-
226.
+1rebirthing
ciddi ikilemlerin var panpa hayatla ilgili. pek çok konuda karar verme arifesinde gibi bir halin var. yağmur yağıyor ama yaz yağmuru. akşamüstü ama hava aydınlık. ve sen ortadan yürüyorsun. uzlaşmacı, keskinlikleri, fanatiklikleri olmayan biri olduğun kesin. senin empati gücün bu yüzden yüksek. herkesi anlarsın sen. dinine çok bağlı bir adamı da, hiç inanmayan bir adamı da... ‘yaz’la ‘kış’ ve ‘sonbahar’ birlikte geçiyor senin anlattığın yolda. içinde bir hayli fırtınalar kopuyor ve sen günlük hayatın koşturmacasında bunları örtmeyi başarıyorsun büyük oranda. anlatamadığın bir şeyler var sanki. paylaşamadığın bir yalnızlık ve acılar. hayata bakışın çok pozitif değil. ama aşkın hayatında büyük önemi var. hem sorunun var aşk’la, hem de ihtiyacın var.
aşk’tan hem uzak duruyorsun, hem de onu tokatlayasın var. hem hoşlanıyorsun, hem de sana bulaşırsa başına geleceklerden korkuyorsun.
kadına bakışında daha ciddi bir sorun var. onu hem kırmak istiyorsun, hem de kıyamıyorsun. valla nası iş anlamadım. dokusu hoşuna gidiyor, yani onu anlamaya çalışıyorsun. ama kırıyorsun. sanırım üzülmüşsün bu konuda ve unutamadığın bir şey var senin.
bilgiye verdiğin değer güzel. boş bir adam değilsin ya da olmayacaksın.
panpa... umarım yanılıyorumdur ama senin güçlü bir ölme eğilimin var gibi görünüyor. yaşamla bağının bu kadar kopuk olması üzücü. düşmanı bile iplemiyorsun, sanki ‘yeter artık, gibtir olup gideyim bu gezegenden’ der gibisin. Bir yanın inançlı, bir yanın değil. Koşullarından çok fazla sıkılmış olabilirsin ama beş dakkada değişir bütün işler. senin enerjiye ve morale ihtiyacın var. insanlar zaman zaman çok kötü dönemler geçirebilir. zamana izin ver, geçer. senin kumaşın güzel, umarım atlatırsın.
ya da umarım bu sefer yanılıyorumdur. -
227.
0naptin haci
Hayata bakışın pozitif panpa. dünyadan haberin var, ne yapacağın konusunda düşüncelerin var, hedeflerin var, geçmişten ağır travmaların yok. Gerçi gelecekle ilgili durumu şu anda netleştiremiyorsun, kaygıların var elbette ama karakterinde ciddi bir sorun görünmüyor. ayrıca yalnızlık hissi güçlü biri de değilsin, sosyalsin. hayatında aile’nin ciddi önemi var. ama her türlü. sen büyük ihtimalle vatana da aile gibi bakarsın, mahallene de, dostlarına da. Düzenli biri olma yolundasın, çok incin biri çıkmaz senden. hayvanları seversin. Ayrıca eğlenceli ve komiksin.
Aşka bakışın enteresan. romantik olduğunu söyleyemeyeceğim. şimdilik sadece ‘ilişki’ olarak bakıyorsun sanki aşka. her zaman aynı yerde duruyor, ne zaman gitsen bulurmuşsun gibi. iyi geliyor ve ihtiyaçlarını gideriyor. hayata alaycı bakıyorsun ve şimdilik bence aşkı da önemsemiyorsun. parayı bastırır alırsın gerektiği zaman.
sevgiliye bakışın da doğal olarak romantik değil. sanki sana ait değil ve olmayacak. ya da sadece bir süre sana ait olacak. suyla fincanı buluşturman enteresan. bu da aşkı çok yüceltiyor bir yandan. sanırım yaşarsan gerçekten çok güçlü ve yüksek bir şekilde yaşayacaksın ya da yaşarsın bütün bu umursamazlığına rağmen.
bilgiye verdiğin değerde sorun var. ya tembellik ediyorsun, ya da kolaycısın. aslında çok hızlı öğrenebilecek ve çok iyi şeyler yapabilecekken kanaat ediyor olabilirsin.
düşmanla işin olmaz. entrika ya da savaşmak sana göre değil. kaçarsın, canın tatlı. uzun vadeli planlar ve yorucu stratejilerle rakiplerini bezdirmek gibi bir çaban olmaz.
buna mukabil ölümden çok güçlü bir korku göremedim. huzurlu bir kumaşın var ve mizaha yatkınlığın seni fobilerden koruyacaktır. -
228.
0lan bakacaksan uzun uzun yazacam
-
229.
