herkes sessizce musanin etrafina oturdu.hic kimse ciddiyetten taviz vermiyordu. musa saskinlikla etrafina bakiyordu.en son arap girdi odaya. bunu senden beklemezdim dedi. bilal abi musayi sorgulamaya başladı. musa sabunu arap gilin odasindan nasil aldigini, yumusanasi icin tuvalette nasil islattigini, odada yarim saat boyun nasil delik açtığını, genis yakasinin icinden bir omzu firlamis kazaginin altinda nasil tuvalete zütürdüğünü nasil gibtigini bütün ayrintilari ile anlatti.

Herkes musayi büyük bir ciddiyetle dinledi. Bilal abi önce musanin sabunla evlendirilmesine karar verdi. sonra bu kararindan vazgecip sabunu musanin boynuna iple asip tüm pansiyonda köle gibi dolastirilmasina karar verdi.

herkes mutluydu. lakin arap maddi mevzulari acmaya calisiyor sabunun gercekten kendisi icin cok kıymetli olduğunu söylüyordu. arabi kimse kaale almayinca sabunun manevi kiymetinden babasinin bu sabunu ta arabistanlardan kendisine getirdiginden dem vurdu.en son arabin ağzına bir tane patlattilar.

Sabunu musanin boynuna asip musayi pansiyon turuna cikardilar. herkes odalarinin önüne çıkmış bu manzayi seyrediyordu. musaya destek verip alkislayanlar kadar yuhalayanlarda vardi. büyük cemaat abileri küçüklerin gözlerini kapayıp zorla koğuşlarına atmaya bu manzarayi görmelerini engellemeye çalışıyordu.

Sonraki günün öğle arasinda ben musa ve savas sigara içmek icin harabelerin oraya gittik. savas kendine ait olan kuru pasta tenekesini görünce durdu. huur çocukları gelip burada yemisler. tüm odalarin coplere baktim bulamadim amk tenekesini dedi. musa bana bakti.ben musaya baktim. bunu unutmaman iyi olmuş dedim. zoruma gidiyor la dedi kulağıma. devasa sabunlari keratayla delip giben adamlarin bu kadar gururlu olacagini bilmiyordum dedim.

O ayri ama dedi. amasi falan yok ses cikarma dedim.o hafta cuma günkü törende müdür idrar tahlili yaptırdığını ve sonuclarin yakin zamanda belirlenip ortaya cikacagini söyledi. eger siseleri atan gizlice odasına gelirse isminin aciklanmayacagini ve cezasinin asgari düzeyden verilcegini söyledi.bu durum isiyen çocuğun ise hiç umrunda değildi. niye dedim niye hiç umrunda degil amk. tahlil falan olmaz olsa bile zaten başkasının idrarini verdim. kimin dedim. arap bi paket sigara alinca bir lt ye kadar iseyebiliyor biliyon mu dedi güldü.o tahlillerin sonuclerida hiç ortaya çıkmadı

O günden sonra musayi elinde küçük bir sabunla görenler onada mi kiyacaksin, o daha çok küçük gibi bir çok şey söylediler...

Akşama yine yazarim belki belli olmaz.

Ahahaahha efsane yemin ediyorum.

Ikıncı sinifa baslarken kendime cicekli kisa kollu sarı bir hawai gömleği aldim. pantol pacalarimida yetmislerdeki modayi yakalmak icin ispanyol paça kestirdim. Terzi bu istegime biraz sasirdi ama çok üstünde durmadi. zaten okulun ilk haftasi dagitilan mor geniş yakali bir rodi gömlek vardı tüm ogrencilerde.

Okul otuz sene evvelki modayi yaşıyordu. Belkide türkiyedeki en hoş muhabbet insanlarin yetiştiği yer burasiydi.Bu olayi çok sonradan fark ettim. Hangi dersaneye giderse gitsinler bizim okuldaki adamlarin yüzde cikseni çok seviliyordu.Fen liselerindeki gibi iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlar gibi degillerdi. Ayrica anadolu lisesine giden veletlerin sahip olduğu egoda bizde yoktu.

Çünkü çevremizde hava atacağımız ne bir düz lise ne de bir meslek lisesi vardi.Biz bir dagin basindaki ogretmen okullulardik. Kültür okulun her yanindan buram buram yükseliyordu. Yatili öğretmen okullarindaki her insanda en belirgin nokta fark etmeden hafif komünist olmalariydi.

Yillarca evvelki siyah beyaz fotograflardan uzun sacli komünist öğrencileri görüp guluyorduk baslada. Kimimiz ülkücü kimimiz komünist kimimiz muhafazakardik.Ama hepimiz komünizme farkında olmadan meylediyirduk. Mesele çok ilginçti esasinda

Bu okulda kimse kimseden ustun degildi.Bir noktadan sonra herkes görüşünü bir kenara birakir neyi var neyi yoksa paylaşırdı.Bu okullari açan insanin düşündüğü de buydu.Çünkü gün geliyordu hic alakalari olmayan insanlar biribirlerine bir seyler veriyordu. Bunlari çok sonralari anladim ben tabi.

Neyse kafanizi gibmiyim bu demogojilerle.
Çiçekli gomlegimin üstüne bir ceket atip gittim okula. Babamin kreasyonundan bir kravat taktim. gayet kalin sari bir kravatti. Pacalarimda genis ve formdaydi. adam olmuştum ben. bilal, apo mezun olmuştu.ilk zamanlardaki çekingenlik artik yoktu.

Bilal su an burada olsa bu halimle beni gorse bu kez harbiden beni giberdi diye düşünüyordum. adam mi oldun hi adam mi oldun derdi. pazar aksami saat altida bu kez servisle geldim okula. getirdiğim ayakkabilarimi odamda kutudan cikardim. uclari kahverengi beyaz renkli parlak rugan ayakkabilardi. uzun beyaz coraplarimi giydim once.

sonra ayakkabilarimi giyip iyice parlattim. yanima ferit musa ve arapla beraber deri kemerimi aldim. birinci siniflarin bulunduğu koridora ilerledim.
odaya girdim. hepsine göz gezdirdim önce. ürkek gözlerle bana bakiyorladi.

Dolaba kemerle bir tane vurdum. demir dolaptan gok gürültüsü gibi bir ses yükseldi. dizilin lan karsima diye bagirdim. hemen dizildiler. hepsi 14 15 yaşlarında analarinin kucagindan kopup ilk kez yalniz basina kalmis agzi sut kokan bu veletlere baktim sirayla.

Gözüne baktigim yüzünü yere indirdi. musa ceket dedim. ceketimi aldi musa. ciddiyet bir şelale gibi akiyordu yuzlerimizden. burnumu cektim. yere balgamli bir tükürük attim. allah ne verdiyse girdim pekekentlere. genelde omuzlarina vurdum. gecen sene bana yapilan gibi

Hepsi bir yana dağıldı tespih taneleri gibi. toplanin lan diye bagirdim. bizi ilk geldigimiz gün falakaya yatirmislardi. aglamayin lan dedim. hepniz ayni taksun lacivertlerisiniz muallakler dedim.o yaz istanbulda cd satmak bana film kültürü diye kazanim sağlamıştı.