1. 1.
    +7 -1
    neden mi ? cünkü yazın herşey ortalıktadır. kapılar pencereler acıktır, insanlar sokaktadır ve siz onları duyarsınız. onların mutluklarını, siren sesleri, bagrısları,cagrısları. bu iyi mi ?
    şüphesiz ki evet diyenler de olucak, hayır diyenler de. ama benim gibi şeyler yaşayanlar için cevap kesinlikle hayırdır,cok sebep var ...
    ···
  2. 2.
    +1
    kaybetme
    2001 in yazı, temmuz ayının 12si
    aksam saat 6da. orta 2 ye gecmiş, karnenin hepsinin pekiyi olmasının verdiği mutluluk içimiz de dolasıyoruz, cünkü o zamanlar öğretmenler, dersler cok önemsenir. daha tretuvarlara kilit taşlar döşenmemiş, her apartmanın önünde kendilerinin yaptırdıgı mermerlerden, seramiklerden tretuvarlar ...
    ···
  3. 3.
    +1
    tretuar dediğim, kaldırım... hemen hemen yaşıtlarım olan kan kardeşlerimle oturmuş, taso oynamaktaydık. yanılmıyorsam pokemonlarla , digimonun o gecis evresinde. kan kardeşi kavrdıbına bi parantez acmak gerekirse, bu kanka denilen olayı oradan gelme zaten hepiniz bilirsiniz. herkes birbiriyle kan kardeşi olurdu, sevdiği kişilerle tabi. oramızı, buramızı keser, irtibatımızı, kardeşliğimizi bi nebze daha arttırıyoruz hesabı. internet yok, varsa da biz bilmiyoruz, o yüzden okul ve sokakta ne kadar cok birlikte olursak diye, yırtıyoruz birbirimizi, cünkü seviyoruz birbirimizi, seviyoruz kardeşliğimizi, anasına babasına tipine bakmadan, nedensizce...
    ···
  4. 4.
    +1
    arkadaslarla taso oynamanın verdiği haz ve mutlulukla oyuna dalmışız. sokaktan gecen ilk defa görüceğimiz ambulansın sirenini bile son saniye de duyduk, 8-10 metre ileride durunca. önemsemedik, devam ettik oynamaya, cünkü bizim apartmanın önünde değil, karşı apartman da durmuştu, ve taso da ütülüyordum, bırakamazdım, sığmazdı erkekliğimize...
    ···
  5. 5.
    +1
    ambulanstan birilerinin inmesiyle bizim, tasoları toparlamaya calısmamız bir oldu, cünkü ilk defa görücektik, ambulansı, içini ve içindekileri. 3ekgib 5 fazla doldurduk cebimize ve kosmaya basladık, şaşkınlıkla, mutlulukla, karısık duygularla...
    ···
  6. 6.
    +1
    sedye falan, anca televizyonlarda gördük, canlı canlı görmek o güne nasip oldu, ambulans daha eski böyle suanki gibi fazla teknolojik, hijyenik, allı pullu degildi o kadar. herneyse kostuk peşinden görevlilerin ama karsı apartmana girmediler, apartmanımıza girdiler alelacele, tabi biz de peşlerinden. noluyor demeye kalmadan 4. katta bulduk kendimizi ve içimden geciriyorum nolur bi kat daha cıkalım , bizimki değildir kesin falan diye geciriyorum içimden. o güne kadar ne ambulans gördüm, ne hastane, 1-2 defa saglık ocagı dısında...
    ···
  7. 7.
    +1
    içeriye girmeleriyle benim daha da hızlanmam bir oldu. o zamanlar böyle sarılı, kırmızılı, renkli renkli sandaletler moda, bilenler bilir. bir kemeri kopmus olsada güzeldi, yaz zamanı giyilecek en güzel şeylerden biriydi, pazardan almıstık babamla ne de işçi, memur bi aile cocuguyduk. bir kemerinin ekgib olmasına istinaden , içeri kosarken rahatlıkla cıktı. o anki duyguları net anlatamıyorum ama affınıza sıgınıyorum. annem karsımdaydı, ablam ve 1 -2 komsu...
    ···
  8. 8.