0haylimde böle yeşil istiyorum ama düşününce amk konya ovası gibi yer geliyor karşıma gibtiğimin düm düz sapsarı ova sarılığından iğrendim amk böle bi ağaç var sonra beyaz at var lan evet at olsun bemneyaz benim amk bu kimsenin değil sarılıklardan kurtulup yeşilliğe gidiyorum lan böle bi dere akıyor at oradan su içiyor panpa benim elimi daldırıyoru o suyu başka bi tak yapmıyom ama at kana kana içiyor sudan amk.cam kulplu bi fincan ingilizlerin 5 çayındaki fincanların fakir cam versiyonu gene amk sarılığı var fincanın içi boş amk bende doldurmak için kuma batırıyorum sonra o kumları rüzgarla savrulşunu izliyorum.bu eski glinlik sandıkları gibi anaanne evinde vardır o sandıklardan onun anahtarı gibi cebime koyuyorum anahtarı bi tak yaptıgım yok anahtarla. ayı kovalıyor bende kaçıyorum amk karsıda deve var lan deveye dogru gidiyorum biniyorum devenin ustune ama hareket etmiyor ayıda geliyor deveye vuruyorum üstünde debeleniyorum ama kıpırdamıyor ayı gitgide yaklaşıyor deveye dağru hamle yapıyor panpa gözlerim kararkı öldümmü ben. duvar var tırmanacak yer yok bide duvarın üstünde cam kırıntıları var ellerim kesile kesile tırmanıyorum amk oha lan böle merdivenler var mşllet sırayla merdivenlerden çıkıyor ama beyaz bi karı var panpa bide merdiven basamakları uzayda böle yeryüzünde değil yıldızlar var çünkü içimden kadını takip diyor ama ben duvarın tepesinde kararsızım böle malak gibi bekliyorum karı arkaya bakmıyor hiç sadece beyaz bi tak giymiş saçları arkadan at kuyruğuylla bağlı
al amk hayal dünyamı gibeyim söle sorunum n e -
230.
0Çöl Yolunda ilerliyorum işte standart amerikan highway gece olmuş klagib arabayla gidiyorum
Suyun Kenarında duruyorum köprünün üzerinde iki bira içiyorum seyrediyorum nehiri
Fincanla mekgibalı bi adam kahve içip bitirdikten sonra fincanı hintli bi karının zütüne sokuyor (Neden Böyle anlamadım)
Anahtar masanın üstünde benim değil alığ mekgibalı adama veriyorum bana mal mal bakıyor
Ayı arabayı parkettigim yere giderken çalılıklardan çıkıyor üstüme koşuyor torpidodan ruleti çıkarıp 3 elde wuruyorum tam önümde ölüyor
Şehir karantinaya alınmış blok duvar var mayınlı arazinin o taraftan şehre bakıyorum harap olmuş yıkık dökük orada bir kadın çocuguna molozlardan yemek arıyor sigara yakıyorum telin üstündeki levhada warning :radiation area yazıyor sonra bi hammer geliyor 2 3 asker inip kontrol yapıyorlar beni giblemiyorlar ve gidin burdan diyorlar... -
231.
+1giberimboyleisiaq
çok sıkılmışsın panpa, çok. hiçbir şeye odaklanacak halin yok, bu testi nasıl yaptın ben ona şaşırdım. hayat boş geliyor sana, her şeye üşeniyorsun sanki. ne bu işin nereye varacağını biliyorsun, ne de hedefini... hatırladığın hüzünlü şeylerle yürüyorsun yolda. ve hatırlamak istemiyorsun her ne yaşadıysan... bence senin önemli bir sırrın var panpa. ve düşünmen, yapman gerekenlerden sürekli kaçıyor, kafanı dağıtmaya çalışıyorsun.
neyse ki umutların var hala. yavaşça yeşillenmeye başlıyor yok, suya rastlıyorsun. su aşktır. sanki seni kurtaracak şey de bu aşk. ruh halin çok iyi değil panpa.
evet aşkın öneminin farkındasın ama korkuyorsun da ondan. seni alıp zütürebilir, dağıtabilir, parçalayabilir. küçük bir akıntı gibiyken şelaleye dönüyor çünkü. hayalindeki muhteşem, güven dolu, o inanır gibi olduğun masala dönüyor sonra. çok azılı bir romantiksin aslında. aşk olacaksa, öylesi olmalı, gerisi hikaye diye düşünüyorsun.
sevgilin çok şanslı olur aslında. onu anlarsın, yaralarını sararsın ama acı vereceğini düşünüyorsun eninde sonunda. fincanı kırmıyor ama kahveyi döküyorsun. sanki birinin anılarına kızgınsın sen, yaşadıklarına... bu nedenle belki de birini kırdın ve büyü bir pişmanlık yaşadın. duygusal hayatında karışık ve derin fırtınalar var.
sanki bildiklerin de yardımcı olamıyor sana. artık onları da umursamıyorsun.
ve sanki herkes düşmanın, her şey sana karşı ve bütün aksilikler üst üste geliyor. savunmasız hissediyorsun kendini. korkuların ve kaygıların çok panpa. umarım üstesinden gelirsin. kumaşın güzel ama yormuşlar seni. -
232.
