1. 1.
    0
    iyi okumalar;

    11 yaşındaydım. teyzemi kanser yüzünden hastaneye yatırmıştık. tabii biz her gün, ve her gece hastaneye ziyarete gidiyoruz teyzemi. ara sıra annemin, teyzeme refakatçi olarak kalıyordu. bir gece yine annem teyzemin yattığı hastanede refakatçi olarak kalırken, ben, abim, ve dayımla birlikte, bizim evde kalıyorduk. abiminin karnı acıktı, mutfağa yemek hazırlamaya gitti, dayımda diğer odaya uyumaya gitti. bende televizyon izliyordum. dayım bi anda yattığı odadan fırlayıp hamit diye bağırmaya başladı. ne olduğunu sorduk, ve dayım içerideyken, dayıma, diğer dayımın kalp krizinden öldüğü haberi gelmiş. ( kalp krizinden ölen dayımla pek samimi değildik, yani biraz kopuktuk ), neyse, sonra gecenin bir vakti çıkıp, ölen dayımların evine gittik. etrafa baktık, ve bizim diğer akrabalarımız da oradaydı ( onlarlada pek görüşmeyiz ). sonra eve girdik, dayımın oğulları, karısı, falan ağlamaya başlamış. sonra anneme haber verdik, annem hasta teyzemi, hastanede bırakıp, dayımın kalp krizi geçirdiğini duyunca hemen gelmiş.

    ---

    beyler aşağıda sadece benim entrylerimin olduğu bir link var, okumak isteyen oradan okusun. hem aklınız karışmasın.
    sadece benim entrylerimi okumak için ;

    http://ccc.incisozluk.cc/...t%C4%B1yorum/@seri-katill
    ···
  2. 2.
    0
    sonra annem geldi, ve arkasından, arabayla, ablam ve enişte geldi, ( onları annem çağırmış ). biraz orada durduktan sonra,
    eniştemin arabasına bindik, ( annem, ben ve ablam ) ve sonra ablamlara kalmaya gittik... o gece orada kaldık, ertesi gün, dayımın cenazesini gömecektik. yola çıktık, ölen dayımların evine gittik. baktık, yine bizim akrabalar, falan yaklaşık 100 kişiden fazlaydık. neyse, dayımı gömmek için mezarlığa gittik. dayım çok iri yarı bi adamdı ( 1.80 boy, ve 130 kilo civarı ), ama dayımı tabuttan çıkarttılar ve adam resmen, 1.70 boyuna düşmüş, ve 60 kilo kadar bir şey kalmış. sanki o adam gitmiş, yerine ufak tefek, zayıf bir adam gelmiş gibiydi. neyse dedik, dayımı çıkarttılar gömdüler, dualar falan okundu, herkes arabaya bindi. biz evimize geldik.
    üzerimize bir ağırlık, ve yorgunluk çökmüştü. girdim ve banyo yaptım, biraz rahatladım...
    ···
  3. 3.
    0
    ölen dayımla, onun karısıyla falan aramız pek iyi değildir, yani kavgalıydık onlarla... aradan 2 ay geçti, bizim eve telefon geldi, ve teyzem hastanede fenalaşmış. ve eniştem, dayım hastaneye gitmiş. hastaneye vardıklarında, teyzem ölmüş. ve teyzemi kefene sarıyorlarmış... kefenleyip, morga atmışlar. sonra tabii teyzemin öldüğünü annemde öğrendi. çok üzüldü lan, çok ağladı ( sizin kardeşiniz ölse, üzülmez misiniz? )... neyse, ölen teyzemin 2 tane çocuğu vardı, biri 14 yaşındaydı, biride 14. çocuklara annesinin öldüğünü söylemedik. bunu onlara aile büyüklerinden ve erkeklerden birilerinin söylemesini istedik. ve onlara annesinin öldüğünü,
    ablamın kocası, kendi babaları, ve babam söylemişti. çocuklar haberi ilk duyduğunda, üzüntü değil de, bir şaşkınlık içerisine düştüler...
    ···
  4. 4.
