1. 1.
    +1 -1
    7 ocak sabahı ah o 7 ocak sabahı var ya. 7 ocak 1996. hayatımın bi anda karardığı sene. daha 10 yaşındaydım. küçücüktüm daha. 7 ocak sabahı uyandım. değişik bi gün olduğu belliydi. okula gitmek için 7 de kalkmam gerekirken saat 11 di kalktığımda. okulumu severdim. koşarak annemlerin odasına gittim. yatak incintı ve kimse yoktu. bilmiyorum belki çocukluk aklı gözümden yaşlar süzülmeye başladı. daha hiç bişey bilmiyodum.
    ···
  2. 2.
    +1
    koşarak alt kata salona indim. yan blokta oturan sabahat teyze oturmuş örgü örüyodu. gözleri kızarmıştı. ve telaşlıydı her bana ne kadar belli etmek istemese de. annemler nerde dedim? cevap vermedi. nerde diye sormaya devam ettim? cevap yoktu. ağlamaya başladım. bildiğin zırlıyodum artık. sabahat teyze de tutammıştı kendini artık. hastanedeler dedi. Hayatımı mahveden o kelime "hastanedeler"
    ···
  3. 3.
    +1
    bi taksi çağırdı sabahat teyze. hiç unutmam çınar taksi durağı. hastaneye gittik. 45 dakika sürdü yol. o 45 dakika bana aylar ve hatta yıllar gibi geldi. ölüyordum ağlamaktan. bildiğin. hastanede annemin yerini öğrendik. 7 numaralı yoğum bakım odası. annem hasta yatağında yatıyordu. babamsa çaresizce hastanenin korüdorundaki o iğrenç koltuklarda.
    ···
  4. 4.
    +1
    almadılar beni içeri tabii. babam ağlamaktan helak olmuştu. beni gördü. sebahat teyzeye sinirle baktı neden getirdin edasıyla. hiçbir şey söylemeden aldı kucağına beni. ağzımızı bıçak açmıyordu. ama deli gibi ağlıyorduk ikimiz de. bana dünyanın engüçlüsü gözüken babam karşımda deli gibi ağlıyordu. ben de onun kucağında. o sırada kafeteryada olan amcam geldi. beni aldı ve onlara zütürdü.
    ···
  5. 5.
    +1
    amcam sonra gidip öteberimi getirdi o lanet evden. 3 gün bekledim ama ne bekledim. hayatım gibildi. 10 yaşında bir velttim ama sanki dünyanın en apır acısını tatmış gibiydi. gerçi evet dünyanın er ağır acısıydı bu. daha ağırı olamazdı. ne sevgili kaybına benzer ne başka birisi. 1 ocak sabahı tutturdum amcama eve gitmek istiyorum diye. o da mecbur zütürdü beni eve. sağolsun yengem de gelmişti yanımda. çocukluk işte ilk işim gidip annemlerin yatağını topladım. pijamalarını katladım. etrafı topladım. sonra resim çizdim. klagib bir çocuk dramıydı o resimler. annem babam ve ben el ele evimizin bahçesinde. akşama kadar. belki 10 belki 20. hala da saklarım o resimleri
    ···
  6. 6.
    +1
    uyumuşum masamda öyle. sonra yengem beni yatağıma bırakmış. sabah saat 5 gibi içimde değişik bir boşlukla telefon sesine uyandım. hani çocuk hisseder derler. öyle işte dokunsan ağlayacak gibiydim. açtım o lanet olası telefonu. keşke açmasaydım. açar açmaz o iğrenç 4 kelimeyle karşılaştım. "başın sağ olsun abi". hayatım karardı bi an. film şeridi gibi geçti derler ya ölmeden önce. benim annem için geçmişti o. ağlamak istiyordum ama çıkmıyordu bişey gözlerimden. hiç bişi olmamış gibi kapattım telefonu. yengem sordu kimdi oğlum diye. cevap veremedim. veremedim. benim hayatımın her şeyi, en değer verdiğim insan gitmişti. o lanet kanser almıştı annemi.
    ···
  7. 7.
    +1
    hepiniz sağolun beyler allah annelerinize babalarınıza uzun ömürler versin. göçenlere de gani gani rahmet.
    ···
  8. 8.
    0
    2 ay önce de babamı gömdüm. ne yalan söyliyim sevmezdim babamı. annem öldükten 6 ay sonra evlenmişti çünkü. hala da sevmem gibi bişey. 16 ve 17 yaşında çok kaçtım evden her defasında soktu beni o lanet eve. 18 yaşında çıktım evimden bi daha da dönmedim zaten.
    ···