yaşadıklarımı anlatıyorum beyler

Toplanın beyler hikayemi anlatıyorum reserve alın.. Merak etmeyin ben diğerleri gibi yarıda bırakmıycam zaten çok hızlı bitirmeyi düşünüyorum.. Kimse okumasa bile yazcam amacım ilgi çekmek veya dinleyici kitlesi değil.. Sadece burada okuduğum 1-2 hikaye beni çok etkiledi ve belki benim hikayemde birilerine ders veya ilham olur diye düşündüm... Başlıyorum..

Not: Isimleri değiştiricem çünkü sadece beni ilgilendiren meseleler değil..

sadece hikayeyi okumak isteyenler için http://inci.sozlukspot.co...er/@bdsm%20bi%20degdirsem

edit1 : cinsel içerikli ögeler içerir +18

edit2 : yazdıklarım beni bağlar , her verdiğim tavsiye ye uyup aynı sonuçları alamayabilirsiniz.

edit3 : hikaye biraz özendirici bir hikaye ama yazılma amacı asla goygoy değil bu biraz şeye benziyor behzat ç gibi örnek bir karakter değil burada ki amaç örnek alıncak birisi de değil.. tamamiyle benim tecrübelerimden sizin bir şeyler çıkarmanız.

Kayak merkezine gelmiştik. Eşyalarımız arabadaydı ve daha öğle vakitleriydi. hemen hemen 22 saat orada geçirecektik ve uyumayacaktık yılbaşı gecesiydi o gece ne de olsa. aramızda ufak bir kayak kiralasak mı tartışması başlasada fazla uzun sürmedi çünkü kimse daha önce tecrübe etmemişti ve 4-5 saatte çok çok parlak şeyler beklemiyordu kendisinden + semih ve ben araba kullanacağımızdan zaten hiç uyumayacaktık bir de kendi kendimizi yormanın alemi yoktu.. Kayak merkezinde bulunan otele girdik bilet almıştık daha önceden online olarak yılbaşı gecesi için. otelin bir balkonu vardı uçuruma bakan ama eşsiz bir manzaraya sahip en çok orada zaman geçirmeyi sevmiştim.

akşam yemeğine kadar pek bir şey olmamıştı sıradan bildiğiniz diyaloglar zaman öldürmeye çalışmalar falan. Akşam yemeğinden 1 saat önce kadar geniş lobi de kanepe servisleri ve şampanya servisleri başlamıştı.. akşam yemeğine kadar bendeniz kanepeleri öldürdüm ve üzerine şampanya içtim.. o zamana kadar şampanyayı pek sevmiyordum amma velakin orada tadı hafiften olumlu gelmeye başlamıştı. bugün ise şampanyayı seven bir yapım var damak zamanla gelişebiliyor siz siz olun ön yargıyla yaklaşmayın bu tarz şeylere.

Akşam yılbaşı yemeği için çok şıktık , bizi görmeniz lazımdı.. hepimiz bildiğin süper giyinmiştik. zaten bilet almadan önce nasıl giyinmeniz gerektiği yazıyordu. hatta restouranta kravatsız ve papyonsuz alınmıyordu.. banada garip gelmişti ama zütüm çok kalkmıştı çünkü kendimi elit , sosyeteden hissediyordum resmen. Şampanya yı tutuşum bile değişmişti. mahallede ki abiler görse ıslak odunla döverler öyle bozmuştum kendimi.

Neyse beyler gel zaman git zaman alkolinde etkisiyle ben gitmeye karar verdim. Gitmeden önce ne diyeceğime de uzun uzun düşündüm. Gittim kızın yanına sadece tek bir cümle kurdum ben başka bir bara geçecem gelmek istersin diye dışarda seni 1 dakika boyunca bekliycem. Neyse beyler dışardan bakınca bu ne özgüven amk diyebiliyorsunuz belki ama bende bilmiyorum. Alkolün verdiği birşey muhakkak çünkü bu tarz bir şeyi hayatta yapmam ayrıca utangaçta bir insanımdır. Sonradan farkettim ki yabancı dil yabancı insanlar olunca hiç bir şeye utanmıyorsunuz bununda sebebi türkçe konuşurken biz anlam yüklemişiz yüzümüz kızarıyor aynı cümleyi yabancı dilde söyleyince aynı anlamı yüklemedin için kızarmıyor.