    0
    teyzem öldüğü gün, onu hemen gömmedik, bir gün hastanenin morgunda bekledi. teyzemin öldüğü gün, kuzenlerim, teyzemin kocası bizim evde kalmıştı, ertesi gün oldu, ve o gün teyzemi mezara defnedecektik, kaktık, babam ve ablamın kocası gidip, ölüyü gömmek için, kefen, ve hasır aldı, yengemler teyzemi yıkamak için, camiye gittiler, teyzemin ölüsünü yıkamışlar. yıkama işleri bitti, kefenleyip tabuta koyup, başka bir camiye cenazesini kaldırmak için, getirdiler, cenazesi kalktı, mezarlığa gittik, teyzemi gömdük, eve geldik, eve geldiğimizde baş sağlına gelen yakınlarımız vardı.
    ve adettenmiş, bir evden bir kişi öldüğün zaman, o gece o evin, bütün ışıkları açık kalırmış, ve ışığı açık olan odaya bir bardak su konulumuş.
    ölen kişinin ruhu gelip o gece o suyu içermiş. ve gidermiş. bu olay bana çok saçma geldi.
    ama gece oldu, biz adettendir diyerek, evin ışıklarını açtık, ve bir bARdak su bıraktık, odaya.
    ···
  5. 5.
    0
    o gece odaya suyu bıraktık, ışıkları açıp odadan çıktık. herkes uyumak için odasına dağıldı. ben annemlerle yatmak istedim,
    ( korkmuştum amk, sonuçta 11 yaşında ufak çocuktum.) gidip annemlerle yattım, ama yatarken bile, korkuyordum ve ürküyordum. o gece uyudum, ve sabah 8 de kalktım, hava açmıştı. hemen odaya gidip, suyu kontrol ettim. beyler, bardaktaki su resmen bitmişti... ama ışık hala bıraktığımız gibi yanıyordu. odadan çıktım, evdekileri uyandırdım, onlara bardaktaki suyu sizlerden birimi içti' diye soru sordum, tabii kimse bir şey anlamadı, ve odaya gidip, bardaktaki suyun bittiğini kendi gözleriyle gördüler... aslında evdeki herkes biraz ürkmüştü, hatta benim korkmamam için, suyun buharlaştığını falan söylediler.. ama suyun buharlaştığına inanmadım...
    ···
  6. 6.
    0
    aradan 4 ay geçti. okullar açıldı, kış geldi, yağmurla ve soğuklar geldi. ben eskisi gibi, normal hayatıma dönmüştüm, yaşadığım şeyleri pek kafama takmıyordum.
    ailemle birlikte, ölen teyzemin mezarına gitmeye karar verdik, yola çıktık, mezarlığa vardık. hava soğuk, yagmurlu, ve rüzgarlıydı... teyzemin mezarlığını bulduk, ve mezar yağmur yüzünden, çamur içinde, kalmıştı, mezarı biraz düzelttik, toprak falan attık. sonra annemler, teyzemin çocukları dua okumaya başladılar. babam ve ben o sırada etrafı izliyorduk, peder, bir sigara yaktı.
    duayı okuduk, ve kalktık tam gidiyoruz, arkadan bir ufak ses geldi. sanki çok ince sesli biri, arapça bir şey söyledi, hepimiz donduk kaldık.
    sonra babama bunun ne olduğunu sorduk, babam o sesi kendi çıkardığını söyledi ( bizi korkutmasın diye ) ama aslında o sesi babam çıkartmamıştı. hemen arabaya bindik, eve geldik. yanımızda, kuzenler, babam ve annem vardı. eve girdik, odaya girdik, annem yiyecek bir şeyler hazırladı, oturduk ve yedik. saat, akşam 7 olmuştu, hava kararmıştı, ve hava karanlık olduğu için, kuzenlere, bizim evde kalmasını söyledik. gece oldu, herkes odasına dağıldı. günlerden cumaydı.
    ···
  7. 7.
