/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 133.
    0
    rez sayfa 6
    ···
  2. 132.
    +3 -3
    bu arada hikaye'de tutunacak dal arayanlar, mevzular harbiden çok karışık be beyler, hepsinin çözüleceğine emin olabilirsiniz ama bi süre sıkın dişinizi. bir de hikayeyi uzun yaz diyen de var, uzun etme diyen de, hikayeyi tabi ki de gün gün anlatmayacağım bi süre sonra hızlanacak zaman akışı ama hikaye genel olarak ne zaman biter bilmiyorum. saygılar.
    ···
    1. 1.
      +3
      bekleriz aq.. işimiz mi var sanki.. ama biraz daha çok part atsan makbule geçecek. iyi gidiyor, hadi bakalım...

      şimdi bir tahmin üretelim.

      Aslı, Alinin eski sevgilisi çıkabilir. ama büyük ihtimalle çıkmayacak. Öyle olsa çok klagib olurdu ki hikaye klagib değil.

      bu hikaye sonunda büyük ihtimalle Ezgi ye olan olacak. iyi yada kötü hayatı değişecek. demedi demeyin.

      Murat evlenecek.

      Caner yakalancak, büyük ihtimalle hapse gidecek.

      Ali hastanelere düşecek, büyük ihtimalle caner bunun dıbına koyacak.

      Ali, Aslıyı bulacak bulmasına ama büyük ihtimalle ya canlı bulamayacak ya da Aslı nin gidişini izleyecek.

      Bu arada, Ali, şu her part başındaki # işretinin bir anlamı var mı? alışkanlık mı?
      ···
    2. 2.
      0
      tutanlar var panpa tahminlerden.
      1. işaretin bir anlamı yok, arada normal entry de girdiğim için hikaye partlarını entrylerden ayırmak için koyuyorum.
      ···
      1. 1.
        +1
        iyice meraklandım şimdi, bakalım neler tutacak.

        sinsice pusudayım...
        ···
  3. 131.
    0
    eğer boncuksa bu sefer akıllanmış isim ve mekanların uydurma oldugunu yazmış ifşaa çalışması olmasın diye eğer değilse gerçekten garip benzer yönü çok fazla

    lan gavat eğer boncuksan 3 ay gibme bizi amk anlatta hikayeyi 3 ay gibme uzatma fazla
    ···
  4. 130.
    0
    bir adet rezz alıyorum
    ···
  5. 129.
    0
    reserved
    ···
  6. 128.
    +5 -1
    AmK poco bunu sevgi sözü olarak değil direkt küfür kabul et eski hikayeni adam gibi bitirip gibtirip gitsel din veya yeni hikayeye baslasaydin sama küfür etmezdi ama sen kisiliksiz bir picin bunu unutma başka bir entry daha girmeyecegim iyiki boncuk ömer de de senin tabirinle sinsi zütverenlerden olmuşum burda insanları kandirmayi birak
    ···
    1. 1.
      0
      nasıl bi kandırmaca mesela? ne vaad ettim ben size okumanız için?
      ···
      1. 1.
        0
        40 kere gerçek hikaye diye bağıran babam miydi amk
        ···
    2. 2.
      +3 -1
      Final de sıçman gibi bi kandirmaca amk zütü
      ···
  7. 127.
    +7 -1
    Aq boncuk u da bunu da yazan adam aynıysa bırakın yazsın amk. En azından sistemli yaziyo düzgün yaziyo istere kurgu olsun aq vakit geçiriyoz surda milleti ifşa etmeye çalışmıyoruz amk.
    ···
  8. 126.
    0
    Rezerve
    ···
  9. 125.
    +8 -1
    Bu hikayeyi yazanla boncuk omeri yazan aynı.

    Bu hikayedeki karakterler ile boncuk ömer hikayesinin karakterlerini kıyaslarsak eğer.

    Eylül birinci kız Aysel yancı kız.
    Ezgi birinci kız Aslı yancı kız.

