Ne kadar uyudum öyle bilmiyorum. Telefonumun sesine uyandım ama kendime gelmiştim artık bunu da hissediyodum. Telefona uzandım ekrana baktım bi süre arayan fuat abiydi.

F: alo oğlum iyimisin

- iyiyim abi nolduki

F: işyerinde sorun olmuş galiba sizin gmy ile konuştum bugün istifa falan etmeye kalkmışsın

-abi saçma sapan şeyler biliyosundur zaten ama kabul etmedi işte

F: bide kız varmış duydum heralde mevzu o

- abi onu da mı duydun

F: sen anlatmıyosunki dingil başkalarından duyuyoruz

- Abi kız yok daha ya dedikodu yapıyolar işte

F: olm var ki sen böyle olmuşsun heralde önemli biri bide senin yapacağın işler değil bunlar yoksa

- Abi seni de mahcup ettim heralde

F: lan ne mahcubu bunlar mesele bile değil ben seni merak ettim

- iyiyim abi izin verdi gmy söylemiştir zaten evdeyim bende

F: iyi iyi dinlen sen kızı da anlatıcaksın senden duycam ona göre

- Tamam abi varmı bi emrin

F: dikkat et kendine yeter hadi görüşürü

-görüşürüz abi

Telefonu kapatıp yatağın köşesine attım. Bi süre yatakta uzanıp tavana baktım kendimi daha iyi hissediyodum ama nalan nolucak. Bu dedikodu dünyasında bu kıza sahip çıkmazsam iyice mahfolacak benim yüzümden. Gerçi ne benim yüzümden amk ama işte kıza da yazık. Ulan seviyorum da heralde. Nasıl oldu acaba. Telefoa tekrar uzandım saate baktım öğleni geçmişti. Nalanı aradım. Yine tek çalışta açtı. Kız sanki benim aramamı bekliyomuş.

- Hala ağlıyomusun kız sen

+ yok daha iyiyim ama seni merak ettim

- Benim merak edilecek neyim var ağlayan sendin

+ ya kavga etmişsin benim yüzümden ebru hanım’la ondan

- boşveeer arıycaktım daha önce ama biraz dinlen diye rahatsız etmek istemedim

+ senin yaptığın hiçbişeyden rahatsız olmam ki ben

-oooo iltifata bak

+ özledim seni görmeyi

Ne diyeceğimi şaşırmış vaziyetteydim. Kız iyice sevgili gibi takılıyodu benle. Özlemek hala uzak bana. Özlenen olmak sadece nagihandan duyduğum laflar o da nasıl özlediği ayrı mesele tabi. Sustuğumdan çekinmiş olmalı ki tekrar kendisi devam etti.

+kızdın mı özledim dediğime

- Yok kızmadım ama şaşırdım. Sana hiç kızdım mı ki ben kızdın mı diye soruyosun

+ kızmadın ama ne bileyim üzerine geliyomuşum gibi.

- Sen iyimisin

+ iyiyim

- Yemek yedinmi

+ yok daha yemedim açım biraz

- Tamam bi duş alıp geliyorum biyerde yeriz olur mu

+ ben yaparım sana yemek

- Sen yorulma ya

+ sana bişey yapmaktan zevk alıyorum

- Ne yapıcaksın

+ ne istersen

- Boşver uğraşma sonra yaparsın hem hava almak iyi gelir sana

+ tamam ne kadar sürer gelmen

- Duş alıp çıkıcam evden yarım saate gelirim

+ tamam bekliyorum

-görüşürüz

Telefonu kapattım yatağın kenarında duran sigarama uzandım yaktım. Bi süre daha öyle uzandıktan sonra evin içinde dolaşarak sigaramı içtim. Sonrasında duşumu alıp hazırlanmaya başladım. Hazırlanırken bi sigara daha yaktım özlemiştim sanki sigara içmeyi. Evden çıktım hava anakaraya yakışmayacak kadar güneşliydi. Arabama binip nalanın evinin önüne geldim tekrar nalanı aradım

- Hazırmısın prenses

+ aa geldinmi sen

- Aşağıdayım

+ azcık kaldı yukarı gelsene

- tamam

Binaya girerken yine komşulara görünmeden olabildiğince sessiz dikkatli davranıyodum. Eve çıktım nalan yine kapıda tüm güzelliğini de yanına biriktirmiş bekliyodu. Kırmızı renk bu kızda güzellik bulsun diye yaratılmış sanki. Nalanın üzerinde güzelleşen kırmızı bi elbise giymişti. Kapıda öylece nalana bakıyodum. Bende özledim be nalan…

reserved lan reserved

+ girmiycekmisin

- Güzelliğinin şaşkınlığını attığımda girerim

+ içerde devam etsen

Hiç konuşmadan içeriye girdim. Nalan kapıyı sessizce kapattı.

