Hikayenin başlangıc günü 2009-2010 öğretim yılının bir mart sabahıydı. Tabi olaylar çok daha öncesine dayanıyordu fakat benim için dönüm noktası o gündü..

edit. Ben yazar yada edebiyatçı değilim. Genelde hikaye anlatanlar gibi hareketli bi hayatımda yoktu. Ama bu hikaye sıradan bi insanın yaşadıkları. Benim yaşadıklarım. içimi kemiren pişmanlıklarım var. Sizlerinde fikirlerini almak istedim. Takan olmasada yazıcam. Burası benim günlüğüm gibi olucak. Yada geçmişim. şimdiden okucak olan yorumlarını esirgemicek olanlara teşekkürler. Hiç biri olmazsada canınız sağolsun.

Edit2. Bu hikayeyi yazmak için cesaret aldığım tsigalko reyize, y.s.kelebek reyize ve hikayeci panpama teşekkürler.

Okul devam ediyodu bi yandan okul bi yandan sevgilim bi yandan ananemlerle uğraşırken günler geçip gidiyodu. Sevgilimle uzun zamandır buluşamıyoduk. Bu yüzden ufak bi fırsat kolluyoduk ve o fırsat beklediğimizden erken gelmişti. Annemler hastaneye gidicekti ve tahminlerime göre 1 den önce gelmezlerdi. Sevgilime bu güzel haberi verdim. Kardeşimde okuldaydı sabah. Bu yüzden saat 9 gibi burda olucaktı. O gün geldi. Annemler gitti sevgilim eve geldi. Önce üst katta başladık sevişmemize. Salonda başlayıp kendi odamda noktalandırıp annemlerin gelme ihtimaline karşı alt kata indik. Annem normalde alt kata hiç inmezdi. Kafam rahattı. Anahtarınbile üstünde bırakıcaktım ama nolur nolmaz içeri almdeyşnce içeri alıp kapıyı kilitledim. Biz işimize devam ederken annemler geldi ve yukarı çıktılar. Aradan 2 saat geçmişti ki annem aşşağı indi. Kapıyı açmaya çalışınca bizi korku kapladı apar topar giyinirken bi yandan saklanıcak yer arıyoduk. Saklanmaya çalışırken seste çıkarıyoduk. Daha sonra sessizce oturup bekledik kapı kilitliydi nasılsa ama büyükbabam marangozdu. Annem büyükbabama seslenince 2mizide bi korku aldı, hemen banyoya koşup kapının arkasına saklandık.

Senin aklını fikrini zurriyetini gibeyim amk daha 8 ay önce sümüklü bebeydin kız kabul etti diye erkek zütü gibtin sonra aldatmaya mı kalktın aminakoydugum amatör playboyu beceremiceksen ne bu işlere giriyon amk

Muhabbet ederek geçti o gün. Bitmesin diye dualar etsemde durmamıştı zaman. Durmuyordu. istemeye istemeye ayrıldık. Artık muhabbet edebiliyoduk. O konuda utancımızı aşmıştık. Mesajlaşırken seni seviyorumda demeye başlamıştık. Ama konuşurken o 2 kelime dökülmüyordu dilimden. Çıkmaya başladıktan yaklaşık 1 ay sonra haftasonu dışarı çıkmaya karar verdik. Sabah 9 gibi buluşucaktık. Beraber kahvaltı edicektik. Elini tutucaktım, gözlerine bakıp seni seviyorum dicektim. Kararlıydım.
O gün geldi çattı. Durakta buluştuk, birer gevrek ve peynir alıp sahile doğru yürümeye başladık. insanlar denizi izleyerek içer dimi. Ben onu izleyerek içmek istiyordum. En güzel, en paha biçilmez tablomdu o benim.
Kahvaltılarımızı yaptık sahil boyu yürürken elini tutmak için uğraştım uğraştım olmuyor. Cesaret edemiyorum. Saat oldu 3 hala tutcam. Çıldırcaktım artık. Saat 4 civarı dayanamadım ve
+elini tutabilir miyim ?