    Baş harfleri aynı.

    Peki erkek karakterlere gelirsek ortak yanları nedir?

    Benim bulduğum tek şey dört halife.

    Ömer,ali, bekir,osman.

    Sırada ki hikaye de karakterler muhtemelen şöyle olacaktır;

    Adamın adı bekir.
    Birinci kızın adı Eda.
    yancı kızın adı ise ayşe.

    Bazı cümlelerin yanına parantez içinde bu cümleyi unutmayın beyler notu düşüyor. Tıpkı ömer gibi. Üslup aynı.

    Üslubu tam anlamıyla iyi değil ama amatör olarak sürükleyici olmayı başarmış.

    Mode off dexter morgan.
    ···
    1. 1.
      +4 -1
      Bi tek çıkarken kimseye satasmayin demiyor , çünkü bu bin bize satasip duygularimizla oynuyor
      ···
    2. 2.
      +4
      kardeş milli istihbarattamı çalışıyorsun bu ne çözümleme amk gece gece hayran kaldım
      ···
    3. 3.
      +2
      Panpa yıllarca polisiye ile ilgilendim. Ama bu bin ipuçlarını bulduğum için bir sonra ki hikayedeki kahramanın adını bekir yapmayacak.
      ···
    4. 4.
      +3
      deli bekir in hikayesi başlığını alayım da yazamasın bin diyordum tam.
      bekir olmayacak demek.
      ···
    5. diğerleri 2
  10. 124.
    0
    Rezervuaryasyon seri yaz serii
    ···
  11. 123.
    0
    Rezerved
    ···
  12. 122.
    0
    Yazacak mısın daha sonra onu söyle bari
    ···
  13. 121.
    +2
    Her şeyiyle boncuk ömer gibi
    Oda partların sonuna üç nokta koyardı oda hep en heyecanlı yerinde bitirirdi
    bi tek kimseye sataşmayın binler demiyosun amk
    ···
    1. 1.
      +3
      Gibi ne demek amk bu kadar cahil olmayın , boncuk bu Boncukkkkkk
      ···
  14. 120.
    +3 -2
    Troll vol.2 bosuna okumayin beyler sonunda yine gibko bi final olacak
    (bkz: boncuk omer in hikayesi)
    ···
  15. 119.
    +1 -1
    iyi geceler beyler.
    ···
    1. 1.
      +3
      Panpa bu kadar miydin be?
      Cok guzel gidiyor ama biraz fazla bilinmezlik var, bize tutunabilecegimiz bir seyler ver.
      ···
    2. 2.
      +6
      %99 boncuk omersin amk nese dinlicem umrumda deil az cok nasil bi surprizle karsilasacagimi biliom
      ···
    3. 3.
      +1
      ( Bu cümleyi unutmayın beyler ) dedi film koptu zaten bende ayıktım direk.
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 118.
    +11
    #
    -o zaman ben çay koyayım. diyerek içeri geçecektim ki
    -bugünümü komple size ayırıyorum dedim küçük bey, bilmem anlatabildim mi. dedi ezgi
    -çaylar da senden yani. dedim gülerek
    gülerek karşılık verdi ve içeri geçti ezgi.
    ben de boş durmamak için poşetteki simitleri çıkartıyordum.
    poşette bir kaç tane de üçgen peynir vardı.
    -yaşasın. dedim çocuk gibi sevinerek.
    ezgi mutfak kapısından kafasını uzatarak neye sevindiğime baktı.
    elimdeki peynirleri görünce "hey allahım" diyerek geri döndü içeri.
    içerde oturmuş ezgi'nin gelmesini bekliyordum.
    biraz sonra geldi ezgi, yanıma oturdu.
    -iyi misin. dedi
    -bi daha bana "iyi misiniz" diye sorarsanız iyi olmıcam. dedim şakayla karışık sinirlenerek.
    -tamam be, şimarma hemen. diye azarladı ezgi beni.
