-
76.
+5
-
77.
+4Başlıyorum az sonra.
-
78.
+13Perdenin kenarlarından süzülen sabah ışıkları gözümü almaya başlamıştı bile. Oturduğum yerde kimbilir bu kaçıncı sigaram. Nagihan üzerini giymeye bile tenezzül etmeden yüzükoyun yatıyodu halen yatakta, imrenerek biraz da inceleyerek onu izliyodum. Sanırım bu tek bacağı pikenin üstüne atma bebeklikten gelme bi alışkanlık. Uyuyan kimi gördüysem böyle.
Bi tek ben yattığım şekilde üstüm hiç açılmadan uyuyan bi insanmıyım acaba. Ulan tek özelliğimiz de bu amk. Nagihanın nefes alış verişleri ritmini yitiriyodu arasıra. Kim bilir ne görüyodu rüyasında. Belkide benim ona veremediğim mutluluğu tadıyodur. Kolunu yan taraftaki yastığa doğru atarak döndü şimdi. Beyaz tenli göğsünün bi kısmı açılmıştı. Size de öyle oluyo mu kadınların heryerini değilde sadece 10 santimlik tenini görünce daha fazla tahrik olma hissi. Tahrik olmamıştım ama bu nagihan gerçekten çok estetik bi kadındı.
Enteresandır. Bütün kadınların özellikle sırtına dikkat ederim tanıdığım sırtı en güzel kadındır diyebilirim. Beyaz pikenin altında nefes alış verişlerin bozduğu kıvrımlarını inceliyodum. Neden kendine böyle yapıyosun be kadın. gibtir et benim gibi adamları. Sen bu güzellikle bu havayla bulursun çok çok daha iyi birini çoktan evlenirdin. Neden böyle yapıyosun amk az kıymetini bil be kızım.
Yerimden doğruldum. Belim de tutulmuştu. Üzerime bişey alsammı diye düşünürken yürümeye başladım. Mutfağa gittim. Çay koydum ocağa. Isıtıcıyada suyu koyup prize taktım daha çabuk demlensin çay diye. Çabuk demlenen çay daha mı tatlı oluyo yoksa insan uykusunda çayı özlediğinden sabah mı tatlı geliyor bu da garip. Çabucak demledim çayı. Kendime büyük su bardağına doldurup salona geçtim. Salonun perdelerini ve camları tamamen açtım. içeriye dolan ışık sanki ruhumu aydınlatacaktı. Çay sigara temiz sabah havasının kokusu ne ekgib müzik...
https://www.youtube.com/watch?v=RefRdaYIajE -
79.
+5 -2beyler sitede sorun vardı biliyosunuz yoksa tamam herşey.
-
80.
+13 -1Saat 8 e geliyodu. Uyanmadı daha bu kadın ya işimize geç kalıcaz heralde. Uyandırmaya gitim ağzımda sönmeyen sigaramla.
-nagihan uyan artık geç kalıyoruz.
Uyku kırığı sesiyle (ki uykudan yeni uyanmış kadın sesi her zaman içimde muhteşem bi merhamet duygusu uyandırır.)
+ saat kaç
- 8 e geliyor
+ insan bi öperek uyandırır yaa
- öpmedim mi yeterince
+ aynı şey mi ya sende odunsun
-hepimiz topraktan geldik be nagihan kalk hadi yoksa çok cazip gelmeye başlıyosun bende yatıcam
+gel o zaman
-kalk kız hadi
Ellerini bana doğru uzattı kuvvet alarak kalkmak için. Tuttum elinden ama beklediğim aksine o beni kendine çekmişti bi anda kontrolü kaybetmiştim. Nefesini hissedecek kadar yakındım ona. Dudaklarımız birleşti. Bu kadının teninin sıcaklığı muhteşemdi. Dudaklarının ıslaklığı içimde sıcaklık hissi uyandırmaya yetiyodu. Çıplak belinden kavradım kucağıma aldım. Dudaklarını ayırmak istemiyodu kendimi geri çektikçe daha fazla üzerime geliyodu. Kucağımda çıplak bedenini banyoya doğru zütürdüm. Lavabonun önünde bıraktım yere. Dudaklarımı bi hamlede kurtardım dudaklarının sıcaklığından.