Tahmin ettiğim gibi. Suratı sirke satıyodu. Otobüsten indim yanına vardığımda gülü görünce yüzü bi nebze olsa gülmüştü meleğim. Yanağımı okşadı.
-canın yanıyo mu?
+senin dokunduğun yerde ben güzellikten başka ne hissedebilirim ki ?
"seni seviyorum çok seviyorum"deyip boynuma bir sarılışı vardı ki, o an beni döven yok mu laaannn diye bağırmak istedim. Nargile cafeye gittik tekrar. Muhabbet ettik güldürmek için binbir şwbeklik yaptım. Morali yerine gelmişti. Sahile inip bir bankta oturup hayaller kurmaya başladık.

Öpüşmeyi kesip bende t-shirtümü çıkardım ve yeniden öpüşmeye başladık. Ufak çaplı bi sevişme oldu. Daha fazla detaya girmicem. Artık sevişmeyede başlamıştık. 15 tatil bitmeden bi kere daha geldi. Bu sefer iç çamaşırlarımızda çıkarmıştık. Birlikte olmak haricinde herşeyi yapıyoduk artık. Aşkımız sevgimiz masumiyetini kaybediyordu. Bedenlerimiz şehvetle dolup taşıyordu. ilk günlerki masumiyetimiz kalmıyordu. O anlar bu umrumda değildi. Ama sonradan keşke hiç öpüşmemiş bile olsaydık diyorum şimdi. Herşey çok daha farklı olurdu. 15 tatil bitmiş, annemlerde gelmişti artık. Hemde ananem ve büyükbabamla birlikte.

Beni bu kadar zevkle okuyan biri olduğunu bilmek çok güzel bişey panpalarım. Kendime itiraf edemediklerime sizlere itiraf ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum. Hatalarımı söyleyin, sövün sayın gerekirse. Yazarken kendi kendime anlatmayı bile göze almıştım. Hepiniz sağolun panpalarım.

Önceden açtığım çekyata uzandık. Kolumu uzattım başına göğsüme koydu. Filmi açtık sözde izliyoduk. Ben saçlarıyla oynayıp güzelliğini izlemekle meşguldüm. Huzur doluydum. Filmin yarısında dikkatimiz dağılmıştı. Kan dolaşımımızında hızlanmasıyla artık daha fazla dayanamadık ve kafasını kaldırdı bana bakıyodu. Hafif doğrulup dudaklarına ufak bi öpücük kondurup çektim kendimi. 2 3 kere tekrarladıktan sonra 2mizde dayanamadık ve şehvetli bi şekilde öpüşmeye başladık. Üzerime doğru çektim bedenini. Altında ben, üstümde o öpüşüyorduk. Çölde suya hasret kalmış gibi dudaklarına hasret kalmıştı dudaklarım. Ellerim kalçalarına gitti. Önce bi irkildi fakat ses çıkarmadı. Sıkıp okşuyordum. Daha sonra ellerimi göğüslerine attım. Biraz oynadıktan sonra t-shirtünü çıkardım

Mesajı gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Gözlerim yerinden fırlıcaktı adeta. Kalp atışlarımı salihte duymuş olucak ki geldi yanıma.
-ne lan ağzın kulaklarında. Daha 1 saate kadar dokunsalar ağlıcaktın.
+oldu lan oldu aq olduuuuuu.
-noldu lan dur bi sakin ol aq.
Sarıldım buna vuruyorum aq mutluluktan napıcağımı bilmez haldeyim.
-dur aq dur öldürcen şimdi anlat bakayım.
+anlatcak bişey yok aq al oku.
Son mesajı sesli okudu:
+teklifin hala geçerli mi ?
+buna mı bu kadar sevindin aq
-nasıl sevinmeyim lan kabul etmiş işte
+oğlum belki hayır demek için sordu
Dediği anda suratım düştü. Haklıydı hiç düşünmemiştim onu. 10 yıl yaşlandım bi anda. Halimi görünce
+şaka lan şaka. Surayın düştü hemen aq ağlıcan nerdeyse. Hayırlısı olsun kardeşim üzme boşuna olucak demedim mi sana.
-haklısın aq çok mutluyum lan, mutluluktan seni gibicem şimdi.
+höst ulan dıbına korum senin şimdi. züte bak kardeş dedik bizi gibicek
-takılıyom la çok mutluyum.
Hay aq mutluluktan yine mesaj atmayı unutmuştuk. Mal oldum iyice. Telefon titreyince geldi tabi bu aklıma.
+cevabımı aldımmteşekkürler.
-dur dur. Mutluluktan ne yaptığımı mı biliyorum. Teklifim geçerli. Her zaman geçerli.
+tamam o zaman benim biraz daha düşünmem lazım
Dediği anda dondum kaldım. 2. Bir şoku yaşıyordum adeta. Oyun oynamıştı benle dalga geçmişti. Kafayı yicektim. Elime ne geçse kırıcak gibiydim. Tam küfürler yağdırmaya hazırlanıyoken
+sadece şakaydı. Düşündüm ve beni senin kadar, seni benim kadar sevebilicek kimse olmadığına karar verdim. Cevabım evet.