Bu bana bir kızın attığı resmen en büyük kazıktı ve çok büyük bir ders olmuştu belki 20 eurom gitti , sinirlerim tepeme çıktı ama gerçekten çok büyük bir ders oldu.. Yurtta kalanlar birbirlerine skype adreslerini veriyorlardı online 1-2 kişi gördüm onlara yazdım napıyorsunuz diye şu dairedeyiz oturuyoruz dediler daha sonra oraya çıktım.. Sabaha kadar içtik o sinirle bir iki kıza da biraz salça oldum orada tabii iyi ki de olmuşum gelecek için zemin hazırladığımı bilmiyordum oysa ki.

burcudan 4-5 dakikalık bana müsade etmesini istedim. o da kitaplarımı karıştıracağını falan söyledi. canım sıkılır diye evden yaklaşık 4-5 roman getirmiştim ama kapağını bile açmamıştım. internete geçtim tekrar skype a baktım herkese tek tek davet yazısını copy paste yaptım skype üzerinden ama asıl amacım başkaydı. facebooka girdim orada da online değildi. burcuya geri döndüm , o hala kitapları inceliyordu. beğendiğin var mı aralarında dedim. parmağıyla sadece bir tane kitabı gösterdi ve diğer elinde ki kadehi ağzına zütürdü.. iyi seçim dedim , istersen sende kalabilir okuduktan sonra getirirsin dedim.bu sırada montumu giymeye başlamıştım. nereye gittiğimi sordu. yeterli içki olmadığını ve bir iki şişe daha içki takviyesi yapacağımı söyledim. hem daha gelmelerine süre vardı ve yarım şarabın bittiğini belirtip ikimiz için şarap alacağımı söyleyip göz kırptım.. gülümsedi bana doğru tamam dedi. istersen internette takılabilirsin dedim.

evden kendimi dışarı atar atarmaz hızlı bir şekilde merdivenleri indim ve benim keş komşunun kapısını çaldım. bu açtı kapıyı ve arkasından zaten bir bulut geldi , yine evde huuu çekiyordu huur çocuğu belli ki. panpa dedim akşam bende party var bendesin anlamam. bu şaşırdı çünkü apartmanda partilere davet edilmeyen tek buydu. bir an anlayamadı affaladı ve ben yüz ifadesinden anladım bunun anlayamadığını tekrarladım akşam dedim bendesin zorla alırım bak aşağıya gelip seni dedim. gülümsedi lan bin renk geldi yüzüne sosyalleşcekti biraz. neyse bunu bıraktım ben koşturmaya devam ettim asıl amacım 2 şişe alkol değildi zaten herkes bu tarz partilere evde olanı getiriyordu.

yaklaşık 2-3 blok ilerde ki yere koşturmak saçma geldi.. benim yanımda bir tane basketbolcu oturuyordu okulda beraberde basketbol oynuyorduk arada sırada. onun bigibletini aldım kendi kendime de konuşuyorum bişey demez nasılsa 5 dakikaya gelcem diye.5 dakika sonra onun apartmanına gelmiştim. neyse kendime çeki düzen verdim üstüme başıma kapıyı çaldım ve suratıma bir gülümse takındım. içerden sesler geldi ve kapı açıldı.

