/i/Tespit

  1. 2.
    +1
    Seni uyurken izlemek isterdim mesela.

    Koklamak isterdim. Doya doya koklamak. Kokunu ezberlemek.

    Konuşurken dudaklarını izlemek isterdim. Her bir harfi nasıl söylediğini izlemek.

    Ses tonun. Sesinden çıkan her bir tonu ezberlemek isterdim. Sesini dinlemek. Sabahlara kadar.
    Heyecanlandığında, korktuğunda, canın sıkıldığında, güldüğünde suratını izlemek isterdim. Ama en çok gülmeni, kahkaha atmanı. Dişlerini görmek. O belli belirsiz ayrık dişlerinin dudaklarının arasından çıkışını izlemek isterdim.

    Seni tanımak isterdim ben işte.

    Şiir sever misin? Toprak kokusunu duyunca aklına ne gelir? Gece başını yastığa koyduğunda hemen uykuya dalar mısın, yoksa gözlerini tavana dikip düşünür müsün? Ne düşünürsün peki? Kimi düşünürsün? Beni düşünür müydün? Şimşek çaktığında ürperir misin? Seni ne mutlu eder peki? Eski bir plak? Sahaftan alınmış bir kitap?

    Kendimi sana anlatmak isterdim.

    Bazen içime düşen anlamsız sıkıntılarımı. Belki çoğu kişiye göre anlamsız olan kendimce dertlerimi. Mutluluklarımı, üzüntülerimi, hüzünlerimi. Yağmur yağdığında elimi pencereden çıkartmayı sevdiğimi. Saat takmayı çok sevdiğimi. Yazın bile üşüyen ayaklarımı. Boğaz ağrılarımı. içtiğim sıcak kahveyi. Duygusal olduğumu ama romantik olamadığımı. Seni nasıl sevdiğimi...

    Beni sevmeni isterdim. Senin de beni sevdiğini bilmek, beni merak etmeni isterdim. Öylesine bir filme ikimiz için bilet almanı, evimin önüne gelip "bi beş dakika aşağıya insen" diye mesaj atmanı, herhangi bir binanın içine girip merdiveninde sohbet etmeyi isterdim.

    Benim istediklerimin saçma olması dert değil, seni isterdim ben sadece. Bana saati sormanı bile isterdim ben.

    Nasılsın? Ben yorgunum sevgilim. Havalar var beni üzen, bu şehre hâs o kötü hava var ruhumun derinlerinde. Yani senin de bildiğin gibi, kasvetlendi yine içimin kuytu köşeleri. Bir gitar tınısında, minik bir renkte, gözlerinin güzelliğinde kayboldu ruhum. içimin minik kelebekleri, güzelliğinde kayboldu bugün de

    ve yine, sana sarılmamak için kendimi tuttuğum o bol sen’li günlerden birisiydi. Sen kokulu ütopyamın önünden geçip gittin sen, kollarımızın sarmaş dolaş olamadığı o anda ben senin kokuna sarıldım. O da sen’di. Senin en güzel parçandı o koku ve ben ona sıkıca sarılmıştım. Ben en çok sen olmuştum.

    içim, dışım, ütopyamın kahramanı, yalnızlığımın en güzel düşmanı. Gülüşünü, minik gamzeni, varlığını kimse benim gibi sevemez. Kimse benim kadar sen olamaz. Minik gamzenden, gönül kuşlarından öpüyorum sevgilim.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 1.
    -1
    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    *)" >*~
    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···