+ otur sen birazcık hemen hazırlanıyorum

- E daha fazla güzel olma istersen ankaranın griliğini unuttum senin yüzünden

+ sen güzel görüyosun ya yeter bana

- Seni güzel görmeyen gözlerin gördüğünden şüphe etmek lazım

Nalan odasına doğru hareketlendi kızarmıştı yine. Ben öylece kalakaldım. içimden nalanın peşinden gitmekten başka bişey gelmiyodu. Bu kızın etki alanına girer girmez dünyamı teslim ediyorum sanki ellerine. O eller ki narinliği dünya üzerinde zariflik üzerine yapılmış tüm betimlemelerle anlatılabilecek nesnelerden daha zarif. Sadece ellerine versen ömrünü hiç yıpratmayacak kadar yumuşak. Öyle tutar ki ellerini avuçlarının arasında anne şefkatini iliklerinde hissedersin. Ooof nalan ellerine al ömrümü senin olsun... başımda esen rüzgarlar ellerinde hapsolsun al ellerine beni. Kaybet. Sev.

Sabah olmayan gecelerde beklediğim gibi bekliyodum nalanı öylece gözüm kapısında. Ve işte göründü gözlerime doğarak güzelliğinin tüm ihtişamıyla. Uzun uzun seyrederken aynalarda güzelliğini sanki bu iğrenç dünyada erişilmezimken ona giden tüm yollar açıktı bana. Sevmek neymiş tekrar anlatıyodu bana nalan. Özlemek… saçları dümdüz ipek gibi boşlukta süzülüyor yine. Yaptığı makyajı, bu makyaj malzemelerini bulana küfrettirecek kadar kapatmıştı o muhteşem sade güzelliğini… ama yine de kapatamamıştı nalanın masumluğunu. Hangi boya kapatabilirki bu zarif, bu masum bu dünyalar güzeli güzelliği. Yine tutulmuştum. Bu kız beni kendime hapsederek alıyo avuçlarına sanki. Bakışıyoduk sadece sessiz… ustanın dediği gibi gözleri dört defa lacivert.

hele şükür birader yemin ederim senin hastalığına sokayım ben

efsane devam ediyo beyler

- keşke yapmasaydın makyaj

+ olmamış mı dedi sesi kırgın.

- olmuş olmuş da sen bunlara ihtiyaç duymayacak kadar güzelsin zaten, bunlar senin için yapılmamış ki

+ sileyim beğenmediysen

- sil yada silme nalan ben seni görüyorum. Güzelliğin bende gizli

Nalan yine utangaç ama hoşnut tavrını takınmış bana bakıyodu sevgiyle.

- hadi çıkalım prenses.

Apartmandan çıkarken yine koluma girmiş. Kırmızı elbisesinin altına siyah dibi kırmızı rugan ayakkabısını giymişti sen bunları seviyosun diyerek. Nalan kolumdayken herşeye sahip hissettiriyodu bana artık. Sanki dünyanın tek hakimi bendim.

şu karakterin yerinde olmak için neler yapmazdım be vay amk

Arabaya binerken yine kapısını açtım. Ellerinden tutarak binmesini bekledim. Kapısını usulca kapatıp ömrünü nalanın şoförlüğüne adamış gibi saygıyla yerime geçtim. Kontağı çevirdim. Ve işte yine müzik…

https://www.youtube.com/watch?v=Csz0xMMRak4

- Ne yemek istersiniz nalan hanım

+ aslında canım pek bişey de istemiyo senle vakit geçirsem yeter bana

- aç değilmisin

+ açım ama bilmiyorum ki ne yesem

- balık yiyelim mi

+ olur bayadır yemiyorum bende özlediğimi farkettim sen söyleyince

- özlediğine kavuşturayım seni.

lan flört etmeyi de geçtiniz huur cocuklugu etme artık şu kıza sevgisinin karşılığını tam ver hayatımızda kimse bizi böyle sevmedi gibtirtme belanı, zaten senin yazdıklarını okuyup senin elinin tersiyle ittiğin şeyleri düşünerek mutlu olmamız aptallık.

