Nalan, gözleri derya, gülüşü cennet, kaşlarını çatışı, üzüntüsü cehennem.

Dudaklarından çıkacak her ses dünyadaki en güzel müzik aletinin sesini gölgeleyecek, doğadaki en pırıltılı sese boyun eğdirecek.
Gözleri, aaah o gözleri… kelimelerle anlatmanın büyük acısını taa yüreğimde hissettirecek kadar güzel. Öyleki o gözlerin güzelliğini üç beş kelimeden oluşan bi cümleye sığdırmanın zorluğu, verdiği acı yine kelimelerle ifade edilemeyecek kadar ağır. O maviyi mavi yapan gözlerinin bazen gri ye dönüşü yok mu ankaranın bu mat grisini canlandırır öyle bişey. Tarifsiz…

Teni, bembeyaz. Ankaranın kavurucu havasına, bizi esmer kavruk Anadolu tipleri yapan o havasına direnebilecek kadar beyaz. Öyleki boynundan geçen damarın yeşilliği bile insanı büyülemeye yeter derecede. Bütün makyaj malzemelerinin yüzüne sürülmesinden utanç duymasına sebep olacak kadar güzel. Topraktan geldiğimize, toprağın bu denli büyülü bi hale dönüşeceğine hayret edecek kadar güzel.

Hepsini geçtim, nalan diyorum ya var mı ötesi. Uğruna savaş çıkartacak kadar güzel.
O tavrındaki çocuksu masumiyetin samimiliğinde içinize batan merhamet duygunuzun gözlerinizden hiç dinmemecesine yaşlar akıtacak kadar masum.

Öylesine zeki ki kadında zeka sevilmez ama nalan da olan bişeyi sevmemek günah gibi.

Hakkı bulutun henüz üç yaşında bir kardeşim var seni ondan bile kıskanıyorum şarksını anlamlı kılacak kadar güzel.

Güzel… benim güzelim.

Belkide, hiç bizaman sahip olmak istemeyeceğim, hep içimde hapsolsun diye yarım bırakacağım, en ufak kötülükten sakınmak için hep hayatının bi köşesinde olup hiç onun olmayacağım güzelim. Belkide hiç benim olmayacak güzel.

benim...

güzelim...

birader günde 5 part yazıyosun. 1 part kitaptan alıntı, 1 part saçma sapan şeyler yazıyosun, kalan 3 partıda kısaltıp hikayeye devam ediyorsun. dalgamı geçiyosun anlamadım ki madem konun bitti yazacak bişey bulamıyosun söyle o zaman burda milleti oyalama.

olum geç şu edebiyatı hikayeyi anlat aq

bu tarz felsefe, edebiyat sarmıyor be panpa direkt olaylara dönelim .

Hadi panpağ

Nalanla birlikte hastanenin kapısına çıktığımızda havadaki yağmurun kokusu nalanın o muhteşem kokusunu bastıracak kadar ağırdı. Hani bi koku duyarsınız da bi süre sonra alışırsınız ama burnum nalanın kokusuna onu hissetmek için belki de alışmamaya direniyodu.

- Seni eve bırakayı

+ işe de gidemedim bugün

- Boşver işi zaten kafa dağıtmak için çalışıyodun bugün

+ dağılmadı ama yine de

- Boşver incinlık iyidir bazen.

+ bu dalga geçer halinden bazen nefret ediyorum

- oo nefret mi ediyosun benden ben başka bişey sanıyodum

+ bak bunu kastediyorum işte

- Hadi hadi trafiğe kalcaz çıkalım yola

Arabaya bindik nalan’ın evi benim evimin 5 6 sokak kadar ilerisindeydi. Kapısının önüne gelmiştik bile akşam trafiğine yakalanmadan. Yol üstünde eczaneye uğrayıp ilaçları da alarak tabiki.

- Hadi içeri gir de gideyim.

+ beni takip mi etmeye çalışıyosun ama böyle olmaz

- Nasıl olcak peki

+ gece geliceksin şu ilerdeki ağacın ordan pencereye bakcaksın falan hep filmlerde olur ya

- Hiç sevmem ya böyle birini takip etmeyi falan

+ ben birimiyim

- Hadi hadi hastasın sen zaten bugün çık dinlen eve girince de ara girdiğini haber ver öyle gidicem

+ tamam teşekkür ederim

- Rica ederim hadi dikkat et kendine, ilaçlarını aksatma.

+ tamaam çocuk diilim ben

- Olsun kim bakcak sana burda yalnızsın zaten

+ sen bakarsın bence

- Hiç iyi bi bakıcı olmaz benden o yüzden iyileş hemen

+ hadi görüşürüz tekrar teşekkürler

- Bana bak bişey olursa falan saat kaç olursa olsun ara 5 dk ya burdayım çekinme

+ çekinmem görüşürüz yarın

- görüşürüz

Nalan arabamdan indi evine girdi 3 dk sonra “eve geldim. Bekleme artık çoooook teşekkür ederim” mesajı geldi. Arabayı tam hareket ettirecektim ki ikinci mesaj “ çooooook seviyorum yazmak geçti içimden aslında ama neyse şimdi yazdım” mesajı. Ah be kızım bi sakin ol. Belki ben de . ne bende ulan dur durduğun yerde.