0okumadım
-
233.
0uzun yazarsanız ve soruları birbirinden ayırırsanız bakarım panpalar.
başlığa boşuna 'üşenmeyene' diye ibare koymadım. -
234.
0reserve
-
235.
01-) hayalimde ki Hava oldukça yağmurlu ve soğuk -ki üzerimde ince bir yağmurluk kendimi bir yandan koruyor bir yandan ise etrafı kolacan ediyorum, ve korkuyorum da çünkü birileri beni takip ediyor algısı hep beynimin diplerinde dolaşıyor. hafif te bir yokuş var yürüdüğüm yolda etrafımı çeviren ufak ve toy ağaçların bana gösterdiği insansı ruh halleri ve havanın aşırı soğuk olması beni oldukça korkutuyor ve gitmem gereken yere ulaşamama korkusu salıyor. görüyorum tepelerin ardında o ışıkları her defasında yaklaşıyorsun oral diyorum fakat bir türlü ne yol bitiyor ne vakit geçiyor nede yağmur diniyor, bitecek diyorum, bitmesi gerek diyorum başka diyarlarda ki insanları onların sıcak yuvalarını dünüşüyorum biraz olsun tebessüm ediyorum.. nihayetinde geleceğim yere geliyor göreceğim insanı görüyor biraz olsun mutlu oluyorum. ve vardığım andan itibaren geri dönüş korkusu nasıl döneceğim korkusu beynimi meşgul etmeye başlıyor, gittiğim yerin benim için hiçbir anlamı kalmıyor çünkü o yolu bir daha geri gelmesi beni kahrediyor. ve geri yola çıkıyorum, işte herşey bundan sonra başlıyor ve şuan bunu yazarken bile tüylerimin diken diken olduğunu söylemek istiyorum çünkü hep ağlayan hep sızlayan ben oluyorum otekileştirilmek simgesi hep beni gösteriyor ve istediğimi bir türlü alamıyorum.. başladığım yere geldiğimde ise herşeyin bana hak olduğunu düşünüp ufak şeylerle mutlu olabiliyorum.Tümünü Göster
2-)nehri görüyorum ucsuz bucaksız nehir bir yanda dağlar bir yanda ağaçsız çimensiz otsuz yerler, balıkları görüyorum su doldurmak için nehre doğru yol alıyorum, nehrın yakınları ve dipleri bana kumburgaz sahilini andırıyor çünkü ordaki kumsalın aynısı nehirde bulunuyordu. -belkide daha iyisiydi bu evet parıl parıl parlıyordu girmek hevesi uyandırsada bana giremiyordum bekleyenlerin bir yere gitcek olmamın acelesiydi belkide bu.. 2 şişe suyumu doldurup yolumu tutmuştum, fakat biteceğini biliyordum ve daha fazla almam gerektiğinide. o yüzden suya girip uvuzlarıma su tutman gerekiyordu biraz serinleyip biraz ferahlayıp yola böyle devam etmem gerekiyordu, biliyordum gözde bir kulu değildim ne yazık ki giremedim 2 şişe suyumla nehri bir daha görmemek üzere uzaklaşmıştım.
3-)yol boyu engebeler ve dağlık bölgeler, fincan annemin o evimizde pek fazla eşya olmayan o pırlanta evimizde göz bebeği gibi baktığı fıncanların aynısıydı kulp tarafı sarıydı, bir süre yanımda taşıyıp daha sonra bir kenara bırakıp kendi kaderine terk etmiştim.
4-)anahtarı pek anımsayamıyorum tabi biraz da hafiylanıyorum burada ve hayalimde ki bölgede ne işinin olduğunu merak ediyor inceliyorum buralarda bu bölgelerde bu aletin işlevsiz olacağını düşünüp, onu param parça ediyorum ve kimsenin göremeyeceği şekilde gömüyor yoluma devam ediyorum..
5-)O malum şey karşıma çıkıyor biliyorum her korkumun %48'ini kaplıyor insan olmayan hayvanlardan korkmak, ve görür görmez kaçıyorum yüküm mü? var ve ağır biliyorum ama hiç aldırış etmiyorum hiç durmadan kaçmaya çalışıyorum ve atlatıyorum ne o bana zarar veriyor ne ben ona, tabi bir ikincisi olmayana dek, çünkü gardımı ne yapmam gerektiğini artık biliyorum.
6-)yine bir ürperti ve tüylerimin diken diken olduğunu fark ediyorum istemsiz mi bilmiyorum, fakat önüme çıkan duvarı ilerden görmüş planımı yapmıştım çıkıp geçmem gerekiyordu, geriye baktığımda kaçtığım yerler yolunu aldığım ağaçlar yollar ve ayılar vardı ne olursa olsun gitmem gerekiyordu.. duvarı tırmanıp bir diğer tarafa baktığımda şehirler insanlar görüyorum.. herşeyden habersiz herşeyden duyumsuz birşeylerin peşine düşmüş insanlar ? benim çektiğimi biliyolarmıydı -ki yukarıda belirtmiştim allahın gözde bir kulu değildim, o yüzden kaybetmiştim duvarı geçip kaldırım kenarları boyu yolumu alıp gitmiştim. -
236.
