yaşadıklarımı anlatıyorum beyler

k:kız
b:ben

k:cuma günü ilk kez tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
b: evet , hatırlıyorum barbekü yaptık ve içtik.
k:nasıl haberin oldu barbeküden?
b: üst komşum stine geldi davet etti.
k:stineyi senin evine ben yolladım davet etmeye desem.
b: neden sen gelmedin?
k: o zaman çok belli olurdu.Şimdi herşeyin gelişimini görebiliyorum..

tekrar shot vurulur.

k: ama artık eminim..
b: neyden?
k: beni seviyorsuuuunnnnn (sarhoşluktan cümleler uzatılmaya başlanır yavaştan.)
b: nerden anladın.
k: çünkü sürekli bana karşı kibarsın , berabersek kapımı açıyorsun , beni markete falan davet ediyorsun.

beyler ben orada herkese karşı kibardım , ayrıca herkesinde kapısını açardım biraz üstüne alınmış sadece.. Market olayına gelirsek , yalnız gitmeyi sevmiyordum ve bu benle geliyordu gecenin köründe bile.

b: sen beni sevdiğin için mi barbeküye davet ettin?
k: tanışmam gerekiyordu seninle.
b: anlıyorum.
k: bir shot daha
b: çok içtik
k: hadi hadi hadi hadi...

bu sırada üstüme doğru gelmektedir...

ben vodkayla sanki bardağa dolduracakmış gibi üstüme doğru gelmesini normal karşılarken bir den kendisini benim kucağıma bıraktı ve bana sarılmaya başladı. Nefesini hissedebiliyordum , koyu yeşil gözleri benim gözlerime çok yakındı. soluk alıp veriyor gözlerini gözlerimden hiç ayırmıyordu ta ki gözleriyle dudaklarıma bakana kadar. Sonra yavaş yavaş öpüşmeye başladık. ben yatağa doğru bir hamle yaptım ama o istemediğini belli etti kalkmayarak. ben biraz şüphelenmiştim ne oluyor bu niye şimdi kalkmıyor yoksa sadece öpüşecekmiyiz diye. bu beni bilgisayar koltuğuna oturttu puftan sonra dudaklarını dudaklarımdan ayırıp aşağı doğru inmeye başladı.ben yok artık diyordum içimden daha neler..

4-5 dakikalık bir tek kişilik şovundan sonra ağzını sildi eliyle. sonra bu sefer o beni tuttu ve yatağa doğru hareket etti.ben onun gibi direnmemiştim yavaş yavaş kulağımdan ve boynumdan öperek üstümü de çıkarmaya başladı. benim zaten elim refleksen onun göğüslerindeydi. bugüne kadar gerçekten bu kadar diri ve güzel olabileceklerini farketmemiştim. bu da muhtemelen hollandanın soğuğundan ve bizim kalın giyinmemizden kaynaklanan bir durumdu. bir elim göğüslerinde diğer elim kalçasındaydı. kalçasında sadece çok ufak bir yerinde elimle dantel hissedebiliyordum. açıkça söylemek gerekirse tanga giyeceğini düşünüyordum hep.
ben artık çıplak bir şekilde yataktaydım onun üzerinde sadece 2 parçadan oluşan bir şey vardı ve yarı çıplak sayılırdı. beline gelmek üzere olan saçları üzerime gelince resmen benim üzerime gelmişti ve saçlarını tek elimde topladım ve hafifçe onu kendime doğru çektim. yüz ifadesinden zevk aldığını anlayabiliyordum.

üstünü yavaşça çıkardı ve üzerimde çıkarırken bile hafifçe sürtünüyordu. onun ıslaklığını hissedebiliyordum. Dokunuşları çok yumuşaktı ve daha ne kadar bunu bu şekilde sürdürürüm bilmiyordum ve muhtemelen oda bundan zevk alıyordu. beni baştan çıkarmaktan. daha fazla detaya girmiyeyim hikayenin devdıbını biliyorsunuz. inanılmaz bir geceydi.

sabah olmuştu. çok yersiz bir cümle sabah olmuştu. ulan bu sabahı resmen ben doğurmuştum desem yeri. hani bugün doğmayacaktı da ne zaman doğacaktı güneş.tam güneşi hakedecek bir geceydi çünkü. kafamı yastıktan kaldırmakta zorlanıyordum çünkü gece alkolü çok fazla kaçırmıştım. durun bir dakika kızın yanımda olması gerekiyordu , nerede bu?