Sustuk öylece trafiğin akışına bıraktık herşeyi. Nalan ara ara bana dönüp bakıyodu farkediyodum. içimden hep ona bakarak gitmek gelse de başımı çevirmeye korkuyodum. Gözlerimi alamayacak kadar bakmak istiyodum ona. Sadece bakmak. Ona bakarak ömür geçirmek.

Hamsi diye bi balıkçı vardır ankarada bilenler bilir. Oraya gittik nalanla. Balıklarımızı söyledik. Bekliyoduk. Ben nalanın gözlerinin içine bakarken konuşmayı hiç sökmemiş gibi sessiz kalmak istiyodum o bişeyler demek istiyodu. Birinin yanında konuşmadan ne kadar uzun kalabilirseniz o kadar samimisinizdir. Ben sadece sessiz kalmak nalanı seyretmek onla gönülden samimiyetle.

Balıklarımız geldi. Nalan çatala yeltendi.

- ben elimle yesem ayıp olur mu sana

+ ya bende öyle yemek istiyorum da sen hep çatal bıçak kullandığından karşında elimle yemek istemedim.

- hep mi kullanıyorum.

+ evet ben görmedim hiç özenle kullanıyosun hemde.

- o zaman seninle rahat rahat balık yesek şimdi ellerimizle.

Cümlem biter bitmez bana gülümseyerek ellerini atmıştı bile balığa. Bir balık ne kadar narin yenirse öyle narin yiyodu nalan. Biraz seyrettim onu yerken. Dalmıştım hatta güzel dudakarının arasından geçen balık lokmalarını çiğnerken yanağında küçük gamzeler oluşturan gülümsemesiyle bana bakmasını. Şımarıyodu yine bana küçük kız çocuğu. Dalgınlığım nalanın parmaklarının arasında bana uzattığı balıkla dağılmıştı.

- elinden yemekmi yedirceksin bana bi de

Gülümseyerek başını yana eğdi. Gözlerinin içi gülüyodu. Ağzıma uzattı. Ellerini öpmemek için tuttum kendimi. Şimdiye kadar yediğim en lezzetli lokmaydı sanki.

- balık mı bu kadar lezzetli yoksa senin ellerin mi lezzet kattı

+ bilmem ki

- annemden sonra ilk kadınsın bana elleriyle yemek yediren.

+ utandırıyosun bugün beni ama

- utanınca da çok güzel oluyosun söylemişmiydim.

nalanla neşeli bçimde sohbet ederek balıklarımızı yedik. Ordan ayrıldık. Arabaya bindik belkide ilk kez nalanla bu kadar neşeli vakit geçiriyodum.

- nasıl beğendinmi bari balığı

+ ya bi izmir değil tabi ama güzeldi.

- söylesen izmire giderdik

+ aaa gidermiyiz gerçekten

- gideriz de babanlar orda

+ ee nolmuş ordalarsa

hiç o eski tadı alamadım panpa bu saatten sonra anlatmasanda olurmuş

- kız babaları beni kızlarından daha çok severler hep ve bana kızlarını vermeye çalışırlar o yüzden gitmesek olur yani

+ kesin gidelim o zaman

- ooo direk babadan iste beni diyosun yani

+ yoook öyle tek başına kız mı istenirmiş

- dur dur dur ne ara isteme aşamasına geldik

+ sen de ne korkaksın he hemen çamura yattın

- ama direk belaltı vurdun senle kavga da edilmez

+ etme zaten benle kavga niye ediyoruzki

- kıyamam zaten sana

+ aferin

- şimdi ne yapmak istersin güzelcik

+ lunaparka mı gitsek

- ya ben yükseklikten korkarım şimdi hiç tadı olmaz

+ mm o zaman sen söyle ne yapalım

- dur bakalım yaparız bişeyler

3.reserved