    sohbet muhabbet derken lafa daldık.
    havadan sudan konuşuyorduk zaman geçirmek için.
    ezgi sinemaya çok güzel bi film geldiğini, ona gitmek istediğini söyledi.
    haftasonu için plan falan yaptık. sonra konu döndü dolaştı ve dün konuştuğumuz muhabbete geldi.
    -kızgın değilsin di mi bana? dedi
    -yoo, değilim, şaşkınım sadece. dedim
    -neden? dedi
    -bana hala doğruları anlatmadığınız için. dedim
    alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi ezgi.
    -o kızı, aslı'yı tanıdığınızı biliyorum ezgi, ama merak etme sormayacağım artık, çünkü anlatmayacağınızı biliyorum. dedim
    -o kız hiç kimse ali, güven bana, o kız hiç kimse. dedi
    -belki seni çok sevdiği birine benzetti, ona dokunur gibi dokundu sana, sende gördü onu, olamaz mı? diyerek devam etti. (bu cümleyi unutmayın beyler)
    -kafam o kadar karışık ki neye inanacağımı şaşırdım ezgi. dedim
    -bana inan ali, bize inan. dedi elimi alıp kalbine zütürerek.
    -bana inanmasan bile ona inan, hisset onu. diye devam etti.
    -ya karşılık veremezsem. dedim
    -ben yine yanındayım ali. dedi
    -ya yanımda olman bana acı verirse. dedim
    -işte o zaman giderim ali. dedi
    -daha önce gittin mi ezgi. dedim
    -gitmedim ali, ben hep senin yanındaydım. dedi
    -o zaman bana acı da vermedin? dedim
    -ben sadece sevdim seni ali. dedi
    konuşma gittikçe derinleşiyor dudaklarımız her kelimede yakınlaşıyordu.
    tehlikeli sulara çoktan girmiştik, panik oldum birden.
    öksürme bahanesiyle kafamı yana çevirdim ve öksürdüm yalandan.
    mevzuyu çakan ezgi beni sıkıntıya sokmamak adına
    -çay demlenmiştir. diyerek yerinden kalktı gülerek.
    içeri geçti çayları doldurmak için.
    güne çok keyifli başlamıştım ezgi sayesinde.
    biraz sonra ezgi'nin telefonu çaldı.
    "çağdaş demirci" diye biri arıyordu.
    önce bi kaç saniye duraksasam da sonra bu soyadı daha önce murat'dan duyduğumu hatırladım.
    bu bizim çağdaş, adana'da evinde kaldığım çağdaş'tı.
    artık ezgi de ortadan kaybolduğum zaman oraya gittiğimi bildiği için rahatlıkla açtım telefonu.
    tam "alo" diyecektim ki.
    -ezgi..? dedi telefondaki ses.
    ama bu ses çağdaş'ın sesi değil, çok daha iyi tanıdığım birinin sesiydi...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 117.
    +2
    seri ol panpa
    edit: boncuk omer cikarsan giberim belani(:
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Çıkarsan ne demek amk kör müsün o işte ...
      ···
    2. 2.
      0
      panpa iyiyi dusunmeye calisiom ama o parantez icinde verdigi editten sinra hasgibtir dedim yoksa bizde kor deiliz anlioz be amk
      ···
  18. 116.
    +6
    #
    -kalsın oğlum sende, merso'yu boşuna mı aldık. dedi yan gözle hatuna bakarak.
    -abi olmaz öyle şey, arabaya ihtiyacım yok hem, eyvallah. dedim
    -senin olmaz hatunların olur oğlum. dedi pis pis gülerek.
    normalde belki yapmayacağı bir hareketti ama hatunun yanında gaza gelerek ciddi ciddi almadı haluk abi arabayı.
    hatuna gösteriş yapıyordu aklınca.
