+5
-5
Önceden belki bu yazı vardır ama yine de bilmeyenler için bu başlığı açtım.
Yavuz Sultan Selim 23 Ağustos 1514 Çıldıran Savaşı'nda iran'ı bozguna uğratıyor. Dönemin iran hükümdarı Şah ismail Yavuz Han'a kıymetli mücevher ile dolu bir hediye sandığı gönderiyor.
Hediye sandığı saraya gelir, sandık açılır. Çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas kadife kumaşlar çıkar.
Fakat sandık açılır açılmaz, etrafa pek fena bir koku yayılır. Önce hiç kimse bir anlam veremez, nadide mücevherlerle dolu sandıktaki bu fena kokuya.. Sonra mesele anlaşılır.
Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş. Yani Şah ismail aklı sıra Cihan Padişahına hakaret ediyor.
Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim emir verir”Herkes düşünsün, bu edepsizliğe, Osmanlı’nın şanına yakışır bir şekilde mukabelede bulunmalıyız” der.
Ve çözümü yine kendisi bulur..
Aynı şekilde değerli müchevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatır. Sandığın içine, o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bir kutu yerleştirilir. Kutunun altınada bir satırlık yazıdan ibaret bir not iliştirilir.
Hediye sandığı, itina ile süslendikten sonra Şah ismail’e gönderilir. Sandık Şahın huzuruna çıkarılır. Sandık açılır açılmaz, etrafa mis gibi gül kokusu yayılır. Mücevher v.s gibi hediyeler takdim edildikten sonra, Osmanlı Elçisi Şahın tedirgin olmaması için, önce kendisi tatmak kaydıyla, büyük bir saygı ve nezaketle, Şah ismail’e lokumdan ikram eder. Daha sonra görevliler, huzurda bulunanlara teker teker lokumu ikram etmeye başlarlar.
Şah bütün bu olup bitene bir anlam veremez. Osmanlı Elçisi Şahın şaşkınlığını gidermek için lokum kutusunun altına iliştirilmiş mütevazi notu uzatır.
Pusulayı okuyan Şah’ın yüzünde, bu sefer, şaşkınlığın yerine büyük bir utanç ifadesi alır;
“iSMAiL,
HERKES YEDiĞiNDEN iKRAM EDER”
Not:Gerçek olaydır, çomar değilim.
Edit:Tabiki alıntı olum kendim mi uyduracağım ?