dışarda uzun zaman sonra güneş açmıştı ve yağmurlu puslu hollanda havası biraz olsun dağılmıştı ama artık kışa giriyorduk ve hava yinede çok serindi.. meğerse kız balkona sofra hazırlamakla meşgulmüş ve benden 1-2 de birşeyler giymiş.her zaman saçı böyle kalemle tutturan kızlara tav olmuşumdur bir de saçları uzun ve benim istediğim gibi şeytan diyor zütürdüğü balı reçeli bunu al bula dün geceyi bir daha yaşa.. neyse sakinim.. ben duşa gireceğimi söyleyip , meymenetsiz bir suratla duşun yolunu tutuyorum.Bu kadarı normal çünkü başım kazan beyler öyle böyle değil hani ben kendimi taşıyorum ama başımı taşımak için 2 kişi daha lazım o derece. amma velakin duş biraz olsun beni toparlıyor. duştan çıktıktan sonra kahvaltının hazır olması kızın müzik açması ve krep yapmış olması uzun zaman sonra yüzümü güldürmeyi başarıyor.. bu arada yurtdışında sabahları krep yemiyorlar krep e tapıyorlar. ben önce sevinsemde balkonda kahvaltı yapma fikrine balkona çıkınca yurdun geri kalanıda sanki güneş açınca balkona çıkılır geneleği varmış gibi herkes balkonda olunca ben biraz çekinsemde giberim sizin için sefamı bozamam diyip yumuluyorum sofraya.

beyler ben yazmadan duramıyorum resmen daha bir sürü hikaye de cabası , bitmez yani bunlar ama siz biraz merak edin * ya da hiç mi sorunuz yok amk kafanıza takılan bir şey yok o kadar mı ekgibsiz anlatıyorum...

Karının sayesinde ders falan güme gittiği kahvaltıdan sonra aklıma geldi. içimden hay senin de 250 grdıbınında amk desemde yüzüne yine diyemedim. afiyet olsun dedim en fazla. teşekkür ettim. sonra bizim türk çocukları aradım kızlı erkekli ben çalışamadım hastaydım ayağınada yattım. bizim bin rıza vardı hilminin de yurdundan değil bu 3. yurtta kalıyordu , demiştim ya 3 yurt seçeneği vardı en gibkosunu seçtim diye. bin rıza saolsun dedi bende çalışamadım kızları ayarladım onlar bir şeyler gösterecekler atla hemen gel.. Neyse beyler ben uçar hızla evden çıktım bin rızaya doğru gidiyorum toplu taşıma da ama bu sırada düşünüyorum lan bunun madem misafirleri vardı neden sabah onların yanına gitmektense bana kahvaltı hazırladı duştan çıkmamı bekledi benle kahvaltı yaptı bir de tüm yurda biz bdsm le gibiştik moduna girdi. kendimi yine kullanılmış hissediyordum yine yeniden vay amk dedim.

@171 gittiğimde 2010 senesiydi panpa ama tarihlere girersek işin içinde çıkamayız diye tarih vermiyorum sebebi erasmus bitince de yurtdışı tecrübelerim oldu orada da bundan iyi olmasın çok olay yaşandı onlarıda anlatıcam tarihler birbirine karışmasın diye vermiyorum tarihleri.

vardığımda bin rızalar başlamıştı ders çalışmaya neyse 3 - 5 bende bir şeyler dinledim , grafikler mrafikler.. birazda kendim çalıştım falan iyi bir sunum da çıkartmıştım ayrıca o dersten adam ettim. bin rıza benim yine bir yerlere gideceğimi duymuş bende geleyim diye tutturdu romaya. tabii bin rızayı kimse sevmezdi , bin denmesinin bir sebebi var.. adam param yok diye sen diskoda dans et senin biranı içerdi öyle yavşaktı afedersiniz sigarasını milletten otlanırdı. böyle bir asalaktı. gel gör huurnun doğurduğu arada sırada şu tarz hareketler yapardı. yurtdışındayız hediyelik eşya dükkanına giriyoruz işte ben alıyorum magnet buzdolabı için arkadaşım alıyor kartpostal falan hani toplasan 1 euro etmez. bu bine bakıyoruz 50 euroluk alçıdan yapılma en pahalı şeyi almış. olum naptın sen diyoruz. cevapta şu ha kıydım paraya aldım ne var , paraya kıydım aldım. şimdi almayacaksam ne zaman alcam vs. e be pekekent biraya bile ortak girmeye çalışan sen dal sigara için böbrek verecek olan sen , verdiği cevaba bak amk. yazarken yine sinirlendim