Beyler size yaşadıklarımı anlatamam. Allah düşmanımın başına vermesin. Beni bir tabureye oturttular odada. Herkes başımda birşeyler konuşuyor lehçe. Durumu anlatmaya izah etmeye çalışıyorum dinleyen kimse yok.. Sadece 40-50 dakikada konuştuğum tek kişi benim kolumu büken asker pasaportumu istedi işte o kadar. Millet sert sert bakıyor mimik bile yok. Kafayı sıyırcam bildiğin içe doğru sıçıyorum , ağladım ağlayacam o haldeyim. Başıma gelenlere inanamıyorum. 40 dakika boyunca kimse beni dinlemedi bende 20 dakika dil döktüm sonra ki 20 dakika sessiz bir şekilde bunlar nasıl başıma geldi bunu düşünmeye başladım.. Yok diyorum ya yok yani bunlar başıma gelmiş olamaz.. 40-50 dakika sonra komutan geldi. Bunlar anladığım kadarıyla lehçe komutana durumu izah ettiler ve pasaportumu verdiler. Polis bile bakmıyor hala o zaman asker bakıyordu havaalanında.

*** Aygır sorunu - plana sadık kalmak ***

ve ev nihayet boşalmış oluyor ve biz 4 türk kalıyoruz.. ben ve hilmi yeterince sarhoşuz , burcu ve semih sarhoşlar ama kendilerini bilecek kadar sarhoşlar... bunların hepsi bana bakıyorlar ne var kafanda naptın şimdi diye... açıklamaya başlıyorum..

bdsm: hadi diyorum sorunlarımızdan kurtulalım yoksa bir türlü yakamızı bırakmazlar.
burcu: ne demek istiyorsun diyor.
s: geldiğimden beri 2 tane sorunun var biri lisayla diğeri lisanın rusuyla diyor
h: rusa mı gidicez , rusa mı gidecez diyor.
s: nereden bilecek lan yerini diyor.
bdsm: -gülümseyerek- cebimden evanın telefonunu çıkarıyorum.
burcu: aaa, burada mı unutmuş diyor.
bdsm: hayır , bi kesmeyin sözümü diyorum... önce diyorum yerden evanın telefonunu aldım cebe attım , sonra keşin yanına gittim otu nereden aldığını sordum. oda zaten bildiğimi rustan aldığını söyledi. şuan ot arasam bulabilir miyim dedim. evine davet etti , evinde verebileceğini söyledi. ben onun otunu değil rustan taze almak istediğimi söylediğimde ne demek istediğimi anladı. evde bizi beklemesini söyledim. şuan bizim ona gitmemizi bekliyor bizi rusa zütürecek.
burcu: -araya girerek- hayır hayır hayır hayır izin vermiyorum saçmalamayın ya (kız her yerde aynı amk ülke mekan farketmiyor işte görüyorsunuz)
bdsm: -sanki burcu araya girmemiş gibi devam ediyorum - rusla işimiz bitincede telefonunu geri vermek üzere eva ya zütürücem diyorum. 2 sarhoş gecede uzun diyorum.
semih : biliyordum , bi taklar yediğini biliyordum. senin ciğerini bilirim ben diyor.
hilmi : eee lisa diyor evde seni beklemiyor mu?
bdsm: haa işin bir güzel tarafıda o , anca bekler diyorum.. bense yakın arkadaşında olcam o sırada.

beyler ben yazmadan duramıyorum resmen daha bir sürü hikaye de cabası , bitmez yani bunlar ama siz biraz merak edin * ya da hiç mi sorunuz yok amk kafanıza takılan bir şey yok o kadar mı ekgibsiz anlatıyorum...

Beyler bilenler bilirler üniversitede erasmus diye bir program var.Bir sınav var giriyorsun derslerin iyiyse ve yazılı sınavıda verirsen yurtdışına okumaya gidiyorsun kısacası bu. Tabii okumak bahane eğlenmek şahane bir de cebine parada koyuyorlar gitmeden güzel bir şey yani. sınıftan bir arkadaşım girecekti bu sınava tutturdu beraber gidelim beni yalnız bırakma bak şöyle olacak bak böyle olacak hadi bilader falan derken kanıma girdi. Neyse girdik biz sınava tabi olacaklardan başımıza geleceklerden habersiz bir şekilde. Tercihler , sınav sonucu falan derken 2mizde hollandayı kazandık fakat aynı üniversiteyi değil aramızda 1 saatlik yaklaşık bir mesafe vardı trenle.

