 da doğmuş beyler
-
9.
0yyyyyyyyyyyaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaz
-
10.
0klagib okul açılış konuşması yapıldı. şansıma gittiğim okul daha yeni açılmıştı, binanın ilk senesiydi. kimse birbirini tanımadığı için ne şakalaşan, ne de gülüşen kimse yoktu. sıkıntıdan kaçmak ister gibi oldum bir ara, sonra sınıflara doğru yol alınca geçti biraz bu sıkıntı. sınıfta kızlar çoğunluktaydı, tabii bunun beni pekte ilgilendiren bi tarafı yoktu. ilkokuldan kalma bir kız arkadaşım vardı, ayrılmakta gelmiyordu içimden. başka okula gidince beni unutursun, kesin unutacaksın demişti. ben kendimden emin olarak “asla” cevabını vermiştim tabii.
ilk gün benim için pekte hareket gerektiren bir şey olmadı. kimseyle tanışma çabasına da girmedim. i̇kinci gün sınıfta rap müzikle ilgilenen bir iki kişiyle sohbet ettim. dinleyicilerdi. bir iki şarkı söylememi istediler benden, bende büyük bir zevkle söyledim, haliyle tüm sınıf dinledi. -
11.
0aynı gün bir ingilizce dersindeydik. o dönemler ingilizce dersleri haftada sekiz saatti, bıkmıştık artık ingilizceden. başka bir okuldan okulumuza yeni tayin olan öğretmenimiz herkese sıra sıra adını soruyordu, memleketini soruyordu klagib olarak. sıra bana geldi, bende adımı ve memleketimi söyledim. arka sıralardan boğuk bir ses geldi: “hocam, bizim ozan çok güzel şarkı söyler. rap yapar kendisi, rap sanatçısıdır.” hocamız eski kafalıydı, yinede vaay gibisinden şeyler söyledi. madem öyle, bizede bir iki bir şeyler söylersin dedi. cidden güzel söylüyordum o dönemde, sesim tam yerindeydi. alkış koptu bütün sınıfta. tabii ki alkışlayanların arasında biri vardı ki, gözlerinde ki duygular pekte zor okunmuyordu.
gün bitti, aldım çantamı yöneldim okulun kapısına. her zaman ki davranışlarım yine benimleydi, elimi cebime attığım gibi telefonumu karıştırmaya başladım. arkamdan ince tonlu bir ses geldi.
- ozan!
dedi. efendim, dedim. kendisi de rap ile pek yakından ilgileniyormuş, iyi bir dinleyiciymiş. adı da, selen’di. bir zaman sonra küfürlerle anacağım isim.
- bak sana bir şarkı atıcam. adam çok güzel söylüyor gerçekten, dedi.
tabii ki, olur dedim hiç düşünmeden. verdim telefonumu, al sen gönder bana dedim. yanımda yürüdü, servise gidene kadar gönderdi şarkıyı. geri verirken, “bir de senden kendime mesaj attım. numaran bende var, bende sana boş mesaj attım. haberin olsun.” dedi. -
12.
+210 kişiye de yollayalım mı hacı?
-
13.
0tamam dedim, pekte umrumda olmayan bir durumdu. atladım servise geldim eve, mesaj attı akşam saatlerinde. biraz mesajlaştıktan sonra uyudum, ertesi sabah yine aynı heyecan.
sonraki bir kaç gün benim için çok sıkıcı ve boş geçti. her zaman ki gibi aylaklık yaptım, mert’le gezdik dolaştık, internetle ilgilendik.
bir hafta kadar sonra selen benle gerçekten yakınlaşmaya başladı. hiç bi zaman söylemek istemedim, adını aşk koymak istemedim, koymamda. hiç bilmediğim bir şekilde sevgi besliyordum, ama bu o kadar acayip bir şeydi ki, aşık olduğum kız arkadaşıma bile böyle davrandığımı hatırlamıyorum. şu an bile o sevgiyi hatırladıkça içim içimi kemiriyor.
onunda erkek arkadaşı vardı. aslını söylemek gerekirse pekte umrumuzda değildi. hani ne zaman aklımıza gelse gülüp geçiyorduk, dalga konusu olmuştu aramızda. -
14.