@175 güzel soru panpa...

unuttuğum şeyleri bu şekilde açığa çıkarabiliriz o yüzden sormanız önemli aklıma gelenleri yazayım...

bunun 2 sebebi var panpa birincisi bazen öyle şeyler yaşadım ki herşeyi yansıtmıyorum çünkü insanlar yuh ebesinin amı diyecekler diye bunlardan bir tanesi polonya ya gittik ama nasıl gittiğimizi söylemedim dönerken uçakla döndüğümden bahsettim farkettiyseniz... Kalabalık gittik polonya ya ama beraber değildik... ucuz olsun diye hep beraber otobüsle gittik ama bir yerden sonra sabahleyin otostop çekmeye başladık... tabii hepimiz araçlara sığamayacağımızdan teker teker 2şer 2şer falan biniyorduk... ilk aracıma 2 kişi bindim ve daha sonraki araçta 1 kişilik yer vardı tek ben bindim... Sonra o beni otoban gibi bir yerde indirdi. derken ben vasıtayla gitmişim krakowa ...

5.vasıta tırdı ve ben köpek gibi tırstım bunun sebebi herif tek kelime ingilizce bilmiyor ve tarzanca anlaşıyorduk. hava kararmıştı. herif beni kesip kenara atsa ölümü bulamazlardı. polonya katowice krakow yolu arası bildiğin ormanlık arazi. herifin ağzında 3 tane diş vardı beni zütüren tırcının... adamın yanında bir sözlük vardı ingilizce onla anlaşmaya çalışıyorduk.

aklıma geldikçe çektiğim diğer zorluklara değinicem geçmişe gidip teşekkür ederim uyardığın için... En sonunda adam beni krakowun yakınlarında indirmişti ama o yolculuk geçmemişti.. Polonya başlı başına zor bir yer oldu benim için... birde bir yerden sonra ne olursa olsun artık modunada giriyorsun özellikle biz türkler..

@178 valla polonya da kızlar çok güzel.. atması da kolay.. çok ucuz bir ülke türkiyeden daha ucuz , alkol kullanan biriyseniz alkolde ucuz.. Kiralar pahalı yurtlar biraz pahalı biraz erken gidip kalacak yeri hallederseniz iyidir.. pek türk görmemişler türkler polonya ya fazla gitmemiş nasıl kaçırmışsak bu fırsatı... bize karşı önyargılı değiller hatta pek turistik yerler olmadığından turistlere ekstra bir ilgi var burada ki yabancı hayranlığı gibi...

eksi yönleri ingilizce bilmiyorlar.. sovyerlerden kopma oldukları için hala eski şeyler kullanıyorlar.. çok içerler bro shot diye bir alışkanlıkları vardır yapamazsan seninle konuşmazlar bile... çok soğuk olur... lehçe dünyada ki en zor dillerden birisidir 6 ayda gibsen konuşamazsın..

aklıma gelenler bunlar polonya için... şehir şehir kıyaslıycak olsam

krakow - istanbul
warsaw - ankara
wroclaw - eskişehir
gdansk - izmir

derdim... bunlar benim kendi kanaatim.. eskişehir dememin sebebi wroclaw öğrenci şehridir.. krakow eğlence gırladır ondan dolayı istanbul .. warsaw başkent olduğundan orada da hafif bir memur şehri tadı var ondan dolayı gdansk hem kızlarından hem havasından hem suyundan izmir gibi.. bir de krakow ejderhaların şehridir mitolojik bir yerdir.. en büyük nazi kampı orada dır giderseniz ziyaret edin..

geldim beyler 15 dakika içinde başlıyorum

arkadaşın birisi hiç mi zorluk yaşamadın olumsuzluk yaşamadın demiş ama zaten hep olumsuzluk yaşıyordum amk bu şeye benziyor behzat ç herkes kahraman diyor ama aslında kahraman değil kendi dünyasında boğulmuş birisi.. Neyse sanırım ben iyi yansıtamıyorum yaşadığım şeyleri , düşüncelerime biraz daha fazla satır ayıracam. Evet beyler yavaş yavaş kış gelmişti , hollanda sürekli yağmur ya sulu kar şeklindeydi. güneşi gördüğümüz zaman şükrettiğimiz zaman oluyordu.bir gün evime doğru yukarı çıkarken aşağıdan zemin katta oturan keş bir çocuk vardı o bağırdı. ne var dedim. seninle konuşmam gerekiyor dedi. söyle dedim falan dedim. bana gelsene dedi içerde konuşuruz dedi. benimde ellerim doluydu falan. dur şunları bırakıp geliyorum dedim. yukarı bi gittim amk pencereyi açık bırakmışım içerisi göl olmuş yağmurdan.. kapadım pencereyi attım 2 tane havlu göl olan yere giberim gelince temizlerim dedim içimden. sanırım havlularında suyu çekmesini diliyordum ne bileyim. aşağıya bizim keşin yanına indim.