Bu salak birazdan mervenin arkadasi elifede cakmaya caliscak seyredin aq hshdhahdh

giberim ağlıyıcam lan dıbına koyim ne biçim huur çocuğusun sen banlayın amk şunu

çok büyük eşekli yapmışsın bir kere güveni kaybedince eskisi gibi olmuyor hiçbirsey devam et panpa bekliyorum

Ulan medcezir izleyen kızlar gibiyim şu an amk. Bir elimde süt diğerinde püskevit hikayeyi yazmanı bekliyorum

Cafeye girdik. Hoşgeldiniz hoşbulduk faslından sonra 2 kişilik güzel bi yer rica ettim. Sağolsun bize güzel bi yer ayarladı. Soğuk bişeyler söyledik onları içerken.
+Bugün doğum günün, biliyorum, daha güzel bi süpriz hazırlamak isterdim ama şimdilik elimden bu geldi. Doğum günün kutlu olsun. deyip kolyeyi çıkardım.
Görünce şaşkınlığını gizleyemedi, çok mutlu olmuştu, çok beğenmişti, eline aldı ve incelerken
-bu.bu.bu çok güzel. Çok teşekkür ederim. Bundan sonra her doğum günümüzün birlikte olması dileğiyle dedi.
Benim için en güzel dilekti o. Dünyadaki en güzel dilek. Herşeye değişirdim sadece bu sözü duymayı bile.
-takar mısın benim için ?
+ta.ta.tabi.
Elime aldım ama takmak ne mümkün. Ellerim boynuna yakın olucaktı, saçlarının kokusunj ilk defa bu kadar yakından doldurucaktım ciğerlerime. Ya akciğerlerim oksijene küsüp yaşam için onun kokusuna ihtiyaç duysaydı. O zaman napardım ?
Beceremedim. Ellerimin titremesinden dolayı takamamıştım. Güldü.
-tamam tamam ben takarım. Beni bu kadar sevdiğini bilmiyodum. Ön yargım vardı biraz ama şuan hepsi uçup gitti diyip tekrar gülümsedi.
Öyle bi kızardım ki zütümden alevler çıkarıp uzaya kadar gitmekten korktum. Ateş gibi olmuştum. Beni öyle gördükçe gülümsüyodu oda. Gülme be kadın, gülme. Bu kadar güzel yapma bu eylemi, bu kadar güzel anlamlar yüklettirme bana.

Ulan yarın sınavım var senin zütü taklu hikayeni yazmani bekliyom merve elinden gitti bari deryaya çaksaydın aq

Tahmin ettiğiniz gibi. O gece ona mesaj attım. Sevdiğimi aksatıyordum adeta. Hemde daha 2 gün önce tanıştığjm bi kız için. Kuzenlerleyiz onlarla vakit geçiriyoruz ondan yazamıyorum deyip yalan söykemiştim birde. iğrenç hissediyordum kendimi. Ama bu kaçamak olay heycanlandırıyodu beni, durduramıyodum kendimi. Kendimden ilk defa bu olay yüzünden tiksindim. Smsle konuşmaya başladık deryayla. Salak gibi facebooktan ekleştik birde. Atladığım çok büyük bir detay vardı. O detay başıma çok büyük bela açıcaktı.