Eve hiç uğramadan bizim ekibi aradım teker teker akşam yemek yiyeceğimiz yeri kararlaştırdık bende direk oraya doğru yola çıktım bile.

reserved

lan kaç sayfa olmuş abooov yaz lan yaz yine aldım çayımı geldim biriktirdiğime değdi zütoş ankaralı senii

reserved

29 sunu okucak reserved

Balgatta masabaşı kebap var bilenleriniz vardır belki orada buluşmak için sözleştik. Arabamı valeye bırakıp içeri girdiğimde henüz hiçbiri gelmemişti. Masaya geçip oturdum aklım hala nalandaydı. “nasıl oldun” diye mesaj attım.

N: “iyiyim canm ama hala halsizim”

Canm yazmış cümlenin arasında nalan biz bişey değiliz ne canım ya ne canım.

B: “yemek yedin mi”

N: “yok daha yemedim, hazırlıycak halimde yok zaten”

B: “kapı numaran neydi”

N: “napıcan kapıya mı geliyosun”

B: “soruma cevap alıyım”

N: “21”

Evimin yakınında ev yemekleri yapan biyer vardı sürekli yemek yediğim. Orayı aradım ücretini sonra veririm zütürdüğünüz adresten almayın diyerek adresi verip bişeyler söyledim.

B: “tamamdır birazdan yemeğin gelir”

N: “aaa ben de şimdi yapcaktım bişeyler”

B: “yapma işte ben söyledim yemeğii yat dinlen sen bakalım beğencekmisin”

N: “sana da çok yük oluyorum ben ya”

B: “takma bunlara iyi ol”

Ben mesajlaşırken birinin masanın önünde dikildiğini farkettim. Kafamı kaldırdığımda fahri abiyi gördüm öylece izliyodu beni.

B: oo abi geldin ne ses vermiyosun

F: olum kimle mesajlaşıyosun böyle dalgın dalgın

B: yok be abi hoş geldin buyur

Bizim çocuklar gelene kadar fahri abiyle ordan burdan sohbet ettik. Yavaş yavaş dökülüyolardı. Standart bi ankara havası vardı masada takım elbiseli 5 adam. Bu manzarayı başka şehirde görenler bunlar kimdir nedir diye inceden bi saygı duyarlar takım elbiseye. Ama ankarada bu kot pantolon kadar normal bi durum.

Panpa severek okuyoruz. Worde filan yazsan günün boş saatlerinde? Yapıştırsan eve gelince.

masada on numara sohbet vardı. bense o sohbetin arasında pes oynarken sürekli maçı durduran çocuklar gibi mesaj yazıyodum gözüm sürekli telefondaydı. Nalanla baya ordan burdan muhabbet ediyoduk. Aynı zamanda masadaki muhabbetide kaçırmak istemiyodum en son bu durumda olalı baya bi zaman olduğunu farkediyodum arada. Tabi bu durumu farkeden tek ben değildim muhtemelen. Ama erkek muhabbetinin yeri her zaman da ayrı olmuştur benim için. Yine mesaj yazdığım bi anda fahri abi elimden telefonu çekti.

F: bırak artık şu telefonu be olum nalanla sonrada konuşursun. Kırk yılda bir izin alıyoruz zaten yengenden.

Afallamıştım bi anda fahri abi direk nalan dedi. Masada diğer arkadaşlar “nalan kim lan. Yuh amk bize bile anlatmamış” diye coşmaya başladılar bile.

B: abi sen nerden biliyosun

F: unuttun mu senin ofiste ajanım var

B: senin kız da çakalmış abi be nerden anlamış

F: zekidir benim kızım

Ulan cerene bak ufaklık falan diyoduk ama mevzuyu çakmış, çakması yetmiyomuş gibi hemen babasına anlatmış. Yada nalanın yanına vermiştim sabah o mu anlattı acaba. Off nalan bu ne ya herkese anlatıyosun. Ya da anlatmamıştır ya sabah tripliydi.

E: olum anlat bakıyım bizden bile sakladığın kız kim

B: yok abi bişey ya önemli diil o kadar

M: gibtirtme amk önemine biz karar veririz bişey saklamayamı başladık artık birbirimizden

Hakikaten de birbirimizi ailelerimizden bile iyi tanıyoduk nerdeyse. Birbirimizin herşeyini biliyoduk. O kadar ki biririmiz diğerinin hayatını karartacak bilgilere bile sahiptir normal şartlarda.

