/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3 -1
    yazmış olduğum hikayenin bir kısmını panpalarımla paylaşmak istiyorum. Tabii katılım olursa...
    edit: benim için yorumlarınız çok önemli beyler gözünüzü seveyim be
    edit2: https://www.youtube.com/watch?v=xKRp6fqoKGA
    SOĞUK SOBA
    Bilir misiniz siz Haziran'ın soğuğunu ? insan o sıcakta nasıl üşür hiç bilir misiniz ? Tattınız mı o duyguyu ? Mesafelerin önüne geçebilmek için hiç uğraştınız mı ? Siz hiç gerçekten çok sevdiniz mi ? Üşüdünüz mü ? Haziran'da..

    Soğuk yine çok soğuk bir Haziran sabahı, ellerim soğuktan cayır cayır yanıyor, yetmiyor ceplerim ısıtmaya. Hohlamıyor gariban nefesim, ciğerime zor yetiyor.Susmuyor rüzgarın sesi, kulaklarım hiçbir şey duymuyor; fukara bir uğultudan başka. Gözlerimi kapattıkça hafif bir soğukluk hissediyorum, içim ürperiyor. Tüylerim ayağa kalkarken bile gözlerime bakıyor usulca, tekrardan hissediyorum göz kapaklarımdaki serinliği, anlıyorlar birden ürperiyorlar. Sanki izin vermişim gibi sanki şeker verince mutlu olan sümüklü sokak çocukları gibi kalkıp gitmeye çalışıyorlar bedenimden, ama onlar o sümüklü çocuklar var ya işte onlar kadar şanslı değiller. Çakılıp kalıyorlar, tekrar bakıyorlar gözlerime bu sefer sıcakta üşümüş gözlerimi kaçırıp, başımı hafifçe aşağı eğiyorum. Anlıyorlar, usulca eğiliyor onlarda...

    -Baba bigiblet! Baba bigiblet!.. diyen çocuğun çaresiz kalışı gibi.

    Eve yaklaşıyorum ağırdan, mahalleli yine oturmuş sandalyesine, kurulmuş iki pencereli evinin karşısına, dalmış gitmiş Soğuk Diyarlara... Ne sen bilirsin onun derdini ne de ben. Az daha gidince evlerin karşısında el emekleri, göz nurları; emektarları. Zamanında üç beş kuruş biriktirip Ayağımızı yerden kessin yeter diyen gönlü zengin insanlar. Ve bizim evimiz Yeşil boyalı. balkonu çiçeklerle dolu. şirin mi şirin. dışarıdan bile bakılmayacak kadar güzel; Soğuk Sobalı...

    Annem... Annem elinden her iş gelen. yemeklerine doyum olmayan, en güzel Annelerden. Bir bakışına ömrümü verdiğim. Bir gülüşüne her şeyi değiştiğim. Tek göz yaşına bile ayaklarımı titreten Kadınım...

    Yine sessiz sessiz ağlıyordu.Bilmiyordu gizliden gizliye onu dinlediğimi. Bilmiyordu her gece uyumadığını bir tek kendisi biliyor. Daha içten daha acıklı ağlıyordu bugün, çünkü her zamankinden fazla sıkıyordu bu sefer dişlerini, hissedebiliyordum. Kalkamıyordum o yatağımdan, bir türlü kalkıp gözlerinin yaşını cayır cayır üşüyen ellerimle silemiyordum. Kafasını tutup göğsüme yaslayamıyordum. Sadece dinleyebiliyordum onu soğukça, biraz da habersizce.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2
    Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi dertler sanki birisi bitiyormuş gibi olur ya belki de biter ama sevinirken unuttuğumuz bir şey var. Bu hayatta, her zaman bir şeyler biterken yeni şeyler başlar...