Çocuğa keş diyorum çünkü beyler hollanda dayız ve bu pekekenti kafası sürekli trilyon ve alkol kafası değil.. ne yer ne içer bilmiyorum amk.bu arada ben bu çocuğa karşı sürekli ön yargıyla yaklaştım.. sanki ben çok düzgün bir takmuşum gibi çocuğu hor görüyordum bildiğin tepeden bakıyordum. çocuk zayıf , ince uzun çirkin birşeydi beyler. girdim eve ama ev bildiğin ot kokuyor amk 5-10 dakikaya ciğerim soldu evde. neyse bu işte bana bira falan açacaktı ben istemedim yok konuya gir biran önce dedim. Bu da dedi işte yurt dedi çalkalanıyor dedikoduyla dedi. ne dedikodusu dedim işte ben. işte sen ve komşun çıkıyormuşsunuz falan dedi. beyler daha 3.gündü o kahvaltı sofrasından sonra ki ben elimi yumruk yaptım. kafamda şöyle bir şey var bu huur çocuğuda kızdan hoşlanıyor ve bunun kafa trilyon burada ırzını gibtiğim bana bir şey yapar mı?

beyler inkar edeceğim varsa da etmedim durum böyle olunca doğru dedim , dedikodular gerçek. beyler çocuğun suratı düştü. dedim ne oldu bu amk dengesizine çok aşıktı bu kadar mı yıkıldı çocuk. meğerse çocuk bana üzülüyormuş amk. bu benim komşunun işte çaktığım sevgilisi varmış benden başka normalde çocuk hollanda da yaşamasına rağmen christmas tatili için ailesinin yanına gitmiş ve biraz da erken gitmiş. çünkü christmas a daha var. ee dedim ben , şaşırmıştım çünkü karı bana sürekli yazıyordu amk ben ilk kez tamam gelde gibişelim moduna girdikten sonra olaylar gelişmişti çünkü. Çocuk dedi dikkatli ol , herif tekin birisi değil dedi. yanlış hatırlamıyorsam herif rustu , aygır gibi birşeydi zaten fitnessa body e gide gide köpek gibi şişmiş. bu huur çocuğu da ondan mal alıyormuş oradan biliyormuş. adam bildin mal satıcısıymış amk birde. ben eyvallah çektim işte teşekkür ettim uyardığı için kafam karışık bir şekilde yukarı çıktım ama bu çocuğun bana ilerde başka yardımları da dokunacaktı. buradan da onu anayım ve önyargılı yaklaştığım için de kendimde hep bir suçluluk duygusu vardır çocuğa karşı. keş olabilir ama beyler çoğumuzdan adamdı.

beyler yukarı çıktım kafam çok karışık. karıyla yüzleşsem mi diyorum bir yandan , bir yandan diyorum acaba çocuk mu yalan söylüyor veya yine bir kafalar yaşıyorda gördüğü saçma sapan hayallerde mi yaşıyor ben mi inanarak aptallık ediyorum.bir yandan da yeri falan temizliyorum. Ben aradım benim bu erasmusa sokan arkadaşı bana gel dürzü diye. onun ismine de semih diyelim. semih işte geldi ve kendisi biracıdır beyler birayı çok sever. toplamış 8-10 bira gelmiş içeriz diye. işte hasret giderdik falan. biraları vurdukta vurduk. bu arada dolapta dibinde vodka vardı vodkalarıda biraz biraz açtığım biraların içine döküyorum efes extra tadına ulaşayım ya da tuborg kırmızı tadına ulaşayım diye çünkü yurtdışında ki biralar çok yumuşak beyler. aldı bir sohbet yürüdü.