    işin garibi salak muhasebecinin de hoşuna gidiyordu haluk abinin yaptığı şekiller.
    -iyi abi, madem öyle diyorsun, satılana kadar kalsın bende. dedim
    -hah şöyle, hem bak iyi dedin, ilgilenirsin de arabayla, ilan koy internete bi tane, soran eden olursa gösterirsin arabayı, benim uğraşacak vaktim yok, hem işime de gelir. dedi
    -eyvallah. abi diyerek geldiğim gibi çıktım dükkandan.
    bindim arabaya, sürdüm geri eve.
    ezgi'yle kavga gürültü de olsa orta yolu bulmuştuk ama murat'la hala konuşmamıştık.
    aklım onda kalmıştı.
    tamam kızmakta haklıydı ama konuşmamak da neyin nesiydi amk.
    ezgi "arama" dese de dayanamayarak aradım murat'ı.
    uzun uzun çaldırdım ama açan olmadı.
    telefon kapanır kapanmaz yine aradım ama sonuç değişmedi.
    "hay amk" diyerek vazgeçtim aramaktan.
    illa ki dönecekti geri.
    uzandım çekyata,
    düşüncelere daldım.
    kulaklarımdan hiç gitmeyen o çığlık beynimin boş odalarında yankılanıyordu resmen.
    ezgi'yle konuştuklarımız geldi aklıma sonra.
    "ya aradığın cevaplar seni mutlu etmezse, ya kalan yarını da alır zütürürse..?" demişti ezgi.
    ne yapmış, ne yaşamış olabilirdim ki?
    öyle böyle derken saati gece 3 ettim.
    canlı müziğe akşam 10 gibi başladığımız, sahneden indikten sonra iş icabı da olsa mekanda takıldığımız için gece 2-3 benim normal uyku saatimdi.
    alışkındım yani.
    gündüz uyumama rağmen düşünceler arasında daldım uykuya.
    çalan kapı ziliyle uyandım sabah.
    babam geldi herhalde diyerek fırladım yerimden.
    kapıyı açtım.
    kapıda elindeki poşetle ezgi duruyordu.
    -sana simit getirdim. diyerek neşeyle havaya kaldırıp salladı elindeki poşeti.
    tebessüm ederek içeri davet ettim ezgi'yi.
    ezgi girdi içeri.
    günlerden cumaydı ve bu saatte ezgi'nin ofiste olması gerekiyordu.
    -ne işin var senin bu saatte burda, ofise niye gitmedin? dedim kibarca
    -yeni aldığım mimar çocuk var ya, canavar çıktı. daha ilk haftadan ilk projesini aldı, bana iş bırakmıyor sağolsun, ben de bugünümü size ayırmaya karar verdim küçük bey. dedi ezgi
    ezgi'nin bu yaptığı çok güzel bi şeydi ama o an kendimi baskı altında hissettim lan beyler.
    sanki dünkü konuşmalar bir gecede unutulmuş bir anda sevgili olmuş gibiydik.
    aklım hala aslı'daydı.
    ama bu da çok garipti,
    eğer ben onu o kazadan önce o kadar çok sevdiysem neden şimdi onu gördüğümde o duygular uyanmamıştı tekrar bende?
    neden tekrar aşık olmamıştım onu görünce.
    eğer çağdaş'lara gittiğimizde aslı gelip bana dokunmasaydı, parmaklarını yüzümde gezdirmeseydi hiç bir şey hissetmemiştim o an ona karşı.
    sadece bu hareketiyle şüphelenmiştim bir şeylerden ve haklı çıkmıştım.
    aslı gerçekten çok güzel bir kızdı ama beni çeken tek şey gözleri olmuştu.
    o kapkara gözler çok farklı duygular uyandırmıştı bende.
    acaba önceden de mi sadece gözlerine vurulmuştum, henüz bilmiyordum...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 115.
    +8 -2
    #
    -aç sen telefonu. dedi
    tırsa tırsa da olsa açtım telefonu.
    -efendim abi. dedim