- Hadi bakalım hazırlanmaya burdan başlayabilirsin. Dolapta temiz havlular var zaten biliyosun işte çabuk olursan çay bile içebilirsin.
+ uyuzsun…
- biliyorum -
81.
+3@ yok panpa ayıpsın ben de niye kimse sormadı diyodum. o ilerde çıkar ortaya merak etme.
-
82.
+7Kapıyı çekip çıktım. Arkamdan tekrar açtı kapıyı.
+inat değilmi açık kalcak işte
-sen bilirsin
gülerek ve salona doğru yürüdüm içi sıcak çay dolu bardağıma kavuşmak isteğiyle. Çayımı sigaramı içerken duş sırası bekliyodum artık. Çünkü biliyodum ki nagihanın hazırlanmasına nerden baksan bi saat sürer. Nagihan 20 dk sonra banyodan çıktı. Göğsünden aşağı doğru sarkarak sardığı havlusundan taşan omuzlarındaki berrak su damlaları sırtına ve göğsüne doğru süzülürken izlemek de büyük haz. Kadın vücudundaki estetik belkide dünyanın tüm estetik mimari çizimlerine ilham veren ince çizgilerden oluşuyodu ve ışık, su gibi doğallıklar bu estetiği her zaman perçinlemeye yetiyodu. -
83.
+11Duşa girdim sıcak duyun başımdan aşağı akıp gidişi sanki bütün stresimi alıyodu. Bir süre öylece durdum suyun akışına bırakarak kendimi. Suyla bütünleşmiştim sanki ne kadar habis varsa lağıma doğru yol alıyodu suyun temizliğine yenik düşerek. Offf hep böyle olsa arınsam dünyadan. Bu hissi bitek suyun altında hissetmesem de yaşamımda da rahat olsam ne olurdu. Ben bunları düşünürken nagihanın varlığını unutup kapının açılmasıyla irkildim. Bi süre anlamsızca bakıştık.
+ ne o çok davetkar bakıyosun
- bi duş alıcam rahat rahat ya ben herşeyde yalnızlığı seviyorum be kızım
+ ya al duşunu saç makyaj bi sürü şey var
- Tamam tamam keyfine bak misafirsin
Nagihan gülümseyerek aynanın karşısına geçti. Saçlarına nerden bulduğunu anlamadığım zımbırtılarla kurutup şekil veriyodu aynadaki yansımasından zevk alarak. Göz ucuyla arada beni izlediğinin farkında olmak bütün rahatımı da kaçırdığından hızlıca duşumu alıp bornozumu giyip çıktım. Ulan insanlar ne garip. Dışarda fermuarın açık kalsa ayı derler burda çırılçıplak dolaşıyoruz iki yabancı olmamıza rağmen. Ahlaksızlığın içinde boğulmuş tutucu anlayışımızı gibeyim. -
84.
+4
-
85.
+9Bornozumun içinde koltuğuma tekrar kavuşmuştum bile. Sigaramı ve çayımı aldım. Havlunun bedenimi sarmasıyla kendiliğimden kurulanırken çay sigaraya devam ettim ve tabiki yine gam dolu müzikle…
https://www.youtube.com/watch?v=2DtGW8_UPUQ
Nagihan banyodaki aynanın karşısından yatak odasındaki aynanın karşsıına geçtiğinde anlamıştım benimde hazırlanmam gerektiğini. Yatak odasına gittim rastgele bi takım elbiseye attım elimi. Yatağın üstüne attım.
+ yaa bunu giyme bugün ben seçeyim
- sebep
+ geceyi benimle geçirdiğinin somut kanıtı olur gün boyu. sadece ben anlarım ama olsun
- tamam bakalım gel seç seni mi kırıcam -
86.
+11 -1Siyah kırlangıç yaka slim fit takım elbiseyle birlikte parlak beyaz manşetli gömleğimin üzerine yeşil çizgili ince kravatı seçmişti. Giyinmeye başladım, gömleği üzerime geçirdim pantolonu giyindim. O sıra kendisiyle ilgilenmeyi bırakıp yanıma geldi nagihan.
