/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 173.
    0
    Her hikayede ensesi kalın bi godoman olmak zorunda mı lan ??
    ···
  2. 172.
    +1
    Ayrac koydum panpq
    ···
  3. 171.
    0
    iyi geceler reyiz.Şöyle bide rezz alalım takipteyiz panpa
    ···
    1. 1.
      +1
      hemen reis yapmayın adamı amk zütleri kalkıyor sonra bi durun lan
      ···
    2. 2.
      -1
      Bilader bu üslupla sende yaz, anında reyiz yapalım senide, takipçin olalım.. marifet iltifata tabidir.
      ···
      1. 1.
        +1
        lan yazdığımdan kıskandığımı mı çıkardın amk, reyiz dediğimiz boncuk bin gibi bırakıp gitti hikaye bitsin sonra istersen adamı padişah ilan et gibimde bile değil, sonra hayal kırıklığı yaşıyorsunuz amk
        ···
      2. 2.
        0
        Kıskandığını çıkarmadım güzel kardeşim ayıp ediyon,, güzel yazıyo diye reyiz demişlerdir demek istedim,
        ···
  4. 170.
    +4 -3
    iyi geceler lan bu hikaye uzun sürmesin kavundu, nicknaymes dı bir daha kaldıramam dıbına kdomunun 0-3 yaş entrysi giren amcıkları, oh lan boncukta içimde kalmıştı rahatladım.
    (bkz: hoşgeldin pampik hoşbulduk pampim)
    ···
  5. 169.
    0
    Sanada iyi geceler pnp
    ···
  6. 168.
    0
    iyi geceler panpa
    ···
  7. 167.
    +3
    bu akşamlık bu kadar. mevzular bu geceden sonra başlıyor beyler.

    iyi geceler.
    saygılar.
    ···
  8. 166.
    +7 -1
    #
    -baban nerde. dedi
    -şehir dışında. dedim
    -hala koşturuyor iş güç demek, helal olsun. dedi
    anlam verememiştim ama bozmadım yalanı.
    birazdan ne olacaksa olacaktı ama olay çözülecekti.
    ve yine ben hiç bir şey yapmıyordum.
    gerçekler kendi yolunu kendileri buluyordu.
    -geçmişinden kaçabileceğini mi sandın ali. dedi
    -hiç bi şeyden kaçtığım yok benim. dedim
    -yaktığın canların hesabını vermeden neden geldin buraya öyleyse. dedi
    -ben hep burdaydım. dedim murat ve ezgi'nin söylediği yalana o an için kendimi inandırmaya çalışarak.
    -demek hep burdaydın ha. dedi adam alaycı bir gülümsemeyle.
    cevap vermedim.
    -hiç özlemiyor musun onu. dedi adam
    -senin ne işin var burda. diyen murat'ın sesi böldü konuşmayı.
    bu herifi kapıda görünce panik olmuş, o içeri girince de kapıyı kapatmayı unutmuştum.
    -vay vay vay, kimler de burdaymış. dedi adam.
    -çık bu evden. dedi murat korkusuzca.
    -tayfayı buraya topladınız ha, ben de diyorum bunların hepsi nereye kayboldu, aslı'da burda mıdır acaba? dedi
    "vay amk herif aslı'yı da tanıyor" dedim içimden.
    ne pahasına olursa olsun bu adamı kaçırmamam gerekiyordu.
    murat gelmeden önce sorduğu soruyu tekrarladım adama
    -kimi özledim mi? dedim murat'ın gelmesinden de cesaret alarak.
    adam cevap vermedi.
    -kimi özledim mi? diye tekrarladım ses tonumu biraz daha yükselterek.
    -ali sus. dedi murat.
    -kimi özledim mi? dedim bozuk plak gibi takılarak.
    bu sorunun cevabı bütün kapıları açacaktı,
    biliyordum,
    farkındaydım.