Menü baya bir garip ve karmaşıktı ama çok zengin bir menüydü. masamız hınca hınç doluydu. Ahtapottan tutunda antrikota kadar ara sıcak meze tarzı saçma sapan otumsu şeylerden tutunda yengeç bacağına kadar her şey vardı.
yaş ortalamasını çok düşürmüştük çünkü genelde yaş ortalaması 35-45 yaş arası bende para tak diye bağıran kişilerle doluydu.Şeytan diyordu ki şuradan ayarla bir tane 37 yaşında ultrazengin bir kadın tamam işte kurtuldu olum hayatın. Yanımda çıtır bir kız otururken bile sapkın düşüncelerime hakim olamıyordum açıkcası.7 kişi 4 kız 3 erkek olduğumuzdan kız erkek kız erkek kız erkek kız şeklinde oturmuştuk masamıza. Masada kocaman şamdanlar yanıyordu. Yemek yerken bir yandanda bazen hafif bir keman çalıyor bazende piyano eşlik ediyordu yemeğe.

bunlara yazarken bile şuan nerden nereye dediğim oluyor çünkü acıktım 3 tane yumurta kırsam mı diye düşünmüyor değilim şuan dolapta bi tak yok çünkü şuan *

Konferans sırasında yanlış hatırlamıyorsam galatasarayın maçı vardı. bunu okuyan fenerli kardeşlerim alınmasınlar ama konferansta sallıyorum 10 türk varsa yarı yarıya galatasaraylı ve beşiktaşlı vardı.hep beraber bir güzel konferansın orta yerinde fenere opera söyledik ve tüm konferansta bulunanlar dönüp bize baktı kamera kaydı falan aldılar tabii ama işin ilginç tarafı 2-3 tane yabancı koşarak yanımıza gelip bize eşlik ettiler.. içimden vay amk fener harbi dünya klübü oldun demiştim.
not: bu olaylar şike olayından önceydi..

kızların yanına geliyorum ben gelince susuyorlar. Sonra ingilizce farklı bir konudan konuşmaya başladılar.Ya ben paranoya yapıyorum ya da gerçekler bunlar.. Neyse diyorum ama aklımın bir köşesine koyuyorum bunu. Lisa bana semihleri falan soruyor ne yaptıklarını ben sadece içiyorlar manzaranın tadını çıkarıyorlar demekle yetiniyorum. kıza aşağıda böyle böyle bir yer var oradalar gece bizde gidecez fantezi yapcaz diyemem ya.o şekilde gecenin geç saatlerine kadar kalıyoruz , tam olarak ne tak yediğimizi bende bilmiyorum çünkü huzur dolu olsada pek romantik gelmiyor belki de bunun sebebi eva dır diye düşünüyorum.. Üst kata doğru çıkarken eva içki var mı diyor ben var diye cevaplıyorum. belli ki uyumuycak amk. Lisa bende içicem , içeriz değil mi diyor. o öyle söyleyince termosta ki ni uzatıyorum. biraz içiyor bana neden söylemedin bütün gece üşendim içki almaya diyor. içimden amk hiç mi alkolde kokmuyor diyorum. kahvenin de bir kokusu var sonuçta