Sanki yıllardır evliymişiz çekmeceden aldığı kol düğmelerimi gömleğime özenerek ilikliyodu. Sonra çok yavaş kendine güvenli hareketlerle kravatı yatağın üzerinden alıp boynuma doladı gözlerini kravata odaklayıp dilini dudaklarının kenarından hafifçe dışarı çıkararak yaramaz kız çocuğunun oyun oynama edasıyla sanki dünyanın en mühim işini yapıyomuşçasına bağladı.
Sonra tekrar çekmeceye yöneldi. O sırada ceketimi üzerime geçirdim. Çekmeceyi karıştırdı bi süre. Elinde gümüş kravat iğnesiyle geri döndü kravata iliştirdi. ne zamandır arıyodum ya ben onu nasılda buldu kız bi anda kadın hissi bu demek ki. ceketimi kendisi tekrar çıkararak gardroba bakınmaya başladı. Ordan gri yeleğimi buldu. “ bunu ilk tanıştığımızda üzerinde görmüştüm nolur giy” derken sanki babasından çikolata isteyen kız çocuğu gibiydi.
nagihan yürü git duygusal boşluktayım aşık olucam…
ben bunları düşünürken yeleği çoktan giydirmişti bile. kendimi nagihana tamamen teslim olmuş ona bırakmış, onun himayesine girmiş gibi hissediyodum. bu his ne kadar sorumsuz ne kadar rahatlatıcı bi his. bütün yükü karşı tarafa atmanın dayanılmaz hafifliği...
Uyumlu olup olmadığının tedirginliğini yaşarken zaten boşvermiştim yine. Yeleğimin düğmelerini yukardan aşağıya doğru ilikledi. Ceketimi yatağın üzerinden alıp giymemiş sağladı. Sonra ceketin üst düğmesini ilikleyip. Tutarak kendine çekti. Yeni ruj sürdüğü dudaklarını rujun kayganlığını da kullanarak dudaklarımda gezdirdi zarifçe. Hiçbir erotik his duymadan sadece o anın zarafetini tattım. Muhtemelen o da aynı hisleri yaşıyodu. Dudaklarımdan ayrıldı çok rutin bişey yapar gibi tekrar aynanın karşısına geçti.
+ rujumu tazeleyip çıkalım olur mu
- olur bende rujunu dudaklarımdan sileyim çıkalım olurmu
+ bak beni sinirlendirme ayrılırken gömleğine sürerim rujumu mührümle dolaşırsın gün boyu -
87.
+16Bu kadınla didişmek ikimize de aynı hazzı yaşatıyo olmasa birbirimizi çekermiydik acaba. Bu mu vazgeçemediği sebep yoksa ikimizin de bu dandik düzensizlikten doğan bi düzen yaratabilme arzumuz mu? Sanırım ikincisi. Hani kendi dağıttığın odada aradığın herşeyi elini attığın anda bulursun ya öyle bi histi bizimkisi. Nagihanı beklemeye başladım nedense sabah sabah birbirimize karı koca gibi davranıyoduk ve garip biçimde ikimizde bu serbest bağlılıktan hoşnut görünüyoduk.
Ayakkabılarımızı da giydikten sonra kapıdan çıkmıştık. Koluma girdi. Artık ikimizde karı koca rolüne tamamen kaptırmıştık kendimizi. Arabalarımza doğru ayrılmadan önce sokağın ortasında herkese göstermek istercesine sarıldı boynuma bende hafifçe belini sardım ellerimle. Ufacık bi buse kondurduktan sonra dudağımın köşesine görüşürüz, unutma beni yine diyerek sözlerine iliştirdiği göz kırpmasıyla ayrılmıştık.
Arabama bindim. Çalıştırdım ooh radyo açıldı yine.
https://www.youtube.com/watch?v=UB8yQp5R4MY -
-
1.
-1rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
-
1.
-
88.