0Hayalimdeki yol çakıl taşlarıyla hazırlanmış bir yol ıssız bir yerde şehirden uzak sağda solda sarı yapraklar dökülmüş yola. Yolda yürüyorum ,ufaktan bir rüzgar sesi geliyor hava biraz yağışlı fakat beni üşütmüyor. Yolda bir su görüyorum küçük yerde birikmiş eğiliyorum yüzümü yıkıyorum saçlarımı ıslatıyorum ve şekil veriyorum. Fincan bir kahve fincanı ,fincanı elime alıyorum ve yere fırlatarak kırıyorum. Anahtar sarı bir altın görünümlü şekilde, anahtarı elime alıp sağa savuruyorum ağaçlara doğru. Ayının bana doğru koştuğunu görüyorum , hızla arkama doğru koşarım ağaçların arasında zikzak yaparım ki düz yolda yakalamasından daha zorluk yaratırım ayı için. Duvarın ilk önce bir kısmına kırılacak gibiyse ayağımla veya çevredeki bir parçayla kırmaya çalışır ve arkasına bakarım kıramassam tırmanırım ve rakasına bakarım ne var ne yok diye. Yolun bitmiş olduğunu görüyorum bir uçurum var.
-
237.
0napan panpa
insancıl, pozitif, neşeli ve toprağını seven birisin panpa. değer yargıların net. dostça bir mizaca sahipsin. büyük travmaların yok, karakterinde ciddi arızaların tüyosu yok.
aşka bakışın da pozitif. karşına çıktığı zaman yaşarsın. romantiksin. Ama o güzel şeyi bozma konusunda kendine güvenmiyorsun yeteri kadar. Sanki yanlış bir şey yapacakmış gibi bir halin var.
nitekim sevgiliye bakışında bu sorun netleşiyor. kadına bakışın işkilli ve önyargılı. bunu yıkamazsan mutlu olman zor.
bildiğin yerlerden uzaklaşma gibi bir fikir olabilir kafanda, ya da böyle bir hedefin olabilir.
dostsun ama savaşçı bir yanın da var. agresifleşebilir ve tehkileli bir hale gelebilirsin. bu özelliğin seni ırkçı yapabilir, dikkat etmen lazım.
yaşamdan zevk almana rağmen ölüme bu kadar yakın olmana şaşırdım doğrusu. sanki savaşmak ve savaşarak ölmek istiyorsun. senden dava adamı çıkar ama bilgiye hafife almamanı ve sakinleşmeni öneririm. içindeki güzel enerjileri gaza gelerek kinle ve öfkeyle bozma potansiyeli de taşıyorsun panpa. -
238.
01- motorum var panpa chopper,yol boş, sessiz..sessizliği bozan tek şey motorumun sesi.. asfalt ama dar bir yol.. eski de biraz, çukurlar filan var..iki yanı ağaçlık, yemyeşil,sessiz.. genellikle çam ağaçları,mis gibi de kokuyorlar.. rüzgar yüzümü okşuyor ve deniz kokusu geliyor buram buram.. yolun sonu yok, sadece yol var, hiç bitmiyor, bitmesin..
2- yolun aşağısında görünen masmavi bir deniz.. gidiyorum gidiyorum.. sonra durup bir müddet manzaranın tadını çıkarıyorum.. sonra inip elimi, yüzümü yıkıyorum.. serinliyorum,denzin kenarına taşlara uzanıp sessiz sedasız manzaranın tadını çıkartıyorum.. dalgaların,kuşların sesi.. sonra yola devam
3- sıcak bir kahve, büyük bir nescafe bardağı, beyaz,geniş ve derin şu porselenlerden.. yudum yudum yavaşça içiyorum, zevkine vara vara..
4- anahtar eski bir anahtar, hani şu eski kapılara uyan, büyüklerden..cebime atıp açtığı kapıya doğru gidiyorum..ama aramıyorum, zorlanmıyorum..sanki o evi biliyormuşum gibi direk gidiyorum..bir eve ait o anahtar.. beyaz,yemyeşil bahçesi filan olan bir ev..zeytin ağaçları, asmalar var bahçedea..ma lüks de değil, konforsuz bir yer de değil.. sıradan bir ev..balıkçı kasabasındaki evler gibi..tek katlı..