    Annemi son kez öpüp çıkıyorum evden. Bilmiyorum nereye gideceğimi. Yalnız yürümek iyi geliyor, sadece yürürken bir şeyler mırıldanmak. En çokta hayal kurmak. Olmayacak hayaller... Güneş iyiden iyiye yükseliyor. Tüm sıcaklığıyla içimi üşütüyor. Sabahın temiz havasını doya doya çekerken içime, gözlerime bir şey ilişiyor. Caminin avlusunda bir adam, başını kaldırıp güneşin gözlerine çarpan soğukluğuyla gülümsüyor bana. Elleri dikkatimi çekiyor iki elinde de birer çubuk onları birbirine vuruyor. Bunu yaparken de kendini tarifsiz bir sevincin içinde buluyor gariban... izliyorum onu uzunca, mutluluğun tarifinden çalmaya çalışıyorum.
    ···
  3. 3.
    +2
    Şikayetçiydi benden, hep bilgisayarın başında oturmamdan. Kızardı bana içten içten ama hiç belli etmezdi içerlenir söylenirdi bana ben duymuyorum ya * sonra gelir karşıma geçer, bir şeyler bulur anlatırdı. işte yine o günlerin bir tanesinin gecesi. Sessiz hıçkırıkların dört göz odada dönüp dolaşıp kulağıma geldiği bir gün. Dayanamıyorum yine ayaklarıma engel olamıyorum, titriyorlar hiç mi acımıyorlar bana, beni hiç mi sevmiyor bu ayaklar? Kalkmaya çalışıyorum, doğruluyorum usulca ilk önce oturuyorum, koltuktan yapılmış yatağımın bir köşesine hiç bitmeyecek gibi olan hıçkırıklar birden kesiliyor. Ayağa kalkıyorum ve iki tane üç adım atıyorum Annemin yanındayım. Odanın o buz gibi karanlığında parlayan gözlerini, korkuyla titreyen gözlerime iliştiriyor. Ellerinden tutuyorum hep soğuk olur Annemin elleri bugün neden sıcak acaba diyorum içimden. Çekiyorum hafifçe ellerinden kendime doğru. Bir tane üç adım atıp Soğuk Sobalı odaya geçiyoruz. Hiç konuşmadan sabaha kadar oturacakmışız gibi ilişen gözlerimizi ayırmıyoruz. Elini kalbime zütürüyor Annem sonra zayıf bedenimi kollarının arasına alıyor. Ağlıyoruz ama bu sefer dişlerimizi değil bedenlerimizi sıktırıyoruz. Öyle güzel bir duygu ki ağlamak hele ki Annen kollarında senin yanından hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıyorsa.
    ···
  4. 4.
    +2
    Sıcaktan buz gibi olan Soğuk Sobalı odaya, Yaratıcının emirlerini yerine getiren güneş sızıyor;karşımızdaki üç katlı evin kıyısından, köşesinden. Annem yanımda uyuyor. Onu izliyorum bir müddet nefes alıp verişine bakıyorum. Küçükken de hep bakardım zaten çok korkardım Annem ölecek diye ne zaman yanımdayken uyusa iki üç dakikaya bir karnına bakardım, kalkıp iniyor mu diye. işte şimdi de bakıyorum ama bu sefer gözlerimi hiç ayırmadan. Sonra gözlerine bakıyorum. Hayattan yorulmuş, usanmış, bıkmış bunları hissederken de kırışmış göz kapaklarına... Yavaşça kalkıyorum yanından Soğuk Sobanın yanına gidiyorum, biraz ellerim üşüdü de...
    ···
  5. 5.
    +1
    SA kardeşim, ben 3 kitap yazıp çöpe attım. facebookda ki, çoğu çakma yazarın benim kapanan kişisel sayfamda ki yazıları izinsiz kullandıklarını binlerce kez belirtebilirim, kanıtlayabilirim. biliyorum bizim için buraya yazıyorsun ama, ortam kaşarı çok. iyisimi sil bu entry'i. çıkar kitabı, al patentini, şlak çıkar vur dalgayı masaya. bu yazılar bana ait de. buraya yazman hata bence