+8 -1Ofise girdim. Standart biçimde çay işareti yaparak. Nalan nerdeydi lan bugün göremedim. Asansöre binerken de karşılaşmadık kızı da tiksinidrdin kendinden amk. Odama girdim kapıyı kapattım. Çayım kahvaltım geldi 15 dk sonra. Yine dandik bi ekonomi kanalı açık. Laptopun kapağını kaldırdım açma düğmesine dokundum. Ekranda saçma sapan renkler ve çatlak izi belirdi. Ooof bilgisayarsız kaldık yine. Tabletten gazete okumaya başladım. Ulan ülke hep mi taktan olur yoksa gazeteciler mi taktan yoksa hep beraber lağım ve onu oluşturan içindekiler miyiz? Sanırım üçüncüsü…
Sekreterden anlaşmalı servisi çağırmasını bu arada da bana kullanacağım bi bilgisayar ayarlamalarını isteyip telefonu kapadım. Şimdi gibtiret bilgisayarı da nalan nerde lan hala gelmedi mi bu kız gelse kesin fark ederdim. Hastamı acaba. Ya da geldi de yerinde mi oturuyor bi sorun mu var n’oldu. Odamdan çıktım sanki ofiste sıkılmışta çalışanlarla sohbet etmeye çıkmışım gibi hepsine sırayla selam verip hal hatır soruyodum. Sıra nalanın oturduğu bölmeye geldiğinde farkettim onu yine muhteşem giyinmişti pembelere bürünmüş ama ne bürünme sanki pembe rengi bu kızı daha alımlı yapsın diye yaratılmış. -
89.
+10 -1bi anlık da olsa yaşadığım o duraksama da nalan'ın güzelliğine methiyeler diziyodum içimden. öyle ki içimden geçirdiğim nalanın güzelliğini öven kelimelerin tamamı anlamsızdı. napıyosun sen bana be nalan napıyosun?
- oo nalan hanım bugün görünmüyosunuz ortalıkta nasılsınız
+ çalışıyorum
başını bile kaldırmaya tenezzül etmemişti. dün karşımda kuş gibi titreyerek aşkını itiraf eden küçücük kız büyümüş işiyle dövüyodu beni sanki.
- görüyorum da bugün işlerimiz bu kadar yoğun değildi sanıyorum atladığım bişey mi var?
+ uzun zamandır dağılmıştı işlerim onları toparlıyorum
uzun zamandır yaşadığın incinlığı bu sabah toparlamaya karar verdin yani nalan. nasıl peki bana soğuk davranarak, kaçan kovalanır taktiğini bana çakarak mı toparlayacaksın?
- bu ofiste işler tek kişiye bağlı değil nalan hanım rahat çalışın biri işini ekgib yapsa bile diğeri tamamlayıp devam edecek yormayın bu kadar kendinizi
çalışanımı motive etmeye çalıştığım standart cümlelerdi bunlar dışardan bakanlar için ama nalan'ın bu cümleleri kafasında evrimleştirerek algıladığının da farkındaydım. o an sinirle kafasını kaldırdı. muhtemelen içindeki hırsı boşaltacaktı. aslında ben kaşınmıştım ama ofisin ortasında bu rezilliği nasıl kapatacaktık?
bi an içimde bi ürperti hissettim o kalem kaşların altındaki mavi gözler ateş saçıyodu sanki sinirden. bakışları içimde derinlerde biyeri. o an vereceği tepki üzerine napıcamı bilmiyodum ki imdadıma küçük stajyerimiz ceren yetişti. -
90.
+7cereni gördüğüme bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim hiçbi zaman.
+ abi nasılsın
- ooo küçükhanım siz uğrarmıydınız ofise
+ abi ben de onun için uğradım seni görünce kusura bakma ya dersler bu ara ağırdı gelemedim pek fazla sorun olur mu
ceren yakın bi dostumuzun kızıydı. üniversite stajını bizim ofiste yapmasını babası istemişti. staj yaparken fotokopi ve çaycılıktan başka bişey öğretmeyen işyerlerinden uzak tutup gerçekten bişeyler öğrenmesini istiyodu.