bunlar oda da getirdiğimiz zulaları hazırlarken benim termosa da doldurmasını söylüyorum lisaya ve semihlere bakmak için odaya doğru gidiyorum.hem geldiler mi diye bakcam hem de aşağısı boşalınca geçmek istiyorum artık lisayla. kapıyı tıklatıyorum açmaya çalışıyorum kapı kilitli.. allah allah uyudular mı diyorum bir kez daha tıklatıyorum. sonra ayak sesleri geliyor önce , kapının kilidi açılıyor karşımda hilmi yarı çıplak meğerse burcuya çakıyormuş it içerde.bu burcu dediğim kızın bu tatilden 2 hafta sonra nişanlısı geldi beyler hollandaya ve bizimle tanıştırdı. şuan burcu o çocukla evli.. bana gibtir git diyor tabii doğal olarak hilmi bende üstelemeden sadece semihi sorup gidiyorum. hilmi de semihinde aşağıda iş gördüğünü söylüyor. geri odaya doğru dönüyorum ama aklımda 2 tane soru var

1.si amk o benim fantezimdi. semihle nilayı suyun içinde o işi yaparlarken hayal edince yok ben orada yapamıycam başka yer lazım moduna giriyorum.

2.si içimden vay amk diyorum hacı hacıyı mekkede hesabı.sen alplerdesin ama yine türk gibiyorsun diyorum içimden.

Hikayelerin hepsi aklıma aynı anda gelmiyor bazen anlattığımdan daha önceki şeylerde geliyor o yüzden hikayelerin bazıları kronolojik olmayabilir. Mesela şimdi aklıma geldi beni erasmusa gelmemi sağlayan bin ne yaptı. Onunla enteresan 1-2 tane hikaye var 1si romada diğeride pragta geçiyor o yüzden o hikayeleri sona saklamak istiyorum. Onunla da genelde bara gidip içerdik kendi mekanlarımız olmuştu sürekli gittiğimiz. O amk tipsizi bile kız bulduysa herkes kız bulabilir bu kadar net söylüyorum.. Polonya dan döndüğümde bir gün içkiyi çok kaçırdım ve bahçedeydim. Tam hatırlayamıyorum yarım yamalak hatırlıyorum ama sonradan bir hollandalı arkadaşım anlattı. Ben kusmak için eve koşuyordum lan kus işte bahçeye ne eve koşuyorsun di mi .Sonradan hatırladığım tek şey evde uyuyor olduğum bakındım falan hiç bir yere kusmamışım ya da kustum iyi temizlemişim. Neyse ben işin gerçeğini haftalar sonra yine bir içki masasında öğrendim.Ben meğerse apartmanın giriş kapısına kusmuşum ve çocuklar temizlemiş.Bir kere bile bana yansıtmadılar bilader ben senin kusmuğunu temizledim demediler.Bir kere bile yüzüme vurmadılar. Ben bunu bile laf arasında öğrendim. işte bu kadar saygılı ve bu kadar egolardan arınmış insanlardı.Biz olsak ertesi gün itin zütüne sokardık.. Bırak elalemin kusmuğuna bile dokunmazdık..

Neyse beyler bekliyorum orada ne olacak diye aradan 10 dakika geçti geçmedi başka bir asker elinde bir kartonla geldi.Ben kendi uçağıma kadar o kartonla elimde orada bekledim.. Sonra aldılar elimden kartonu ve beni uçağın içinde koltuğuma kadar eşlik edip oturttular. Sonradan yanımda ki yolcu beni kartonla görmüş giderken yanımda ki ne sordum ne yazıyordu kartonda diye. Çünkü lehçe yazılmıştı. Uçaklarını geciktirdiğim için özür dilerim tarzında birşey yazıyormuş. Tabi o an baya utanmıştım ama ucuz yırtmıştım. Zaten hep böyle oldu her tak beni buldu ve hep ucuz kurtuldum..