uzun zaman sonra kardeşimin de sayesinde türkçe müzik dinlemiştik içimden bir oh be dedim. insan türkçe konuşmayı özlüyor beyler yaşadığım bir olumsuzluk daha. duygularını ingilizce yaşayamıyorsun. ingilizce sinirlenemiyorum , ingilizce sevemiyorum ne bileyim bir fuck you ile senin ananı bacını giberimin yeri bir tutulur mu ya da ne bileyim bir i love you ne bu amk çok komik gelmiyor mu kulağa ay lav yuu gibtir amk muallaksi diyesin geliyor. arabesk olmak istiyordum normalde öyle bir insan olmama rağmen. sürekli çevremde yabancılar sürekli ingilizce konuş artık eve ekmek alcağım zaman bile içimden kendimi ingilizce ekmek alcam , şampuan alcam diye ingilizce konuşurken yakalıyordum beyler. bilenler bilir hiç sabah kalktığınız da ingilizce rüya gördüğünüzü düşündüğünüz oldu mu ben düşündüm amk. o gece resmen bitmedi güzelde oldu çok hasret kalmışım bizden birisine son günlerde. Yapacağımız roma venedik prag tatilini planladık. bu arada semih dediğim kardeşimle daha sonra türkiye de de herşeye beraber göğüs gerdik , delikanlı çocuktu vesselam.

istemsizce kızdan kaçmaya başlamıştım , hani kız beni yakalayamasın diye evden daha erken çıkar yine kız beni bulamasın diye eve daha geç girer olmuştum. bunu yapmamın sebebi muhtemelen yüzyüze gelirsek çocuğu soracağımdan kaynaklanıyordu. bir kaç farklı cevap oluşturmuştum kızın vereceği kafamda

1. evet var biz sadece takılıyoruz. (artık alışmıştım beyler yurtdışında godoşuz sanki takılıyormuşuz karı böyle)
2. evet var gelecek hepimizi gibecek (aşağıda ki pgibopat bile herif pgibopat diyorsa düşünüyorsunuz)
3. hayır yok öyle şeyler (haydi bebeğim yatağımıza gidelim öyleyse * )
4. ben seni seviyorum ondan nasıl ayrılcam bilmiyorum (al başına belayı , buyrun cenaze namazına)

her ihtimali düşünüyordum bu arada da sakin kafayla düşünebilmek için kızdan bir süre uzak kalmak bana iyi gelecek diyordum. hala da bilmem kızdan neden kaçtığımı köşe bucak. tabii fazla sürmedi bu bir gün eve geç geldim yine oda kapımın önündeydi. bana nerelerdesin kaç günden beri ulaşamıyorum sana dedi. bende bu aralar çok yoğun olduğumu ve senle görüşemediğimiz için üzgünüm falan dedim. o sırada aklıma biz sadece takılıyoruz ne olmuş ki diyip ondan önce yine ben onu gibeyim ve böyle bir yavşak cevap vereyim desemde kendime yakıştıramayarak demedim. içeri davet ettim onu girdi , son zamanlarda ne yaptığımı merak ediyormuş ve yardıma ihtiyacım varsa yardım edebileceğini falan söyledi.

beyler kız bu arada bir içim suydu , o kadar ikileme düşüyordum ki. içim den bir ses gibtir et şunu diyordu avrupada karının köküne kibrit suyumu değdi sen yine bulursun başına her zaman ki gibi bela açacaksın diyordu. diğer yanım ise beyler arabeskti , ne olursa olsun modundaydı , ayrıca diyordum ki elde ki 1 kış dalda ki 2 kuştan değerlidir ve bu benim elimde. bırakma diyordu elinde kini savaş. bu ikilem öylesine güçlüydü ki mümkün olsa beynimi çıkartıp gibecektim kurtulamıyordum bu düşüncelerden birisi galip gelsede bir şey yapsam artık diye düşünüyordum ya da artık beynim sussa bir tuşu olsada kapatsam.. offlaya puflaya kalktım dolaba gittim içkimi aldım müziğimi açtım , cipsimi çıkardım falan. karı cümle kurmadan beni izliyordu. ona da bir bardak verdim.. sonra benim annemin bir sözü vardır derki oğlum sen düşüneceğine bırak karşı taraf düşünsün. sonra bir hikaye anlatırdı adamın çok borcu varmış ve hiç bir gece uyuyamıyormuş bir gece karısına anlatmış ben bu borçtan dolayı uyuyamıyorum çünkü ödeyecek gücüm yok. adamın karısıda borcu olan adama telefon açmış bir gün biz bu borcu ödeyemiyoruz diye sonrada tak diye kapatmış. adam demiş napıyorsun , kadında artık rahat rahat uyuyabilirsin bırak şimdi adam düşünsün uyuyamasın borcu nasıl geri alacağını demiş.. ben bu felsefeyi içimde çok benimsedim beyler kafama takılan şeyler olduğunda topu karşı tarafa atmayı.