5- doğa, görmediğim bir manzara.. kaçabileceğimi tahmin ettiğim bir mesafeye kadar izliyorum bu güzel, hayatımda hiç görmediğim sahneyi.. sonra motorumu üstüne sürmeye başlıyorum ama amacım zarar vermek değil.. belki korkuturum kaçar, korkmazsa da ayıya teğet geçer hızlıca basar yoluma devam ederim
6- arkasında olanı merak etmiyorum, üstüne çıkıp bakmıyorum da..tek hayalim yol, duvarı aşıp yola devam edebilmek,ama başka yollardan, başka yollar arayarak duvarı aşardım..ve geriye dönerdim ama tamamen değil devam edebileceğim eski, toprak,patika bir yol bulmak için..o engeli bi şekilde aşıp bir şekilde tekrar yolda olmak için.. sadece yolda olmak için, durmamak için
edit : panpa yaz lütfen, çok heves ettim mk :( en olmadı yazdığında pm den gönder -
239.
+1gadamTümünü Göster
çok zorluk yaşamışsın sen panpa. yokuş yani, daha noolsun. hep yokuşa sürülmüş işin. büyük bir sıkıntı, üzüntü ve her şeyden önemlisi bir konuda derin ve güçlü bir pişmanlık hissediyorsun. Aslında hiç ama hiç hak ettiği yerde olan biri değilsin. Senin okul yerine iş hayatında olduğunu zannediyorum çünkü pişmişsin. Gururunu kırmışlar çok fena. Her şey bambaşka olabilirdi diye düşünüyorsun şimdi. Oysa ki akıllı, çok duyarlı, vefalı ve hakikatli bir insansın. Ama yaşamın bu tarafı yüzünden melenkoliye kapılmışsın, büyük ihtimalle arabeske feci kaptırmış bile olabilirsin.
Gelecek kaygıların çok büyük. Yine de kafanı dağıtmaya, mutlu olmaya ve çevrendekileri mutlu etmeye çalışıyorsun. Lakin yakın çevrende de çok hüzünlü durumlar olduğunu sanıyorum. Tek bir derdin yok senin. Sevdiklerinin yükünü ve hüznünü de taşıyorsun empatin çok güçlü olduğu için. bu vahşi hayata ve vahşi insanlara karşı savunmasızsın. bazen insanların nasıl bu kadar kötü olduklarına inanamıyorsun, aklın almıyor.
aşka bakışın güzel. biliyorsun önemini. onu nasıl yaşayacağını ve hakkını vereceğini. hep yanında olması gerektiğini. senin yaşam enerjin için çok önemli aşk. sen ‘ilişki’ diye bakamazsın birlikteliğe. adam gibisi olmalı. canını bile verebilmelisin. ve o buna değmeli. her zaman, herşeyi onunla yapabilmelisin. ama inanmıyorsun. karşına hiç çıkmayacak ya da ebediyen ayrılacaksınız sanki. kötümsersin ve bunu aşman lazım. çünkü böyle düşünürsen karşına çıktığında onu göremezsin.
belki birini üzmüş olabilirsin geçmişte ve bunun pişmanlığını yaşıyor olabilirsin. sanki unutamadığın biri var ve herkeste onu görüyor da olabilirsin. kendine bu konuda şans tanıman lazım.
anahtarı parçalaman ‘bilgiyle’ ilgili bir pişmanlığın olduğunu söylüyor bana. öğrenmen gereken bir şeyi öğrenmemişsin sanki. belki yanlış mesleği seçtin, bir konuda tembellik ettin, bilmiyorum. anahtarı gömüyorsun. bu yanlışı unutup geçmeyi yeğliyorsun. ama unutmuyorsun da.
savaşçı değil ruhun. kimseye zarar vermeyi istemezsin. ne düşmanına, ne huurlara, ne de başkalarına. gerçekten çok iyi bir insansın.
bazen ölüme yaklaşıyorsun. her karanlığın sonunda ışık vardır panpa. bir an önce bu negatif ruh halinden kurtulmanı ve toparlanmanı diliyorum. -
240.
+1kısa yazan düdük makarnaları o cümleleri uzatsınlar ve soruları birbirinden ayırsınlar.
müneccimle cinsel münasebette bulunmadım daha. -
241.
0reserved
-
242.
