-1
öyle diyosun da güzel kardeşim
sirkencubin uyardi, "keyfiyet" dogru bir tanimlama degil imis, dogrusu keyfilik olmaliymis. bilmiyordum, ogrendim. basligin buna gore degistirilmesi icin iznimi istedi, memnuniyetle evet dedim. kisa zamanda moderatorlere gittigini tahmin ettigim bu istek, bir degisime sebep vermektense entry'e burundu "en basindan beri biliniyormus gibi" onumuze suruldu. hayirlar olsun. ilk tepkiler arasinda esamesi okunmayan ve sorunsuzca olmazligi milyon olceginde bildirilen "keyfiyet"e dair "kavram kargasasi"nin, "keyfilik denmeyince anlasilmamis" tribini yedik say sen. yine de merak ederim: modlog denen sey muariz'in acigini yakalamak uzere seferberlik icin de mi kullaniliyor? "muariz ne dedigini bilmiyor" konulu savunma/saldiri firsatlari yaratmak icin yazilacak bir entry'nin ilk paragrafi ugruna moderasyon icabinda baslik editlemeyi birakip gorev mi savsakliyor? neyse, gorduk ki keyfiyet yokmus, keyfilik varmis. saglik olsun. (edit: simdi ogrendim ki varsayimlarden yola cikarak haksiz bir yargiya varmisim, ozur dilerim. yine de kavram'in etimolojisinin tartisma kapsami icinde olduguna inanmiyorum)
simdi boyle "kisiye ozguluk"ten yana medet uman mini oltalari bir kenara sarip, asil zokaya kilitlenelim. en basindan beri (kelime secimi yanlis olsa dahi) keyfiyetin, keyif ehli demek manasina gelmedigini, hukuki dikotomi'de "yasalik" ve "belirlilik" karsiti oldugunu dile getiriyoruz. buna ragmen "illa kahkahlarla gulme" antrenmani yapmak icin "moderator gibinin, tassaginin keyfine gore is yapiyor" iddiasina varmis gibi yanitlar hazirlaniyor. gec onu, oyle bir iddia yok. hersey amerika'da ki gibi olsun gibi de bir iddia yoktu, onu da haybeden yanitlamistik. "kil moderatorler var" gibi bir iddia da yoktu.
ama illa isi moderator olmanin tabiatina getirirsek, "somut hic bir karsilik beklemeden" moderator olma isteginin, tipki basbakan olma istegi gibi "isteyeni" otomatik olarak elemesi gerekmektedir. cunku meslek olarak secilip ifa edilmeyen "moderasyon"un her turlusu guc ve iktidar'in sahsi uygulamasi disinda kimseyi cezbedemez. "sozlugun iyiligi, sozlugun kaliteli bir yer olmasi icin calismak somut bir cikardir" dememek lazim. sozlugun iyiligi ve kalitesi bireysel bir sistem altinda "cok yorucu, yipratici ve keyifsiz" oldugu muteaddit defa dile getirilmis bir meslegi ifa etmeyi makul kilmaz. ilkokul da sinif baskani olmanin sahsi getirisi ne ise, sozluk'te de moderator olmanin sahsi getirisi odur. moderator sifat ve etkilerinin sorumlulugunun o getiriden gayri bir cazip kilici, "spormus gibi" zevkli edici bir tarafi olamaz. o yuzden "kahkahalarla gulerek, garez ile moderasyon yapmak" gibi karikatur orneklerden cikip "sahsi ego ve iktidar tatmini icin" moderasyon yapilabilme ihtimalini de ciddi olarak degerlendirmek gerekir.