    -ali sussss. diye hiç yükselmediği kadar yükseldi murat.
    bana konuşmam için fırsat vermeden adama döndü murat ve
    -git burdan. dedi
    adam yineletmedi.
    ağır adımlarla kapıya doğru yöneldi.
    aradığım cevaplar bu adamla beraber o kapıdan çıkıp gidecekti birazdan.
    ama yine de içim rahattı.
    bu adam beni bulmuşken peşimi bırakmayacak kadar yakmıştım canını daha önce ona ne yaptıysam
    artık evimi de biliyordu, gelecekti, yine gelecekti.
    adam o an için kapıdan çıktı ve gitti.
    -ne yapıyorsun sen, nasıl buldun o adamı ha, nasıl? dedi murat bana öfkeyle.
    ben yaşadığım şokun etkisiyle sakinliğimi koruyordum.
    -ben onu bulmadım, o beni buldu. dedim
    -ali bu adamın kim olduğunu bilmiyorsun. dedi
    -sorun da bu ya, bilmiyorum, bilsem belki kaçarım. dedim
    -bilmeyi çok mu istiyorsun? dedi
    -içimdeki boşluğu doldurmayı çok istiyorum. dedim
    masanın üzerinden kağıt ve kalemi alarak bişeyler yazdı kağıda murat.
    -git ve bul o zaman onu. diyerek kağıdı bana uzattı.
    kağıtta istanbul kadıköy'de bir adres yazıyordu.
    ve onu bulmak için çıkacağım yolculuğun ilk biletini elimde tutuyordum...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      ilk şuku diyesim var
      ···
    2. 2.
      +9
      adam aslının babası çıkacak.. kızı, Ali için ailesini bırakıp gitmiştir. onun acısı. bu da bir tahmindir bakalım çıkacak mı...
      ···
    3. 3.
      +4
      Ali yarak mı istiyon amk içimde boşluk var diyip duruyon
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 165.
    0
    hadi panpa
    ···
  10. 164.
    0
    Devam et pampa
    ···
  11. 163.
    +2
    ilgiyle izliyoruz bin, devam et.
    ···
  12. 162.
    +3 -1
    son partı atıyorum beyler.
    ···
    1. 1.
      +2
      giberim sonunu en az 2 part daha yolla amk
      ···
  13. 161.
    +11
    #
    -bi sıkıntı olursa sakın çekinme, söyle bana. dedi
    -tamadır abi, sen merak etme. dedim
    ve ikimiz beraber çıktık dışarı.
    içerdeki çocuklarla selamlaşarak çıktım mekandan.
    adam dışarda olabilir diye tırsıyordum.
    yürürken arkama bakıyordum sürekli.
    arabayı polis evinin karşısındaki ara sokağa park etmiştim.
    koşar adımlarla arabaya gittim.
    hızlıca arabaya bindim ve gaza bastım.
    gözüm dikiz aynasında sürdüm arabayı eve kadar.
    birazdan geldim eve.
    "ölüm korkusu" demişti adam.
    ölümle tehdit edilecek kadar ne yapmış olabilirdim ki ben bu adama?
    geçen her dakika kafamdaki soru işaretleri çoğalıyordu.
    koşar adımlarla çıktım merdivenleri.
    girdim eve.
    hiç bi şey düşünemeyecek kadar karışmıştı kafam.
    tek başıma çıkamayacaktım ben bu işin içinden.
    murat'ı aradım yine.
    uzun uzun çaldı ama sonunda açıldı telefon.
    -alo. dedim
    -efendim. dedi murat soğuk soğuk.
    -kardeşim? dedim
    "efendim kardeşim" demesini bekleyerek ama demedi.
    -efendim. dedi tekrar.
    -nerdesin. dedim
    -evdeyim. dedi
    -görüşelim mi. dedim
    cevap vermedi.
    -murat, çok uzatmadın mı abi. dedim
    -geliyorum. dedi
    -bekliyorum. dedim
    aradan 5 dk geçmemişti ki kapı çaldı.
    yerimden kalktım ve kapıyı açtım.
    ama kapıdaki murat değildi.
    mekandaki adam duruyordu kapıda.
    -tekrar merhaba ali. dedi
    aptal gibi donup kalmasaydım direk kapıyı geri kapatabilecek kadar vaktim vardı ama yapamadım.
    herif çok rahat tavırlarla içeri doğru adım attı.