- gel bakalım konuşalım biz senle biraz
ofiste cerenle kısa adımlarla yürümeye başladık
- baban nasıl bakıyım
+ iyi abi selam söyledi
- baban da iyi hayırsız be kızım arayıp sormaz annenden izin alıp gelmez anca senden selam gönderir
+ yaa abi öyle deme işten geldiği mi var doğru düzgün biliyosun biz bile özlüyoruz artık
- biliyorum biliyorum da sen bun dediklerimi ben bilmiyomuşum gibi o hayırsız babana ayenn söyliyceksin ki tadı çıksın
+ tamam abi söylerim
- staj falan işini de kafana takma sen bişey öğrendiğini düşündüğün sürece devam et gel git kafana göre o kadarcık da olsun dimi
+ sağol abi bugün napıcam ben
o sırada ofiste yürürken nalanın masasına yaklaşmıştık tekrar, sesimi nalanın duyacağı şekilde de yükselterek
- gel bakalım bugün nalan ablanın çok işi varmış hem sen de yardım edersin yükü hafifler
+ aaa süper olur nalan ablayla çok iyi anlaşıyoruz dimi abla
n: gel cerencim gel senin gibi güzel insanlara her zaman yer var yanımda
ulan bu nalan gittikçe kezbanlaşıyomuydu ne
- hadi bakalım nalan ablan yaptığı işleri sana da anlatsın sonra sen de gel bana anlat ceren hanım neler öğrendiğini
ulan nalan çok güzelsin be gittikçe güzelleşiyosun da ne garip... -
91.
+9biraz daha ofis içinde dolaşıp odama girdim. odada laptop için çağırttığım servis gelmiş laptop için bekliyodu masa üstü bi bilgisayar kurup laptopu alıp gittiler. sonrasında masanın üstünde duran telefonumun yanan mesaj ışığını farkettim.
nagihan:
dün senin için o kadar hazırlandım geldim ama gece iğrençti derdin ne?
oof nagihan herşeyi paylaştık da bi derdimiz mi kaldı be yavrum. telefonu tekrar masaya koyup arkama yaslandığım anda telefon çalmaya başladı ulan bi rahat yok amk. arayan nagihandı yine.
açmasam arardı bu şimdi akşama kadar. kulaklığı takıp, telefonu açtıktan sonra arkama yaslandım tekrar.
+ ya yanlış anlama olur böyle şeyler şikayet ettiğimden değil ama gerçekten berbattın dün akşam, bütün hevesimi kursağımda bırakacak kadar iğrençti
- farkındayım ama en başta söylemiştim sana bunu
+ tamam zaten ona bişey demiyorum dedim ya olur böyle şeyler ama neyin var ben seni merak ediyorum
- inan ben de merak ediyorum be nagihan
+ anlatmak istersen dinlerim biliyosun
- biliyorum biliyorum
+ ne zaman istersen
- ya nagihan bişey sorcam
+ sor dinliyorum
- ne var lan bende de üstüme düşüyosun bu kadar. güzel kadınsın, alımlısın, muhabbetin güzel kendine doğru düzgün birini bulsana ya benle birlikte uyuzlanıp duruyosun, he ben halimden memnunum da sana yazık be kızım
+ lan demenin hesabını sonra sorarız orası ayrı da kendimi pembe yalanlarla kandıracağıma senin gerçekçi uyuzluğun daha çok hoşuma gidiyo, fazlasıyla düzsün
- lan a takılma ya o ağız alışkanlığı ama övdün mü sövdün mü anlamadım neyse konuşuruz şimdi işteyim
+ tamamdır görüşürüz öpüyorum
- öptüm...
kulaklığı çıkarıp fırlattım derin bi nefes alarak gözlerimi kapayıp arkama yaslandım bıraktım koltuğumun sevdasına kendimi. -
92.
+7 -1@495 ve diğerleri alıntı yaptığım romanları zaten belirtiyorum. böyle roman metni olmaz hikayenin akışı tam olarak roman taslağına benzemiyo. dikkat ettiysen benim burda bu hikayeden önce 3 5 entryim anca vardır burda çalıp bişey yazacak ergenlik çağını geçeli çok uzun yıllar oldu. o yüzden artık saçma sapan ciks hikayeleri hayallerinizi, çalıntı yalanlarınızı bırakında keyfimize bakalım.