ama bu, dikkatinize sunarim, yegane cikarim olamaz. moderatorler -kesinlikle- "ego tatmini" icin moderasyon mevkiinin problemlerine eyvallah cekiyorlar demiyorum. yargisiz bir infaz yok. aksine, yarginin daha sabitlenmesi, boyle infazlarin iki tarafli olarak da ya kafada, ya da moderasyon masasinda nihayetlenmemesi icin bir cozum onerisi istiyor ve diliyorum. yeni bir sistem, yeni bir format yeni bir model, yeni bir duzenleme ile "infaz" refleksleri ve suclamalarinin havada ucusmasi ihtimalini olumlu yonde azaltilmasini talep ediyorum. bunu "sahsi egomun tatmini" icin mi yapiyorum? hic suphesiz. egom ile ya da sahtekar bir kolektivizm maskesiyle de olsa, istegimin egomdan ve niyetlerimden bagimsiz olarak fayda saglayacagina inaniyorum. aksinin de sahsiyetime degil, argumanlara cevap ile yanitlanmasini ancak dileyebiliyorum.
ispiyon gerekcelerinin "sabitlenmesi" belirlilik ve kanunun geri yurumezligi ilkesi adina gereklidir. ayni seyi erbakan hoca gibi tekrar etmek istemiyorum. ispiyon bir hatanin duzeltilmesi icin yapilir. bir ispiyon o hatanin goruldugu var sayimi ile cop kutusuna gondeirlir (kamuya acik alanan silinse de kulliyen silinmez), yazarlar da o hatayi "gormek" uzere net ve somut bir sekilde uyarilir. ayni hatayi tekrari sansa, "o da biraz arastirsin canim, yazar olmadan once bildigini taahhud etti" gibi tek tarafli bir angaryaya birakilmaz. kisiler "bildikleri" seyleri unutabilirler. bildiklerini, yanlis anlayabilirler. yanlis anladiklari seyleri, dogru anlamalari, ve daha onemlisi sozluk ve kendi adina dogrular yeni normaller yaratmalari zaman ve musamaha isteyebilir. bunlari gibtir edip "bilselerdi, bildiklerini kabul ettik" demek insafizlik, adaletsizlik, sozluk ici birey ve sahsiyet gelisimine engeldir. kisiler "sebebini anlamalari uzere cezalandirildiklarinda" degil, sebebini gercekten anlayip cozumledikleri mevzulari icsellestirerek sorunlari asabilirler, dahasi, sorunlarin asilmasinda toplumsal fayda nosyonu gelistirebilirler.
sosyal pgiboloji temayullerinin "sorumlularini" belirleyip onlari "kisisellestirmek", "tiplestirmek", "karikaturize" etmek en cagdisi cozume yonelik sosyal analiz yontemlerinden birisidir. cunku hic bir sosyal grup bir "tip" ve o "tip" e dair karakteristik yargi kumesi ile tanimlanamaz. sosyal gruplar arasi etkilesimin en "civcivli" oldugu ve yabanci dusmanliginin en galiz zamanlar aldigi donemlerde ortaya cikan irk ve etnik koken karikaturleri de hep bu tip "izah etme" formullerinin eseridir. yahudi tefeci, ayyas kizilderili, at-hirsizi mekgibali, alkolik white-trash gibi "tiplemeler" bir sosyal pgiboloji'nin olusum nedenlerini izah etmez, gozlemlenebilen alan icerisinde "akilda yer eden" tortusunu "gozlemci" yonunden anlamli olarak ortaya arz eder. "normal" oldugu iddiasindaki birisi yahudiye "birakalim tefeciligi paragozlugu", kizilderiliye "birakalim ayyasligi" diyerek sosyal problemleri tepsit ettigi, ve onlara yonelik cozumler urettigi sanrisina kapilir.
misal "ne mesaj atacam" kodumun dallamasina" diyerek mesaj atmaktan cekinen "birisi" gozlemi ayni zamanda bir mesru muhatap beklentisinin tezahurudur. mesru muhatap'a hazir cevap varsa "bu kadar gotu kalkik olma, mesaj atsan konusur sorunlari cozeriz" gibisinden bir cevap kaktirilacaktir. mesru muhatap'in neden mesaj atmadigi da karikaturize bir "kabalik" ile izah edilecek, sinirli "tipler" havuzundan bir secenek hizla elenecektir.