    (bkz: iskender büyük)
    (bkz: ahmet batman)
    (bkz: kahraman tazeoğlu)
    bunların heryerde eli kolu var haberin olsun, ayık ol
    ···
    1. 1.
      0
      bi beklentim yok usta zaten içimdeki acıyı dindirmek için yazdım roman oldu bende bilmiyordum bu kadar olacağını ben sadece sözlükteki panpalarıma bir kısmını yazıcaktım görüş alıcaktım
      ···
      1. 1.
        0
        Gördüklerime göre on numara ağa, emek verilen herşey iyidir. unutma altın kalpli dostum
        ···
      2. 2.
        0
        eyvallah ustam wattpad de buraya yazacağım kısmını yayımladım zaten çalma falan olmaz yani orada yayım tarihi falan var tüm hakları saklıdır yazısı var çalarlarsa emeğimin peşinden giderim
        ···
  6. 6.
    +1
    Neye uğradığımı anlayamadan terk etmek istiyorum orayı. Başımı kaldırıyorum gözyaşlarımın buğulandırdığı görüntüyü, ellerimle netleştiriyorum. Belim iyiden iyiye kamburlaşıyor, dik durmayı beceremiyorum bir türlü sonra dönüp tekrardan bakıyorum ardımda bıraktığım Görünmez Yaraya. Eğilmiş önüne birbirine vurunca ses çıkartan çubuklarını izliyor, izlerken de çalmayı beceremediğim mutluluğun resmini çiziyor suratında. Utanıyorum kendimden yürürken çıkardığım sesler, ayaklarımın altındaki o yürüme hissi zoruma gidiyor. Başımı iyice eğiyorum önüme yerin dibine sokacak kadar. Oysa ne güzel de gülüyorduk de mi ? Ne iyi de gelmişti bana ne vardı çekmesen o kasayı he, ne olurdu çekmeseydin ne olurdu ? Kanıyor içimde bir şeyler, adını koyamadığım, hiçte yabancı gelmeyen şeyler.
    ···
  7. 7.
    +1
    Yüzüme anlam veremediğim bir gülümseme geliyor. Şimdi onunla karşılıklı gülüşüyoruz. Ben güldükçe o daha çok gülüyor ardın sıra bende... Birden kahkaha attığımızı fark ediyorum. Sonra önündeki vakit namazlarından sonra sattığı domates kasasını bir kenara çekiyor. Amansızca attığım kahkaha acımasızca iniveriyor kalbime. Ne olduğumu anlayamıyorum. Gülerken yüzümü ıslatan gözyaşlarım, şimdi yerleri ıslatıyor. Bacaklarıma bir titreme geliyor, ellerimi yavaşça dizlerime zütürüyorum ve hiç sıkmadığım kadar sıktırıyorum ve şöyle haykırıyorum sabahın sessizliğinde: En azından titreyen bacaklarım var..!
    ···
  8. 8.
    +1
    burda bile okunmuyosa geceleri emek emek yazdığım bu roman bi b*ka yaramaz girdiğim entry için özür dilerim beyler.
    ···
  9. 9.
    +1
    ikinci bölüme geçicem beyler ama okuyan yok galiba
    ···
  10. 10.
    +1
    rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
    ···
  11. 11.
    0
    güzgü sen misin lan doğruyu söyle
    ···
  12. 12.
    0
    Devam et
    ···
    1. 1.
      +1
      takipte kal panpam sabah devam okuyan yok. olmadı ben sana mesaj olarak atarım sıkma canını
      ···
  13. 13.
    0
    neyse ilgi gelirse yarın devdıbını yazarım
    ···
  14. 14.
    0
    Harikasın süpersin Devdıbını bekliyorum
    ···
  15. 15.
    0
    olum okurdumda üşendim sen ver yayın evine güzeldir
    ···
  16. 16.
    0
    acı eleştiri çok kızdırır ama bir süre sonra yazar adayını kendine getirir.

    çok klişe bir anlatımın var birader. son dönem genç romancıları oku biraz. iletişimden, april'den, everestt'ten çıkan yayınlar. bu haliyle çok düşük kalibreli uyduruk yayınevlerinde bile zor şans bulursun. mevzuya sorularla giriş yapman gece yarısı radyo programı yapan dj şiirleri gibi olmuş.

    ama yazmaya başladıysan, gerisi muhakkak gelir. ilk yazdıklarıma bakıyorum zütümle gülesim geliyor. ha şu ana kadar bir şey yayınlatmış değilim ama en azından kendi gelişimimi objektif gözle irdeleyebilecek durumdayım.

    naçizane tavsiyem: yaz, bir müddet sonra bir daha oku. beğeniyorsan, kötü yoldasındır. illa ki sana kötü gelen bir yeri vardır. göremiyorsan, dediğim gibi, kötü yoldasındır.
    ···
  17. 17.
    0
    söz verdik artık bir kişi olsa da yazıcam diye eyvallah beyler iyi ki varsınız
    ···
  18. 18.
    0
    Devam et panpa
    ···
  19. 19.
    0
    Rezerve helal olsun hep bi roman yazmak istemisimdir
    ···
  20. 20.
    0
    eyvallah panpam bir kişi olsa bile yazıcam kuşkun olmasın
    ···