    -demek yeni evin burası. dedi beğenmeyerek.
    cevap vermiyor, hayretle adamı izliyordum.
    herif o kadar kibar ve o kadar gıcık konuşuyordu ki sinir olmamak elde değildi.
    ama elden bi şey gelmiyordu.
    kaderime razı olacakları bekliyordum o an.
    içimi rahatlatan tek şey öleceksem bile geçmişimi bilerek, ne taklar yediğimi öğrenerek ölecektim,
    yarım değil tam gidecektim.
    koltuğa oturdu adam.
    -otursana. dedi ev sahibi kendisiymiş gibi.
    ne derse yapıyordum.
    bana yakın olan koltuğa oturdum.
    -nasılsın ali, keyifler nasıl, hayat nasıl? dedi
    -iyi. dedim
    -başka insanların da hayatlarını mahvetmeye devam ediyor musun? dedi
    -anlamadım. dedim
    güldü adam, acı acı güldü beyler.
    ···
  14. 160.
    +9
    #
    arka tarafa geçtim direk.
    biraz orda takılacaktım.
    kafam yine çok karışmıştı amk.
    adana'ya gittiğim günden beri gün yüzü görmemiştim.
    birazdan garsonlardan biri geldi yanıma
    -kendisi burda uğur bey. diyerek beni gösterdi
    -sağolun. diyerek teşekkür etti ve garsonun cebine para koydu adam.
    "kaç paraya sattın beni ulan" dedim içimden.
    adam aynı tepkisiz bakışlarla bana doğru geliyordu.
    -merhaba. diyerek tokalaşmak için elini uzattı adam.
    tipinin ve bakışlarının aksine çok kibar bi tavrı ve konuşması vardı adamın.
    "madem böyle konuşacak, güzel güzel tanışacaktık ne diye sahnede sıkıntıya soktun beni o zaman amk" demeyi çok istesem de diyemedim tabi ki de.
    -merhaba, ali ben, hoşgeldiniz. dedim
    -biliyorum. diyerek notu yazanın kendisi olduğunu tastikledi adam.
    -nerden tanışıyoruz. dedim ufaktan yine bi tırsarak.
    adam şaşırdı önce.
    sonra gülümsedi alay edercesine.
    -anlamadım? dedi
    -nerden tanışıyoruz? dedim bu sefer biraz daha kendinden emin.
    adam birden ciddileşti.
    şaka yapmadığımın farkındaydı.
    -istanbul'dan. dedi
    -ben buralıyım ama. dedim
    güldü adam yine.
    -doğruymuş. demek dedi adam.
    -ne doğruymuş? dedim meraklanarak
    -"ali kafayı yedi" demişlerdi, seni korumak için yapıyorlar sandım ama ikna oldum şu an. dedi
    olayı deşmek işime gelecekti.
    bu adam bana istediğim cevapları öfkeyle de olsa sunabilirdi.
    adam ne kadar tehditkar konuşsa da hal ve hareketleri hala çok kibardı.
    beni fazlasıyla gerse de ortamı germiyordu, bana bi şey yapacak gibi bir hali yoktu.
    -nasıl ikna oldun, belki rol yapıyorum şu an. dedim
    -gözlerinde ölüm korkusu yok. dedi
    -anlamadım. dedim
    -eğer beni tanısaydın, eğer beni hatırlasaydın kaçacak delik arardın ali. dedi
    gözleri bir anda nefret dolmuştu.
    adam hafifçe yakamı tutuyordu bunları konuşurken.
    derken ahmet abi geldi yanımıza,
    bi sıkıntı olduğunu anlamış olacak ki
    -bi sorun mu var beyler. dedi o kalın sesiyle.
    adam yakamdaki ellerini yavaşça indirerek
    -yoo hayır, ali bey'i çok sevdik, tanışmak istedim. dedi adam.
    ahmet abi ikna olmamıştı ki bana baktı,
    -evet. diye onayladım adamı.
    mevzu çıkartmak istemedim.
    hem o an için bu adamlar 2 kişi olsa bile daha kendileri gelmeden haberleri geldiğine göre taşaklı adamlardı bunlar.
    bulaşılmaması gereken tiplerdi.