Gittiğim evde kızlı erkekli oturuyoruz. huur çocuğu bir türk sırf karıyı gibebilmek için sürekli üzerimden espri yapmaya çalışıyor falan. Bilirsiniz vardır illa ki sizinde çevrenizde böyle binler 1 sustum 2 sustum 3 sustum giberim seni de yapacağın işide dedim çıktım dışarıya beyler yetmişti artık.. Amsterdam da arkadaşımın tavsiye ettiği bir bar vardı oraya gitmeye karar vermiştim .Herkes çok methediyordu. Evden çıktım barı bulmak için yol almaya başladım. Giderken bazı barlar da durup jack daniels içiyordum. Jackin bardağı 50 centti. Düşünün türkiye de olsa en ucuz 20 liraya getirirler amk. Neyse bardan çıktım birisine dedim şu şu şu bar nerede diye , nerelisin dedi türküm dedim red light district orada dedi.. Bildiğiniz gibi red light district huurların çalıştığı cadde. tamam ben sana onu mu soruyorum dedim falan cevap vermeden gitti. Bir kişiye daha sordum yine nerelisin türküm yine aynı cevap.. Bildiğin bu sefer sen türksün abazasın dedi resmen. Bu sefer bir kız gördüm direk ispanyolum dedim hangi şehrinden dedi amk barcelona madrid çok bilindik erasmustan bir arkadaşım alicante diye bir yerde yapıyordu alicante dedim.. Kız ne de se beğenirsiniz ben de dedi ve ispanyolca konuşmaya başladı resmen arkamı döndüm gibtir oldum gittim beyler bu ne cenabetliktir. Amsterdam da alicanteli kızı buldum resmen arasam bulamam amk.

teleferik sırasında oynadığımız oyunda belli oldu. lisa sürekli kazanıyormuş o yüzden en az aramızda lisa soyunmuş zaten aramızda en az sarhoş olanda oydu onun kazanmasına şaşmamalı.Bir de bu her taku hatırlıyordu ben hatırlamıyorum diye oda sinirimi bozdu teleferikte. bizim bir shot oyunu vardı enerji içeceği vs bitince kızlar demişler ki bu shot böyle gitmez oyun oynayalım. kaybeden ve ya kaybedenler üstünden bir parça çıkarsın. bende amk tam yerine sızmışım amk.bir de hikayeyi hatırlamıyorum hani belki 10 dakika daha dirensem 3lü olacak mekanda öyle kıvılcım saçıyoruz yani ama uyuyakalmışız işte. #direnbdsm

Karının sayesinde ders falan güme gittiği kahvaltıdan sonra aklıma geldi. içimden hay senin de 250 grdıbınında amk desemde yüzüne yine diyemedim. afiyet olsun dedim en fazla. teşekkür ettim. sonra bizim türk çocukları aradım kızlı erkekli ben çalışamadım hastaydım ayağınada yattım. bizim bin rıza vardı hilminin de yurdundan değil bu 3. yurtta kalıyordu , demiştim ya 3 yurt seçeneği vardı en gibkosunu seçtim diye. bin rıza saolsun dedi bende çalışamadım kızları ayarladım onlar bir şeyler gösterecekler atla hemen gel.. Neyse beyler ben uçar hızla evden çıktım bin rızaya doğru gidiyorum toplu taşıma da ama bu sırada düşünüyorum lan bunun madem misafirleri vardı neden sabah onların yanına gitmektense bana kahvaltı hazırladı duştan çıkmamı bekledi benle kahvaltı yaptı bir de tüm yurda biz bdsm le gibiştik moduna girdi. kendimi yine kullanılmış hissediyordum yine yeniden vay amk dedim.

benim keş bilgisayar koltuğumda oturuyordu. 2 tane pufum vardı onda 2 tane hollandalı oturuyor geriye kalanlar yerde oturuyorlardı. bir de 3-4 kişi yatağımda oturuyordu. yerde tam köşede herkesi görebilecek yerde de ben ve eva oturuyorduk. derken keş bana gel gel diye işaret yaptı. yanına gittiğimde lisa skypetan bana yazıyordu. gerçekten sende bir party var ve benim haberim yok mu diye. bende olayların bir anda geliştiğini kendisine ulaşamadığımı falan yazdım skypetan bir dahada skypetan cevap gelmedi. gelirse de yazmamasını söyledim benim keşe.