sosyal degerlendirmeler ve cozum arayislarinda esas olan bu yuzden "tip" ihtimalleri degil, tiplere konu olan temel dinamiklerin olusumudur. eger moderasyon mesaj atilmamasini gerektirecek, ya da motive edecek korkular, cekinceler, aymazliklar, rahatsizliklar yaratiyorsa bunun sadece "yazarlar" acisindan gecerli oldugunu soylemek mantikli olmaz. yazarlar'in olusturdugu taban da moderatorleri karikaturize eder korku, yilginlik ve anlayissizligini bu stereotiplerle mesru ve makul kilmaya calisirsa bir cozume varmayi, gerginligi azaltmayi bekleyemeyiz. nihayetinde dikkat buyurun, "ego tatmini icin, iktidar hirsi icin moderator olmaya karar veren moderator" de boyle bir karikaturizasyonun urunudur. savunulmasi da, iddia edilmesi de "cozum" kaygisi guduldugu surece anlamsizdir. moderator "mesru muhatap" kabul ettigi "birileri"ne "manyak misiniz cevap atsaniza?" der, yazar da "manyak misiniz neden moderator olmak istiyorsunuz?" der, ortam yanki vadisine doner.
nihayetinde, anlasilmasi gereken sudur ki "mesru muhatap"i kaliplastirmak yerine, tepki'den suzulen fikirleri dikkate almak, cozum onerilerini "kisi"lestirme tembelligine girmeden ele almak gerekir. oneriler ve cozumlerin "mutlak gecerliligini" insan faktoru soz konusu oldugunda deterministik bir uzamda ongorebilmek mumkun olmadigi gibi, ongordugunuzu birilerine "ispat etmek" de mumkun olamaz. o sebepten "ileriyi ongormek" gibi bir amorf simulasyon cesitlemeleri yerine, bugune ve gecmise yonelik olmak, bilgi havuzu icinde amerikayi yeniden kesfetmek yerine, kesfedilmislere itibar etmek daha makul olacaktir.
ileriye donuk faydalari olacagi iddiasiyla dile getirilen argumanlarimin hicbirisinin "otisabi" contruct'i olmadigi, fikri urunu olmadigini anlamak icin erhan adalin igrenc gri kapli marmara universitesi yayinlarindan cikmis "hukukun temel ilkelerine giris" kitabini bir kere allah askina okumak kafi gelecektir. hukuk "ileride faydasi zarari ne olur" diyerek degil, mevcut sistem icinde adaleti etkin kilmak icin olusturulur, devamli bir evrim sureci icinde kendini imkan ve sartlara gore yeniler.
sozlukte moderasyon bu anlamda hukuki bir tabandan yoksun, temel kaideleri sidikzoruna "yeniden kesfetmeye" mahkum zaman kaybi provalari yapmaktadir. asmali kopru insan edecekseniz "kunduz"lari izleyerek saglik, guvenli bir sonuca varamazsiniz. oturup insaat muhendisligi, mimarlik gibi mevzulara hakim olmaya gayret etmeniz, "kutsal bilgi"lere itibar etmeniz gerekir. sen ne zaman ki insaat'in, payandanin temel ilkelerini ogrneirsin, o zaman kunduz'un barajindan, koprusunden bir sey anlayacak hale gelirsin. temel kavramlari zittiktan sonra "tecrube"nin, adalet'i zittiktan sonra "sozlugun faydasi"nin kime ne hayri olur bilemiyorum.
beni ilk dalga'da birakan, ya da dalga dalga bana degil de sadece dile getirdigim ve uygulanmasini istedigim binlerce yilin suzgecinden gecme "ilke"lere itibar edenlere selam olsun. onlar ki umuyorum bu tartismada "kisi" olarak degil, "fikir" olarka var olacaklar, "kisi" ile savasmayi mesru kilma calismalarina itibar etmeyeceklerdir.
boyle bir saldirida zarar gorecek tarafta olmayi "prim yapiyor dedirtmemek" adina secerseniz, ne yazik size. hayatiniz prim, ara odeme, muhtasar beyanname olmus demektir. toplumsal baris'i, erdem'i terk etmis, yerine moderasyondan tekaute ayrilip emekli maasina odaklanmis olabilirsiniz. hatirlatmak gibi olmasin.
Tümünü Göster