    0
    ben odama gittim, biraz korktuğum için kapımı kapatmadım. yatağıma girdim, uyudum kaldım. sabah oldu, annemlerle beraber alışveriş yapmaya gittik. tam alışveriş yaparken, annem bir fotoğrafçı dükkanı gördü, ve ölen teyzemin fotoğrafını çerçeve yaptırmak için fotoğrafçıya teyzemin resmini verdi, ve çerçeve yaptırdı.
    çerçeve yaptırdığı resmi, gidip yatak odasının tam ortasına asmıştı. ben bu durumdan ve o resim orda olmasından iyice rahatsız olmaya başlamıştım. anneme o resmi oradan kaldırmasını ve korktuğumu söyledim, annem anlayışlı insadır. kabul etti ve resmi dolaba koydu... benim içim biraz rahatlamıştı.
    bir taraftan, teyzem öldüğü için üzülüyordum, bir taraftanda korkuyordum biraz.
    ···
  8. 8.
    0
    ···
  9. 9.
    0
    annem yemek hazırladı, yemeye başladık tam yemeye devam ederken, oturduğumuz odanın ışığı patladı, resmen karanlıkta kaldık, etrafı sadece televizyonun ışığı aydınlatıyordu. babam kalktı, gidip diğer lambaları açtı, gidip patlayan ampülü değiştirdir. ben ders yapmak için odama gittim. dersleri falan bitirdim, sonra annem, babam falan yatmaya gittiler. bende dersleri bitirdiğim için yatağıma uzandım. bi şekilde uykuya daldım. uykumun tam ortasında bir anda uyandım ve duvara baktım, duvarda çok büyük bir örümcek yürüdüğünü gördüm, sonra yataktan tamamen kalktım, biraz kendime geldim, duvara, yatağın arkasına baktım, örümcek yoktu...
    belkide uyku sersemliğiyle hayal gibi bir şey görmüştüm, sonra yattığım yataktan kalkıp, salondaki koltuğa uyumaya gittim. oraya yattım, ve uyudum.
    sabah oldu, kalktık ve ablamın evine gittik. ben ablamın evinde tuvalete girdim, tuvaletten çıktım, ablam ve annemin olduğu odaya gittim. annem ablama, gizli, gizli ve sessiz, sessiz konuşarak bir şey anlatıyordu. ne olduğunu sordum, bana anlatmadı. biraz daha ısrar ettim, sonra anlatmaya başladı;
    annem gece uyurken, sanki yanına birisi gelip, annemin kolundan tutup, onu sallamış.
    ···
  10. 10.
    0
    bu durumdan bütün ailem ürpermişti, srf bu yüzden evden taşınmayı düşündük. ablamların oturduğu evin apartmanında boş kiralık bir daire vardı. oraya taşınmaya başlıcaktık.
    taşınmaya başladık, ve yeni evimiz gerçektene güzeldi, büyük bi çatısı vardı, çatısı aynı bahçeye benziyordu. evimize taşındık.
    ben 7, 8 yaşlarından beri hep bir köpeğim olsun isterdim, ama evimiz köpek beslemeye müsait değildi. ailem izin vermezdi. ama bu evimizin çatısı köpek beslemeye müsayitti.
    gidip bir pet shoptan pug mops cinsi küçük, tatlı bir köpek aldık. aşılarını falan yaptırdık. birinci gün köpeği çatıya koyduk, ama ilk gün olduğu için, çok ağlamıştı.
    ···
  11. 11.
    0
    aradan 4 ay geçti, köpeğimiz de büyümüştü, okullar kapandı, yaz geldi. izmirde karaburun bölgesinde bir yazlığımız vardı, tatil yapmak için oraya gittik. giderken yanımızda; ablam, ablamın kocası,
    annem, babam, ve köpeğimizde geldi. gidip yazlığa vardık biraz temizlik yaptık, aradan 2 gün geçti, denize girmek için sahile gittik, yüzmeye başladık, yanımda köpeğimde vardı. yüzmeye başladık.
    köpeğim denize girdi, ve bayağı ilerire gitti, köpeğim bi anda ortadan kayboldu, biraz denizde aradık, boğulmuş olarak ölüsünü bulduk..
    annem biraz hassas birisi olduğu için, köpeğin ölüsünü ona göstermeden, köpeği hemen bizim yazlığa yakın bir yere gömdük..
    aradan 3 hafta geçti, yine bütün ailemle birlirlikte sahile denize girmeye gittik. gittik denize falan girdik, sonra ben annemlere tek başıma yazlığa geri dönüyorum dedim, tamam dediler.
    zaten sahille yazlığın arasında fazla mesafe yoktu. yazlığa geri döndüm, kapıyı anahtarla açtım, ve yerlere bir baktım, yerlerde ıslak, ıslak köpek pati izleri vardı...