01) sol tarafında deniz, sahil onlardan 10 santim yüksekte kaldırım böyle yürüyüş yolu gibi bigiblete binenler, köpek gezdirenler, spor yapanlar vs. sağ tarafında yol var yolun sağında sıra sıra dizilmiş birbirinden güzel rengarenk evler. sonra yürüyorsun tek başına gidiyorsun ama o yol öyle uzun ki bitmiyor sürekli gidiyorsun. denizde yolun kıyısında o yolda yürürken mutsuz olma ihtimali yok sanki insanın denizin mavisinde buluyorsun huzuru. giderken yürüdüğün yerin hemen altında, sahilde, dondurmacı falan gibi seyyar satıcıları görüyorsun. benim yolumda kaldırımda yani bi büfe var yarısı kaldırımda diğer yarısı sahilde yani boşta düşecek gibi ordan da servis yapıyor http://tinyurl.com/74l9j3f çayın solundaki büfe gibi. sonra sıkılıyorsun tam o anda bi merdiven görüp sahile inesin geliyor, iniyorsun sanki başka bi dünya orası, nargileci var, tekel var, çay bahçesi falan var sanki yol bitmiş gibi geliyor. sonra bi bakıyosun akşamüstü olmuş böyle hafif bi rüzgar, giriyorsun tekele bir iki bira alıyosun günü batırıyorsun orda.(ha bunları yaparken yanımda olmasını istediğim bi kişi var, etkiler mi bilmem etkilese bile konuşmazdık onunla susardık.)Tümünü Göster
2) suyun başına dikilir sudan yansıyan 'bana' bakardım. gidip bi bira alır gelirdim, bi sigara yakardım suya yaşadıklarımı anlatmadan, bi yazar gibi anlatırdım her şeyi. beni anlamasını umardım, suya söylediklerimi aslında söylemem gereken kişiye söylemeyi dilerdim. düşünürdüm sonra, su bile olduğum gibi yansıtmıyor beni; dalgalanıyor, yüzüm allak bullak şekilsiz bişey oluyor. ne kadar temiz, kirlenmemiş olduğu dikkatimi çekerdi, o suya bi isim takmaya çalışırım aklıma bişey gelmez. sonra 1-2 rüyamı anlatırdım suya, keşke gözleri olsaydı suyun, mimikleri olsun isterdim konuşmasını bende istemezdim çünkü bende sevmem konuşmayı içimden anlattım her şeyi ona, dudaklarım kıpırdamadı, arada bi iç çektim, birkaç nefeste sigara o kadar. suyun canlanıp bana sarılamayacağını anladığımda, o berrak, saf sudan bi avuç alırdım ve çarpardım yüzüme. sonra devam ederdim yoluma.
3) fincanın dışındaki işlemeleri bana halıları hatırlattı. küçükken şeritlerinde araba sürdüğüm halıları. ne güzeldi o günler, gerçek mutluluk o günlerimdeydi neyse fincan beyaz değil siyah kapkara, çok şaşırdım bi yandan da çok sevindim, en sevdiğim renkti siyah. ona yaklaşırken anlayamamıştım ne olduğunu geçerken vurarım gider demiştim ama kıyamadım aldım elime oturdum oraya öylece bakıyorum inceliyorum. kimin yapmış olduğunu merak ediyorum, neden siyah bi fincan yaptı acaba? sonra aklıma türk kahvesi ve sigara ikilisine bayıldığım geliyor aklıma, diyorum bu fincanı eve zütürsem, iyice yıkasam, sonra bi kahve yanına bi sigara ne iyi olurdu. ama kahve yapmayı beceremezdim, şekerli kahveyi daha çok severdim ama orta şekerli içmeye çalışırdım nedendir bilmem. türk kahvesini kim buldu acaba, ilk kim tattı o lezzeti? hep böyle güzel miydi bu kahve? hep fincanda mı içtiler onu? sonra cebime koyuyorum fincanı kafamda sorularla devam ediyorum yoluma.
4) fazla ilgimi çekmedi ama cebimdeki anahtarı andırdığı için aldım elime baktım. üstünde kale yazıyordu benimkinde de vardı o yazı, hatta tüm anahtarların yarısında canaş diğer yarısında kale yazıyor, anahtar üreten firmalar mı bunlar? hiç batmaz mı bu firmalar bebelik günlerimde bile bunlar vardı, evdeki eski anahtarlardan anlıyorum. sonra kendi anahtarımı çıkarıp bakıyorum aynı boydalar, dişleri farkı ama. tek başına buldum zaten anahtarı birine ait olabileceğini düşünmedim ama hangi evin kapısını açtığın merak ettim. önemliydi veya değildi sadece bilmek istiyordum ama buna imkan yoktu.
5) etrafıma bakardım diğer insanlara hepsi kaçışıyor ayı bana geliyor. arkadaşlarım geldi aklıma eskiden ayı diye dalga geçiyordu binler gelin amk görün ayıyı demek geldi içimden. acaba gücüm yeter mi diye düşündüm sonra birkaç haber geldi aklıma ayının parçaladığı adamlar falan, bir de turist ömerde oynayan ayı geldi ne kadar kötü olabilirdi ama ayıyı nasıl oynattıkları hakkında birkaç bişey duymuştum, işkenceden başka şey değildi.pandaların sevimliliği geldi aklıma, kutup ayılarının balık tutacak yetenekte olmaları, bal yiyen bi çizgi film karakteri vardı winy the poo muydu neydi ne kadar tatlı göbeğim vardı diyodu o masum şey geliyo aklıma, yoginin binlikleri var. düşünmem gereken bu değil taktiklerdi ve karar verdim kaçıyorum. bırakmıyor peşimi, köpek kovalamıştı zamanında ayı köpek kadar hızlı değil yavaş koşuyorum yorulmamak için. aklıma bi apartmana girip saklanmak geliyor ama taşlar görüyorum yerde irili ufaklı 2-3 tane aldım elime büyüklerden hani kitap gibi büyüksün allah dedim gelsin diye beklemeye başladım. taşın birini attım gelmedi diğerini attım gelmedi sonra kaçmaya başladım. arayı açmıştım ama aklımdan çıkmıyordu ayı saklanmak gelmiyordu içimden kafasını parçalamak geçiyo. bekliyorum bi çöpün yanında bi süpürge sapı buldum demirden dedim içimden bu sefer gibtim belanı ayı geldi bi tane taş vardı elimde onu attım gözüne geldi sendeledi biraz süpürgenin sapını kaptım beynine beynine vuruyorum çat çat çat çat. sonra kanlar içinde yığılıyo oraya öldü mü ölmedi mi bilmiyorum merakta etmiyorum. içime bi huzur doluyo, süpürgenin sapını çöpe atıp yavaş yavaş gidiyorum.