    -ali'cim merhaba. dedi
    -merhaba abi. dedim
    -nasıl oldu baban. dedi
    ufak bi süre duraksasam da mevzuyu çakmıştım.
    -ha iyi abi, iyi çok şükür. dedim
    -bağı bahçeyi bıraksın bi süre, çok yormasın kendini. dedi
    -doğru diyosun abi de dinlemiyor ki işte. diye dalıverdim yalanın orta yerinden.
    -yarın gelicek misin. dedi
    -gelicem abi. dedim
    -tamamdır, görüşürüz o zaman, çok geçmiş olsun tekrardan. dedi
    -sağol abi. dedim ezgi'ye bakıp gülerek.
    o da gülerek karşılık verdi bana.
    -seni bulamayınca, telefonlara da çıkmayınca bara gittim ahmet abi'ye sormak için seni, ama sonra onun da senin nerde olduğunu bilmediğini farkettim. sinirliydi, ben de "babası hasta, bahçeye gitti apar topar" dedim işte. dedi gülerek.
    -iyi yapmışsın, oyardı yoksa beni. dedim
    biralarımızı bitirdik.
    hesabı ödeyip kalktık ordan.
    kalktığımızda saat 8'e geliyordu.
    daha erkendi,
    akşama kadar uyuduğum için uykum da yoktu ama yalnız kalıp düşünmeye çok ihtiyacım vardı.
    ama ondan da önce haluk abi'den aldığım emanet arabayı geri zütürmem gerekiyordu.
    ezgi'nin motoru vardı.
    o, motora atlayıp gitti.
    ben de arabayı zütürmek üzere sürdüm çarşıya doğru.
    haluk abi'nin dükkana geldim.
    selam vererek girdim içeri.
    akşam vakti olduğu için haluk abi çocukları göndermiş ama muhasebe işlerine bakan hatunu göndermemişti.
    niyeti çok belliydi.
    haluk abi karı kız muhabbeti dışında harbiden adam gibi adamdı,
    ama hatunlar onun en zayıf noktasıydı.
    ama çok da kızmıyordum aslında haluk abi'ye.
    o, öyle mekanlarda bakışlarıyla kızları rahatsız eden magandalardan hiç olmadı,
    henüz orta yaşlarda bile olmamasına rağmen yer yer kır düşmüş saçları ve düzgün vücudu hatunlara cazip geliyordu zaten,
    o yüzden çok kovalamazdı kızları,
    e cepte para da var tabi.
    kafasına birine taktı mı hiç çekinmeden şansını dener red cevabı alırsa başka çiçeklere konardı.
    o çiçeklerden biri de bu hatundu işte.
    dükkanın muhasebe işlerine bakan bu hatun gerçekten de çok güzeldi.
    27-28 yaşlarında ve bekardı.
    havalar sıcak olduğunda açık saçık giyinmekten çekinmezdi.
    haluk abi'nin paslarına da karşılık verdiği için o da bırakmadı peşini.
    aralarındaki ilişkinin boyutunu bilmiyordum ama alan razı veren razıydı sizin anlayacağınız.
    ben girdiğimde haluk abi kızın masasına oturmuş hem kızla geyik yapıyor hem de yukardan hatunun çatalı kesiyordu.
    haluk abi beni sevse de geldiğimi görünce "geldi yine tipini gibtiğim" der gibi baktı bana.
    aldırış etmeden selam verdim ikisine de.
    ortamı çok fazla bölmemek için
    -abi anahtarı getirdim, çok sağol. dedim anahtarı haluk abiye uzatarak.
    haluk abi önce elini uzatsa da sonra geri çekti.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 114.
    0
    Panpa o zaman hevesin kaçmasın hikaye iyi gidiyo ama olaylar çok yavaş ilerledi bilinmezlik çok fazla biraz hızlı ilerlet akışı devam
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      acelemiz yok be paşa
      ···