    ···
  12. 12.
    0
    pati izlerini görür görmez, evden hemen çıktım, sahile annemlerin yanına gittim, annemlere durumu anlattım, hiç bir tanesi inanmadı. kendi gözleriyle görmeleri için, onları yazlığa çağırdım.
    yazlığa gittik. ben korkuğum için, evin anahtarını bir yere attım, ama nereye attığımı bilmiyorum. yani bir taraftan dışarıda kaldık. bu sefer annemler bana kızmaya başladı...
    yakınlarda bir yerde, bir çilingirci, anahtarcı bulduk, bir bakkaldan çilingirciye telefon ettik, ve çilincirci ufak bir motorla geldi. kapı çelik olduğu için, adam yaklaşık 2 buçuk saat,
    kapıyı açmak için çalıştı ve kapıyı açtı. çilingircinin parasını verip gönderdi babam. yerlere baktık, yerlerde hiç bir pati izi falan yoktu... yani ailem, onlara yalan söylediğimi,
    yada benim hayal görmeye başladığımı düşündü. artık bende kendimden deliriyorum diye şüphe etmeye başladım.
    ···
  13. 13.
    0
    ···
  14. 14.
    0
    ben bu durumun üzerine fazla düşmedim. ve yazlıktan çıkıp evimize geldik. tatile giderken, yanıma aldığım eşyaları evimize geldiğimiz için, dolaba
    yerleştirecektim.
    dolabı açtım, ölen teyzemin,
    çerçevelenmiş resmi, üzerime düştü. resime baktım, teyzemin yüzü resimden silimişti, aslında tam silinmiş gibi değil de, sanki üzerine karınca gibi bir böcek türü gelip, resimde teyzemin yüz kısmını,
    parçalamış gibiydi. anneme söyledim, annem alıp resime baktı ve beni odama yolladı, yanına babamı çağırdı. babamla sessizce konuştular. ikinci gün, ölen teyzemin resmini alıp, bir hocaya zütürüp, durumu anlattılar.
    hoca annemlere muska yapıp vermiş. ayrıca hoca annemlerden, teyzemin ölmeden önce giydiği kıyafetlerini istemiş. annemler teyzemin kıyafetlerini almak için eve geldiler, teyzemin kıyafetleri içinde olan çantayı açtılar,
    teyzemin 2 tane kazağının ve 4 tane tişörtünün yarısını çantanın içinde yanmış olarak buldular.
    ···
  15. 15.
    0
    kıyafetleri o şekilde hocaya zütürdüler. hoca bizim eve gelmek istemiş. annemler hocayı alıp bize geldiler, annem, babam, ve hoca içeri girdiler, hoca içeri girer girmez çok gerildi.
    ne olduğunu sorduk, bir şey demedi. bardak soğuk su istedi. su verdik içti. ama sanki hocanın üstüne büyük bir, yük yada ağırlık çökmüş gibi bir duruşu vardı. hoca tuvalete girmek istedi,
    tuvalete girdi, ve tuvaletten çıktı, anneme ve babama; ben daha fazla bu evde devam edemeyeceğim. sizde bu evde fazla kalmassanız iyi olur dedi hepimiz şaşırdık, doğal olarak ürperdik.
    nedenini sorduk, bir şey demedi. sadece yarın benim evime gelin dedi. o gece ablamların evinde kaldık, ama aile düzeni biraz bozulmuştu. ben okula gitmemeye başlamıştım.
    ···
  16. 16.