    +1
    annem karsımdaydı ama... ama baygın bir halde, dönemin modası l şeklindeki koltuk takımında, odanın 2 duvarını saran bicimde olan kanepede yani. evde insan sayısı artmıs, komsu, coluk cocuk, saglık ekibi falan. ama benim gördüğüm tek şey annem ve koltuğun üst kısmına doğru geri düşmüş oldu kafası, baygın, gözlerinin feri gitmiş, afedersiniz ağzından cıkan, midesinden gelen maddeler, cıkmıyor aklımdan, yeşil, beyaz, ne oldugunu anlamadım, anlayamadım, anlamlandıramadım. hiçbirşey yapamadım, sedyeye koyup cıkarırken , dokunamadım, ağlayamadım, hissedemedim...
    ···
  9. 9.
    +1
    komşumuz sevilay abla, boyu 175 -180 civarı, uzun güzel alımlı. ama o zaman içimizde saf duygular var, benim minyon, kahverengi gözlü, ufak tefek bişey olmama istinaden severdi, babamızın bize öğrettiği yegane şey, efendilik, saygıydı. ve böyle olunca sevilmemek için bir neden yoktu. beni teselli ediyordu, birşey yok, gelicek diyordu, inandım. inanmak zorundaydım, elimden birşey gelmezdi. ablamda hastaneye gitmişti ambulansla ama benim gitmeme izin vermemişti sevilay. az biraz teselli olup, unutunca hadi dısarı diye, elime yemem için tutusturup birşeyler verdi. cıktım, unuttum herşeyi devam ettim oynamaya
    ···
  10. 10.
    +1
    taso oynadıgımız yerin hemen yanında kahve var. babam kahveye gitmezdi ama yine de tanınırdı, sevilirdi. noluyoruz gibiyosa, sizin ev mi, kim falan sorularına yanıt vermiyorum, ben de bihaberim cünkü. ama bizim evin balkonuna bakıyorum, komsu teyzeler ayakta durmuş, konusuyorlar galiba, birşeyler yapıyorlar orada.
    herneyse taso oynuyoruz, kahvede mac falan var derken, ezan okunuyor, anneler yavaş yavaş cocuklarına sesleniyor,eve cagırıyor. o gün ben cagrılmadım eve, bi 5 dakika daha yaa demeden, kendi kendime gittim, garipti...
    ···
  11. 11.
    +2
    evin kapısı acıktı, komsular vardı, cocuklar vardı. girdim. utangac oldugum için o kadar komsunun içinde yüzümü kaldıramıyordum ama başımı falan oksuyorlar, bişeyler diyorlar, bense mutfakta dagıtılan pideleri anlamlandırmaya calısıyorum, pide ve ayran. herhalde babam komsulara ayıp olmasın diye yaptırmış diye düşünüyorum ve pideleri hazırlayıp tabaklara koyan komsumuza,bi tane daha versene diyen yaşca 3-4 yaş büyük cocuga sasırıyorum, ben değil ekstradan istemeyi, bana sunulan şeyi bile 40 defa tekrarlatmadan yemeyen biriyim, cekingenim, utanırım, ayıplarlar diye düşünüyorum.
    ···
  12. 12.
    +1
    abim var bir de benim. calısıyor, liseyi henüz bitirmiş, bir büroda getir zütür yapıyor, işi öğrenmeye calısıyor. o gün izin alıp hastaneye gitmiş galiba. eve geldi, gözleri kan canagı, ama aglamıyor, ağlamıs, belli oluyor. tutuyor gözyaslarını belli etmemek için, gelip bana sarılıyor, gögsüne bastırıyor. ilk defa yapıyor bunu, hep aramızda bi sınır vardı, aramız iyidi ama vardı bu sınır be hep. sonra antrenin girişindeki masanın önüne cöküyor, komsular ona bakarken. tutamıyor daha fazla gözyaslarını, durur muyum ben bugüne kadar dimdik gördügüm abimi aglarken. ne kavgalara girmiştir benim için ama bir defa olsun aglamamıstır, kanasa bile orası burası. ben daha fazla aglıyorum, hıckıra hıckıra aglamaktan damagım düşüyor...
    ···
  13. 13.
    +1
    komsular noldugunu anlamaya calısırken, yani hastanede oldugu için mi üzülüyor falan diye anlamlandırmaya calısıyorlar. ama abim cep telefonuna gelen son aramayla daha fazla, daha fazla aglıyor. swatch saat hediye eden siemens a90 yanılmıyorsam var o dönem, ama yanılıyor da olabilirim. şu an bile kolumda o saat, esnek kordonlu, güzel bi saat. velhasıl abimin agzından dökülen cümlelerle , benim ,komsuların ve abimin aglaması artıyor. annem diyor başka bişey demiyor, cenesi bir titriyor, benimki kat be kat artıyor. ve tekrar ettikten sonra annem kelimesini 4-5 defa, ölmüş diyor, kafasını dizlerine eğit, kollarıyla kulaklarını, kafasını gizleyerek. ya ben, bense abimi izliyorum ağlayarak bir süre, sonra kosuyorum yatıyorum karyolaya, annemle babamın hep arasında uyudugum, uyurken terlediğim ve her defasında yatmıcam artık, uyuyamıyorum diyip tekrar tekrar aralarında uyudugum karyolaya...