B: abi bi kız var bizim ofiste nalan

M: şu mavi gözlü kız, geçen geldiğimde dikkatimi çekmişti benim de

B: he bu arada o senin için efendi Anadolu erkeği tipi var dedi her kızın söylediği gibi

Mustafa her ne kadar üzerindeki efendi erkek imajını atmak istese de bütün tanıdığı kızlar ya da erkekler hep efendi Anadolu erkeği yakıştırması yaparlardı. Masada bunun üstüne biraz goygoy döndükten sonra;

M: dıbına koyim zaten hep efendiyiz anladık. Sen devam et bakıyım naptın kıza

B: abi bu sefer ki öyle diil ya

B.e : anlat lan işte sustuk dinliyoz

F: olum anlat lan abin olarak emrediyorum

B: tamam abi senin için anlatıyorum bari cerenden duyma. Bu kız epeydir bizim ofiste çalışıyo. Ofiste sünmeyen kalmadı bu kıza. Neyse işte bigün bu beni yemeğe çağırdı öğlen.
Arada giderdik zaten hatta 2 3 gün oldu işte. Gittik yemeğe kız çat diye beni sevdiğini söyledi. Hatta takip falan mı etmiş neyse baya bi araştırmış herşeyimi biliyo nerdeyse
sizi biliyo amk lan düşünün.

M: oha lan devam et

B: abi işte bu kız baya ısrarcı davrandı. Reddediyim dedim kibarca Behzat ç. Den alıntı yaparak bizde mutsuz olalım o zaman falan dedi. Ve inanmıycaksın o güzel kızın hiç sevgilisi olmamış. Hatta beni babasına söylemiş. Özeti bu işte.

b.e: ee sonuç?

B: abi sonuç yok olmaz dedim hala işte böyle devam ediyo.

F: olum işte ne güzel, mis gibi kızmış ceren söyledi. Güzelmiş de baya. Evlen senin de artık bi düzenin olsun

B: abi naptın ya hemen evlen falan gömdün beni

F: olum artık yaşınız geliyor hepiniz hovardalık peşindesiniz, az daha beklerseniz armudun çöpü üzümün sapı kimseyi beğenmiyceksiniz, sana demiyorum hepiniz öyle. Bi an önce hayatınızı düzene sokup artık bunlar için yaşamanız lazım

B: abi biz kendimiz için yaşayamadık ki doğru düzgün yine evlenip çoluk çocuk için yaşayalım. Önce bi kendimiz içi yaşamaya doysak olmaz mı?

beyler okuyan varsa arada ses verin kendi kendime anlatıyomuşum gibi hissediyorum.

belim ağrıdı okuyacam diye bilgisayar tepesinde üye oldum takip edeyim diye o kadar

sen devam et panpa iyisin fazlasıyla.

reserved

F: e bunlar da sizin için be olum. Bak benim 2 çocuğum var tamam sizden büyüğüm ama aramızdaki bu yaş farkı bile onlarla anlaşmama engel. Siz napıcaksınız böyle

B: abi sen ne yaparsan yap bağımsız yapamıyosun, he bu senin sorunun değil evlilik bu işte. Biz daha ana babadan bağımsız yaşamaya başlayalı şurda ne kadar zaman oldu ki, başka
bişeye bağlı yaşayalım

M: abi valla ben bulsam düzgün birini evlenecem de yok işte

F: nasıl yok lan kız mı bitti memlekette

M: abi işte az önce efendi erkek konuştuk ya. Bunlar üniversitede her haltı yiyip, o zamanlar yüzümüze bakmazlardı efendiyiz diye.

F: eeeee

M: şimdi de işimiz var paramız var şükür biraz da gözümüz açıldı. Hemen evlenelim diyolar

F: evlen işte madem olm bak varmış

M: abi işte öyle değil anlatamadım. Ben bu kadar zaman onların yaşadıklarını yaşamadan geldim. Şimdi onlar her haltı yiyip evlenmek isteyince direk kerizmişim gibi oluyo

B: abi çocuk haklı 25 i geçen çalışan kızlarda direk bu pgiboloji var. iyi birini bulup evleneyim. Bakma bunlar aşk meşk diyolarda ikinci buluşmada bırak ikiyi ilk buluşmada
niyetim evlenmek diyen kız gördüm ben

E: onların da dıbına koyim zaten kadından soğutacaklar böyle böyle

b.e: olm benim düzenli ilişkim var siz düşünün

e: en temizini sen yaptın be olm zaten. Üniverstede paf tan aldın birinci sınıfta hala devam

b: abi bak işte bu evlenir aramızda ilk

b.e.: altınlar ilk bana gelecek

e: altın köpeğin olsun olm evlen de çocuk sevek işte fahri abinin çocuklar eşşek kadar oldu

f: siz kendi çocuğunuzu sevin artık beni dinleyin de.

iyisin iyi