aradan bir kaç dakika geçti geçmedi kapı çalındı ve kapıya hilmi baktı. aslında ben geldiğini tahmin ettiğim için hilmiye kaş göz yaptım git bak kapıya der gibi.. elinde bir tane rose şarabıyla gelmiş. ulan bari geliyorsun biraz kaliteli bir şey al , hiçte sevmem rose şarabını. neyse bu işte herkesle selamlaştı zaten apartmanda çok sevilirdi lisa , çünkü herkese ufak tefekte olsa yardımı dokunmuştu ve organizatör gibiydi , apartmanda böyle bu tarz organizasyonlarda ön ayak olan 2-3 kişiden birisiydi. lisa bana doğru yürümeye başladı kapıdan.

resmen gelişme kat ediyordum. hollandaya gelen ve sürekli kazık yiyen o çocuk artık gitmişti beyler. artık oyunu onların kurallarına göre oynuyordum ve kendi oyunlarında yeniyordum onları ve bunu yaparken zerre pişmanlık duymuyordum aksine felaket keyif alıyordum. dönüştüğüm adam herkesle oyun oynayan birisine dönmüştü. empati yapmaktan yoksun artık tamamiyle bencil ve egolarıyla hareket ediyordu. tabii bu kararları almamda etkili olan rakıyı da yabana atmayalım. rakının bana verdiği yetkiye dayanarakta bu kadar özgüven sahibiydim. bilirsiniz fare rakı içmiş nerede lan o kedi , buraya gelecek o kedi demiş. aynı hesap.

korkuyor muydum , hayır dersem yalan olurdu. bende bilmiyorum bazen sadece yaşıyordum beynim kapanıyordu belki de bunun sebebi çok alkol almaktan beyin hücrelerim ölmüş olabilir. bir yere gideceksem bazen düşünmeden gidiyordum ayaklarımın beni oraya sürüklediğini farkediyordum ve hayat çok hızlı akıyordu , eğer tamdıbını onların istediği gibi yaşamaya kalksam , ben hayatı ıskalardım. incide olduğu gibi artık hayata özet geç lan bin demeyi öğrenmiştim nasıl mı olmuştu bu.. onlar kendi hikayelerine başlıyorlardı bense giberim diyip hikayenin geri kalanını kendim yönetiyordum. aynı bu gece olduğu gibi evayı lisayı ayrı evlere yollayıp , evaya gitmek için mazeret bulup. lisayı züt gibi bırakıp , keşin güvenini kazanıp rusa ulaşabiliyordum ve yanımda güvenebileceğim dostlarım vardı.

bazen kendime yatacak yerin yok senin dediğim bile oluyordu. inanın hala şuan bile neler yaptığımı anlatsam inanmazsın öyle birisi olup çıkmıştım. ben öyle birisi değildim , öyle birisi olmaya sürüklenmiştim adete. bana seçim şansı bırakıldığını düşünmüyorum. kurbandım fakat dersleri almasını bildim. gerekli dersleri aldıktan sonra artık ders vermeye başladım.

burcu biraz sorun çıkarsa da zaten o da sarhoştu ne haliniz varsa görün dedikten sonra taksiye atladı ve gitti. semih ben hilmi keşin evine gittik. bu da bizi bekliyormuş zaten. direk çıktık oradan ve barların bulunduğu ana caddeye doğru yürüyorduk , hava acayip soğuk ve sulu kar atıştırıyordu. normalde iyi havalarda dışarda satıyorlarmış ama bu tarz havalarda underground yerlerde satıyorlarmış malı. bir de bunun eczane gibi satılanı var , yani adam eczane gibi dükkan açmış giriyorsun alıyorsun gibi düşün. neyse girdik biz bu underground mekana. zaten içersi çok kalabalık değildi , halbuki ben kalabalık bekliyordum keza o gün cuma gecesiydi. belki de soğuktandır dedim. biraz yürüdükten sonra zaten karşımda ki kişinin o olduğunu anladım.