    2 kişi giderler 20 kişi geri gelirlerdi.
    ahmet abi'nin de başını durup dururken belaya sokmak istemedim.
    -iyi akşamlar, yine görüşücez. diyerek kibarca tehdit ederek çıktı adam dışarı.
    ahmet abi yanıma geldi.
    -iyi misin ali, tanıyor muydun bu adamı. dedi
    -yok abi, garip biri, ben de anlamadım. dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      bu gece yaz uzun uzun giberim belanı ölüyom meraktan işi gücü bıraktım amcık
      ···
  15. 159.
    +2
    Rezervatullah bin azim
    ···
    1. 1.
      0
      panpa helal et rez alma şeklin güzelmiş kullanıyorum
      ···
    2. 2.
      0
      afiyet olsun panpa
      ···
  16. 158.
    +4
    rezerved
    yazara not: sonunu sırf mutlu bitirmek için uydurma bir final yaparsan tüm sözlük zütünü gibsin, yeter lan yediğimiz sazan. avilerden
    ···
  17. 157.
    +1
    devam panpa
    ···
  18. 156.
    +10 -2
    #
    kısa süre sonra ben kaçırdım bakışlarımı.
    diğer dinleyicilerle göz teması kuruyor mümkün olduğunca en ön masaya bakmıyordum,
    ama hani olur ya siz bakmasanız bile onun size baktığını hissedersiniz,
    aynen öyle oluyordu.
    herif hala gözlerini bile kırpmadan bana bakıyordu.
    sipariş verirken bile neredeyse çevirmemişti bakışlarını benden.
    istek parçalarla devam ediyordum geceye.
    önüme gelen mendillere tek tek bakıyordum.
    mekan full dolu olduğu için mendiller hiç eksilmiyordu.
    garson sürekli bir yenisini getiriyor,
    karışık karışık önüme koyuyordu.
    2-3 istek parçadan sonra bir diğer mendili aldım elime.
    ara sıra da olsa mendile şarkı değil de
    adlarını ve numaralarını yazan kızlar oluyordu,
    ama ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum..
    gözlerimi büyütecek o yazıyı gördüm.
    "seni buldum ali.." yazıyordu mendilde.
    normalde her hangi bir tehdit unsuru olmayan bu yazı en önde oturan adamın bakışlarıyla birleşince beni huzursuz etmeye yetiyordu.
    kimin yazdığını düşünmedim bile bu yazıyı,
    yazının sahibi hiç çekinmeden bakışlarıyla belli ediyordu kendini zaten.
    panik olmuştum birden.
    gecenin bundan sonrası benim için daha da zor olacaktı.
    mendilleri okumayı bırakıp aklıma gelen şarkılarla devam ettim.
    saat 12 olmuştu.
    şarkımı bitirir bitirmez sahneden inmek ve buradan gitmek istiyordum ama yanıma gelen garsonlardan biri ben şarkımı söylerken kulağıma eğildi ve
    -abi ahmet abi devam etmeni istiyor. dedi
    ahmet abi'ye baktım barın arkasındaki.
    garsonun söylediklerini onaylayan bir işaret yaptım gözlerimle mecburen.
    "eyvallah" der gibi kadehini kaldırdı ahmet abi.
    aslında bardayken daha güvendeydim.
    ahmet abi buranın adamıydı, mekanın sahibiydi.
    çar çakal, it kopuk bir sürü tanıdığı vardı.
    öyle kolay kolay yedirmezdi beni.
    garsonlar desen en cılızı benden iri.
    mevzu çıkacak olsa anından paketlerdik biz bu 2 herifi.
    bu düşüncelerle keyfimi biraz da olsa yerine getirerek devam ettim ahmet abi'nin istediği gibi çalmaya.
    müşterilerde hiç azalma olmamış aksine diğer mekanlarda müzik kesilince sesi duyan gelmişti.
    ahmet abi keyiften dört köşeydi.
    "zabıtalar gelsin de gör ebenin dıbını" diyerek güldüm içimden.
    gerçi zabıtalar gelse bile bi şey yapmazlardı,
    seveni çoktu ahmet abi'nin,
    doğma büyüme buralıydı,
    ahmet abi'yi tanımayan adam bulmak çok zordu.
    onun da rahatlığıyla dört köşeydi ahmet abi.
    saati 1 etmiştik.