Mesaj attım.
-biraz oturayım bi bahane bulup dışarı çıkıcam dicem sende ben ayakkabılarımı giyerken ayakkabılarını giymeden iniceksin ve beraber çıkıp gidicez.
+tamam, çok korkuyorum yakalanmayız dimi?
-merak etme yakalanmadan gidicez. Keşke çorabınıda salonda bırakmasaydın son anda fark ettim.
+görmediler dimi?
-hayır hayır problem yok.
Annemlere arkadaşlarıma gidicem dedim. Gitme falan deselerde işim var gitmem lazım diyip ikna ettim. Mesaj attım dış kapının önüne kadar geldik. Tam kapıyı açtığımız sırada akrabalar misafirliğe gelmiş bize. Hay şansımıza sıçayım derken umarım söylemezler diye dualar eşliğinde hoşgeldiniz diyip evden çıktık. Bu kadar cenabetlik olabilir miydi ?

Kardeşim yazmanı bekliyoruz ama senin dıbına koyim ulan birini öyle sevebilmek için zütümün sağ yanağını verirdim amk hayatım birini sevmek istemekle geçti aq

Evet bu soruyu gerekten sormuştum. Ne kadar beceriksizdim sevgililik konusunda. Afallıyordum onun yanındayken. Aklımda ne varsa uçup gidiyordu adeta. Güldü bana, alaycı bi şekilde değil ama. Sevecendi.
-sorman hata. Diyip elini uzattı.
Ben domates olmuştum bile. Elini tuttuğumda ateşimin 45 dereceye fırladığını hissedebiliyordum. Elini tuttum. O kadar sıkı tuttum ki adeta haykırdım dünyaya. Bu kız benim, kılına zarar gelirse dünyanın anasını giberim diye haykırdım adeta.
+sni svyrm.
-efendim ?
+sni svyrm diyrm.
-burak mırıldanmayı kessen ?
+seni seviyorum diyorum işte ya alallalala
-ahahahha 2 saattir bunu mu mırıldanıyodun sen. Bende seni seviyorum diyip bir sarılışı vardı ki, ruhumu teslim ettim sandım. Böyle huzur dolu, böyle rahatlatıcı bi an daha yoktu. Olamazdı. Fakat haziran ayı kötü bi olayın habercisiydi. Yaz tatili.

O gün geldi, evde 1 saat hazırlandım, duş aldım, deodarantımı sürdüm, en güzel kıyafetlerimi giydim, saçlarımı yaptım parfümümü sıkıp dişlerimi fırçalayıp çıktım yola. Heycandan ölcektim aq. Sevgiline alışman bir dert, arkadaşlarına kendini sevdirip senin yanında olmalarını sağlamak ayrı bir dert.
Gitceğimiz yeri kafamda belirlemiştim. Güzel bi nargile cafeydi, birlikte nargile içip muhabbet ediceltik. Merveden arkadaşının nargile içtiğini öğrenmiştim tabi. Durağa yaklaştıkça terler alnımda boncuk boncuk belirmeye başladı, ayaklarım beynime itaat etmeyi bırakıp titremeye başlamıştı. Ne zor şeymiş aq. Derken indim otobüsten ve beklemeye koyuldum. Karşıdan gördüm, topuklu ayakkabı giymişti ama acemiydi belliydi, sallana sallana geliyordu. Düşmemek için çok çaba sarfettiği belliydi. O kadar şapşal ve tatlı bi görüntüsü vardı ki kendimi gülümsemekten alamadım. Sarıldık merveyle' arkadaşıyla tokalaştık, adı elif'ti.
-topuklu ayakkabı giye konusunda beceriksizliğim çok mu belliydi ?
+yani azıcık
-elif zorladı..
+arkadaşın zevkliymiş gerçekten ve sana çok yakışmış. Yürümeye çalışırken ki tatlılığın cabası. Dediğimde utangaçlığını saklayamıyordu.
• sana demiştim yakışıyo diye
+gerçekten zevk sahibi biriymişsin.
• teşekkür ederim sende çok şıksın
Klagib muhabbetten donra yavaş yavaş cafeye geldik. Nargilelerimizi söyledik başladık muhabbete. Hiç korktuğum gibi değildi çok sıcak ve cana yakın biriydi. Aldığım duyumlara göre oda beni sevmiş. Hatta baya güvenini kazanmışım bile. Seni mutlu edebiliyo her halinden belli, iyi çocuk aferin demiş sevdiceğime. Ayrı bi mutlu oldum, mutlu olduğu her halinden belli olduğu için.