6) ulan küçükken hep geçmiştim böyle yerlerden korkmuştum bazılarında ama çoğu fos çıkmıştı. hep tehlikeli denilen yerlerden geçme derdi annem. bu yaşıma gelince bunların toplum dayatmaları olduğunu anlıyorum ve inadını yapma denilen şeyi yapıyorum ve atlıyorum duvardan. yok böyle bi güzellik. 3-4 katlı bi ev müstakil ama ahşap değil beton. yemyeşil bir bahçe kocaman, sağ tarafında ufacık bir havuz bebe havuzu gibi, havuzun az önünde 2 şezlong 2side dolu birinde bi kız çocuğu var diğerindeki kişiyi seçemiyorum, sol tarafta ufak bi köpek kulubesi, sonra burnuma gelen mis gibi bi koku ne kokusu olduğun bilmiyorum, bahçeyi çevreleyen duvarların dibinde binbir renk ayrı ayrı çiçekler, bahçenin en solunda köşede bir bahçıvan bahçe makası var elinde çiçeklerle uğraşıyor, evin kapısı açık tahtadan devasa boyutta bir kapı, kapıya bir 4-5 basamaklı bir merdivenden çıkıyorsun, kapının hemen önünde evin beyi gibi duran bir adam var elinde şampanya var, hep gülüyor ama tipinden pek haz etmiyorum bahçede şezlongların az önünde iki çocuk var biri kız biri erkek kız şipşirin kedi yavrusu gibi çok tatlı bişey, oğlan gözlüklü biraz çekingen gibi ama çok sevimli
uzun olmuş olabilir hocam artık ister yorumla ister yorumlama vakit geçirmek için yazdım. -
243.
0raadolcaca
o kadar yazmışın panpa, niye yorumlamiiim. birazdan geliyorum, yapıyorum analizini. -
244.
0reserved
-
245.
0@206 raadolcacaTümünü Göster
hayata bakışın fevkaladenin fevkinde pozitif panpa. yaşamı sevme anlamında diyorum. detayları gören, her şeyin farkında olan, zeki, güzelliklerin tadını çıkarabilen ve her şeyden önce yaşıtlarından (kaç yaşında olursan ol) daha olgun birisin. asla akasya durağı gibi şeyler izlemezsin sen çünkü zeka seviyen ve espri düzeyini karşılayamaz sıradan işler. biraz konformistsin ama en ağır basan yanın romantizm. senden çok sıkı bir mecnun ya da Ferhat çıkabilir. ne yaşasan derilnlemesine yaşar, yaşadıklarını unutmaz, insanlara hakkını verir ve onları önyargılı değerlendirmezsin. senin kişiliğinde ‘vizyon’ var. bazı insanlar bunu dünyayı gezerek ya da çok okuyarak bulur, kiminin kumaşında vardır. sen kumaşı kaliteli olanlardansın.
Aslında biraz eski toprak tiplere benziyorsun sen, çağın televizyonu zaplayarak, tuşlara basarak yaşayan gençlerine değil de... Hakiki bağlılıkların, uzun ilişkilerin, derin aşkların zamanından gelmiş gibisin. “Biz” diyebilenlerdensin. yaşadığın düzene isyanın var doğal olarak. ‘hagibtir’ deyip duruyorsundur muhtemelen her gün. Yalnızlık duygun olduğunu söyleyemem asla. Yalnız bir adam değilsin ama içsel bir yalnızlığın var ki, bu da seni fiziksel olarak yalnız kalma arayışına itebilir. kafanın içinde çok şey dönüyor.
aslında basit bir hayatın olacak. basit, güvenli ve huzurlu. görkem sevmezsin mesela sen. hatta utanırsın paranla hava atmaya. dostsun bu yüzden de daima dostların olacaktır. insanlara yardımcı olmayı sever ve içtenlikle onların dertlerini paylaşırsın.