    ···
  14. 14.
    +1
    diğer komsular cekindiği için yatak odasına girmeye , yine sevilay geliyor benim için. tabi bunu seslenince öğreniyorum, kafam karyolaya gömük vaziyette zira. ah çocuğum diyor , o da ağlıyor ama benim gibi içini çeke çeke değil, kim anlardı ki beni, son defa sarılamadıgım, sesini bile su an unutmakla yüzyüze oldugum annemi,bir tanemi. feryattan, figandan uzaklastırmak için beni zütürmek istiyor ama gitmem , kalkmıcam diyorum, ilk defa birisini reddediyorum, ilk defa sert konusuyorum kendi capımda. o da tek care kapıyı kapatmak da buluyor...
    ···
  15. 15.
    +1
    hayal meyal hatırlıyorum, bişeyler diyor ama ben dinlemiyorum, ağlıyorum, hıckırıklarımdan iç çekişlerimden ne dediğini duymuyorum bile. babam ablam hastanede, abimse benim için gelmişti ama o da gitmiş hemen hastaneye. bense evde sevilay abla ve komsularlayım, sonra öğreniyorum tabi bunu zira uyumuşum, yorgun düşüp. sabah olmus, gecenin şokuyla, ne oldugunu anlamıyorum, düşünüyorum, yanımda sevilayla gözümü acıyorum.o da yanımda uyumuş galiba şimdi ise karyolanın dibinde oturuyor, 1-2 saniye bunu düşündükten sonra tekrar sarılıyor bana ben de teslim ediyorum kendimi ona, ama gözlerim babamı annemi arıyor, bırakıyorum hemen onu. geciyorum içeri. içeride babamın işten bi arkadası, basında beyaz tülbent, ellerinde kuranlarla komsular. beni almaya gelmiş önder amca. geceden kalma pideyi elime peceteye sarıp veriyor sevilay, bense salya sümük, dısarı cıkıyorum bi elimde önder amcanın eli, bi elimde pide. biniyoruz siyah kartala, üzerinde beyaz yazılarla resmi hizmete mahsustur falan filan bişeyler yazıyor.
    ···
  16. 16.
    +1
    az işim cıktı sonra devam edicem, yazıcam buralara tekrar
    ···
  17. 17.
    0
    @23 estagfurullah hocam, allahına kurban. bu sadece neden sevmedigimin bir parcası, daha cok sebebi var fırsat buldukca yazıyorum devam edicem.
    ···
  18. 18.
    +2
    sevmeyişimin bu birinci sebebini daha fazla devam ettirmicem zira kendimi acıtıyor gibi oluyorum. ben o gün bugündür annemin sesini bile unutmaya yüz tuttum, sadece arada bir eski kamera kayıtlarını dinliyorum. hani su kocaman kasetlerin oldugu siyah. raks marka. allah razı olsun babam zamanında bol bol cekmiş de doldurmus o raks kasetleri yoksa unuturdum coktan. şimdi dönem dönem acıp izliyorum, 2001deki o evde, o kanepede...
    ···
  19. 19.
    0
    yazları sevmiyorum neden mi ?

    cünkü her şey ortalıkta...

    içsavaş
    o günden sonra sokakta gördüğüm her cocuk ve yanında gördüğüm her anne için, üzülüyorum. gözlerimin önünde sere serpe mutlular. iyi ki mutlular, kızmıyorum, kızamam, sinirlenemem. mutlu olmaları bir yandan beni üzerken bir yandan sevindiriyor. insanoğlu işte hem çirkef, hem de masum...
    ···
  20. 20.
    0
    yazları sevmiyorum neden mi ?

    çünkü herşey ortalıkta...
    o güzeller güzeli sevilay ablanın sokağın ortasında öldürülesiye kocası tarafından dövülmesi de.ve artık sözümona adamlardan nefret etmesi, ve kendisinden yaşca kücük bende masumiyeti araması bile...
    ···