    0
    o geceyi bir şekilde atlattık, ertesi gün oldu,ben, annem, babam, hocanın evine gittik. hoca bizi odasına davet etti, içeri girdik, içeride bir sürü tütsüler, muskalar, çok eski zamandan kalmış olan kuran-ı kerimler vardı.
    hoca bize teyzemin ne zaman öldüğünü sordu. bize söyledik. tencere gibi bir şeye biraz su doldurdu, ve bize birer adet okunmuş pirinç verdi, suyun içine atmamız için.
    biz pirinçleri suyun içine attık, hoca suyun içine baktı, ve bize baktı, ölen kişiyi ( teyzem ) rahatsız eden bir şeyler var dedi. hepimiz şaşırdık.
    ölen bir insanın geri gelmesi imkansız bir şey değil midir hocam, diye sorduk.
    hoca bize, ölen kişi zaten geri gelmez, ama ölen kişi üzerinden, size kötülük yapmaya birileri ve bir çeşit cin türünce varlıklar var dedi...
    ···
  17. 17.
    0
    bunun üzerine hoca bize, birileriyle, düşmanlığınız yada küslüğünüz, kavganız, var mıydı? diye sordu. annemler biraz düşündü, ve hatırladı. diğer ölen dayımın karısıyla daha önceden bir kavgamız vardı.
    hocaya bunu söyledik, hoca bize, '' o kişiler sizin sevdiğiniz ölmüşlerinizi kullanaRak, büyü ile birlikte,
    size cin türündeki bazı şeyleri göndermeye ve onları sizin üstünüze yapıştırmayı, size musallat olmalarını sağlamaya çalışıyor dedi.
    boynumuza asmak, uyuduğumuz, oturduğumuz odalara koymamız için muska yazdı.
    ···
  18. 18.
    0
    muskaları evin çeşitli yerlerine yerleştirdik. o gece ilk defa evde kalacaktık. neyse dedik, ben korktuğum için, annem ve babamla birlikte uyudum. sabah oldu, uyandık, elimizi yüzümüzü falan yıkadık,
    kahvaltı yapmak için annem mutfağa gitti, buzdolabını açacakken, buzdolabının kapısında, kül ile yazılmış arapça ve siyah renkte olan bir yazı vardı. hocayı eve çağırdık, yazıyı okudu ve, buzdolabında arapça
    filiz yazdığını söyledi, filiz ise ölen teyzemin adıdır... o yazıdan sonra, asla o evde kalamazdık. hocaya evden taşınacağımızı söyledik, ve hoca bize verdiği muskaları evden toplamamızı söyledi.
    ···
  19. 19.
    0
    eve geldik, muskaları toplamak için, odalara gittik, muskaları koyduğumuz yere baktık, ve muskalar paramparça olduğunu gördük. sanki birileri gelip, muskaları makas gibi bir şeyle paramparça etmiş gibiydi.
    hoca bunları gördü, apar topar evden çıktık, hocamızın evine gittik. hoca bize ; size büyü ile, diğer alemden kafir bir varlık yollamışlar, ama bu varlık çok güçlü bir varlık. o kadar güçlü ki, benim size yazdığım muskaları bile parçalıyor dedi. hocam bundan nasıl kurtulabiliriz? dediğimizde,
    bu o kadar kolay olmayacak dedi...
    ···
  20. 20.
    0
    hoca bizden ölen dayımın karısını, yanına getirmemizi istedi. ölen dayımın karısını hocaya getirmek için, kadının evine gittik. kadını gördük. kadın resmen kafayı yemiş. bildiğimiz delirmiş. biz bu kadını zorla arabaya bindirdik, hocanın evine getirdik. hoca bu kadını gördü, bizim dışarı çıkmamızı ve kadınla onu yalnız bırakmamızı söyledi. bizde bunu kabul ettik, odadan çıktık. yaklaşık 4 saat boyunca hocayla kadın odada yalnız kaldı. 4 saat sonra hoca bizi odaya çağırdı, ve bu kadın bazı varlıkları kullanarak bize büyü yapmış. büyü yaptıktan sonra, o varlıklar kadına musallat olmuş, bu yüzden, o kadın deli gibi bir şey olmuştu... ;

    edit: devamı gelecek.
    ···