aşka bakışın muhteşem. nasıl kafa sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır derler. bir kere aşk seni yansıtmalı. kendini bulabilmelisin onda, ona kendini koyabilmelisin. yoksa, olmasın daha iyi. sen aşkı asla küçümseyenlerden ya da hızlı bulabilenlerden değilsin. çünkü biliyorsun öyle olmadığını. bu yüzden aradığın aşkı bulman zor olabilir. ve bu aşkı birine sabitlersen ondan kurtulman da zor olabilir. bu bir takıntı halini alabilir. çünkü aşk senin için büyülü, konuşmadan anlaşmak gibi bir şey. bir ön yargın var o aşka ulaşamayacağına dair. dikkat etmeni öneririm, bu kodlama mutlu olmanı engelleyebilir. Gerçi biraz da hüzünden besleniyorsun sen. kumaşın da acının keyfi de yok değil yani. acıdan bile keyif
işte. fincanın rengini siyah seçmenden bile belli. her ne yaşadıysan, seni alıp bi odaya kitlemiş hacı. ah nasıl kitlemiş, fincanda tam olarak çıktı ortaya. nasıl sevmişsin sen böyle. kimse öyle gülemez mi? kimse mi öyle bakamaz? o aklında hala canlı tutmaya çalıştığın anıların üstü örtülecek diye korkuyo musun? çektiğin acıya rağmen sadece ve sadece onunla mutlu olacağını mı düşünüyorsun? kafanda tekrar tekrar onu evirip çevirmek, neler söylediğini düşünmekten bıkmıyor musun? yazık... hala bütün hayalerinde o var. çok derin bir aşkın ‘pencesinde’sin panpa. kendine bir iyilik yap, bu konuyla hesaplaş. sen çok iyi bir insansın ve kimsenin seni bu kadar üzmeye hakkı yok. kendi değerini bilmen lazım. ama diyorum ya, sen biraz bu acıdan besleniyorsun.
senin bu duygusal bakışın, çağın erkeklerinden ayırıyor seni. empati gücün kadına bakışına da yansıyor ve onlara asla önyargılı, küçümseyici bakmıyorsun. aslında çok keyifli ve güzel bir şey yaşayabilirsin, bir kadın için çok şahane bir ‘kısmet’ olduğunu söyleyebilirim. Okumayı, öğrenmeyi, sanatı, şiiri seven düzgün birisin.
bazı insanların sabır eşiği yüksektir ama onu geçince de korkmak lazımdır. sen düşmana karşı bile düşmanca davranmazsın, onun nedenlerini, durumunu gözden geçirirsin. ama gerçekten senin ya da sevdiklerinin canını yakarsa o zaman işte senden korkmak lazımdır. affetmezsin. sende her şey ‘ya hero ya mero’ gibi. bekleyişin de sabırlı, düşmanlığın da. dirençlisin.
ölümden her insan kadar korkuyorsun ama sende farklı olarak bir de sonrasına dair bir huzur var. bu yüzden ölüm korkusu fobi olmaz sende. hayatın daireselliğinin süreceğini, bir şeylerin devam edeceğini hissediyorsun içten içe. Hatta bazen çok güzel olabileceğini bile düşünüyorsun. Ama sevdiğin ve seni seven insanları önemseyen vefalı bir adam olduğundan ölmeyi asla düşünmezsin.
senin karakterle ilgili bir problemin yok panpa. sadece herşeyi köküne kadar yaşayan, insanları düşünen biri olduğun kadar kendine de ayıp etmemeni öneririm.
-
44 tlyi küçümsemeyin
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 06 01 2025
-
panter emelii dikizlerkenee
-
giriş katı dairenin kirası 30 bin papel
-
sev ya da sevme hitler tam bir başarı hikayesi
-
sevme beni senin sevmelerine kalmadım
-
kopmus bacak kopmus kol
-
sultanbeylide rezidans erkek masaj
-
baycerah zütüne nasıl motogirl yazdı neler hisseti
-
türk dediğin sarışın olur
-
önceden iphone alınır mı o paraya diyordum
-
anadilde eğitim diye bir şey yok
-
egriye egri dogruya dogru
-
beyler ciddi pgibolojik sorunlarim var
-
beyler aranızda pgibolojisi bozuk olan varsa
-
hem ermeniyim hem müslümanım
-
harbi yunan galip gelseydi
-
karı düşünüyor ki ben en iyi yıllarımda
-
karı dediğin böyle olur oğluşum
-
anlat da öğrenelim ya
-
vedat uşaklıgil denen kral bir aslandı
-
inciye gelmeyin beyler
-
bakircan ile bizim üni hayatıı
-
kürt taklidi yapa yapa
-
nasyonel sosyalizm silinsin
-
devletin dini yoksa neden
-
anca internette atıp tutarsınız
-
beyler bu fotodaki çocuk aslında benim
-
birader hepinize cugu atardim
-
inci sözlükten bir yazarla sex yaptım
- / 2