    "tamamdır" der gibi bi işaret yaptı ahmet abi.
    görev tamamdı.
    herkes sarhoş ve mutluydu.
    en öndeki adamdan da tırsmıyordum,
    adam geçmişimden biriydi, belliydi.
    bunu düşünerek mutlu bile olmuştum o an.
    dinleyenlere teşekkür ederek indim sahneden.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 155.
    0
    https://youtu.be/LtMnaqlTY_0
    ···
  20. 154.
    +8
    #
    normalde çalmaya başlamadan önce az da olsa çene çalardım,
    ama yapmadım direk girdim şarkıya.
    ilk şarkıyı bitirmek üzereydim ki ezgi girdi mekana.
    uzaktan selam vererek her zaman oturduğu sağ arka köşedeki yerine oturdu.
    bi bira söyledi kendine.
    başımla selam verdim ben de belli belirsiz.
    öyle şarkılar türküler devam ettik geceye.
    hareketli hiç çalmadım neredeyse.
    emre aydın, sezen aksu, mehmet erdem paso böyle gidiyordum.
    istek parçalar gelmeye başlamıştı.
    ilk istek teoman - iki yabancı'ydı.
    sevdiğim bir parçaydı.
    direk başladım çalmaya.
    isteğin sahibi olan masa başta olmak üzere sağlam bi alkış aldım.
    sonrasında da mendile yazılı isteklerle devam ettim.
    garsonların önüme koyduğu mendilleri tek tek açıyor, okuyor ve es geçmeden çalıyordum.
    ama ezgi'nin bugün benden istediği bi şey vardı.
    "benim için bi şarkı çal" demişti.
    çalacaktım elbet de,
    hoşuna gitmeyecekti belki ama çalacaktım tabi ki de.
    sadece ezgi'ye bakıyordum.
    sırada onun şarkısı olduğunu anladı ezgi,
    gülümsedi,
    ama ben gülümsemedim beyler.
    baktım öyle uzun uzun ona.
    başladım ali atay'dan yalan'ı çalmaya.
    ezgi'nin de çok sevdiği bir şarkıydı bu ama sözleri çok manidar olduğu için az önce gülen gözler yerini hüzne bıraktı.
    gözlerimi ayırmadım ondan.
    gözlerinin içine baka baka sonuna kadar söyledim şarkıyı.
    ezgi cesurdu.
    öyle kaçmazdı kolay kolay.
    o da ayırmadı gözlerini benden.
    şarkıyı bitirerek sigara molası vermek için 15 dk arar verdim.
    normalde bu arada bizim çocukların ezgi'yle murat'ın masasına otururdum ama bu sefer yapmadım.
    arka tarafa geçtim, bi sigara yaktım.
    1 kesmedi 2.'yi de yaktım hemen ardından.
    o da çabucak bitti.
    ağzımı ıslatmak için bardan bi bira alarak çıktım sahneye geri.
    sahneye çıktığımda göremedim ezgi'yi yerinde.
    başta "sigara içmek için dışarı çıktı herhalde" diye düşündüysem de 2 şarkı çalmama rağmen gelmemişti ezgi.
    ne yalan söyliyim üzüldüm lan beyler,
    "keşke yapmasaydım öyle" diye geçirdim bir an içimden.
    çünkü onlara ne yaparsam yapayım, ne söylersem söyleyeyim aradığım cevapları vermeyecekti onlar,
    geçmişimin anahtarı aslı'daydı.
    saat 11:30'a doğru geliyordu ki beklenen misafirler geldi.
    50 yaşlarında 2 adam, 30 yaşlarında 2 güzel kadın en önde kendileri için ayrılan masaya oturdular.
    şarkımı söylerken kafamla selamladım onları.
    ama sonra çok garip bi şey oldu beyler.
    gelenlerden uzun boylu olan adam göz göze geldiğimiz ilk andan itibaren ayırmadı gözlerini benden.
    her hangi bi duygu yoktu herifin bakışlarında ama bakıyordu işte, rahatsız edercesine bakıyordu..
    Tümünü Göster
    ···