0okul servisinin en arkasında yanyana gidiyorduk hep. eve gelene kadar beni öptüğünün haddi hesabı yoktu. bir gün aynen bu durumda giderken, milletin içinde bana bağırıverdi.
- ozan ayrılmanı istiyorum o kızdan.
herkes birden ooo, vaaay der gibisinden tezahurata kalkıştı.
serviste kız arkadaşımı tanıyan başka kızlar vardı, aniden yetiştirdiler tabii. kız arkadaşım aradı hemen.
- yanında kim var senin şu anda? dedi. kimse yok dedim. doğruyu söyle, ordan bana söyleyenler var dedi. selen var dedim, ne olacak. versene o kızı telefona dedi. vermem dedim. ver çabuk şu telefonu ona! diye bağırdı. telefonun hoparlörünü açtım, bir daha söyle dedim. ver telefonu o kıza dedi. gibtir git dedim herkesin içinde. gibtir git şimdi dedim. bir dahada ne aradım, ne mesaj attım umrumda olmadı. -
15.
0hızlı anlatcaksan okuyalım bin yoksa gecenın bu saatinde çekilmezsin amk
-
16.
0@15 hızlıyım, önceden yazdığımı atıyorum buraya oku.
-
17.
0bu selen’e karşı bir mesaj gibi görünüyordu aslında. ama sıkılmıştım cidden kız arkadaşımdan, hani birazda selen yüzünden ayrılmak istiyordum, kapris yapıyordu kız arkadaşım yüzünden. i̇yi de oldu, üstümden bir yük kalkmış gibi oldu.
selen ertesi gün, yine aynı havada, aynı duygularla bindi servise. geldi yanıma oturdu aynı şekilde, öptü bir kaç kere. sarıldı, ellerimi yokladı.
- erkek arkadaşımdan ayrılsam mı, dedi. benden uzakta zaten, aldattığından eminim, dedi.
fırsatçılık yapar gibi görünmemek için mütevazi daldım konuya.
- sen bilirsin ama, ayrıl bence ne yapıcan ya. zaten uzaktaymış, yanında olmayınca hayrı yok dedim. hemen doğru söylüyorsun, bitirmem lazım gibisinden konuştu. nedenini pek düşünmedim, düşünmekte hiç aklıma gelmedi ama rahatladım bunları söylediği zaman. -
18.
0aslında hiç bir zaman bu durumların bir roman haline geleceğini düşünmedim. hiç bir zaman meselenin bu kadar ileri gidipte, hayatımı bu kadar etkileyeceğini bilemedim.
yine bir sonraki gün, okulun bahçesinde dolaşıyorduk. okul küçüktü, ilk senesi olduğu içinde okulda taş çatlasa toplam altmış kişi vardı. bu sebeple bahçe ve okul oldukça tenhaydı, kimseler yoktu. okulun yan tarafına yürüdük, ordan arkasına geçtik. bomboştu, en ufak bi takırtı bile yoktu.
- sarılabilir miyim, dedi.
- evet, dedim büyük bir sevgiyle.
okulun açılmasından bu yana gelen bir özlem vardı ikimizdede. ama garip olan şey ondan sonra oldu.
hiç bir şey demeden, ani bir hareketle dudaklarıma yapıştı mavi gözlü esmer kız. saçlarını omuzlarına attı, içinden taşan sevgiyle daha çok yapıştı dudaklarıma. beklemediğim kadar büyük bir sevgiyle tekrar sarıldı, birden tereddütle geri çekildi, biri gelir diye düşündü.
gidelim, dedi birden. sen sağdan git ben soldan gideyim, bir şey anlamasınlar dedi. tamam dedim, dediğini yaptım. - 19.
-
20.
0devam et diyen 1 2 kişi varsa devam edeyim.