-
93.
+11 -2nalan gittikçe taşlaşan kalbime işliyodu sanki gizli gizli, annelerimizin iğne oyası nakışları gibi geleneksel ama bi o kadar da kuvvetli. bişeyler yapmam lazım ama ne.
kendimi işe güce verdim ki nalan ı düşünmekten kurtarayım kendimi. yapılacak işleri ertesi gün üniversite finalim varmış gibi hırsla telaşla yapıyodum. işten kafamı kaldırdığımda öğle arası vakti yaklaşmıştı. son kısımları tamamlayıp ofise çıktım tekrar ki nalan dışarı çıkacakken birlikte çıkabileyim. saçma sapan şeylerle uğraşıyodum ofiste dolaşırken. en son yeni gelen fotokopi makinasının özelliklerini imnceliyomuş gibi kurcalamaya başlamıştım hem burası nalanı net gören yerlerden biriydi. arada kafaasını kaldırdıkça gözgöze geliyoduk ama sert tavırlarla kaçırıyodu gözlerini benden.
artık herkes masasından birer ikişer kalkmaya başlamıştı. nalan da hazırlanıp çıkmak üzereydi. ofisten diğer çalışanlarla birlikte asansör bekliyolardı bende vaktin geldiğini yeni anlamış havasıyla asansöre ilerledim. kendi aralarında konuşuyolardı nerde yiyoruz yemeği gibisinden.
içlerinden yalaka bi tip "yemeğe birlikte gidiyoruz arkadaşlarla siz de gelmez misiniz bizimle" dedi. "yalnız yemeyi sevmiyorum zaten seve seve" diyerek katıldım onlara. bu uyuz adamı yemekte de mi çekicez ifadeleriyle birbirine göz teması kuranları hissedebiliyodum. olsun kalabalık da olsa nalanla birlikte yemeğe gidiyoduk işte fena mı? -
94.
+11 -1arabalara binecekken nalan'ın kararsız kaldığını görünce "nalan hanım sizde benim arabayla gelin isterseniz" dedim tepki vermeden nalanla birlikte 3 kişi arabama bindik ve aşağı yukarı aynı sürede gideceğimiz yere geldik. nalan'ın taktiği tutuyodu sanki üzerimde. taktik olduğunu bile bile belki de içine çekiyodu beni. belkide kovalamak her insanın olduğu gibi benimde hoşuma gitmeye başlamıştı.
masaya oturduğumuzda herkes derin bi sessizlik içindeydi. kimse birbiriyle konuşmuyodu. e ofiste bu kadar ketum olursan adamlar da senden çekinir be olum. masanın liseli dikkat çeken tipi olma rolü benimdi sanırım artık.
- siz hep böyle suskun musunuz yoksa ben varım diye mi bu sessizlik?
ortaya sorduğum soruya cevap vermeye bile çekiniyolardı nerdeyse. nihayet içlerinden biri konuşmaya karar vermişti.
x: çekinmiyoruz dersek yalan olur normalde pek böyle değiliz
- rahat olun arkadaşlar işte değiliz. mesai dışında ast üst olmaz profesyonel çalışıyoruz
böyle bi girizgahtan sonra masada yavaş yavaş canlanmalar başlamıştı. çekingen konuşmalar bi süre sonra samimi bi sohbete bırakmıştı kendini. kalabalık olduğumuzdan grup grup sohbetler devam ediyodu. dedikodu yapanlar çocuğunu anlatanlar hala iş konuşanlar...
her ne kadar sohbette dikkat çekmeye çalışan liseli modunda ama ağırlığı da korumaya çalışan bi çizgi izlesemde gözüm sürekli nalan'a kayıyodu offf o mavi gözlerin yok mu kayboluyorum nalan... -
95.
+2 -1son part ı yazıp yatıyorum beyler. sorusu olan kafasına takılan varsa son çıkış bugünlük
başlık yok! burası bom boş!